18 Haziran 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

18 Haziran 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

olmayan, yani kararlarım ekseriyet le almayan bir Batı Avrupa Birliğini kurup onun fiilen başına geçmek ar- zusuna sahip ve kendi mütevazi atom bombasını da belki yapabilecek Fran- sa! Ama, Fransanın nazarında A- merika neyse, partnerlerinin, yanında Fransa ondan başka bir şey olmaya- caktır ki.. Fransa, partnerlerinin te- cavüze uğradığı hangi anda müte- cavize karşı, kendisinin de tahribine pek âlâ yol açabilecek bir. silahı kul- lanacaktır? Yoksa, atom bombasını imal ettikten sonra bunun sırrını ken- di partnerlerine. Amerikadan daha fazla cömertlikle verecek midir? Me- manyanın atom Sİ- a Couve de Murville: ugün bir milleti, kendi o- yuyla ve kararıyla bir harbe sokmak kolay değil. Harp, öylesine korkunç bir macera oldu. Durum buyken bir milleti, başka milletlerin teşkil ettik- leri bir ekseriyetin kararıyla harbe sokabilmenin hiç imkânı var mıdır?" dedi. Fransa Dışişleri Bakanı, bu söz- leriyle (oOAtlantik Camiasını değil, Fransanın kurup fiilen başına geçmek istediği Batı Avrupa Birliğinden bah- sediyor ve yarınki Avrupanın niçin süpranasyonal olmayıp bir "Devlet- letin Avrupası" olması gerektiğini m İhtiyarlar Saltanatı DIŞ ALEM tik Camiasını önemli ve kritik bir meseleyle karşıkarşıya getirmiş o ol- duğunu görmemek imkânı o yoktur. Bir yandan nükleer silahların inhisa- rının birden iki devlete geçmiş bu- lunması, diğer taraftan ekonomi sa- hasında Batı Avrupanın bağımsız ha- le gelmiş olması Atlantik (oPaktının şartlarında en azından bir revizyonu mutlaka gerekli kılmaktadır. o Gerçi bu revizyon, paktın Bakanlar Kurulu toplantılarında oşimdilik, o ısrarlara rağmen geçiştirilmektedir ama işin ele alınması zamanının pek yakında geleceğini söylemek kehanet o değil- dir. Harp var mı? Bugün Batı Av- rupada, bütün büyük omemleket- eğme s lerin başında Tür- e z , . ii. kiyenin meseleleri bebi sayacağını Başkan oKennedynin, çok genç yaşta dünyanın I numaralı devletinin ir Sen azindan: ilân etmiş bulun- başına geçmiş olması Avrupalıların “Memleketleri ihtiyarlar o idare 5 © Gvaci > e iz > yi > a, m BİR önemli siyasi me- duğu gibi, itibar- ediyor” fikrini değiştirmiş odeğil. &80'in üstünde Adenauer, 70Oin üstün- seleler var. İngil- ı Generalin Di- de General de Gaulle ve 60'n üstünde Macmillan bu inançta olanların de- ” le bu hareketini Fransa milletine izah etmesi son derece zordur. Za- ten kendisinin de böyle bir niyeti yoktur. O halde, Ameri- kaya itimat etme- yen Fransaya me- selâ Türkiye ona- sıl itimat edecek- tertipleme bütün parçalanması neti- cesini vermeyecek midir? Zira o za- man her koyun kendi bacağından asılır denilecektir ranmakta fay- da mülahaza edecektir. Rusyanın is- tediği de bundan başka bir şey de- ğildir. de Gaulle, lilleri. Şimdi, memleket idare eden şöhretlerin arasına, tabii 70in üs- ide. tünde İnönü de ilâve edilmiş halde, Memleketleri ihtiyarların oidare etmesi, işin temelindeki gerçek me- sele değil. Mesele, bu ihiyarların ellerinde tuttukları ve en çok şahsi prestijlerine dayanan otoriteyi nasıl devredeceklerii Bu konuda en kritik durumda bulunanlar, tabii Fransa ile Türkiye. Onları, Almanya ediyor. İngilterede ise, yaşının o gerektirdiğinden çok daha fazla yo- rulmuş o bulunan Macmillan'ın mirası, her halde ingiliz siyaset haya- tındaki "adam yetiştirme usulü” sayesinde nisbeten kolay atlatılacaktır. Fransa İle Türkiyenin kritik durumları, s meselesinin halle- dilmemiş bulunmasıyla ilgili. İki memleketin ikisinde de, demokratik idare iki ihtiyarın omuzlarında duruyor. Demokrasinin ml Mi Fransada bu çeşit bir güçlüğün bulunması insanı şaşırtabilir. şinci Cumhuriyetin kendine pak has bir demokrasi olduğu ve a ralden başkasının bunu yürütemeyeceği herkesin malümu. Almanyadaki güçlük, daha çok Adenaverin partisi o içinde. "İhti- yar Adam" iktidarı bıraktıktan sonra partisi gene iktidarda kalabilecek mi, yoksa gittikce daha az sosyalist olmak suretile daha canlı bir alter- natif haline gelen ve meşhur Brandi'ın Me ettiği o Sosyalistler mi Bonn'da nöbeti devralacaklar! İngilterede de Macmillan meselesi, daha çok bir iç politika, istifhamı şeklinde tecelli GeliğDE, İstikbal T Öyle görünüyor ki, upkı Türkiyede olduğu gibi Batı Avrupada da tikbal hale bağlı. "İhtiyarlardan sonra ne olacak ?" sualinin cevabı, “İh tiyarlarla ne yapabileceğiz!” sualinin cevabında yajyar anlatıyordu. İşin gerçeği şudur ki, tamamile kalkınmış ve Amerikadan, nükleer tere, Britanya Ca- miası ile Müşterek Pazar arasında ne halinde. Halbuki a- ra seçimlerinde Li- beraller, gösterişli ilerlemeler kaydet- miş durumdalar ve onların Muhafaza- karlardan aldıkla- rı oylar neticesi İş- çi adaylar Parla- mentoda Macmilla- n'ın adamlarından yılık dönemi lemeden bir avan- tajlı konjonktürde seçimleri Oo yenile- mesi kuvvetle muhtemel. Fransada, hem General de Gaul- le'ün veraseti işi dumda, hem de Cezayir neticeleri Fransanın iç ve dış politi- halledilmemiş du- meselesinin General hayalindeki Avrupanın iki büyük kuvvet arasında tarafsız bir Üçüncü Blok olmayaca- ğını, Atlantik camiası içinde bir fak- tör olacağını ve sesini daha çok du- yuracağını. Amerikadan daha müs- takil durumda bulunacağını söyledi. Generalin Dışişleri Bakam ise, Türki- ye misalini gayet iyi anladı, ama Fransanın kendi savunmasını bizzat tertiplemek kudretine malik olduğu için bu yolu tutacağını bildirdi. e Ya- AKİS, 18 HAZİRAN 1962 silahların savunma sisteminde sağla- dığı garantiden başka isteyecek şeyi kalmamış Batı Avrupa Atlantik Ca- miası için daha fazla istiklâl ve da- ha büyük rol peşindedir. Ancak, bu fikrin alemdarlığını yapan Fransâda General de Gaulle ve Almanyada A- denauer mevcut Rus tehlikesi karşı- sında kendi partnerlerinin mutabaka- tını kolay kazanacağa benzememek- tedirler. Buna rağmen, nükleer si- lahların tetiğindeki el bahsinin Atlan- kası üzerinde daha uzun süre tadsız ihtilatlar yapmak istidadında. Devlet Başkanının Avrupa konusundaki fik- ri sâdece Amerikanın değil, o bizzat Fransız politikacıların nazarında ku- surlu ve hayali. Bitirdiğimiz haftanın içinde bir gün, Fransız Meclisindeki temsilcilerden yarısından o çoğunun Generalin Avrupa politikasını protes- to maksadıyla salondan çıkıp eritme- leri Paristeki siyasi muvazenenin 19

Bu sayıdan diğer sayfalar: