18 Haziran 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

18 Haziran 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURITA OLUP BİTENLER dan koparılmış görünürse, Çağlayan - gilin girişeceği pazarlıklar da o de- rece avantajlı olacaktı. Kapıları ken- disine kolaylıkla açabilecek olan bu anahtarı elinden kaçırmamağa çalı- şan Çağlayangil, haftanın ortasında perşembe günü, Anayasa Komisyo- nunda toplanan 35 kadar A. P. Il mil- letvekilinin istifasının önünü almayı maharetle becerdi. Komisyon odasındaki toplantıda Burhan ve Orhan Apaydın kardeşler birbiri ardı sıra söz alarak istifa et- me fikrini şiddetle savundular, Öyle ki Burhan Apaydın bir ara: "— Bu partide kalmak memleke- te ihanet etmektir" sözünü sarfede - cek kadar heyecanlandı. Ama Çağla- yangil, meseleyi tamamen bir başka yönden alarak havayı yatıştırmayı bildi. Evvelâ, A. P. Bin parçalanmasın- anC.H.P. nin sağlıyacağı faydala- rı belirtti. Hassaten bu meselenin bir oyun olabileceği konusu üzerinde du- rarak biraz daha beklemeyi, gayet toplu istifa gerekiyorsa, bir "kardeş parti"ye iltihak etmekle mücadeleyi tamamlamak icap ettiğini savundu Bütün gürültüye rağmen Apaydın kardeşleri kimse takip etmedi. Üste- lik Apaydınlar kendileri de o gün is- tifa etmekten vazgeçtiler, bir müddet ka politikacı daha toplantıya müessir oldu. Cavit Oral da, Çağlayangilin zikirlerini beş aşağı, beş yukarı sa- vundu. Şayet bir huruç hareketi ya- pılacaksa dikkatli yapılması lüzum- luydu. Hareket noktası Çağlayangil ve onun gibi düşünen- ler haftanın sonunda manevrala- rında muvaffak oldular. Olaylar da bu fikrin savunucularına yardım et- ti. Zira haftanın başında yapılan A. P. İl Başkanları toplantısının sonuç- ları mütereddid, şaşkın milletvekille- rinin üzerinde büyük tesir yaptı. Pek- çoğu Genel Merkez tarafından tâyin- le milletvekili olan bu kişiler parti teşkilâtının dileklerine karşı gelme- yi, ilerideki bir seçimde herşeyi kay- betmek sanarak yön değiştirdiler. Öyle ki, birkaç gün evvel istifasının cebinde olduğunu söyleyenler, istifa kelimesini ağızlarına bile almaz oldu- lar. Bu netice her şeyden çok, Saadet- tin Bilgiç gibi bütün mutedilleri ihraç edip A. P. yi bir "sert bütün" hali- ne getirmek isteyenlerin daha akıllı taktikçiler önünde yenilmeleri ve a- kıllı taktikçilerin herkese bir ümit dağıtmaya muvaffak olmaları saye- sinde alındı. Hafızası kuvvetli olan- lar. 1955 patırdıları arasında, asıl 16 kuvwvetli dayanak noktalarım oparti- den uzaklaştırdıktan sonra ende- resin de, geride kalan Panurge'ün ko- yunlarına "Partinin içerden ıslah olu- nabileceği" fikrini vermiş olduğunu hatırladılar. Gerçekten de o patırdı- dan sonra, bir takım hayalperest D.P. mütedillerini içine alan bir yeni Men- deres Kabinesi kurulmuş, Genel Baş- kan üçbuçuk ay bekleyip yeniden yo- luna -felâket yolu- devam etmiştir. Şimdi, A. P. içinde "mütereddit mutediller" salı günkü Grup toplan- tısını beklemektedirler. O toplantıda Grup İdare Heyetlerinin, Menderesin 1955 Kabinesi tarzında teşekkülünü beklemek lâzımdır. Ağızlara çalman bu bal kâfi derecede tatlı geldiği tak- dirde "Çağlayangil Grubu" şansını "Muhalefette A. P." içinde deneye- cektir. Yok, bal kâfi gelmezse o za- A. P. nin bağımsızları “Mecliste rada yaptığı bol konuşmalardan bir tanesinde 27 Mayıstan sonra askeri idareyi devam ettirtmemiz karşılığın- da Rusyanın bize 500 milyon dolar teklif ettiğini osöylediği o gazetelere geçti. Haberin çıktığı günün akşamı, Radyolar A. A, vasıtasıyla bir tek- zip yayınladılar. Alışılmış Oo çeşitten bu tekzipte Devlet Başkanı Cemal Gürselin hususi surette (okonuştuğu belirtiliyor, zaten öyle bir söz söyle- mediği de bildiriliyordu. Buna rağ- men, hâdiselerden haberdar olanlar, bu vesileyle bir hatıralarını tazele- diler. İhtilâlden sonra, Rusyanın Anka- radaki Büyük Elçisi Rijofun yeni kud- ret sahiplerinin etrafında dört dön- düğü ve bir çoğuyla münasebet kur- duğu günler. M. B. K. üyelerini, Ba- kanları sık sık ziyaret ediyor, görü- toplantı halinde Selâmet! man Çağlayangil, arkasında Panurge' nin koyunları, bir "kardeş parti" ile pazarlık masasına oturacaktır. Tabii, o zamana kadar atı alan Üs- küdarı geçmezse! Nitekim haftanın sonlarında, ha- yallerini terketmiş Akyar, Evliyaoğ- lu, Eyidoğan, Baltan, A. P. saflarını terkettiler. Onlar giderken, Çağlayan- gilinkiler hâlâ "Biz bekleme koşusu yapıyoruz. En sonda bir atağa girişe- ceğiz ve karşı tarafı (oçökerteceğiz" diye sayıklayıp duruyorlardı. Tarih Sefir cenaplarının arzuları! "Bitirdiğimiz hafta içinde Devlet Başkam Cemal Gürselin orada bu- şüyor, fikirler veriyor. Muhatapları- nın ekserisi, bu davetsiz misafirin gösterdiği " utsu kestiremiyorlar. O kadar ki, sefiri ce- napları bazan, çat kapı geliveriyor. Bu sırada Cemal Madanoğlu, kuv- vet ve kudretiyle Ankara Komutam. 14'ler Hâdisesi tamamlanmış, rejim asıl istikâmetini almış. Cemal Madan- oğlunun hâdiselerin seyrine tesir e- den şahsiyetlerden biri olduğunu he- men herkes biliyor. Rus Büyük Elçi- si, onun peşinde. Nihayet bir rande- vu kaçınılmaz hale geliyor ve Ekse- lans Rijof Generalin, yeni Meclis bi- nasının karşı kanadındaki makamı- na kabul ediliyor. Ev sahibi ve misafir karşı karşıya oturuyorlar. Konuşmada bir de tercü- AKİS. 18 HAZİRAN 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: