13 Eylül 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

13 Eylül 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Ferda Gülay, Fahri Karakaya, Elâ- zığ, Erzincan milletvekilleri doğunun bu üç büyük şehrinde — partilerinin goruşlerını anlattılar. u sırada İsmail Rüştü Aksal Ankarada, Parti Meclisinin toplan- tısından sonra arkadaşlarıyla çıka- cağı Ege seyahatinin hazırlıklarını tamamlıyordu Teşkilâtta memnunluk partıs nin — "ayağına zümresi mensupla- rından sonra asına kuvvetliler" zümresi mensuplarıni da meşhur ta- birle vatan sathında dolaşır görmek . H. P. kilâtım son derece se- vindirdi. — Diyarbakırda — -seçimleri D. P. kazanmıştır- Barutçunun gel- diği gün C. H. P. il merkezi ta ka- pılarına kadar doldu ve Meclis Gru- u Başkan Vekilinin konuşması 1s- rarla istendi. Barutçu orada, kendi- sine has Karadenizli şivesiyle mem- leket meselelerini — anlattı. O gün, kapıdan çıkarken bır partili buyuk samimiyetle "herifte kafa var" Duyanlar gulumsemekten kendileri- ni alamadılar. Pazar günü ise Elâzığ kongersinde delegeler — Feyzioğluna ve Meclis Grubu Başkan Vekiline hakikaten muazzam tezahürat yap- tılar. Buna mukabil hem Feyzioğlu, hem Barutçu devlet adamı olgunlu- ğu taşıyan, fakat sert konuşmalarda bulundular. Faik Ahmet Barutçu D. P. nin vaziyetini teşrih etti, Feyzi- oğlu mücadelenin çetin oldugunu ha- tırlattı ve sinirleri bozulan D. P. İl- ler varsa bunların kenara çekilme- lerini tavsiye etti. Bu haftanın başında —Erzincan kongresi daha-da coşkun bir hava içinde cereyan etti. İki toplantıda da İnönünün mesajları büyük teza- hürata vesile verdi. Bilhassa Barut-- çuylâ Feyzioğlu kürsüye — çıktıkları andan indikleri ana kadar alkışlan- dılar. Grup Başkan Vekili konuş- masını tamamladıktan sonra bu al- kışlar daha dakikalarca sür "Kafasına kuvvetliler" demokra— sinin en basit icabı olan "parti teş- kilâtıyla temas" 1 teşkılatın ayagına kadar Erzincanda rutçu ve arkadaşlarına "Sizlere hasretiz; niçin gelmıyorsunuz niçin uzakta kalıyorsunuz Or! Grup Başkan Vekili geleceklerını uzakta kalmayacaklarını bildir. Bu haftanın ortasında yurdun muhtelif taraflarındaki C. H. P. teş- kilâtında — Barutçuya, — Feyzioğluna ve onların kafa dengi arkadaşları- na davetler yağıyordu. Barutçu haf- tanın sonunda daha iyi hazırlanmış bir program dahıhnde ve basınla te- ması kuvvetlendirilmiş halde — yeni- den seyahate çıkacagım açıkladı. Gittiği yerde C P; iç mese- leleri, Grubun ve merkezın çalışma- ları hakkında da bilgi veriyor, ten- kidleri dinliyordu. Bilhassa Feyzioğ- lu herkesle yakından alâkadar oldu- 12 Faik Ahmet Barutçu Ayağına üşenmekten vaz geçti ğu, ayağına üşenmediği ve kafasıy- la bacakları arasında mükemmel ir- tibat, senkronizasyon kurabildiği i- çin daha da çok hoşa gitti. profesörün meseleleri kulaktan ma şekilde değil, bilerek ve anlaya- rak ele alması partililer — arasında kıymetinin artmasına yol açtı.He- —e bir Atatürk nesli mensub lm endisine karşı duyulan sevgiyi busbutun çoğalttı "Kafasına kuvvetliler” zümresi- nin, icabında kendilerinin de çarığı pek âlâ ayaklarına çekebileceklerini böylece ispat etmesi ve yeni bir içinde harekete geçmesi C. H. P. i- çinde bir devrenin açıldığını göste- riyordu. Hakikaten Iktıdara namzet bir part nin sadece "" UV in eline terkedılemeyecegı hakikati anlaşılmıştı. Diyarbakır. Elâzığ ve Erzincan- daki hâdiseler C . P. Genel Sek- reterini de harekete getirdi. Kasım Gülek kendi fıkır rkadaşlarını ya- nına alıp Erzuruma koşmaya karar verdi. Niteki bu haftanın başında Gulekofıllerın elındekı Ulus şu ha- berı birinci sayfasında — veriyordu: "C. B. nel Sekreteri Kasım Gülek 10 Eylulde İstanbuldan Erzu- ruma gidecektir. Gülekle birlikte C. H. P. Ankara milletvekili Hasan Tez de İstanbuldan Erzuruma gidecek- tir'. Genel Sekreter Erzurum kon- gresinde bilinen taktiklerini kullana- caktı. -Rakip saydığı bir hatip ko- nuşurken kendısını omuzlar Üstünde salona getirtmek, aynı çaptaki bir başka hatip konuşurken — kalkmak ve gürültülü şekilde ugurlanmaya vesile vermek, "birinci adam" pozla- rı takınmak, taraftarlarına alkış tutturmak-. Bakal bu bun lar ne netice verecektı "Sıhhat alametleri" alâmeti sayarak ve hakikaten layık olanın kazanacağına yürekten ina- narak, bu yüzden de -gönlü kiminle beraber olursa olsun- fiiliyatta ta- rafsız davranarak bir istikrar un- suru olmakta devam edıyo u. Bu gleden sonra, sa- ada mı sah gün 13. da Heybelıden kalkan va- purda ailesiyle birlikte görenler zin- deliğine ve canlılığına gıpta etmek- O gün yalnız İzmirin kurtuluş gunu değil, aynı zamanda C nin kurulu gunuydu Partısının gençlerı kendi- sini davet etmişlerdi. Onların top- lantısında konuşacaktı. Yaşları, tinin yaşından ufak gençler... İnönü pazar günü, evinde basın toplantısından sonra, bir konuşma esnasında G. H. kındakı fikrini söyledi: C. » İtibarının zirvesin- de bulunuyor Tarihinin hiç bir ânında milletçe bu derece tutulma- mıştır. Tek parti günlerinde elimiz- de bir ölçümüz yoktu. Bilmiyorduk Bilemezdik. Halk bizi ne kadar des- tekleyecekti, meçhulumuzdu Simdi ise, hep gör üyor ©. P. hak- . nin kuruluş yıldönümün- de İsmet İnönünün neşe içinde olma— sının asıl sebebi işte buydu. Part hakkındaki — fikrinde yanılmadıgını sabah gazetelerı teyid etmişlerdi. C. in itibarın zirvesinde bulun- dugu sadece kendisinin kanaati de— ğildi. Bizzat rakipleri aynı kanaat teydiler. Zira İzmirde senelerdir sü— rüp giden bir âdet bozulmuş ve Kur- tuluş yıldonumlerınde tertiplenen ge- çit resminde siyasi partiler daima temsil edilirken bu defa siyasi par- tılerın yuruyuşe katılmaları — yasak edilm Ecele çare olur mu? H akikaten bu haftanın başında İz- mirdeki C H. P teşkilâtı vali- liğin bir tebligatı karşısında şaşırdı kaldı. Valilik siyasi partilerin geçit resmine katılmıyacaklarmı — bildiri- yordu. Zaten bu katılma işi son se- nelerde kuşa' benzetilmişti. İlk baş- ta siyasi partiler yürüyüşe taraftar- larıyla birlikte katılırlardı. onra- dan sadece temsilcilerin geçmesi mü- nasip görülmüştü. -Zira C. H. P. da- ha çok taraftar toplamaya başlamış- tı-. Fakat bu tedbir de kâfi görül- memişti. İzmirliler C. P. temsil- cileri geçerken dünyanın en büyük tezahüratını yapıyorlar D. P. ge- çerken ise dünyanın en büyük sü- kütunu muhafaza ediyorlardı. Bu sene parlak zekâlar yeni bir usul keşfetmişlerdi: Bütün partâlerin tem- silcileri bir arada geçeceklerdi! Böy- lece alkışın kime tutulduğu belli olma AKİS, 13 EYLÜL 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: