17 Ağustos 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

17 Ağustos 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Batı-Doğu Sular durulunca... Bu haftanın başlarında Moskovada bulunan bir Batılı diplomat, etra- flı çevreleyen gazetecilere şöyle di- du: "— Nükleer denemeleri yasakla- anlaşmayı imzaladık ama, geri- çözülmesi gereken bir yığın da sele bıraktık. Bu meselelerin çök mesi, ne yasak ki, nükleer deneme- in yasaklanmasını kararlaştırmak dar kolay değil. Çünkü bunların ğunda ipin ucu ne Waşhington'un Londranın, ne de Moskovanın e- de. Hangisine el atacak olsanız, or- ra bir sürü uyuşulması güç adam nyor." Geride bıraktığımız hafta içinde, tali diplomatın bu sözlerinde büyük gerçek anlayanların © başında, Sovyet şbakanının Karadeniz kıyılarında- yazlığında huluşan Krutçef—Dean ısk çifti gelmektedir. Nükleer de- meleri yasaklayan anlaşmanın im- lanmasından sonra doğan büyük mserlik havası içinde buluşan iki vlet adamının başlıca almacı, Doğu Batı arasında geriye kalan anlaş- mazlık noktalan üzerinde bir görüş liğine varmak değildi. Her iki dev- adamı da,- bu noktalar üzerinde rüşlerini bir kere daha o'taya ko- rak ne kadar karşılıklı tâvizlere dilmenin mümkün olabileceğini a- tırmak istiyordu. Mesela Krutçefin kadar inatla üzerinde durduğu bir meselesi (ovardı: Sovyet Baş- kanı, li e yasak- lan anlaşmadan son rşova ktı m NATO devletleri a- smda bir saldırmazlık paktı im- lanmasını da arzuluyordu. oKrut- çhef teklif ini şimdiye kadar birçok fa ortaya sürmüş, fakat Amerika, kili bir denetlemeye (o bağlanacak nel bir silahsızlanmaya gidilmeden gibi saldırmazlık paktlarının söz- kalacağını düşündüğü için bu fik- kir fazla benimsemıemişti. Şimdi öyle laşılıyor ki nükleer o denemelerin rdurulması konusunda ( Krutçefin rdiği önemli tavizlere karşılık olt- k Kennedy de bu pakt fikri üzerih- Aatoaya muhalif değildir. Fakat sefer de De Gaulle ile Adenauer vyet teklifinin karsısına dikilmiş tünüyorlar. Avrupanın türü ken- Dean Rusk "Aradaki o Adam" Paktı devletleriyle bir saldırmazlık paktı imzalayacak olurlarsa, Doğu Al a da bu paktın altına imza koyacağını göre, Batılılar şimdiye kadar varlığını kabule bile (o yanaş- madıkları Doğu Almanyayı fiilen ta- nımış ve böylece de, Almanyanın iki- ye bölünmesini kendiliğinden kabul etmiş olacaklardır. Bu fikir De Gaulle ile Adenauer'i o kadar korkutmaktadır ki Amerika, nükleer denemeleri durduran anlaş- ma konusunda bile, Doğu Almanya- nın da bu anlaşmayı imzalamasının hiçbir zaman bu devletin Batılılar ta rafından tanınması anlamına gelme- yeceği hususunda açıklama yapmak zorunda kalmıştır. İşte bu bakımdan Krutçef geçtin- hafta Dean Rusk'tan saldırmazlık v b bir cevap istediği sa mesele- yi NATO e m ge- rektiğini söylemekten öteye gideme- İki taraf arasında anlaşmazlık ko- nusu olmakta devam eden ve hiç şüp- hesiz Dean Rusk—Krutçef (o görüş- mesinde büyük bir yer kaplayan me- selelerin ikincisi de, artık yılan hi- kâyesine dönen silahsızlanma mese- lesidir. Nükleer denemeleri odurdu- ran anlaşmanın silahsızlanma konu- sunda ileri bir adım olduğuna şüp- he yok. Fakat çekirdekli silahlar bugünkü halleriyle de o kadar yıkı- cı ve korku verici ki, yasaklanmaya- cak bile olsa, bundan sonra yapılacak denemelerin kuvvet dengesinde o bü- yük bir değişiklik oyapması zaten beklenilemezdi. Başka bir (o deyişle, taraflar, imzaladıkları (o anlaşmayla, öldürücü güçlerini azaltmayı, ya da büsbütün ortadan kaldırmayı değil, olsa olsa, daha çoğaltmamayı kabul etmiş bulunuyorlar. Ayni laflardaki çatlaklar Ne denemeleri yasaklayan an- laşmadan sonraki dünya durumu- na göz atılınca, ortaya yalnız- iki blok arasındaki diğer (o anlaşmazlıkların değil, bloklar içindeki oçatlamalara) da olduğu gibi durduğu, hattâ daha da derinleştiği görülmektedir. o Bir e, Komünist Çin ile Sovyetler Bir- liği arasındaki uçurum (kapanması güç bir şekilde açılmış, görünüşe gö re, aradaki son köprüler de atılmış- tır. Fakat komünist blok içindeki mü- nasebetler çok kere dışardan kestiri- lemeyen yönlerde' geliştiğine (o göre, bu konuda fazla bir ümide kapılma- mak gerekir. Buna karşılık, De Gaulle Fransa- ınn başında bulundukça, Batılılar sa- fında beliren ayrılıkların giderilmesi pek beklenemez. Tıpkı Mao gibi De Gaulle de nükleer denemeleri yasak- layan anlaşmaya katılmamıştır o ve son gelen haberlere bakılırsa, gene tıpkı Mao gibi De Gaulle de olanca hızda nükleer denemelere hazırlan - mktadır. Gerçi Krutçef, Komünist in ve Fransa tarafından yapılacak denemelerini Sovyetler tarafından an- denemelerin hiç değilse yakın bir ge- lecekte kuvvetler dengesinde bir de- ğişiklik yapması beklenemez oama, iki büyük devlet tarafından tanınma- masının nükleer denemeleri yasakla - yan anlaşma için önemli bir noksan

Bu sayıdan diğer sayfalar: