13 Eylül 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

13 Eylül 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T | Ankara İşletmeye Açılan Tiyatro G eçen haftanın — ortalarında bir sabah Zafer Gazetesini ellerine alanlar az kalsın küçük dillerini yu- tuyorlardı. İktidar büyüklerinin nu- tuklarını veya Muhalefete kan kus- turan yazılan birinci sayfasının baş köşelerine oturtmayı âdet — edinmiş olan muteber gazete, Türk basın ta- rihinde adeta bir ihtilââ yapmak is- ter gibi siyasetle hiçbir 11gısı olmı- yan tiyatro meselesini büyük pun- tolarla ele alıyordu Birinci sayfada uç sütun üzerinden gö erılen - Yyazı, "Devlet Tıyatroları Asıl Şim Tı— yatro oluyor" başlığını taşıy muteber gazetenin sadık o cuları bile komşu sütunlardaki "Onbı_nl T- ce İzmirlinin Celâl Bayara İçten Tezahüratı" nı bir yana bırakarak "Hükümetin Devlet Tiyatrosu sah- seviyeye — çıkarmak " öğrenmek için yazıyı me- rakla okumıya başladılar. azı bundan bir müddet — önce Muhsın Ertuğrulun Devlet Tiyatro- ları Genel udurlugunden uzaklaş- tırılması üzerine Milli Eğitim Baka- nı Celâl Yardımcıyı bir hayli tenkid etmiş .olan gazete ve dergilere ce- vap vermek iğin hazırlanmıştı. Bu- nunla birlikte gazetenin nasıl olup da pek kıymetli sütunlarını bir sa- nat meselesine ayırmış olduğunun se- bebi, okuyucuların meçhulü kaldı.' Ve kıl beyin arzusu şin aslına bakılırsa muteber gazete de çıkan yazının yayınlanmasını Muhsin Ertuğrul Uşak olmayan adam A.KİS, 13 EYLÜL 1958 YATRO Vekil bey arzu etmişti. Bakanlık em- rine adam almaktaki isabetli karar- lariyle tanınan Milli Eğitim Bakanı Celâl Yardımcı, Muhsin — Ertuğrulu da işinden ihraç ediverince — basın- dan yükselen isabetsiz tepkiyle bir hayli şaşırmıştı. Bir Anayasa fesörü için yaygara — koparılabilirdi ama, bu kantocuya da ne oluyordu! İktisadi kalkınmamıza paralel ola- ak vatan sathında ele alınan milli eğitimi kalkınmamızın ruhu — içinde ir kantocu tek başına nasıl bir ba- kana karşı müdafaa edilebilirdi t Bir bakan elbette ki, hındaki milli eğitim idare ederken doğru dürüst ceketi- ni taşımasını bilmiyen bir adamdan üstün tutulacakta. Basının bu hakikatleri görmemiş olması Celâl Yardımcıyı bir hayli sinirlendirmişti. Bunun üzerine özel kalemden muteber gazeteye telefon edilmiş, ve vekil beyin "Devlet Ti- yatrosunda — yapılan son degışıkliği vesile ittihaz — ederek sırf siyasi vs ldCOIOJlk tandanslarla hareket eden- gere ettıklerı mişti. sadık kuyucularını bile hayretlere düşüren mahut yazı muteber gaze- tede boy gösteriyordu. Muteber gazete yazarınla daha meseleyi iyice öğrenmeden aleme sarılmak zorunda kaldığı ilk satır- larda belli oluyordu. Yazar, Muhsin Ertuğrulun iki yıllık çalışmasına a- labıldıgıne hücum ediyordu ama, ne- yi savunduğunu — pek bılmıyordu Bundan sonra gerçekleşeceğini müj- deledigı şeyler daha önce — Muhsin rtuğrul Zamamnda yapılmıştı. Ya- zar bır yan uhsin — Ertuğrula saldırırken, bır yandan da istemi- yerek onu övmek sorunda kalıyor- du. Gazetenın bu siyasi gayretkeşlı— ği, on yıl sonra açılacak bir şeker fabrikasının temel atma — törenine benzemekteydi. "Ben Kavas Değilim" tedeki yazı bir kurdelâ me- rasiminin tasvirine benzemekle birlikte bir noktayı açıkça ortay, koymuştur. Aşağı — yukarı on beş halinde günden beri bir muamma kalan Muhsin Ertuğrulun uzaklaştı- rılması, gazetenin meseleye sütunla- rında büyük bir âlicenaplıkla — yer Vermesinden sonra anlaşılmıştır. İşin aslında Celâl Yardımcı bir bakan olarak Genel Müdürden arzu ettiği yakınlığı görememiştir Muh- sin Ertuğrul da âmirinin sevgisini kazanmak için herhangi bir gayret sarfetmek lüzumunu, — duymamıştır. Bu arada tiyatronun bazı — "gayri- mnun — yavruları” da Bakan - Ge- nel Müdür anlaşmazlığım destekle- madan çalışan bir tiyatro içinde kabılıyetlı bır kadro meydana getir- mek isteyen Muhsin Ertuğrul, Bölge Tiyatroları — seferberliği ile günden Celal Yardımcı Sebebi hikmet güne değerini kaybeden Ankara sah- nelerinin biç olmazsa yol kavşakları- nı tutan oyuncularla ayakta durabile- ceğine inanmıştı! Fakat bu kabili- yetli kadronun yaratılması meselesi, gayrimemnun yavruların — sayısının hızla artmasına yol açmıştır. Ayrıca Muhsin Ertuğrul da bu gayrimemminların yüksek — makam- lar nezdindeki tesirlerini arttıracak şekilde hareket etmekten çekinme- miştir. Tiyatroda tek adam — zihni- yetinin temsilcisi olan Muhsin Er- tuğrul, D. P. İktidarına muhalefeti sabıt 'olan bir yazarın elinden tut- mak cesaretini de kendinde bulmuş- tur. Sonra bir gün Sayın Yardımcının Genel Müdürlüğe geldiği zaman Va- kıf Hanın merdivenlerini tek başına tırmandığını işaretle Bakana maka- mına yaraşır bir saygı — göstermesi kendisinden istenen Muhsin Etrtuğr rulun verdiği cevap herşeye tuz bi- uhsin Ertuğrul "Ben kavas değilim." diyordu. İşte Muhsin Ertuğrulun Edebi Heyetin yetkilerine bile el uzatan, üstelik demokrasideki mertebeler a- prensıbıne saygı göster- örlüğü, Turkıyede demokrasinin kurucusu i kti- darının demokrat bakanı Celal Yar— dımcıyı nihayet bir karar zorlamıştır. Böylece Türk sunun diktatörü Muhsin bir demokrasi anlayışının olmuştur. Celâl Yardımcının Genel Mudur hakkında verdiği kara si ihtimali, artık D. P. nin 1961 se- çimlerini kazanmasındaki ihtimal kadardır. Bu arada Muhsin Ertuğ- ruhin ikinci gelişini istemiş — olan Celal Bayar ile Adnan — Menderes kar üzerine herhangi bir ha- rekete geçmemışlerdır Bunun mâna- kurbanı 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: