26 Mayıs 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

26 Mayıs 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Ama D.P. grubu gene ekseriyet bu- lamadı ve toplantı gene yapılamadı. Hayrettir; grubun asaları bindikleri dalın kesilmekte olduğunu halâ far- p Halbuki kullanılmaya organların atrofie oldukları, hareketsiz kaldık- ları ve lüzumsuz hale geldikleri her- kesin malümuydu. Hayat, yaşayan varlıkların hakkıydı D.P k — çevrelerinde Meclis grubu toplantısının her haf- ta yapılmasının ve inenin her hafta bu topluluk önünde sigaya çe- kilmek, hattâ düşürülmek tehlike- siyle karşı karşıya bırakılmasının a- leyhınde cereyan vardı. "İnce demok- yi beğenmiyen ve devlet idare- kuku peşindeydiler. Meclis grubunun toplantıları azaltılacaktı. Meclis gru- bunun önüne hükümet her Allanın haftası çıkmıyacaktı. Zaten, doğrusu istenilirse, bu topluluk karşısında geçen senenin sonunda geçirilen ra- hatsız saatler henüz unutulmamıştı. Bunu önlemek lâzımdı. Üstelik şu sı- ralarda milletvekillerinin coşkun hal- de bulundukları da gözden kaçmı- yordu. Bilhassa Cemal Köprülü me- selesinin bir takım ihtilâtlar doğura- cağından zerrece şuphe yo Bir meydan okum C emal Koprulu geçen haftanın so- D.P. den gürültüyle atıl- D P. den şimdiye kadar bir çok mılletvekılı ihraç olunmuştu; fakat ihraç sebebi diye gösterilen hiç bir sebep Prof. Fuat Köprülünün karde: çocuğu olan Edirne milletvekiline yüklenen suç kadar sudan değildi. Cemal Köprülü ne yapmıştı? Sadece Meclis Grubuna iki takrir vermişti. hayet her milletvekilinin hukumetı mürakabe vardı. Hem doğru- su ıstenılırse Edirne milletvekili mev- cut bir meseleyi bahis mevzuu et- mekle yetiniyordu. Hükümeti zor du- nuna düşüren meselenin ta kendisiy- meseleyi ise bizzat hükümet tahrik ettiğine göre, suçlu - eğer or- tada bir suç varsa - her halde Cemal Köprülü olmuyordu. Ancak, gaye başkaydı! Geçen hafta D.P. milletvekilleri Cemal Köprülünün atılıp atılamıya- cağının münakaşası ile vakit geçir- mişlerdi. Edirne milletvekili Kurucu Profesörün en yakınıydı. Böyle bir insanın lidere kurban edilmesine Fu- at Köprülü ne de olsa müsaade ede- mezdi Nitekim etmıyecegı yolunda bazı İhtarlarda bulunduğu kulaktan kulağa duyulmuştu. Fakat böyle he- saplayanlar Dışişleri bakanının ne kadar pasif bir insan olduğunu göz önünde tutmayanlardı. Adnan Men- deres arkadaşını herkesten daha iyi tanıyordu: bu darbeye, gerekli şekil- de ses çıkarmıyacaktı. Zaten Başba- kan, Fuad Köprülüyü çoktan gönden çıkarmıştı Buna mukabil liderin prestiji Ce- mal Köprülüyü partiden mutlaka at- mayı gerektiriyordu. Cemal Köprülü 8 Kapaktaki politikacı Cemal B a hafta salı gunu Dışişleri Ba- uad ü, İs- tanbulda zıyaret şenlıklerınden bir ara baş alıp da oğlu Orhan rülüyle — konuştuğunda amca meselesi" bahis mevzua e- dildi mal fesadkarane hareketlerden aç edil- mişti! Köprülü ailesi içinde bir tek fert yoktu ki böyle bir itham kar- şısında dehşete düşmesin ve vic- danının sesini susturabilsin. Her halde Orhan Köprülü bu kabiliyet- en mahrumdu, Ama asıl mesele, Kurucu Profesörün vicdanının ne halde bulunduguyd mal rülü, — Köprülülerin en iyilerinden biriydi ve insanla- rın en temizlerindendi. Fesad, fit- ne, kulis faaliyeti.. Bunlar orta boylu, gözlüklü, sevimli adamın tabiatları arasında değildi ve bu- nun böyle olduğunu da herkes bi- lirdi. Cemal Köprülü Edirneyi tem- silen Büyük Millet Meclisine gir- diği günden beri sadece dost top- lamış, sadece hürmet telkin etmiş- i her zaman açık a- çık soylemıştı En buhranlı gün- lerde başına ispat hakkı tanınma- sı gerektiğini bir makale yazarak belirtmekten geri kalmamıştı. Po- lıtıkacılıgı insanlığından önce gel- miyenlerdi. İnsan ise şeref, namus ve prensiplere sadakatti. D.P. içindeki gidişi beğenmiyordu. Bu, onun hakkıydı. Beğenmediği gidişin murakabesmı yapmak ise kendisi için milletvekilliği vazife- siydi. rirlerini verırken aklından geçen bunlardan başka bir şey değildi. Elbette ki bir milletvekili olarak hakimlerin durup dururken emek- liye sevkedilmeleri hadisesinin he- sabını soracaktı. Elbette ki resmen taahhüt edilen bir vaadin, Mende- res IV. kabinesi programının nıçm tahakkuk ettirilmediğini öğren- mek isteyecekti. Ama parti içinde fesat karıştırmak, fitne yapmak, tertiplere katılmak... Bunlar Cemal Köprülü tipinde bir insanın kullan- dığı, kullanmaya alışık olduğu si- lâhlar değildi. Tıpkı yeğeni Orhan öprülü gibi o da insanların ve partilerin muhalefette neyseler ik- tidarda da öyle kalmaları gerekti- grupta başlayan homurtulara karşı goz dagı olarak kullanılacaktı Dü- şününüz, enel Başkan — Kurucu Profesörün amcazadesını bile parti- den ihraç ettiriyordu! Sıra milletve- killerine ise kimbilir ne yapmazdı? Cemal Köprülü işte en çok zihinlerde hu mutalaamn doğması için feda e- Fakat bunu yapanlar D.P. Mec- Köprülü. ğine inanıyordu. İktidar partisinin nimetleri, bir takım fedakârlığa degmezdı Atılmak tehlikesi bulun- sa dahi fikirler soylenmelıydı Hem Cemal Köprü una yaparken kardeş çocuğu Fuad aynı parti içinde S numaralı mevkii platonik şekilde dahi olsa işgal etmesine güvenmiş değildi. Yani onun hi- mayesine mazhar olacağı, o ba- kımdan şımarıklık edebileceği ha- tırına dahi gelmemişti. Doğrusu istenilirse Cemal Köprülü akılsız bir adam olmaktan ozaliti ve Fuad Köprülüyü uzun yıllardan beri ta- ırdı. Onan ne yapabilip ne yapa- mıyacağını, ne kadar güvenilip ne kadar güvenilemiyeceğini mükem- melen biliyordu. Nitekim yanılma- mıştı Cemal Köprülü 1893 de İstan- bulda doğmuşta. Tahsilini İstan- bul Edebiyat Fakültesinde yapmış, müteakiben edebi bayata atılmış, gazete ve mecmualarda yazılar mış, Fevzi Lütfi Karaosmanoğ- lularla arkadaşlık etmiş, mücade- leler yapmıştı. Edirneden millet- vekili adayı gösterildiği sırada Ga- zi Terbiye Enstitüsünde hoca ola- rak bulunuyordu. D.P. nin sabık milletvekili okumasını seven bir insandır. İhtimal ki hareketlerınde de bonon tesiri büyüktür. Zira ip- tidailik, kültür sahibi ınsanlaı'ın kolay kolay katlanacakları bir şey Uzan lâfa hacet yok. Balanız Cemal Köprülü kimdir. Kurultay münasebetiyle Ankarada bulunan .H.P.li Edirneliler, gidip kendi- sini ziyaret edıyorlar Niçin oldu- âr: tebrik kisvesi altında, Köprülü elbette ki buna hissedi- yor. Onları evine kabul ediyor, gö- rüşüyor da. Ama sıra resim çek- tirmeğe gelince, banan nerede kul- lanılacağım anladığından kibarca özür diliyor. Zira kendisi, atılmış dahi olsa kalben D.P. lidir ve öyle kalacaktır. Onun sıyası ahlâk te- lâkkisi işte budur kendi saflarından bu adamı atmıştır. Şimdi, kime yazık, lütfen söyler misiniz? Cemal Kopı'uluye mi, yoksa D.P. ye m lis Grubunda bir aksülâmeli bekliyor- lardı. Şiddetli tartışmalara, bazı mil- letvekilleri çoktan hazırlanmışlar- Hükümetten hesap soracaklar- dı aynı şekilde partiden ihraç karar- larının da grupta bahis mevzuu e- dilmesi imkânsız değildi. Hattâ iş, Ce- mal Kopı'ulunun takrirlerinin benim- senmesine kadar götürülebilirdi. nun ise, sırası değildi, İran hüküm- AKİS, 26 MAYIS 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: