8 Mayıs 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

8 Mayıs 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LİD Bir tecrübeli politikacının, milleti ve memleketi için nasıl talih eseri olduğu yaşadığımız eme daha iyi belli oluyor. Churchill," İn- gilterede yalnız harp ali de- gil, harpten sonra da istikrar, ba- şarı ve zafer unsuru olmuştur. Al- manyayı, görülmemiş bir hezime- tin karışıklığı içinden alıp dünya- ne vetiren Ade- nauer'in basire- der ağırlığı" a- dı e verilebilecek ağırlıklarını ce- miyet ve siyaset hayatında O his- settirmişler, en- gin prestijleri sayesinde geçici Temsilciler lisinin hayli çok sayıda iyi ni- yetli üyesi kimlerin Tasfiye- rindi bir şeyden habersiz bulunu- yorlardı: Cemiyetin, bu neviden ha- reketlere karşı olan allerjisi, Mem- leket için en faydalı hareketin se- çimlere kadar hareketsizlik olduğu- nu görmeyince, geçen devirde zu- lüm aleti rolü oynamış bir takım hâkimlerin elinden adalet terazisi- nin alınmasını İstemek belki hissi, ama haklı bir tepkidir. Eğer o İsmet inönü, işin sarpa sardığını şüphesiz kolay Dene e Bu his fırtınasına karşı konuşan söz- cüler, şahsiyetleri itibariyle, ister istemez pek hafif kalmışlardır. An- cak kuliste İnönünün verdiği izahat ve fikirlerini açıklarken gösterdiği İkna kabiliyetidir ki Temsilciler Meclisini pek vahim, üstelik 'tehli- ER! keli bir adım atmaktan korumuş- tur. İnönü, ateşli üyeleri kuliste ikna edemeseydi ne yapacaktı? Hiç kim- se şüphe etmesin, kürsüye çıkacak ve açıktan vaziyet alacaktı. Zira bir lider böyle bir durum müşahede e- derse, ağırlığını koymaktan asla çekinmez. Çekinmemelidir de.. Kay- şart bulunduğu a- tikârdır. İnönü, bü tün siyaset adam- ları içinde konuş- ma zamanımı en ivi bilen kimse ol- duğu içindir ki her sözü memleket ça pında akis uyan- dırmaktadır. Her gün konuştuğu ve ya pek, ama pek az konuştuğu de- virlerde bile— İhti- lâlin arefesinde İnö İsmet İnönü nü her gün bir de- meç veriyor, Men- deresin sözlerini karşılıyor ve yü- reklere iman aşılıyordu. Neşirleri yasak edilen o sözlerin nasıl tek- sir edilip dağıtıldığı ve herkes tara- fından kapışılıp âdeta su gibi içil- diği, ezberlendiği hatırlardadır. İh- tilâlden bu yana ise İnönü, tasvip- kâr bir sessizlik İçinde hâdiseleri takip etmiş ve bir kaç defa konuş- ma lüzumunu hissetmiştir. Ancak o- nun, daha her şey toz pembe görü- nürken yaptığı "Seçimlerin bir an yapılmasında sayısız milli menfaat vardır" İkazı ve 9 Eylül günkü unu- tulmaz konuşman hâdiselere isti- kamet veren demeçler olmuştur.. Zaten lider, hâdiselere istika- met veren adam değildir de, nedir? dığı takdirde odemokratik kurulması için gerekli üç ana halka- dan sadece üçüncüsünün tedvini ka- lacaktır. Bu, seçim sistemiyle alaka- lı kanundur. Bitirdiğimiz (o haftanın sonlarındaki günler C.H.P. bu hu- sustaki görüşünü hazırlamak üzere Karanfil Sokaktaki Genel Merkezin- de uzun saatler süren toplantılar yaptı. Cuma gecesi, toplantıya ka- tılanlar evlerine ancak sabaha karsı dönebildiler. Cumartesi günü tekrar toplanıldı. Nisbi temsil esas itibariy- le kabul edilmişti. Fakat nisbi temsi- lin memleketimizin şartlarına en faz- la uyan şekli Temsilciler Meclisinde şüphesiz tartışmalara yol açacak, fi- kirler ortaya atılacaktı. CHP. otar- tışmalara evvelden hazırlıklı olarak girmeyi arzuluyordu. Kanunu Mayıs sonuna kadar yetiştirilecek ve ondan sonra seçmenler yavaş yavaş -evvelâ Referandum, sonra Meclis ve Senato seçimleri için- sandık basına davet olunacaklardır. Böylece, M.B.K. nin en geç 29 E- kime kadar demokratik rejimin bü- tün müesseseleriyle kurulacağı yo- lundaki sözü, hem de küçük bir a- vansla yerine getirilmiş olacaktır Yassıada hakimlerinin ükümlerini tebliğ etmelerinden sonraki azami iki ay içinde, millet kendi iradesini sandıkların başında tecelli ettirecek- tir. C.H.P,. Kaş yapayım derken iiğimiz haftanın (sonlarında r gün, Kasım Gülek Temsilciler Meclisinin umumi heyet salonuna girdiğinde müzakerelerin başlaması- na on dakika kadar vardı. Eski Ge- nel Sekreter bir süredir ortalarda gö- rünmüyordu!. Daha doğrusu, C. H. P. kongrelerinde kendine has metodla- rıyla kâh bizzat, kah telgrafın telle- rinden arz-ı endam ediyor, kesif bir kulis faaliyeti sürdürüyordu. Oralar- da bir takım kimselere kendini alkış- latıyor, sonra da sahip olduğu veya sözünü geçirttiği yayın organlarında “coşkun tezahürat", "görülmemiş sevgi" edebiyatı yaptırıyordu. Ku- rultay Temmuz içinde toplanacağın- dan, bu gayretlerde o yadırganacak bir şey yoktu. Gülek, "kuğunun şar kısı"nı orada söyleyecekti. Yadırgar nan su oldu: C. H. P. Genel Merkezi, ilk hedef olarak Temsilciler Meclisi çalışmalarını almıştı. Memleket A» nayasayı ve Seçim Kanununu bekli- yordu. Bu bakımdan, bilhassa Mer- kez İdare Kurulu üyelerinden Tem-- silciler Meclisine mensup olanlar -ya* ni, hepsi- şimdilik kongrelere gitme- yecekler, önce memleketin İşlerini ta- Kam hemra O fasıl kapandık- tan sonra, bir büyük programla C. AKİS, 8 MAYIS 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: