8 Mayıs 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

8 Mayıs 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

89 dakikasını, Shepard da 15 dakika- lık yolculuğunun Oo dakikasını fezada geçirmiştir. Gagarini taşıyan Vostok feza gemisinin ağırlığı 4.5 ton, She- pard'ı taşıyan Mercury ballığının ağırlığı ise yalnız 1,5 tondur. 27 ya- şındaki Gagarinin takip ettiği yörün- genin yeryüzüne en yakın noktası 175, en uzak noktası ise 300 kilomet- re kadardır. 37 yaşındaki Shepard atmosfer ötesindeki oyolculuğu sıra- sında en çok 185 kilometreye yüksel- iştir. İkl deneme arasında yapılan bu kıyaslama, "Sovyetlerin feza konu- sunda Amerikalılardan ne kadar ile- ride olduklarını açıkça ortaya koyu- yor. Fakat Shepard'ı fezaya gönder- dikten sonra D. de bu yarışta söz sahibi olduğunu göstermiştir. Şimdi devler arasında yeni bir yarış daha başlıyor. Bu yarış barışçı amaç- lara çevrilirse, yarışın galibi şu, ya da bu devlet değil, bütün insanlık o- lacaktır Küba Bir sosyalist devlet yy üzdinreree kişinin toplandığı ge- niş meydanın tam karşısına gelen büyük binanın balkonunda iki aşkın bir süredir konuşan uzun boy- lu, geniş omuzlu, gür sakallı adam, konuşmasına biraz ara vererek etrafım şöyle bir süzdükten sonra, yumruklarım kaldırdı ve: "— Sorarım size, seçim musunuz?" diye hay kı rdı. Meydanı b büyük kalaba- lıktan, bir and "— serisi yükseldi, öyle görülüyordu ki. o sırada meydanda bulunan yüzbinlerce in- sandan tek bir tanesi bile secim ya- pılması taraflısı değildi. Bunların ağ- zından çıkan "Hayır" sesleriyle Kü- bada zaten hiçbir zaman doğru dü- rüst mevcut olmamış sözde demokra- si rejimi tarihe karışıyor, onun ye- rine, artık desteğini doğrudan doğru- ya sözde halktan alan -aslında dev- şirilmiş bir kalabalık- bir "sosyalist" rejimin kurulduğu bütün dünyaya i- lân ediliyordu. istiyor I Mayıs günü Havanada yapılan ondört saatlik büyük bir geçit res- minden sonra şehrin en geniş mey- danında toplanan halka seçim isteyip istemediğini soran sakallı adam, gü- nümüzün ismi en çok geçen insanla- rının başında gelen -ve devrin en budala politikacısı- o Castro'dan baş- değildi. astro Kübada iş- ya sonra, Zaten bir ile oOseçim yaptırmamıştı. EN ihtilalci, parlömanter bir de- mokrasiye taraftar olmadığım hiç AKİS, 8 MAYIS 1961 kimseden gizlemiyordu. Kübada se- çimlerin yapılması için siyasi parti- lerin yeniden Oo kurulması gerekirdi. Castro, siyasi partilerin kurulması- na izin verilirse, büyük toprak ve sermaye sahiplerinin yeniden teşki- lâtlanmak fırsatım bulacaklarını sa- nıyor, bunun ise girişilen sosyal ekonomik reformları baltalıyacağını düşünüyordu. Castro'ya göre, eğer Kübanın kalkınması isteniyorsa, des- teğini, adada hiç de az olmıyan orta ve fakir tabaka halktan alan sosya- list bir diktatörlük kurulmalıydı. Ta- bii diktatör de kendisi olacaktı. Zira, buyurmanın tadını almış bir eski ça- vuşa, Batistaya karşı hürriyet ve in- san haltları bayrağı altında savaş a- çıp o sayede başarı kazanmış sakallı budala, buyurma zevkini bizzat tat- tığından beri bütün eski ideallerini unutmuştu. Nitekim geride bıraktı- gımız haftanın ilk günü yaptığı ko- nuşmada bu niyetini açıkça bildirmiş ve bundan böyle artık Kübada seçim filân yapılmıyacağını, kendi- si tarafından tek elden yönetileceğini söylemiştir. İşbaşına geldiği günden başlıya- rak Kübayı tek elden yöneten Cast- ro'nun geçen pazartesi günü yaptığı konuşma Kübadaki fiili durum üze- rinde hiç bir değişiklik yapmamıştır ama, Amerikan idarecilerinin bu ko- nuşma karşısındaki tepkileri çok sert olmuştur. Amerikan Dışişleri bakan- lığı sözcüsüne göre, Küba artık ko- münist devletler bloku içine girmiş bulunmaktadır. Fakat unutulma- gerekir ki, devletlerin A ması Castro'yu kom. desteğini B. ba ihtilâline karşı ilk günlerden başlıyarak (gösterdiği oanlayışsızlık mecbur etmiştir. Amerikan idareci- lerinin anlayışsızlık yolunda atacak- ları her yeni adım, Kübayı bir par- ça daha kendilerinden uzaklaştır- maktan başka bir işe, yaramayacak- tır. Amerikan idarecilerinin bütün bu gerçekleri obilmemelerine elbette ki imkân yoktur. Fakat Amerikan ser- mayesinin bütün Lâtin Amerika ül- kelerindeki büyük çıkarları, A.B.D. ni yönetenleri bu Ülkeler karşısında takip edilen politikayı yeniden göz- alakoymaktadır. Lâtin Amerika devletleri de Caatro'nun (yolundan gidecek olurlarsa, bu A.B.D. nin A- merika kıtası üzerindeki ii sının sonu demek olacakt erikan Marerilerini. irdemn hususlardan biri de, hiç şüphesiz, Castro'nun Kübada sosyalist bir re- jim kurulduğunu ilân etmek için seç- tiği zamandır. Gerçekten, Kübada ö- tedenberi sosyalist bir rejim kurup DÜNYADA OLUP BİTENLER geliştirmeye çalışmakla (beraber, Castro şimdiye okadar bunu açıkça söyliyerek A. B. D. ne meydan oku- yacak kadar ileri gidemiyordu. Hal- buki Castro aleyhtarlarına yaptığı talihsiz çıkarma denemesinden sonra sakallı lider kendini Amerika karşı- sında daha kuvvetli görmekte, artık meydan okumalarında istediği kadar ileri gitmekten çekinmemektedir. Ni- tekim 1 Mayıs günü yaptığı konuşma da, talihsiz çıkarma hareketinde A- merikan parmağı olduğunu uzun u- zadıya anlattıktan sonra şöyle de- miştir: "- Eğer Kennedy sosyalizmden e pe biz de kapitalizmden hoşlanmıyor Castro'nun. Bi sözleri bütün Lâ- tin Amerikadaki Amerikan monyasına yöneltilmiş olduğu tün güçleriyle Kübadaki kıtanın diğer parçalarına atlaması- nı önlemeye çalışmaktadırlar. Waa- hington'dan alınan bir habere göre, A. B. D. Küba olayım bir kere daha gözden geçirmek için Amerikan Dı- şişleri Bakanlarını toplantıya çağır- mak niyetindedir. Gene aynı habere göre, Washington idarecileri bu top- lantıda bütün Amerikan devletleri- nin Küba ile ekonomik ve diploma- tik bağlarım kesmelerini isteyecek- lerdir. Fakat böyle bir toplantının yapıl- ması büyük ölçüde üç büyük devle- tin, Meksika, Arjantin ve Brezilyanın tutumlarına bağlıdır. Şu satırların yazıldığı sıralarda Meksika ve Bre- zilya Washington'un isteğini kabule hiç de niyetli ogörünmemektedirler. yangının Aslında (oCastro'nun oOAmerikan Kapiialiatlerine yardım mı ettiği. yoksa zarar mı verdiği pek belli de- ğildir. Zira bir çeşit diktatör Batis- taya tahammül etmemiş Kübalıların bir başka çeşit (odiktatör Castro'ya tahammül o edebileceklerini sanmak için pek safdil olmak lihsiz çıkarma Castro için bir uyan- ma vesilesi (olabilirdi. Eğer sakallı ihtilâlci biraz tecrübeli (bulunsaydı seçimleri yok etmeye kalkışmaz, bun ları bir an evvel yaparak, memleke- tinde huzuru sağlardı. Castro'yu de- mokratik ilkelerin şampiyonu ve fa-. kat Amerikan kapitalizminin düş- manı bildiklerinden dolayı sevip al- kışlıyan Lâtin Amerikalılar, o sakallı ihtilâlcinin tehlikeli bir deli olduğu- nu anladıklarından dolayı onun yo- lunu terk edeceklerdir. Bu bakımdan Amerikanın desteklediği (o başarısız çıkarmayla yıkılmayan Oo Castro'nun kendi budala tutumu yüzünden pek yakında toz olacağını söylemek bir kehanet sayılmamalıdır. 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: