31 Temmuz 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

31 Temmuz 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gilterenin baskısına boyun eğip hel- lenizine ihanet etmekle (o suçlamıştır. Fakat Makarios bu' suçlamayı yapar. ken ölçüyü kaçırmamaya son derece dikkat etmiş olmalıdır, çünkü şu sıra- da Kıbrısta hemen Enosise gitmek is- teyenler ipleri ellerinde tutmaktadır. lar ve bunların Makariosu tekrar Ma- nastıra göndermeleri işten bile değil. dir. Sakallı çeteci, Atmada, Papandreu- Kıbrıs anlaşmazlığının Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna götürülmesi gereğine inandırmaya çalışmıştır. Pa- pamı hesabına göre, eğer Genel Kurul Kıbrıs halkının kendi geleceğini ken- di kararlaştırma hakkını teyid eden bir karar alır ve Yunanistanla birleş- me ancak bir kamu oyu yoklaması ü. zerine gerçekleşirse, o saman Kıbrısı Yunanistana katma şerefi kendinin o- tacak ve politik kuvveti çoğalacaktır. Yok, birleşme bir milletlerarası anlaş, ma sonunda olursa, o zaman Maka- rios çok arka planlara itilecektir. Bu- na karşılık Papandreu da, Türkiyenin. onunla beraber Birleşik Amerika ve İngilterenin bir olup bittiyi kabul et- meyeceklerini çok iyi anladığı için, an- laşmazlığın Birleşmiş Milletler Genel Kurulundan çok ilgili taraflar arasın- da çözülmesini uygun görmektedir Kısaca özetlemek gerekirse, Maka- riosla Papandreunun bu hafta başın. da Atinada yaptığı görüşme, yayınla- nan bildirideki şatafatlı sözler ne olur- sa olsun, bu iki politikayı o birbirine yaklaştıracağına araya derin bir uçu- rum koymuştur. Bu uçurumun kapan- ması da, öyle o kadar kolay olmaya, caktır. Sarın sonu selâmettir. - Kıbrıs anlaşmazlığının rum çığırt- kanları kendi aralarında -ve ken- di akıllarınca- Ooganimet kavgasına düşmüş, didinip dururlarken, Türkiye, bütün sükünet ve yakarıyla olayları izlemeye devam etmektedir. Bu an- laşmazlığın kendi istemediği, kabul etmediği obir şekilde çözülmeyeceğini bilen Türkiye, milletlerarası anlaşma- ların kendine Verdiği haklardan hiç. bir şekilde vaz geçmeyecektir. o Eğer Makarios Kıbrıs anlaşmazlığını Bir- leşmiş Milletler Genel Kuruluna gö- türmek kararında direnir ve bu iste. ğini Genel Kurul gündemine koydur- maya muvaffak olursa, o zaman Tür- kiyenin de söylenecek sözü vardır. Anlaşmazlık Genel Kurul önüne ge- tirildiği takdirde. Kıbrıslı rumlar ve Yanan hükümeti, Birleşmiş Milletler Andlaşmasının milletlerin kendi gele. ceklerini kendi kararlaştırmaları ilke- siyle ilgili hükümlerini (zorlayarak. Kıbrıstaki çoğunluğun (o Yunanistanla birleşmek istediğini anlatmaya çalı- şacaklardır. O zaman Türkiye de A. dadaki türk halkın aynı ilkeden fay- dalanması gerektiğini söylerse, bu hak- lı sözleri dinleyecek kulak bulman hiç de romların sandığı gibi uzak bir ih- timal değildir. Kaldı ki, Türkiyelim Kıbrıs üzerinde milletlerarası anlaş. malarla kurulup tanınmış hakları da vardır. Milletlerin kendi geleceklerini kendileri kararlaştırmaları o nasıl bir Birleşmiş Milletler ilkesiyse, aynı şe- kilde, milletlerarası anlaşmalara say- gı ve bağlılık da bir Birleşmiş Millet- ler ilkesidir. Kıbrıs anlaşmazlığı Ge- nel Kurula geldiği zaman, bu hususu göz önüne alacakların sayısı hiç de az olmayacaktır. Şecaat arzederken., Gerçekten, Birleşmiş Milletlerin Kıb- rıs anlaşmazlığındaki tutumu her geçen gün biraz daha değişmektedir. Başlangıçta Adadaki rum yaygaracı- ların büyük etkisi altında kalan Bir. leşmiş Milletler yetkilileri, şimdi ger- çekleri anlamış olmalılar ki, eskisi YURTTA OLUP BİTENLER kadar çetebaşının yanında yer alma- makta, her olup bitene göz yumma. maktadırlar. Bu arada, geçen haftalar içinde Londra ve Cenevrede görüşme- ler yapan Birleşmiş oMilletler Genel Sekreteri U'Thant da Makariostan A- dadaki asker ve silâh yığılmasına bir son verilmesini ve Ada limanlarının Birleşmiş Milletler görevlilerinin de- neti altına bırakılmasını istemiştir. Makariosun bu isteğe verdiği cevap bir cüret ve küstahlık örneğidir. Çe- tebaşına göre, rumlar, Adada asker ve silâh yığınağı yapıyorlarsa bunun se- bebi, bir türk saldırısından korkulma- sıdır. Türkler, kendi vatanlarında, Kıbrısa saldırmak için hazırlanmakta, dırlar. Eğer Birleşmiş Milletler mut- laka bir yeri denetlemek istiyorsa, Türkiyenin yaptığı hazırlıkları denet- lemelidir! Akıllara durgunluk verecek türden olan bu cevap, Makariosun ne kadar gerçeklerden uzak ve uzlaşılmaz bir insan olduğunu (açıkça ortaya koy. maktadır. Şakacılar sizi Yabancı ker çıkaracak ve bu yüzd kaynaklardan alına bir habere göre, eğer Türkiye Kıbrısa as- en Yunanistanla çatışacak olursa, Suriyeli mi? Gayet konuda öyle allı pullu, altı imzalı bir andlaşma yapmamışlar ama Hükümeti, bildirmiş. Şam Atinaya sözlü bir teminat vermiş, kendine güvenebileceğini ni, haberin böylesine, doğrusu can kurban. Şimdi Yunanlılar ken- dilerini ne kadar kuvvetli saysalar yeri var. Değil mi ki Suriyeli kom- şularımız onlarına yanında yer aldılar, artık bu dünyada sırtlan yere ge- lir mi hiç? Türkçede yerleşmiş bir halk sözü, "kendi başım bağlayamayan, gelin başı bağlarmış" der. Suriyelilerin davranışını hiçbir şey bundan daha iyi anlatamaz. Yıllar yılıdır Hatay için salladıkları palavralar bir tarafa, Suriyeli komşularımız şu sırada kendi iç işlerini doğru düzgün yönetecek yeterlikte görünmüyorlar. Çok değil, beş altı yıl içinde önce Mısırla, sonra da bakla birleşip boşandılar, şimdi de kime yamanacaklarını düşünüp duruyorlar. Anlaşılan, ortalıkta kala kala Yunanistanı bulmuş olacaklar ki, iki buçuk asker bozuntusuna güvenip, ona kur yapıyorlar. Gerçi Yunanlıların Suriyenin bu sözlerini ciddiye alacak kadar aklı yitirdikleri düşünülemez ama, olur da, Şamlı idarecilerin kendilerine iyi kötü yardımları dokunacağını sanıyorlarsa, hemen hatırlatalım, sakin araplara güvenip de olur olmaz maceralara girişmeye klkışmasınlar. Gene bir türk halk sözü, "kelin mememi olsa, kendi başına sürer" der. Arap dostlarımız da. eğer bir erkeklik gösterisinde başarı kazanacak türden in- sanlar olsalardı, oturdukları yerde atıp tutacaklarına, bir avuç İsrailliyle başa çıkmaya çalışırlardı. Haydi canım sende nerde onlarda bu yürek? AKİS/15

Bu sayıdan diğer sayfalar: