8 Aralık 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

8 Aralık 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hin olan Maliye açık açık diyor ki: "Ben o tarz vergi alamam" Faturasız cennet Çi kimse sanır ki rinden vergi, sadece tarım gelirle- o Sektörde İş, bu- nun çok ötesindedir ve "Toprak A- Saları" bir kazanç teşkil edecektir. bundan dolayı dekar basına Bir defa, Ka- bir belirli ve tabii yüksek kazançlarda sektörlerin o ödedikleri çok az vergi vereceklerdir. vergiye taraftardırlar. zançları ne olursa olsun başka nisbetlerden Belki ilk Beyannameli bu- Ama bu, hep sabit kala- Sonra, bir takım "Takdir Ko- karşıya okal- mak kendilerini fazla tedirgin etme- mektedir. Bundan başka, dekar ba- şına para ödediler mi Servet Beyan- namesi overmeyecekler, yıl, miktar itibariyle, Vergiden fazla tahsilat imkanı lunacaktır. caktır. misyonları" ile karşı karlarının miktarını Bir de, ta devam edeceklerdir. hep gizli tutacaklardır. faturana muamele yapmak- bü- tün bir mensucat sanayiinde açık ka- Faturasız muamele, meselâ pıdır ve çok fabrikanın kendisini ina- nılmaz müddetler edivermesinin sebebi hikmeti budur. Çukurovada fabrika- tör, zamanda pamuk tarlası- nın da sahibidir. derecede kısa içinde amorti aynı Yani hem alıcıdır, hem satıcı. o Fiyatları nasıl isterse, iş- Vergi dekar başına ol- sanayici sıfatıyla defterine öyle lemektedir. du mu, o tarz hesap kitap gene ay- nı kalacaktır. Faturaya tabi olma- mak, bu bakımdan büyük istifade- ler sağlayacaktır. Hükümet, şöyle bir, istiyor. Gelir Vergisini oOönce bu bakir sahaya sokmak Meseleyi o açıdan ele al- mak lâzımdır. Hele bir, tarım sek- töründe gelir nedir? Bu, bir anla- şılsın. o Vergi kaçırılmayacak mıdır? Hele başlangıçta, şüphesiz. Ama, akıllı Hocanın hikâyesini unutma- mak lazımdır: Adam köye Hoca ol- Bakmış, kimse namaz kılmı- Halbuki başka türlü de namaz ol - mazmış. Kılmıyoruz". Hoca düşün- müş. "Ziyanı yok. öteki çeşit de na- maz kılınır" demiş. Köyde başlan- mış namaz kılınmaya. Hocanın za- manı gelmiş, başka yere nakletmiş- ler. Yeni Hoca, eski Hocanın abdest- siz, ayakkabıyla namaz kıldırışına pek şaşmış. "Yahu" demiş, öyle namaz olur mu?" Eskisi gülmüş "Ben namaza başlattım, sen de ada- bıyla kılmaya alıştırırsın". Şimdi, bir gerçek: oÇukurovada geçen yıl 102 bin ton pamuk olmuş- tu. Bu yıl 127 bin tondur. Aradaki 25 bin tonun bedeli 125 milyon lira- dır. Bütün Türkiyede sadece Çuku- rovanın, sadece pamuğunun, sadece bir yıllık, sadece istihsal fazlası! Buna mukabil, bir yıl içinde bütün Çukurovanın sadece istihsal fazlası olarak meselâ bu yıl 125 milyon li- rayı cebine indirdiği! Düşününüz, bu istihsal fazlasıdır. Yani, pamuk ge- çen yıl kadar olsaydı çiftçi gene ge- niş kârını yapacaktı. Bu, kârın kâ- sıdır. Eee, bundan vergi alınmaya- cak, olur mu? Nitekim, Adana çiftçilerinin akıl- lı ve ileri görüşlü başkanı Fazlı Me- to bu konudan Kaldor Raporunun e- sasını müdafaaya başlarken, herkes gibi şöyle demektedir: -— Vergi vermeyelim demiyoruz. ma, dönüm başına bir sey tesbit etsinler, bizden ottu alımlar. Buğday çuvalları üzerinde çiftçi Gel keyfim gel Türkiyenin tarım gelirlerinden alın- ması düşünülen vergi: 0 milyon lira! Bir verginin hususiyeti Ma konularda en ufak bilgi sahibi herkesin, bir gerçek malümudur: Tarım gelirleri en zor vergilenen ge- lirlerdir. Mükellefler, geniş (ölçüde kifayetsizdir. Tarım işçileri seyyar kimselerdir. Bir takım masraflar ve bir takım kârlar muğlaktır. Tarım sahaları gözden uzak, vergicilerin e- li altında olmayan sahalardır. Bunla- rın hepsi doğrudur. Ancak doğru o- lan bir nokta daha vardır: Sadece Yani, Çirfçiler Birliğinin görüşü. miliğine şüphe yok. Samimi olmayanın kim anlaşılıyor, olduğu değil mi? Bir vergi me- selesini bir sınıf meselesi gibi terip bu rejimi o yüzden yürüyemez ilân eden sahtekar! gös- Ne sahtekarsın, sen! kızıl papaz! Sen, AKİS/19

Bu sayıdan diğer sayfalar: