DÜNYADA OLUP BİTENLER ren 1956 ayaklanmasından buyana hem Bakanlar Konseyinin başkanlı- ğını, hem de Macar Komünist Par- tisinin Genel Sekreterliğini Janos Ka- dar yapıyordu. Macaristana Sovyet or- dularını çağırmak gibi hiç de sevimli olmayan bir geçmişle işe başladıktan sonra kısa zamanda halk arasında iti- barını düzelten Kadar ,geçen hafta, bütün zamanını Parti Genel Sekreter liginin gerektirdiği çalışmalara ayıra- bilmek gerekçesiyle, (Başbakanlıktan çekildiğini açıklamıştır. Macaristan ye ni Başbakanı, şimdi, son yıllarda Ka- darın yardımcılığını yapan Gyula Kal- Komünist ülkelerde en kudretli gö rev olan Parti Genel Sekreterliğini hâ lâ elinde tuttuğuna göre, ipler gene Kadarın elinde kalmış demektir. Za- ten, söylenenlere bakılırsa, hem Baş- bakanlığı, hem de Parti Genel Sekre- terliğini aynı elde toplamanın işleri aksattığını düşünen Kadar, daha Krutçef in Sovyetler Birliğinde her iki görevi de yürüttügü sıralarda Başba- kanlığı bırakmak istiyordu. Fakat tam bu sırada Krutçef devrilince, ken disinin de Başbakanlığı bırakmasının bu olayın bir sonucu olarak yorumlan masından çekinmiş ve düşüncesini ge- çen haftaya kadar gerçekleştirmemiş- tir. Sovyetler Birliğinden sonra, Ma- carisitanda da Başbakanlıkla parti lider ligi iki ayrı ele geçtikten sonra, şim- di bu örneğe geri kalan öteki komünist ülkelerin de uyması beklenmelidir. GüneyAsya Geç bile kalan barış İngiliz Devletler Topluluğuna omen- sup ülkelerin en yü kademeli yöneticilerinin önceki hafta Londrada yaptıkları toplantı, hiç değilse bir ko- nuda sevindirici sonuçlar yaratmış bu lunuyor. Gerçekten, İngiltere Başba- kanı Harold Wilson'un bu toplantı sı- rasında yaptığı perde arkası çalışma- lar sonucunda, hindistanlı ve pakis- tanlı yöneticiler, bu iki ülkeyi bundan iki ay kadar önce büyük bir savaşın eşiğine kadar getiren Kuç bölgesi an- laşmazlığı konusunda görüşmelere baş lamak kararını vermişlerdir. 24 Bilindiği gibi, Kuç bölgesi, Pakis- tanla Hindistanı ayıran ihtilaflı nokta lardan biridir. Bölge bütün bütüne ço rak, yarı çöl, yan bataklık bir toprak parçası olmakla beraber iki ülke bu- rada bile sınır anlaşmazlığına düşmüş- lerdir. Bundan iki ay kadar önce bu bölgede karşı karşıya bulunan pakis- tanlı ve hintli askerler arasında çar- pışmalar olmuş, önemli can kaybı ve- rilmişti. Başbakan Wilson'un aracılı- ğıyla geçen hafta Karaçi ve Yeni Del- hide imzalanan ateş- kes anlaşma- sıyla, iki taraf da, ortak sınırlarında bulundurduklan o askerleri geri (oçek mek yüklemi altına girmektedirler. Bunun bütün Pakistan - Hindistan sı- nırında ferahlık yaratacak bir yüklem olduğuna şüphe yoktur. Fakat Keşmir deki gergin durumun dağılması bekle AKİS nemez Çünkü, Keşmirde Pakistanla Hindistanin tuttukları hatlar hiçbir tarafça kesin sınır olarak kabul edil- mediği için, bu bölgede karşı karşıya bulunan askerler bu anlaşmanın kap- samı içine girmemektedirler. Bu anlaşma, aralarındaki hiçbir me seleye kesin çözüm yolu getirmemekle beraber, Güney Asyanın iki büyük ül- kesinin bağıntılarında önemli bir dö- nüm noktası sayılabilir. Eğer önümüz deki ay buluşacak Hindistan ve Pa- kistan Dışişleri Bakanları Kuç bölgesi konusunda bir de siyasal anlaşmaya va rabilirlerse, o zaman bu bağıntıların düzelmesi bile beklenebilir Fakat asıl anlaşmazlık Keşmir üzerindedir ve bu çıbanbaşı, her an patlamaya hazır.iş- leyip durmaktadır. 10 Temmuz 1965)