8 Aralık 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

8 Aralık 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

sıkı tutunuz- Yön ve onun yöneti- cisi Doğan Avcıoğludur. Yön ve Do- gan Avcıoğlu "Sosyalist hareketi sabote etmek" günahını işlemişler- dir. Gündelik Vatanda, ziyadesiyle meşhur Benice Boran sol cephenin haftalığına ve yöneticisine saçı ba- şı dağılmış bir Anna Pauker edasıy- la ateş püskürmektedir. Ö gi ne göre sol cephenin haftalığı ve yöneticisi, (o Türkiye İsçi Partisiyle Behice Boranları komünistlikle suç- landırmıştır! .. Ama Avcoğlunun T.İ.P. hakkın- daki bu ilk (ne yazık!) yazısı artık şüphe bırakmıyor ki bunun altında bazı hesaplar yatmaktadır. Saldırı, baskı kampanyası daha da şiddet- lenir, ufukta beliren faşizm tehlikesi maddileşirse "dogmatik, katı dokt- rinci, omemleket gerçeklerinden u- zak" (uzatmaya ne lüzum var? A- çıkçası komünist) onlardır, biz mil- liyetçi sosyalistiz (o diyebilmek hesa- bı. Bravo Yönün "sosyalist hareka- tin bütünlüğü konusundaki titizli- gi"ne! Bu satırları Cemal Reşit Eyü- boğlunun sahibi bulunduğu Vatanda, Cemal Reşit Eyülboğlunun ortağı ol- duğu Yön ve onun yöneticisi hakkın- da yazan Behice Boran -işin daha komiği, bu Eyüboğlunun da bir ka- pitalist oluşudur - Doğan Avcdoğlu- da bulduğu büyük kusuru da belirt- mekten geri kalmamaktadır: TİP'e tiye olmak diye bir lüzum da duyulmuyordu. o Sosyalizm "tek" dir diye yazan, politikaya atılmaya hevesli, şahsi durumu bir partiye girmeye engel olmayan bir genç ne- den TİP'e girmek, orada kendisi gi- bi sosyalist aydınlar ve emekçilerle çalışmak arzusu Oduymazdı acaba? Hele kendisinin, hareketin nasıl yü- rütülmesi gerektiğine dair fikirleri, iddiaları olduğuna göre bu partiye katılması, orada görüşlerini savunup tenkidlerini yapması gerekmez miy- di? Bir işçi hareketinin doğru oyö- netilmesine çalışmak bir sosyalistin kaçınılmaz görevi değil miydi? O halde? Üstelik parti toplumcu ay- dınları ısrarla çağırıyordu. Türk - İş kanalıyla ikinci bir par- tinin kurulması suya düşünce o Avcı- oğlunun bu sefer işçilerden ümidi ke- sip yalnız aydınlarla ve oParlamen- todaki ilerici senatör ve milletvekil- leriyle "büyük bir sosyalist partisi" kuracağı haberleri geldi. Bu teşeb- büs de olumlu bir sonuca bağlana- YURTTA OLUP BİTENLER Yön ve Vatan Düşman yoldaşlar Bu sefer madı. "Sosyalist Kültür Derneği ortaya atıldı. Partiye üye olabilecek durumda olmıyanları teş- kilatlandıracak, TİP ile işbirliği ede- cek, hattâ bu dernek parti üyeleri- nin de katılmasiyle ortak bir teşeb- büs olacaktı. Ama birlikte yapılan tek bir toplantıdan sonra partiye bir daha müracaat yapılmadı. Doğmatizm ve revizyonizm arasında patlak veren PV olğaşlar buhranı, komünist alemde Sta- lin ile Tito arasında kopan kavgaya -bütün ölçüler mahfuz tutulmak şartiyle - benzetmemek imkânı yok- . Stalin Titoyu nasıl revizyonist- lik ve milli sosyalistliğe heves et- mekle suçlandırmışsa, şimdi T.İ.P.ın etrafında birleşenler Yönü ve yöneti- cisini ayni iddialarla afaroz etmek- tedirler. Buna mukabil Yön ve yö- neticisi de, T.İ.P.çileri doğmatizmle malül görmekte, onları - Behice Bo- ranın tabiriyle- komünist diye ilân etmektedir. Aslına bakılırsa, osol cephedeki ikilik usun süredir hissedilmiyor de- gğildi. OT.İ.P.çiler "Parti Çizgisi"ne sıkı sıkıya sadık kalır ve sosyaliz- min zaferini bir proletarya hareke- tiyle başarıya ulaştırmaya çalışırken Yöncüler sınıf çekişmesini tasvip e- der görünmüyorlar, - ve gene Behi- ce Boranın iddiasına bakılırsa-"sos- yalizm meselesini bir aydın kadro- nun işbasına gelmesi şeklinde tartı şıyorlar ve böyle bir kadroyu kes tirmeden işbaşına getirmenin yolla- rını düşünüyorlardı". o İki tarafı üzerinde ittifak ettiği nokta, demok ratik dizenin ve seçim yolunun red- di idi. T.İ. P. e göre de, Yöne gö- re de bugünkü düzen seçim lere "Ağalar" hâkim oluyordu, o si- lahlarla oçarpışmayı kabul etmek mağlübiyeti peşinen kabul etmek demek olacaktı. T.İ.P. bu durum karşısında alttan, Oo Yön. üstten 3 hareketi hazırlamaya çalışıyordu. Doğmatiklerle revizyonistler ara- sındaki iplerin kopması ve tarafla- rın birbirlerine karşı saldırıya geç mesi aslında her iki grubun da ümi- dini kaybetmiş olduğunun açık deli lidir. - Memleketin sağlam kuvvetle- ri, Ordu, Gençlik ve Basın, bunların yanında C. H. P., oynanan oyunu görünce ve "o çeşit solculuk"u red dedip komünizm e faşizm tehlikesini tamami vehametli tehlikeler olarak karşısına alınacak en mühimi, bu cereyanın düşmanın en az o nisbette sevimsiz "Gökhan Takımı" olduğu demagojisi yenilik ce yoldaşlar hınçlannı birbirlerin den alma durumuna düşmüşlerdir. İki tarafın da, başarısızlık sebe bi diye ötekini göstermesinin büyük hikmeti, başarısızlığı artık elleriy le tutup gözleriyle görmeleridir. A- ma onlardan, bunu işçiler ta kendi- leri görmüşlerdir. AKİS/17

Bu sayıdan diğer sayfalar: