31 Temmuz 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

31 Temmuz 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER malara yol açmıştır. İlk gün. me- işyerinden Zorla a- hamasi haksız bir muamele olmuş- tur. Buna mukabil Sendikanın genç gazetecilerinin yok sakal bırakmak, ok Bulvarda gazete satmak (gibi kendilerinden başka hiç Kimsenin i- gisini çekmeyen o çocuğum davranışları hadiseye bir hatta ciddiyetsizlik vermiştir. o Bu arada Başbakan yardımcısı Kemal Satırın» sahibi bulunduğu Ulus ga- zetesinde bu grevden bahsedilmesini yasaklaması hemen, grevcilerin «Ne- rede kaldı Hükümetin tarafsızlığı? Eğer Başbakan Yardımcısının tutu- reler, işçinin Hükümetten memnun bulunmadığı havasım bu hafta yay- maya çalışmaktan geri kalmadılar. Gülün dikenleri Aslında bu son derece sert bir hükümdür. Gerçi sendikalardan Hükümete karşı ufak tefek sızlan- malar duyulmaktadır ama giderek bunu, topyekün işçinin, Hükümete karşı hoşnutsuzluğu olarak vasıf- landırmak büyük insafsızlık (o olur. Zira işçinin bugün içinde bulunduğu çalışma düzeninin adeta tek yaratı- cısı CHP dir. Grev, Lokavt ve Top- lu Sözleşme Kanununu hazırlayan. Parlamentodan geçiren, o uygulayan bugünkü Hükümetin başında bulu- Basın-İşin grevcileri Akıl için yol birdir mu bu olursa, diğerleri ne yapmaz?» tarzındaki hücumlarını çekmiştir a- ma bu konuda haklı bulunanın Sa- tır olduğunu görmemek imkanı yok- tur. Fiili daresi grev ilân etmiş o- lan Sendika mensuplarının elinde o- lan Ulus, bir nevi bu grevin koru- yucusu Ve savunucusu gibi görün- mek istidadı taşıdığından (dolayıdır ki Satır müdahale etmiştir. Satır grevin aleyhinde bulunulmasını is- tememiştir. Ama Ulusun lehte va- ziyet alması da şayanı arzu olma- dığından gazetenin sahibi bu hadi- seden hiç bahsedilmemesi prensibini koymuştur. Bütün bunlara rağmen bazı çev- AKİS/12 nan Başbakan İnönüdür. Herhalde bu kanun işçiyi haklarından omah- rum etmek için çıkarılmamıştır. Sen- dikalardan duyulan sızlanmalar bu çalışma düzenine sahip her demok- ratik ülkede - belki de fazlasıyla - görülebilecek niteliktedir, U ülke- lerle Türkiye, arasındaki tek o fark, bizde bu yeni düzene henüz alışıla- mamış olmam ve bu yüzden olayla- rn kolayca sansasyon yapabilmesi- dır. O halde gerek idarecilere ve gerekse Bakanlara düşen iş, bu in- tikâl devresini mümkün mertebe az zararla ve çabuk atlatmak üzere ö- zel bir titizlik göstermektir. Ama basen bunun aksi de olmaktadır : Oysa, bugüne kadar 500 binden fazla işçi, toplu sözleşmelerle rüya- larında dahi görmedikleri sosyal haklara, yüksek ücretlere kavuşmuş- lardır. Doğrudan doğruya CHP nin olan bu başarının, manasız hatalarla gölgelenmemesi gerekir. 'Ağız torba değil ki.. n atman grevinde, sendikayla iş- veren arasında arabulucu seçi- len Bayındırlık Bakanı Arif oOHik- met Onatın Petrol İş Federasyonu yöneticilerine söylediği sözler bun- lara bir misal teşkil etmektedir. O- nat, kendisine biraz daha acele et- mesini ve grev yüzünden her geçen gün zararın büyüdüğünü söyliyen sendikacılara : «— Canım n'olmuş? İşçiler on gün istirahat etmiş, fena mı? Han- gi zarardan bahsediyorsunuz siz? Kuyulardan petrolü çalmadınız ya, işçiler çalışmaya (o başlayınca çıkarıp satarız» diye cevap vermiş- tir. Bu arada Onatın unuttuğu hu- sus, ekonomide istihsalden mahru- miyet ve bunun doğurduğu zararlar diye bir bahsin mevcut olduğudur. Adalet Bakanı Sedat oOÇumralı ise, kendilerine Batmanda O savcılık kanalıyla baskı yapıldığından oyakı- nan bir sendikacıya : «— Ne yapayım, iki savcı i. İkisi de bu işi kıvıramadı. i i. O kıvıracak demiştir. Gerçi bütün bu Örnekler daha çok yüzeyde kalan ufak tefek hatalardır ama kolayca göstermeğe müsait olan işçi muhi- tinde dalgalanmalar yaratmaktadır. Bunun bir başka misali de Rad- yo Televizyon Kurumu Başkanı Ad» nan Öztrak tarafından o verilmiştir, Öztrak 24 Temmuz İşçi Bayramı münasebetiyle (oradyoda (konuşma yapmak isteyen Türk-İş yöneticile- hiçbir fedakârlıktan çekinmeyeceği- mize andiçeriz.» cümlesini radyonun tarafsızlığına aykırı bularak beğen- memiş, metinden çıkarılmasını iste- miştir. Bu konuda Öztra «— Bu cümle, mevhum da olsa, bir grubu hedef tutmaktadır. Bun- lar mahkeme kararı ile cevap hakkı elde ederlerse onları da okonuştur- mak gerekir. Bu yüzden cümlenin ve daha bazı kısımların metinden çı- karılmasını (o istedim» demektedir. Doğrusu bu tarafsızlığa Öztrak'tan başka hiç kimsenin ekli oermemiş- tir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: