24 Eylül 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

24 Eylül 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bakadır. Bu tabaka, 1923 senelerinin kriziyle karşılattı. lerdir. 1925 sayımına göre tarımla 10 milyona yakın kimse çalışmakta- dır ki a 7 m kütlelerin (yüzde 30'u Yapılacak ikinci bir tasnif, yas esasına göredir. Kriz, genç nesli es- ki nesille karşı karşıya getirdi. Genç- ler, kötüleşen şartlarla beraber iki a- şırı uçta yer aldılar. Bir yandan ko- münizm, diğer taraftan nasyonal sos- yalizm tesirini kuvvetlendirdi. Mese- lenin önemi, harpten sonra Almanya- da göze çarpan nüfus artışıdır. Bu, genç nesli kuvvetli bir unsur haline getirdi ve sosyal hayatta onun rolü- nü arttırdı. Böylece, iki kategori iti- bariyle iktisadi kriz, Almanyada top- lumun bir krizi haline geldi, Sefalet çok kimseyi aynı düşmanlıklar etra- fında birleştirdi: Zenginlere (o karşı düşmanlık, kapitalizme karşı düşman- lık, istismara karşı düşmanlık, para- nın kudretine karşı düşmanlık. Bu hisler, yahudi düşmanlığında sembo- lünü buldu. Komünistler ve nasyonal sosyalistler tam kendi zevklerine uy- gun bu ortam içinde alabildiğine fa- aliyete geçtiler. İşin garip görünen tarafı şudur ki, o yıllarda nazilere bolşeviklerin alman toplumunun her tabakasına karsı söyledikleri şarkı- lar aynıdır. Daha da tuhafı, şarkıla- rın hem işçiye hem köylüye aynı za- manda söylenmesidir. Arada bir fark vardır: Naziler bütün söylediklerini büyük sosyal karışıklığa meydan ver- meden o gerçekleştireceklerini | ileri sürmektedirler, ötekiler varlıksızların varlıklılara karşı ayaklanması günü- nü müjdelemektedirler. Bu yüzdendir ki iki aynı tutum, birbirinin tezi ve antitezi haline geldi. Hitlerin etrafın- da bir takım kimselerin komünizm a- fetinden e işin birleşmiş ol- malarının sebebi b Brüning'i in yala derpiş et- tiği yeni seçime Almanya işte bu hava içerisinde girdi. Sürprizli netice itler, hapisten çıktığı günden iti- aren böyle bir an için hazırladığı partisiyle seçime su sloganlarla ka- tıldı: Her almana iş ve ekmek, bir Heybetli Almanya, Versay Andlaşma- sının yırtılması, harp tazminatının ödenmesinin reddi, suiistimallerin ön- lenmesi ve para babalarının, hele ya- hudi iseler dize getirilmesi! Dört milyon alman gencinin bu seçimlerde a Hitler aklından çıkarmadı. Seçimlerin neticesi, beklenilmeyen bir zafer ol- du AKİS, 24 EYLÜL 1962 Çelik kralı Thyssen Sonradan gelen akıl 1928 seçiminde Hitler 810 hin oy almış, Parlamentoya 12 temsilci sokmuştu. Ümidi, yeni seçimlerde o- yunu dört misli çoğaltmak ve 50 ka- dar temsilcilik almaktı. Halbuki oy- ların tasnifi bittiğinde Nasyonal Sos- yu Partinin 6 milyon 409 bin 600 y aldığı görüldü. 107 nazi millet- vekili olarak Reichstag'a girdi. Böy- lece Parlamentodaki partilerin en küçüğü ve dokuzuncusu olan Nasyo- nal Sosyalist Parti, ikinci büyük par- ti haline geldi. Şarlo bıyıklı avustur- yalının -Hitler hala alman değil", a- vusturya tebasıydı!- zaferi sadece Al- manyada değil, bütün dünyada çok geniş akisler yarattı. eçimlerden sadece aşırı sağ uç değil, aşırı sol uç ta kazançlı çıktı. Komünistler 3 milyon 265 bin olan oylarını 4 milyon 592 bine, 54 tem- silciliklerini de 77'e çıkardılar. Kay- bedenler, orta yolun yolcuları oldu. Seçmen kütlesine dört milyon kişi eklenmiş bulunduğu halde (oMerkez Katolik Partisinin haricindeki orta sınıf partileri ve Sosyal oDemokrat Parti birer milyon oy kaybettiler. Ba- ki milliyetçilerin oyu dört milyondan ikiye indi. Anlaşılmaktadır ki naziler, Ha- genberg'in eski tarz milliyetçilerinin oylarının tamamıyla orta sınıf parti- lerinin ve yeni seçmen kütlesinin oy- larının bir kısmını almışlardır. Orta sınıf partileriyle yeni seçmen kütle- sinin oylarından bir başka kısım ise komünistlere gitmiştir. Her halde seçimlerden sonra ortaya öyle bir Parlamento çıktı ki, bununla demok- ratik bir Almanyanın idaresi eskiye nazaran çok daha güç hale geldi. TARİH Ama daha önemlisi, memlekette beliren yeni cereyanlar ve umumi ef- kârın almış bulunduğu istikamet Al- manyanın perde arkasındaki asıl iki kuvvetinin gözünden kaçmadı ve bun- lar kendileri için gerekli gördükleri tavrı takınmak lüzumunu duydular. Bu iki kuvvetin biri Ordu, diğeri ise büyük sanayi ve maliye çevreleridir. Bunlar, orta yolun imkansız hale gel- den hangisinin daha as zararlı oldu- ğu hususunda fazlaca bir tereddüt göstermediler. Zaten bu sırada Hitler de Viya- nadaki serserilik , yıllarında Belediye Başkanı r taktiklerini incelerken (Bk. AKİS - Sayı: 425) tesbit ettiği bir hususun peşindeydi: Memleketin sağlam (kuvvetlerinin desteğini temin etmek! Arananlar, buluştular. Hitler ve Ordu itler Ordunun ve alman milletinin üyük derdini daha baştan anla- dı. Ordu, Dünya Harbinde yenilmiş olduğunu kabul etmiyor, o arkadan hançerlenmiş bulunduğuna inanmayı daha çok seviyordu. Ordusuna hayran milletin bir büyük kısmı da aynı se- klide kendini avutmaktan hoşlanıyor- du. Nazilerin lideri, bu görüşün şam- piyonu oldu. Ordu ve Almanya satıl- mıştı. Satanlar, memleketi harbe so- kanlar değildi. Harbe girildikten son- ra mağlubiyeti kabul edenler ve Ver- say andlaşmalarını imza eden politi- kacılar günahların en şenlini işle- mişlerdi. Hitlerin bu tezi, Ordunun ister istemez sempatisini çekti. Hit- ler Orduya, yıkılması gerekeni gös- terdi: Cumhuriyet! Cumhuriyet, he- zimetten sonca kurulmamış mıydı? Demek ki Cumhuriyet hezimete sebep olanların eseriydi! Bu inanılmaz ma- sala, almanlar inandılar. ersay andlaşmasıyla Almanya, sadece 100 bin kişilik bir ordu bulun- durmaya mecbur kılınmıştı. Almanya, General von Seeckt'in idaresinde bu- na boyun eğdi. Memleketin Silahlı Kuvvetleri, kağıt üzerinde 100 bin ki- şiyi hiç bir zaman geçmedi, Ama as- lında bu bir minyatür orduydu. Al- manlar, 100 bin kişilik kadroyu ye- tiştirdiler. Nitekim, rahat ve kolay günler geldiğinde General von Seeckt- in marifetinin kıymeti daha iyi an- laşıldı. O muazzam Reichswer, bu 100 bin kişinin etrafında vücut bul- d itler daha baştan, aflarını Or- dunun üzerine attı. Orduyu bir kere ele geçirirse, hiç olmazsa onu kendi tarafına çekerse işlerinin inanılmaz derecede o"kaymaklaşacağı"nı omü- 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: