18 Haziran 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

18 Haziran 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR Deli Dumrul (Suat o Taşerin destan oyunu, Dost Yayınları 31, Tiyatro bölümü. 7, An- kara Eroğlu Matbaası 1962, 84 say- 3 lira. İsteme adresi : Rüzgârlı sokak, Ove Han daire 4, Ankara D Korkut Masalları, türk edebi- ilk yapıtları Korkut Masal- 'biri olan Dell Dumrul ise bu masalların en meşhurlarından bi- ridir. » Şair, aktör ve rejisör Suat Taşer, Dede Korkutun meşhur masalı Deli Dumrulu yeni baştan ele almış ve Türk Efsanelerinin bu unutulmaz ki- sisini kendi şiir diliyle Azrailin kar- gısına çıkarmış. Eseri bir nevi mo- dernize etmiş. Del Dumrul hikâyesi pek meşhur olmakla beraber, konusu- nu burada kısaca özetlemekte fayda var. Deli Dumrul, gözünü budaktan esirgemez, tuttuğunu koparır, aklına eseni yapar, ama gerçekten adının başına eklenmiş sıfatın gerektirdik- lerini de yapar bir beydir. Bir ovanın ortasında, kuru dere üstüne köprü kurdurmuştur. Ovadan gelip geçenle- ri illâ köprüsünden de geçmeye mec- bur eder ve her geçenden de bir baç alır. Deli Dumrulun namı öylesine yayılmıştır ki, ona kimse karşı gele- mez. Gelmeğe kalkan mutlaka ve mutlaka "belâsını bulur.. Günün birinde Deli Dumrul, kura dere üstüne kurdurduğu köprünün bağlarından birinde bir kalabalık gö- rür. Hışımla üstlerine gider, orada ne aradıklarını, niçin konakladıkları- nı sorar. Kendi arazisi üzerinde u- çan kuştan bile hesap sorma sevda- sında olan Dumrula, oraya konan o- banın genç beyinin öldüğü, eşinin ve ailesinin yas tuttuğu anlatılır. Dumrul, beyi kimin öldürdüğünü so- rar ve "Azrail" cevabını alır. O ne de ele geçen bir varlıktır. rul, uşaklarına emir verir, kendisi de ileri atılır., Atılır ama, o anda da Azrailin ecel tırpanı Deli Dumrulun boynuna takılır. Deli Dumrul önce ne olduğunu anlayamaz, güçsüz, sesi soluğu kısılmış yere yıkılır. Biraz sonra gene ders almamış bir adam o- larak ileri atılır. Bir, üç, beş. Dum- rul bir türlü ders almamaktadır. Der- ken Azrail. Dumrulun karşısına bir piri fâni olarak çıkar. Dumrul pir-i fâninin üstüne saldırır, ama faydası yok. Deli Dumrul gerçekten delirecek hale gelmiştir. Bunlar, şimdiye oka- dar başına gelmemiş şeylerdir. Deli Dumrul neden sonra, Azra- il gerçekten kendi canını almaya gel- diğinde amana gelir. Can tatlıdır, Ö- lüm korkusu işe yüreğine çöküp otur- muştur. Azrailden aman diler. "Ye- rime bir can vereyim" der. Azrail bu sınamaya razı olur. Deli Dumrul kal- kar babasına gider, başından geçen- leri anlatır, kendi canı yerine baba- sının canım vermesini ister. Ama can bu! Kocamış, bir ayağı çukurda- ki adam dahi binbir dereden su geti- rir oğlunun isteğine razı olmaz. De- li Dumrul ancak bundan sonradır ki dünyanın kaç bucak olduğunu anlar. Ama daha tüm ümitlerini yitirme- miştir. Bu kere de kocamış anasına gider. Ana - oğul arasındaki konuş- ma pek acıklıdır ama, anada canını elceğiziyle Azraile teslime yanaşmaz. Deli Dumrul şaşkınlık içindedir. Son çâre, eşine, can yoldaşına gitmektir. Güçlü, kuvvetli olduğu günlerde pek de arayıp sormadığı bu kınalı gelin, kocasını karşısında solmuş sararmış görünce deliye döner. Sevgi ve ile kocasının üstüne atılır. yi olduğunu sorar. Daha kocası lif etmeden, Deli Dumrulun o yerine canını vermeye hazır olduğunu söy- ler. Deli Dumrul, eşinin bu hali karşı- sında, yüreği soğumuş, kalbi aşkla, dolu, gözleri yaşlı karısına sarılır. Azrail geldiğinde ise Deli Dumrula, "kurtuldun" der. Deli Dumrulun yeri- ne karısının canını alacaktır. Ama artık Deli Dumrul akıllanmıştır, dünyanın kaç bucak olduğunu anla- mıştır. Karısını sımsıkı kavrar, Az- raile, "alacaksan ikimizin de canını al" der. Bu davranış, Azraili insafa getirmiştir. Deli Dumrulun da, eşi- nin de hayatlarını bağışlar. Masalın kısaca özeti budur. De- de Korkut bunu, zamanının halk de- Suat Taşer Aşka ve barışa! yimleriyle ustaca işlemiş, şiirlerle be- zemiş, günümüze kadar yaşayan * bir destan olarak bırakmıştır. Şair Su- at Taşar ise, bu canlı masalı almış, kendi şiir anlayışına, alışkın olduğu tiyatro dilinin akıcılığını da katarak yeni baştan yazmış. Bir destan o- larak kolayca okunabilecek olan De- li Dumrul, sahneye uygulandığında da Suat Taşerin yaptığı çalış- mayla büyük bir o kolaylık (okazan mistir. Dede Korkutun Deli Dumrulu ile Suat Taşerin Deli Dumrulu arasında bazı ufak tefek farklar var. Modern sanatçı Taşer, eseri elbette ki sâde- ce bir kopyacı olarak ele almamış. Deli Dumrula da. Deli Dumruldaki diğer şahıslara da, hatta ve hatta Azraile de yepyeni bir veçhe, daha insani, daha cana yakın bir hava vermiş. Taşerin Deli Dumrulunda Azrail, insanoğluna sâdece ölüm ha- beri getiren bir haberci; bir can alı- cı değildir. Taşerin Azraili, insanoğ- luna, "Aşk, güzelliğe doğruluğa inan -Aşk içre döner devran- Aşkşız oge- çen ömür - Uzunlu kısalı bir yalan" diye seslenir. Anasının, babasının oğullarının yerine can vermeye razı olmaması üzerine de Azrail Dumrula şöyle der: "Hüner işidir, akıl işidir -Yaşarken yaşamayı bilmek - Dav- ran! - Aşk içre döner devran! - Aşk- sız geçen ömür - Uzunlu kısalı bir yalan" Salim Şengilin Dost yayınları a- rasında temiz bir baskı ile çıkan De- li Dumrul, zevkle, kolaylıkla ve tek- rar tekrar okunabilecek. bir kitap- tır. AKİS. 18 HAZİRAN 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: