29 Ekim 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

29 Ekim 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Atatürk meşhur Claude Farrere ile yemekte sonra grene Meclise beraber o çalış- mak ve neticeye varmak fikri galebe çalmıştır. Bu kadar muğlak bir me- kanizmayla idare edilen hükümetin adı B. M. M. Hükümeti idi. TI Bi idarenin ergeç Saltanat rejimi- vereceğini (o İstanbuldaki Saltanat ailesi hissetmiştir. o Anado- luda Saltanat rejiminin taraflısı oo- lanlar ise, Hakimiyeti Milliye pren- sibinin tatbik usullerine ümit (o bağ- lamış bulunuyorlardı. Önce, Saltanat Hanedanının teşebbüslerini anlataca- ğım Saltanat (ailesinden şehzadeler, benim bildiğim iki defa, ciddi olarak Anadolu mücadelesine katılmak İs- e Bir defasında Ömer Fa- Efendi yaveri ve (o mürebbisiyle beraber İneboluya gelerek | iltihak İstanbula iade olunmuştur. İkinci defasında ge- ne Ömer Faruk Efendi Anadoluya gelerek Vahdettine karşı vaziyet al- maya hazır olduğunu rahmetli ve pek muhterem Şeyhülislam (Hayri Efendi vasıtasıyla Mustafa (Kemal Paşaya bildirmiştir. Paşa rahmetli Şeyhülislamı bir de, zaten ziyaret et- mek istediği Garp Cephesi kumanda- lıyla görüşmek üzere Eskişehire göndermiştir. Muhterem Hayri Efen- diyle görüştüğümüzde ben, mesele- yi in bir Vahdettin meselesi de- nedan meselesi haline geldiği- ni e . anlatmaya çalıştım. İç ve dış mücadeleler esnasında Hane- dan azasının düşman kuvvetleriyle Pek yakın ve samimi münasebetler halinde yaşadıklarına dair cephede- Dünya gözünde itibar ki orduya mütemadi haberler geli- yordu. Hayri Efendi bana hak verdi. Bununla beraber Cumhuriyet ilanına kadar, tabii Boncuklu İbrahim veya Vahdettinlerden hiç bahis açmaksı- zın, Saltanat taraftarları Fatih, Ya- vuz Selim ve Kanuni Süleyman gi- bi büyük hükümdarların adlarını i- leri sürerek rejimi savunmak iste- mişlerdir. Bunların arasında, ger- çekten samimi insanlar da vardı. Tabii Şehzadelerin teşebbüsü A- nadolu mücadelesini Saltanatın iki hizbi arasında her milletin tarihinde görülen bir aile mücadelesi haline ge- tirmeyi ve her halde Saltanat mües- sesesini kurtarmayı hedef o tutuyor- du. Bu tarihçe iki şey gösterir. İs- tanbulla irtibat kesilip Anadolu yal- nız başına kaldığından itibaren ve hususiyle iç savaşlar esnasında Sal- tanat, düşmana yardımcı olan İnzi- bat Teşikilatıyla kökünden mıştır. İstila eden düşmanlara İsi şı kesin zafer kazanıldıktan sonra i- se, Saltanat İdaresi tamamiyle mil- let gözünde mahkum olmuştur. IV Lnunla beraber Cumhuriyet ilânı gene kolay olmamıştır. Bir defa Saltanat ailesi Müessesesi halinde memlekette hüküm sürü- yordu. Yabancı devletler, öyle görü nüyordu ki, Hilafeti sempatiyle des- tekliyorlardı. Bu müessesenin ye- ni kurulan milli devlet için önemli bir engel olacağını ümit ediyorlardı. Lozandaki temaslarımda gazete mu- habirlerinin Halifenin resmi ünvanı- nın ne olacağı hususunda beni mü- temadiyen sıkıştırdıklarını hatırla- Gazi Mustafa Kemal Paşa Düşünen baş rım. Nihayet Halifenin Unvanının Sa Majeste yerine Sa Kalifat olacağını bir gün söylemiş ve kurtulmuştum n müzakeresi esnasında Ata- türk memlekette mütemadi bir gezi ve temas yaparak Hakimiyeti Milli- ye ielkininie bulunuyordu, Atatürk bu gezilerinde milletin kazandığı ka- yıtsız şartsız hakimiyeti hiç bir se- beple hiç bir kimseye ve hiç bir ün- vana kaptırmayacağını ilan etmiş- tir. Bundan sonra Cumhuriyet ilânın- da en tesirli ve en kuvvetli engel A- teleri ehemmiyetli sayıda ve ölçüde

Bu sayıdan diğer sayfalar: