18 Haziran 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

18 Haziran 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F E Plâklar Yüzyıllara maledilen buluş Vakit gecenin ileri saatleriydi. Or- ta boylu genç adam, önündeki dö- ner silindirin çevresine ucunu dayadı- ğı, bir iğneyle nihayetlenen huni sek- lindeki borunun içerisine "Hello" di- ye seslendi. İğneyi tekrar eski yerine getirdikten sonra silindiri döndürdü, dikkatle dinledi.. Evet, huni şeklinde- ki borunun ağzından belli (o belirsiz bir cızırtı, "Hello" diyen kendi sesi duyuluyordu. Bu ses, işittiği seslerin en güzeliydi. Olay 1876 yılında Amerikada, mü- tevazı bir evin tavanarasında geçi- yordu. O gece orta boylu, genç a- dam - Thomas Alva Edison -. fonog- rafı keşfetmişti. Sonraları üzerinde balmumu, kalay levha gibi maddeler bulunan döner silindirin yerine yine yumuşak yüzeyli daire şeklindeki plâklar kullanılmağa başlamıştı. İşin dikkate değer tarafı, bugün bile gra- mofon tekniğinde ayni prensipler kul- lanılmaktadır ve gramofon, rakibi ta- pe recorder'e rağmen çok tutulmak- tadır. Son yıllarda "high fidelity" o ve “stereofoni" tekniği gelişip, mevcut rekabet yüzünden plâk ve bunu çalan cihaz fiyatlarında büyük ucuzlama- lar görülünce plâk satışları da bir- denbire hararetlenmiştir. Edison'un fonografından bu yana esas elemanları sabit bir iğneyle ha- reket halindeki bir oyuktan ibaret o- lan kayıt mekanizmasının hiç değiş- tirilmemesine karşılık, iğne (o yardı- mıyla sesin kayıt şeklinde, bu kayıt- ların tekrar ses hâline çevrilmesinde- iğnenin sesi kaydettiği plâk yüzeyi- nin özelliklerinde, nihayet gramofon plâklarından elde edilen pratik o so- nuçlarda çok büyük gelişmeler sağ- lanmıştır. 1925 yılından beri Edison'un fonog- rafına, prensiplere halel getirmeksi- zin, yardımcı olan elektromanyetik ses kaydedici cihazlar sayesinde bu- gün herhangi bir sesin aslına çok ya- kın bir şekilde kaydedilmesi, saklan- ması ve bir plâk yardımıyla yüzlerce defa bozulmadan dinlenmesi kabil ol- maktadır. Bugünkü tekniğe göre bir artistin veya orkestranın sesi önce mümkün mertebe iyi akustik şartlar sağlayan bir salonda birçok noktaya konulan mikrofonlardan alınarak bir manye- tik banda kaydedilmektedir. Bu bant muhtelif mikrofon gruplarının kom- binezonu halinde ekseriya üç, dört, AKİS, 18 HAZİRAN 1962 N hattâ daha fazla kanaldan olmak ü- zere seslerin kaydına yaramaktadır. Böylece çeşitli kanallardan en uygun neticeyi veren kanal -lâboratuvarda kulakla dinleyerek yapılan seçme so- nunda- esas alınmaktadır. Bu kana- lın sesi de yüzeyinde katı hâlde bal- mumuna benzeyen plâstik bir mad- de sürülmüş bulunan bir plâğa, e- lektronik ses şiddetlendiriciler -amp- lifikatörler - ve elektromıknatıslı ya- zıcılar yardımıyla helezoni oyuklar şeklinde kaydedilmektedir. Bu kalıp, üzerindeki mum taba- kası yeteri kadar sert olmadığından, herhangi bir şekilde kullanılmamak- ta, baskıya da gelmemektedir. Bu yüzden üzerine galvanoplasti yoluyla bakır kaplamak o suretiyle (negatif letme hazırlıkları da hayli ilerlemiş- Bu konuda kötümserlik veren bil olaydan bahsetmek yerindedir. Son aylarda, Zeki Mürenin en fazla sevi- len şarkılarını okuduğu 45 devirli plâkların piyasaya çıkarıldığı görül- mektedir. Bu plâkların, "long play" denilen ve ince iğneyle çalınan tipten olması sebebiyle daha büyük bir iti- nayla hazırlanması ve iyi kalitede ol- mayan baskıların piyasaya çıkarılma- ması akla yakın gelirse de, durum tam tersinedir. Fabrikadan çıkan her 10 plâktan 2'sinde görünür kusurlar olduğu için satıcı tarafından ayıklan- makta, satılan her 10 plâktan | tane- si ise, gözle görülmeyip (o çalınınca meydana çıkan arızalar bulunduğun- dan, geriye gelmektedir. Türkiyede halen faal durumda bir tek İstanbuldaki plâk fabrikası var- Sterefonik plâk dinleyen; bir kadın "Dinle neyden..." kopyası elde edilmekte, sonra da bu negatiften tekrar bir pozitif kalıp çı- karılmaktadır. Bu pozitif kopye plâk endüstrisinde kullanılan baskı kalıp- larının şablonunu teşkil etmekte, yâ- ni kalıplar bu şablondan elde edil- mektedir. Görüldüğü üzere, bu "şablon", mumla kaplı ilk plâğın tamamen ay- nıdır. Yeni bir iş sahası Üç yazıdanberi (Bak: AKİS sayı 412 ve 413) üzerinde durulan "hing fidelity" oplâkların yakında memleketimizde de imâline başlana- cağı söylenmektedir. Amerikan RCA lisansıyla ve VİCTOR firmasının bas- kı kalıplarını kullanarak yapılacağı bildirilen imalât için gerekli teşebbüs- ler tamamlanmış, imalâthanenin iş- dır. Bu fabrikada sesin kaydından i- tibaren ticarette satılacak plâk hali- ne gelinceye kadar, ham maddeleri hariç, her türlü imalât imkânları var- dır. Ancak mamulün kalitesi genel o- larak yukardaki misâlde olduğu gibi- dir. Şimdi, durum böyle iken müzik dünyasının şaheserlerini en iyi, orkest- ralardan ve çalgıcılardan memleketi- mizdeki meraklılarının da dinleyebil- melerini sağlayan "high fidelity" plâkların yerli olarak yapıldığını öğ- renmek müzik meraklılarına pek de memnunluk vermeyecektir. Müteşeb- bislerin işi ne derecede ciddi tuttuğu piyasaya çıkacak malın kalitesinden anlaşılacaktır. Bu hususta şimdiden peşin hükme varmak imkânsızdır. Ancak yapılacak şey, bu plâkların da eskilerinin âkibetine (ouğramamasını temenni etmektir. 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: