8 Mayıs 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

8 Mayıs 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

H. P. liler memleketi hallaç pamuğu gibi atacaklar ve partilerinin'görüşü- nü vatandaşlara duyuracaklar, on- dan İtimat isteyeceklerdi. Bu durumu bilmek, an bariz vas- fı akta evvelligi olan ve kaybettiği Genel Sekreterliğin peşinde ne yapa- cağını bilmez halde koşan Gülekin gözlerinde bir parıltının doğmasına yol açtı. Öyle ya, madem ki kendisi- ne rakip bildiği kimseler başkentten ayrılamaz durumdaydılar. Gülek, a- yağına -bu sefer çarık değil- galoş geçirerek yollara düşer, bir avantaj sağlardı. Zira yenecek pek çok han- dikapı bulunduğunun, eski Genel Sek- reter pek ala farkındaydı. Yassıada- da Topkapı davasıyla alâkalı şahit- liğinin bütün samimi particiler üze- rinde bıraktığı soğuk duş tesiri zail olmamıştı. Gazetesinde, şahsi düş- manlıklarım belli eden, ama bu ara- da partiyi de, parti kademelerini de, partinin ileri leyhine çevirme neticesinden başka netice vermeyen dedikodu sütunu Gülek aleyhinde bir koca dosyanın Genel Merkezde hasırlanmasına yol açmıştı. C.H.P. tüzüğünün makbul hareket saymadığı bütün suçlar bu sütunda işlenmişti. Etekleri tutuşan Gülek gazetesinden o sütunu hemen kaldırttı ama, iş işten geçmiş, çanak çömlek kırılmıştı. Çalım ve sonrası O gün, kongrelerden baş alıp Tem- silciler Ne göründüğünde bir kaç C. H eski Genel Sekre- terin yanına ii. Ellerinde bir takrir vardı. Gülek, daha takririn altında İsmail Rüştü Aksalın imza- sını görünce nevrinin döndüğünü ha- reketleriyle belli etti. Kendisine, tak- ririn mânan anlatıldı. Mecliste tem- silcisi bulunan üç partinin. C. H.P nin, C. M.P.ninveY.T.P. nin selâbiyetli oşahıslan bir müşterek takrirle, içinde bulunduğumuz intikal devresindeki kanuni tasarruflarından dolayı M. B. K. ni her nevi mesuli- yetten tenzih eden, bu tasarruflar h Makkemesine gi- dilmesin! önleyen, fakat gelecek Mec- lislerin de selâhiyetlerine ambargo koymayan, yani bu tasarrufların ka- nunlarla değiştirilebilmesini mümkün kılan Ur madde teklif ediyorlardı. Ar zu, bunun ittifakla geçmesini temindi Bu bakımdan takrir, bütün partilerin isimleri bilinen temsilcileri tarafın- dan imzalanmıştı. Meselâ Günaltay, kendisinden imzası istendiğinde par- tide füli bir vazifesi bulunmadığ hatırlatmış, fakat eski Başbakan sı- artideki mânevi yerinin takrire kıymet verdireceğinin söy- AKİS, 8 MAYIS 1961 Kasım Gülek Taşa balta lenmesl üzerine kalemi memnuniyetle eline alınmıştı. Fakat Gülek, sinirlen- di. Hiç kızmadığım hep reklam ma- hiyetinde ileri süren, aslında hiddet- ten sık sık soluyan eski Genel Sek- reter bunun Ur emrivaki olduğu ka- naatindeydi. Ama asıl, geri plânda kalmış olmak kendisini deliye çevir- mişti. Gülek takriri imzalamayı red- detti. "Olur mu böyle şey, efendim.." diye söyleniyordu. Bu sırada, o civar- da bulunan başka bir C. H. P. li tem- silci, Dündar Soyer takriri aldı ve altına imzayı bastı. Biraz sonra başkanlığa (o verilen takrir okunduğunda, Gülekin hidde- ti geçmemişti. Belki de o büyük tak- tik hatasım bu yüzden yaptı. Usul hakkında söz istedi ve kürsüye çıktı. Fakat daha ilk sözleriyle meramım belli ettiğinde, bütün Meclis aley- hinde vaziyet aldı. Gülek bunun bir emrivaki olduğunu söylüyor, takrir üzerinde (o düşünülmesini istiyordu. Celseye ara verilmesini talep etti. Bunun üzerine eller sıraların üzerine vuruldu ve salondan "İn aşağı", "Çe- kil, oradan", "Ortalığı karıştırma" sesleri yükseldi. Takririn mânasını, galiba bir Gülek hariç, bütün Meclis müdrikti. Eski Genel Sekreter Top- kapı ve Tanin işlerinden sonra üçün- cü büyük gafım da yaptığım farket- mekte gecikmedi. Meclis, bir ara ve- rilmesini reddeti. Gülek, çalımla çık- tığı kürsüden süklüm püklüm indi- ğinde ve İnönüye yakın düşebilmek için bir M. B. K. üyesinin âdeta zor- YURTTA OLUP BİTENLER la işgal ettiği sırasına hiç mesut görünmüyordu. Eski Genel Sekreterin şahsi ma- nevrasına evvelâ, üstelik Gülekçi di. ye bilinen Avni Doğan sert, ama gü- zel bir mukabelede bulundu. Sonra, başka hatipler durumu anlattılar Üyeler "Oya! Oya!" diye bağırıyor-. döndüğünde lardı. Başkan, müşterek takriri oya kondu. Netice, ittifakla kabuldu. Fâcialar Kara hafta 141 numaralı banliyö treninin o gün, Pendikte olduğu gibi Kartal- 17.57 ye gelmişti ki, Makinist Şaban Doğan, Kartal İs- tasyonu Hareket Memuru Sabahat- tin Ukraydan aldığı işaret üzerine banliyö treninin yorgun lokomotifini harekete getirdi. Müteakip istasyon, Cevizliydi. i ürat saatte 60 kilometreye ulaş- mıştı ki, katar meyile geldiğinden Doğan istimi kesti. Batmak üzere olan güneşin ışın- larının rengârenk bulutlara aksi muhteşem bir gurup meydana getir- mişti 2141 numaralı banliyö treni virajı tamamlamak üzereydi. Do- gan, ii Ali Karasın: " — önümüzde tren var, “ dur” "Seklinde haykırdığın duydu. Makinist olanca kuvvetiyle (o fre- ne asıldı ve raylar üzerinde acı bir madeni ses çıkaran katar kızaklan- mağa başladı. Süratin birdenbire a- zalmasıyla ME tiz düdük sesleri arasında şi sendelediler ve ters binmiş olanlar karşı okoltukla- ra yığıldılar. Ayaktakiler de kapaklandılar. Heyecanlanan yolcu- lar paniğe kapıldılar, o“"Yeniyoruz imdaat!" feryatları yükseliyordu.' Bu sırada takvimler 80 Nisanda pazar gününü gösteriyordu. Kınına sokulan kama.. A vadan ne kadar geçti, hiç kimse kestiremedi. Yıldırım çarpmışça- sına, muazzam tarrakalar çıkaran üstüste iki sadane duyuldu ve yolcu- cular birbirlerine girdiler. Merakla- narak olup bitenleri görmek maksa- dıyla sarkanlar kendilerini demiryo- lu hattının iki yanındaki çimenlerin üstünde buldular. O arada, sol kolu üzerine yüzükoyun yere düşen bir yolcu, saatindeki akrebin 6, yelko- vanın ise 1 rakamının üzerinde ol- duğunu farkett. 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: