18 Haziran 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

18 Haziran 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER tüler. Başbakanla yapılan mülakat am bir saat devam etmişti. Meraklı gazeteciler hemen suallere başladılar. Alican bunu bildiği için suali bekle- meden konuştu : "— Vaziyeti umumi olarak müza- kere ettik. Yarın da üç partiden be- -er kişilik koalisyon komiteleri top- lanacak. Müzakereler devam edecek- tir" dedi. Sonra gazeteciler Dinçere koştu- lar. Dinçer de aynı mealde konuştu ve içerde durumun müzakeresinin ya- pıldığını bildirdi. İki lider ayrıldılar. Gazeteciler bir türlü Dinçerin yaka- sını bırakmıyorlardı. Sl üstüne su- al sordular. Bir gazeteci " — Hasan bey yarınki toplantıya sadece üç partinin temsilcileri mi ka- tılacak, Bağımsızlar katılmayacaklar mı ?" diye sordu. Dinçerin cevabı kat'i bir hayır oldu. Bu defa gazeteciler: "— Yoksa bağımsızlar koalisyo- na kakılmayacaklar mı?"'diye sordu. Dinçer bunu da bir "Bilmiyorum" ile savuşturdu. Dinçer bundan sonra yo- la revan oldu. Liderlerin Başbakanlığı terketme- sinden bir kaç dakika sonra Bağım sız milletvekillerinin lideri Neem Ökten kapıda göründü. Gazeteciler o- na da büyük ilgi gösterdiler. Öktene: —' Aydınlığa kavuşmayan bir hu- sus var. Bizi aydınlatır imsiniz?" di- Hâlük Nurbaki Ağlayan nar, gülen ayva ye sordular Ve izah ettiler. — Bağımsızlar hükümete rak edecekler mi?" Ökten, kapısı açık otomobilin için- işti- de yanan lambayı gösterdi ve güle- rek : "— İşte, bakın aydınlandı" dedi ve sonra bir cevap vermeyerek uzak- laştı. Ortaklığın şartları İnönü o gün müstakbel ortaklarına, bazı gerçekleri anlattı. Bir defa, Bakanlıkların adedi her kuvvetin ça- pına göre tesbit edilecekti. Kafadan bir rakam bahis konusu değildi. Mev- cutdurumagöreC.H.P. 12, Y.T. P. 6,C.K.M.P. 3, Bağımsızlar | Bakan- lık alacaklardı. Eğer C. H. P. eski Ba- kanlıklarını muhafaza ederse, bunla- İ Bakanlığı ilave edilecek- P. lideri Ka- binede ekseriyein C. H. P. de olacağı- nı söyleyerek itiraz etti. Başbakan, henüz bir Hükümette vazife almamış olan Dinçeri teskin etti. Kabinelerde kararlar, adedi ekseriyetle (o alınma- maktadır. Bir Grup 1 Bakanla tem- sil edilse bile, kabul etmeyeceği bir husus ortaya çıktığında bu Grup Ko- alisyondan, yani Hükümetten çekil- mek hakkına sahiptir. Hükümet ka- rarları, tarafların ittifakıyla oalın- maktadır ve bir bütündür. Bir oyla- ma, bahis konusu değildir. O gün ortaklığın iki partneri İnö- nünün memleket konularındaki ana görüşlerini de öğrendiler. (o Alicanın Servet Beyannamesinin o kaldırılması Gümüşpalanın Korkuluğu Frankenştaynı yaratan doktorla Pygmalion'u yaratan heykeltraş- tan sonra A. P. Genel Başkam biz- zat imal ettiği bir mahluğa hakim olamayanlar listesine Gümüşpala adını yazdırmış bulunuyor. Gümüş- palanın Frankenştaynı veya Pyg- malion'u, namlı "A. P, Teşkilâta- dır. Ancak, doktor ve heykeltraşın eserleriyle A. P. Genel Başkanının eseri arasında bir fark vardır. Frankenştayn bir canavar, Pyg- malion bir güzel kadındır. "A. P. Teşkilâtı" ise, sâdece bir gülünç korkuluk. İşin daha da gülüncü, Gümüşpalanın elinde salladığı bu korkuluktan çekinen, korkan, ar- ken veya en azından onu hesaba katacak kadar safdil kimselerin bu- lunması, bu kimselerin de koca Mec- liste yer almış olmasıdır, Gümüşpala, şu "A. P. Teşkilâ- tı"nın ne olduğunu bir anlatır mı? Günün birinde merkezde bir parti kurulmuş. Partiye bir kurucu züm- resinin kayıtsız şartsız hakim olma- sı, bu zümreden çok şey bekleyen günün kudret sahipleri tarafından öylesine istenmiş ki normal, anor- mal bütün yetkiler bu heyete ve- rilmiş. Hatta, bilmem ne kadar sü- re Büyük Kongre yapılmaması da tüzüğe geçirilmiş. Kurulan, parti ya.. Yurt içinde teşkilâtı olması lüzumu ortaya çık- mış. O zaman Kurucular ve bilhas- sa Gümüşpala ile onu idare edenler her ilde bir adam bulmuşlar, ona "Sen, teşkilâtsın!" demişler. O a- dam da başka adamlar bulmuş, ay- nı tarzda onları "teşkilâtın kade- meleri" ilân etmiş. Bu muamele yapılırken kapatılmış D. P. nin, ba- şında on ya da yirmi suistimal, nü- fuz ticareti, gayrımeşru servet ne- ylinden dâva bulunan kabadayı mi- litanları tercih edilmiş ve bunlara, dertlerinden Oo hesap o vermeksizin kurtulmanın tek çâresinin yeni par- tiyi seçimlerde kazandırmak olduğu söylenmiş. Bunlar da. elhak, canla- rını dişlerine otakarak çalışmışlar, günün iktidarından gayrımemnun kütleleri organize etmişler, eski tecrübelerinden faydalanarak Ol- madık propaganda yapmışlar, bir netice almışlar. Ama, evdeki hesap pek çarşıya uymamış, iktidar ele geçirilememiş. İşte, "A. P. teşkilâtı" bu? Baş- kente gelip te politika dikte eden il başkanları hangi oyla, kimin des- teğini kazanarak, ne zaman yapıl- mış seçimle işbaşına gelmişlerdir? Kongre mi toplamışlardır? Kayıt- lı üyelerin fikrini mi osormuşlar- dır? Hayır! Gümüşpala onlara teşkilâtsınız" demiştir. Onlar da, teşkilât olmuşlardır. Şimdi aynı Gümüşpala, hiç olmazsa milletten oy alarak Meclise gelmiş temsilci- lerin karşısına bu korkuluğu çıka- rıyor ve "Bakın, teşkilât ne diyor!" diyor. “Siz, Sevsinler, teşkilâtı! Böylesinden bir günde, bin tane- si kurulur. Ama, kargaların kork- mayacağı korkuluktan korkan tem- silciler? İşte bakın, onların bir ta- nesini bin gün arasanız eşine em- saline başka yerde o rastlayamaz- sınız. AKİS. 18 HAZİRAN 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: