10 Temmuz 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

10 Temmuz 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yeni V.C. İstanbulda Taksim meydanında, yerlerde ve duvarlarda komünizmle mücadele (sloganları var. Bunlar, sözde meçhul eller tarafından gece yarısı yazılmış, ama öyle- sine itinalı ve düzgün şekilde yazılmış ki, bu meçhul el- lerin kaçmak için, yakalanmamak e hiçbir telâşa lü- zum görmedikleri apaçık meydanda Olay gerçekten düşündürücüdür. Çünkü, bilindiği gibi, bütün dünyada komünizmin Il numaralı propaganda ara- cı, "komünizm" kelimesinin mümkün mertebe çok duyul- ması ,yazılması, kullanılması ve memleket kalkınması için gerekli olan sosyal ve ekonomik reformlarla karıştı- rılıp halka sempatik gösterilmesidir. Komünistler birçok memleketlerde, meydanlarda toplanmış ve "kahrolsun komünizm" mitingleri düzenlemişlerdir. Gene komünist- ler birçok omemleketlerde, memlekt kalkınmasına ışık tutan aydınlara ilim adamlarına, idealist politikacılara karşı çıkarcı zümrelerle birleşmiş! demokratik düzen için- de sosyal reformların başarı kazanmasını önleyici ted- birler alarak, iki aşırı ucun beraber hareket etmesini sağ- savaşına biz- zat katılarak, karışıklık çıkarmışlardır. Çünkü komüniz- min asıl hedefi, memleketi bölmek, bütün zaaflardan faydalanarak, kaleyi içinden fethederek, halkı aldatarak, komünizme elverişli oOortamı hazırlamaktır. Komünizm memlekete ancak cehalet kapısından, sefalet kapısından ve bunların yarattığı zaaf kapısından, istismar kapısından girebilir. Türkiye mütemadiyen artan gören ve anlatan aydın ilim adamlarının ve bu yolda yürüyen cesur politikacılarının, Atatürkçü gençliğinin, uyanık vatandaşlarının, basınının baskısı altında yeni bir çığıra girmiştir. Haysiyetli ve müstakil bir dış politika ve demokratik düzen içinde memleketin büyük çoğunlu- gunu sefaletten açlıktan, çıplaklıktan ve habersizlikten kurtaracak olan sosyal ve ekonomik reformlarını yapma çabası içindedir ve büyük halk kitleleri bu hedefe doğru yönelmeye başlamıştır. İşte telâş buradan gelmekte, çı- karcı zümreler bu akımı durdurmak için birleşmektedir- ler. Türkiyenin kalkınması kimlerin işine gelmezse, on- lar bugün birleşmişlerdir. Taksim meydanında bir yan- dan komünizmi tel'in ederken, bir yandan memleketi kur- taracak olan ve batı demokrasilerinde a4 uygu- a mle bir tutun Reformla- ra bugüne kadar hiçbir şekilde sahip çıkmamış olan AP ise, bu yüzden kaybedeceği oyları hesaplıyarak, bütün çı- karcılara bağrını açmış, dün iktidara gelirken, bir Top- nüfusunun, gerçekleri gil, pencerenin İki kenarına doğru uza tülmekte, bazı pencereler çıplak tutu- Yeni Ocakları rak Reformu Kanununu programına alma lüzumunu duy- duğu halde, bugün bütün bu sosyal ve ekonomik reform- ları isteyenleri komünistlikle itham yoluna sapmıştır. Kay bedeceği oylan bu yolda telâfi edebileceğini hesaplıyarak, hiçbir sakınca görmeden, bu memleketin yarısından faz- lasını, en köklü partisini, gençliğini, aydınlarını, sağlam kuvvetlerini komünist damgası ile damgalama çabasına düşmüştür. AP, Ankarada bir Kadın Kolu kurmuştur. Bu kolun mensuplarının sloganları, gittikleri heryerde CHP'lileri komünistlikle itham etmektir. Afyonda bir otelin salo- nunda otururken, AP'li bir milletvekilinin, seçmenlerine aynı ği mi verdiğini a, duyduk. Re- formla ini düşünüyorlar ama. komünizmin sempatik görünmesi için ellerinden geleni yaptıklarını acaba düşünemiyorlar mı? Oy alma pahasına bunu hoş göreceklerine inanmak benim için mümkün değildir. Dünyanın her yerinde elbette ki kimseler vardır. komünist eğilimli Türkiyede bunların pek fazla olmadığını T meğine nasıl yağ sürdüklerini bilmelerinde fayda vardır. Nixon ile Kennedy cumhurbaşkanlığı mücadelesi yap- tığı yıl Amerikada idim. Televizyonda sık sık bu amansız mücadeleyi seyretmiştim. Kennedy'nin en büyük handi- kapı katolik oluşu idi Çünkü kaıtolikleri mutaassıp adde- den amerikanlar, katoliklerden o güne kadar, değil bir başkan, bir idare âmiri meselâ bir hastahane başhekimi bile yapmak istemezler, bunu gelenek halinde uygular- raktığına şahit oldum, Nixon, amerikalılara hitap ettiği televizyonda hür bir memlekette din faktörünün bir şa- hıs için hiçbir zaman bir handikap olamıyacağı gibi bir avantaj da olamıyacağını tekrar ediyor ve seçmenlerin oylarını kullanırken başka ölçüler aramalarını istiyordu. Evet seçimlerde politikacının en büyük kaygusu oy kaygusudur. Ama gerçek politikacının, gerçek liderin bu- nun üstündeki ihtirası, tuklarına çok şahit oluyoruz. Fakat bu onları vatan ha- inliğine kadar götürmemelidir. Komünizmle mücadele cephesi, gün geçtikçe, akıbeti malüm ""V.C" ocakları ni- teliğini kazanmaktadır. Jale CANDAN inşaatlarda çok moda olan iç nan tahtadan kollara takılmakta ve ka panacağı zaman pencerenin üstüne ge- tirilerek bir çengelle (tutulmaktadır. Böylece perdeler gündüz vakti duvar- ları giydirmekte, fakat bütün manza- rayı, hiç yer kaybettirmeden, odaya aksettirmektedir. Yazın bahçeye, tera- sa bakan bazı pencereler ve kapılar da, berber perdeleriyle kapanmakta- dır. Berber perdeleri, uzun naylon ip- lere geçirilmiş çeşitli boncuklar, hasır motiflerle meydana gelmiştir. Bazı pencereler ise kumaş yerine yağlıboya desenlerle, ama kısmen ör- 10 Temmuz 1965 larak, vitray şeklinde, bir sanat köşesi haline getirilmektedir. Balkona açılan bir kapı - pence- re antik, eskisi gibi süpür süpür ağır perdelerle donatılmamaktadır. Böyle bir kapı - pencere için en şık şekil, a- çılır - kapanır, paravana gibi üstüste gelen ve pencerenin iki tarafında top- lanan bir iç pancurdur. Bu iç pancuru duvar kâğıtlarının eşi ile kaplamak ya duvarı da, pancuru da kumaşla ka- pitone yapmak, yahut renk bakımın- dan pancurlan duvarlara uydurmak mümkündür. pencereler, de vitraylar, yağlıboya de- senler, iki cam arasına konmuş desen- ler, kumaşlar, eşyaya uygun dekora- tif malzemelerle süslenmişte, açılınca da iki odayı irtibat haline sokmakta, mesafelerin daha geniş, odaların daha ferah olmasına yardımcı olmaktadır. iç pencerelere "nefes kapısı" ismi verilmektedir. Pencere doğramaları da son yular- da büyük o değişikliklere (o uğramıştır. Küçük bibloların yerleştirilmesine el- verişli pencere çerçeveleri, evlerin yal- nız içten değil dıştan da süslenmesine yardımcı olmaktadır 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: