18 Haziran 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

18 Haziran 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

man var. Hasbıhal başlıyor. Madan- oğlu, önüne bir kâğıt çekip alıyor. Ne- ler görüşüldüğünü oraya not edecek ve hem bunları arkadaşlarına anlata- cak, hem de kendisi gerekli dersle- ri çıkaracak. Rus sefiri Ankara Komutanına, İhtilâlden bu yana memleketi ne ka- dar güzel idare ettiklerini ce kendisini hararetle tebrik ediyor. içinde ilâve ediyor : (Eyvah!) Ekselans bundan sonra, Eminsu'- ların tasfiyesinin ne derece mahir bir hareket olduğunu, gerçekten böyle bir operasyona ordunun muhtaç bulundu- gunu söylüyor, Komitenin cesaretini övüyor. Madanoğlu o faslın da hüla- sasını yazıyor ve notunu düşüyor : (Pot kırmışa!) Kus sefiri, 147ler meselesini de İh- geri alınmaması tavsiyesinde bulunu- yor. Onun kanaatince, ancak zecri tedbirlerle bozulmuş nizama istika- met vermek kabildi. Madanoğlu, notu- nu bulmakta güçlük çekmiyor: (B.k etmişiz!) Sonra konuşma, istikbale ait mese- lelere geliyor. Moskovanın temsilcisi, bir seçime gidileceğini (o bilmektedir. Bunun, oldukça geç yapılmasını tav- siye ediyor. Bir tavsiyesi daha var- dır. Türkiyede yeni bir devir açılmış- tır. Devir yeni olduğuna göre D. P. ile birlikte öteki partileri de niçin ka- patmamalı ve her şeyi sil baştan et- memeli. O partiler de, onların başın- daki politikacılar da eski teşekküller, eski şahsiyetler. Bunların, memleke- tin yeni politika hayatında yer alma- maları sağlanmak, taze kuvvetler ve cereyanların temsilcileri işbasına ge- çirilmeli. Hem seçimlerde, Ordunun hakimiyetini devam ettirtecek usul- lerin bulunması da zor olmayacaktır ki.. Esas mesele, aman, D. P. idare- cileriyle birlikte öteki eski politikacı- ları da kızağa çekmek, onları faali- yetten men etmektir. Madanoğlu. Sefir cenaplarına şöy- le bir bakıyor, o fikrini de hulüs ile hülasa ediyor. Sonra, büyük bir cid- diyetle notunu ilâve ediyor: (Ç.ş! İs- met Paşayı da siyasetten çekecekmi- şiz.. Akla bak!) Sendikacılar Bir dokun bin ah işit.." Bitirdiğimiz haftanın sonunda cuma günü, İstanbulda, bir sendikacı, AKİS, 18 HAZİRAN 196i Cemal Madanoğlu Geçmiş zaman olur ki.. kafasını ümitsizlik ifade > bir şe- kilde salladı ve muhatabın — Kardeşim, ortada bir hükümet yok ki... Derdimizi kime anlatalım?" dedi. Sendikacıya göre, hükümet buhra- nı böyle devam eder de kabine kuru- lamazsa, durum daha da "kötü"ye gidecekti. İşsizlik gibi, asgari ücret gibi, kollektif iş akdi gibi birçok te- mel meselelerin yanısıra, halledilecek birçok problem vardı ve bu meselele- rin kime anlatılacağı henüz bilinmi- yordu. Sendikacı, çaresizlik içinde: Hoş, daha önce de kimse bizi dinlemiyordu ya. Oturmuş, hükümet buhranını bahane ediyoruz" diyerek sözlerini bağladı. Aslında İstanbuldaki sendikacının hakkı da yok değildi. Nitekim, İs- tanbuldaki sendikacının bu o sözleri söylediği saatlerde, Ankarada sevim- li, orta boylu ve esmer bir başka sen- dikacı, Ur otelin holünden telefonla İstanbulu arıyor ve "Türk - İş Birin- ci Bölge Temsilciliği tarafından İs- tanbulda yapılacak olan toplantının belirsiz bir süre için geri bırakıldı- ğını" bildiriyordu. Adamın adı İsmail Topkardı ve en büyük işçi teşekkülü olan Türk-İş Konfederasyonunun İs- tanbulda ihdas edilen 1. Bölge tem- silcisi bulunuyordu. Halinden bir hayli kızgın olduğu anlaşılan Topka- rın, İstanbulda 133 Sendika temsil- cisinin katılacağı toplantının tehir e- dildiğini bildirmesi, İstanbulda büyük bir tepki yaratmadı. Zira Topkar, te- lefonda, bu tehirin gerekçesini de a- YURTTA OLUP BİTENLER çıklıyor ve "Hükümetin kurulmasına ntizaren" toplantının geri bırakıldı- ğını belirtiyordu. "Ümitsiz bir aşka düştüm" T ürk - İş Konfederasyonu tim Kurulu tarafından yapılma- sına karar verilen bölge toplantıla- rından ilkinin geri bırakılmış olması İstanbulda bir sürpriz tesiri yapma- mıştır bu toplantıyı büyük li- mitleri "bekliyen duygulu sendikacı- larda hayal kırıklığı yaratmıştır. İs- tanbul Bölge Çalışma Müdürlüğü du- varlarını gösterişli bir ciddiyet hava- sı içinde süslemekten başka bir işe yaramayan cicili - bicili işsizlik gra- fiklerinin, korkunç bir şekilde yük- selmekte olması akü başında sendika liderlerini meşgul etmekte olduğun- dan, "işsizlik" konusuna tahsis edi- len bu ilk toplantıya, başta Cumhur- başkanı olmak üzere Başbakan ve Bakanlarla milletvekillerinin davet e- dilmesi düşünülmüştür. Fakat, hükü- met tanılamayınca, bu toplantının en az işsizlik grafikleri kadar deko- ratif bir avunma toplantısı olmaktan öteye gidemeyeceği anlaşılmış ve top- lantının geri bırakılması uygun gö- rülmüştür. İşte ziyadesiyle kalın lastik ayak- kabılar giymekle meşhur, sempatik Topkarın, telefonun Oo reseptörünü hırsla kaldırarak, İstanbula bildirdi- gi de bu tehir hadisesinden başka bir şey değildir, Tabii bu trajik olayın eğlenceli ta- rafları da yok değildir. Meselâ, top- lantıya Cumhurbaşkanı, (Başbakan, Bakanlar ve omilletvekilleriyle (o 133 Sendika temsilcisinin katılacağı düşü- nüldüğünden, Türk - İş 1. Bölge Tem- silciliği büyük bir yer aramış, sonun- da Spor ve Sergi Sarayı bulunmuş- tur. Fakat Spor ve Sergi Sarayının daha önceden bir sirke kiralanmış ol- duğu öğrenilmiş ve sirkin sahibiyle konuşularak, bir gün için salonu ken- dilerine tahsis etmesi İstenmiştir. Sirk sahibi, toplantının " "işsizlik" le ilgili ol- duğunu öğrenince, "Aman benim Zza- ten işçiye ihtiyacım var" cevabım vermiş, tabiatıyla, tepesi atan sendi- kacılar, Sergi Sarayından vazgeçerek emektar Eminönü Öğrenci Lokalinde karar kılmışlardır. Türk - İş 1. Bölge Temsilciliği tarafından yapılacak olan toplantının geri bırakılması, oSendi- kacılar arasında espri konusu olmuş- tur. Topkarın verdiği haber duyu- lunca, nüktedan bir sendikacı, daşlarına — Aldırmayın canım, zaten da- vet ettiklerimizin hepsi, toplantıya ba- şarı dileyen bir telgraf gönderip, ge- lemeyeceklerini bildireceklerdir" ode- miştir. 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: