31 Temmuz 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

31 Temmuz 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CV Bu asada elde kalmış, kalitesi düşük malların da piya- saya sürüldüğü a paçık görünmekte, birçok kimselere kâr © me © . 5 > 7 » 7 » 09 7. g 5? satışlarda kâr etmek birçok kimseler için eğlenceli bir me- rak halini aldığı içindir ki, ölü mevsimlerde piyasanın, tıpkı Amerikada olduğu gibi daima canlı tutulması müm- kün olmaktadır. Hemen bütün mağazalarda ucuzluk ma- saları kurulmuş ve çeşitli eşyalar bazen dörtte, beşte bir fiyatına bu masalara atılmıştır. Kanter içinde kalmış kim seler, bu karışık masalardan kendi vücutlarına uygun kıyafet aramakta bazen bir bluz veya kombinezonu iki kadın aynı anda birer ucundan yakalıyarak almaya çalış- aktadır Tabii ne vitrinleri süsleyen üstsüz elbiselerden, ne de bu karışık ucuzluk tezgâhlarından mevsimin modasını iz- lemek münkün değildir. Ancak ucuz satışlarım bitiren bü- yük mağazaların vitrinlerinde yüksek rakkamlı etiketler le ortaya atılan ve Paris hattını temsil eden yeni elbise- lerin geçen mevsimden çok farklı olmadığım (söylemek mümkündür. Bunlar ya düz hatlı vücuda oldukça yakın, belden penslerle vücuda hafifçe oturtulman prenses bi- çimi elbiselerdir. Bu düz hat yanında çok görülen birşey de eteğe doğru avare inen biçimlerdir. Genel olarak mo- da çok as kumaş istiyen modelleri tutmakta devam edi- yor görünmekte fakat bu zayıf görünüşlü küçük elbise. ler ustalıklı kuplarla zenginleştirilmekte ve kumaşın faz- beraber kesilip atılmaktadır. g bele kadar açık giyimekte, yerine göre de dekolte kapan- makta dümdüz olmaktadır Kış modasının Londrada şim- diden rağbet gören tipik elbisesi vücuda çok yakın olarak k yünden yapılmış püsküllerle süslenmiş düz elbise böylece çok kadınvari bir hal almıştır. Elbise - pardesü, tayyör - pardesü, pardösü - etek takımları özellikle göze çarpmak- ta, kumaş ve renk güzelliği biçimden daha fasla modada rol oynamaktadır. Sokakta çok tutunan bir moda üçgen şeklinde katla - narak arkada bağlanan eşarp şapkalardır, Bunlar şap- ka gibi sert durmakta, bunun için zarif. renk renk ve yağmur geçirmez eşarplar baş (eklinde hazırlanmış ko- lalı beyaz kalıplar üzerine geçirilerek derhal bir şapka manzarası kazanmaktadır. Zaten. Londrada sokaklarda en fazla göze çarpan şey şapkadır. Par klarda dinlenmeye giden çok yaşlı kadınla - rın bile başında süslü şapkalar bulunmaktadır. Şapka özel- likle ucuzluk satışlarda, ekmek gibi satılmaktadır. Parklar Londrada en çok hoşuma giden şey uçsuz bucaksız gö- ünen muazzam yeşil parkları oldu.. Meşhur yağmur- ları baslar başlamaz parklar bir anda boşalıyor ama yağ- mur diner dinmez de çocuğu, işçisi, ihtiyarı genci bir an- da bu parkları dolduruyor. Sevgililer çimenlerin üzeri- ne uzanmış, evlerine kadar yemeğe gidemiyen çalışanlar sıralar üzerine oturmuş sandviçlerini yiyorlar, ihtiyarlar çocuklarla beraber kuşlara yem veriyor, çiçekleri seyre- diyorlar, Parklardaki göllerde kiralık sandallar, çimen, lerin üzerinde uyumak için kiralık şezlonglar var. Park- lar gerçekten güzel ve dinlendirici. Önemli bir mesele : Gençlik İngiltereye giden bir yabancının gözüne çarpan, başlıca şey değişik kıyafetli erkek çocuklardır. Pantolonlar çok dur ve kısaca, ayakkabılar yeni modaya uygun olarak ha- fifçe topukla, saçlar enseye kadar uzun, ceketler orijinal, kravatlar eşarp-kravat şeklini almış.. Birçok erkeklere in- san acaba kız mı diye bakıyor ve kati karar veremiyor. Buna mukabil birçok kızların da saçları erkekler gibi ke- sik.. İnsan bunların da cinsiyeti hakkında, bir an, şüp- heye düşebiliyor.. Tabii bu hal genel değil ama göze çar- pacak kadar çok. Geçenlerde televizyonda erkek çocuk, ların saçlarını uzatmalarına aileler ve okul müsaade et- meli midir diye bir tartışma konusuna şahit olduk. Meş- hurlar bu soruyu cevaplandırdılar ve genel olarak isi şa- kaya vurup bunu bir geçici moda olarak değerlendirdi- ler. Biz Londraya girerken meşin ceketlerinde iskelet ka- faları resimleri bulunan ve iskelet kafasından maskotlar aşıvan kızlı - erkekli motorsikletli gençlik kafilelerine rastladık. Bunları bazan polisler yakından takib ediyor- du meğerse o günlerin “Rorkers" ismini atan bu gençler Londra civarında " ni alan diğ bir gençlik grupu ile arbede çıkarmış ve birbirlerine girerek dövüş- müşler, biz tevkif edilen gençlere tesadüf etmişiz. Zaten "Rockeys"lerle, "Mod"lar hiç geçinemiyor ye âdeta bir. birleri ile hır çıkarmak maksadı ile yaşıyorlarmış Kıya- fetlert birbirine terat teşkil ediyor. "Mod'lar muhafazakar görünüyorlar: kızların saçları uzun, kıyafetleri eski sa- man , kıyafetlerine yakın tam kadınvari bazen uzun . Erkek modlara gelince onların saçları Rockers'ler gibi işve kadar uzun ve kıvırcık değil ama gene de uzunca, tam “Beatles'ler gibi.. Kıyafetleri de "Beatles" kıyafeti yani yakasız simli ceket, Beatles ayakkabıları, dar pantolon.. Eskiyi hatırlatan bir modaya tâbi "mod" meşin ceket pantolon, giyi- keklerin enseye kadar uzun ve larla "Rockers"lerin arasındaki başlıca fark "Mod'ların hiçbir zaman motosiklete binmemesi tek müşterek taraf- ları da "Beatles" aşkı imiş.. Fakat yukarıda da söylediğim gibi hiçbir ingiliz, genç- liğin bu dış görünüşüne bakıp telâşa kapılmıyor, bunu bir fantezi olarak telâkki ediyorlar ve polisle mesele çı- karan gençlerin de her devirde maalesef mevcut olduğuna inandıklarım belirtiyorlar. Bu konuda Dünya Sağlık Teşkilâtının seminerine katılan ve gençlik problemleri ile meşgul olun bir çocuk kliniğinin basında bulunan ingiliz psikiyatri Dr ahn ile görüştüm. Çok nikbin gö- riinUyordu.Gençfere yaklaşınca onları anlamak çok ko- laylaşır dedi.. Genel olarak dünün gençliği ile bugünün gençliği arasında hiçbir fark yoktur. Mesele çıkaran ve kıyafetleri ve hareketleri ile nazarı dikkati çekmeye çalı- teir ortadan kaldıracak şekilde bu gençliği anlamaya çalış- mak ve onlara yardımcı olmaktır. AKİS/27

Bu sayıdan diğer sayfalar: