20 Kasım 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

20 Kasım 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER tiğin de bulunduğu bir davette rast- lanılsa (o kolaylıkla hintli oveya pa- kistanlı olduğu intibaıı verebile- cek kadar esmer, ince, uzun Boz- beyli bir kaç gün ewvel aldığı bir "teminat'"'a güveniyordu. Gerçekten de geçen haftanın ba- şında Salı günü Meclis Başkanı o- dasında Demirelle bir görüşme ya- pan Bozbeyli tarafsızlık konusuna açtı ve Başbakanın kişisel görüşü- nü öğrenmek istedi. Demirel ister istemez Bozbeyliye şu cevabı verdi: "— Hareketlerinizi (oGrupunuz- dan gelen şu veya bu tepkiye göre ayarlamanız sizden istenemez. Gru- punuzdan sizi partizanlığa teşvik e- den bir davranış gelmiyecektir. Gelse bile bunu nazarı itibara alma- disine yöneltildiğinde önce şaşkın- lık, sonra ise bariz bir tahammül- süzlük göstermiştir. o Ethem Kılıç- oğlunun, Başkanlığın yaptığı usul- süzlük hakkında söz alıp Çetin Al- tanın kürsüye gelmesi için verilen izni şiddetle yermesi bunun örnek- lerinden biridir. Bozbeylinin zaman zaman İktidar Grupuna mensup milletvekillerine (overdiği (o ihtarlar, yaptığı sert ouyarmalar bu Grup mensuplarınca hiç de hoş karşı- lanmamıştır. 8 Kasım Pazartesi ge- cesi bir evde yapılan toplantıda AP- nin -yeni Grupuna hoş görünmek için son günlerde fazlaca gayretkeş olmıya başlıyan- transfer Meclis Başkan Vekili Nurettin Ok tara- fından söylenen şu sözler hayli ilgi Bozbeyli makamında . kimine kürk giydirir, yınız." Bozbeyli, Başbakanın bu sözleri- ni bir açık bono olarak kabul etti. Aslına bakılırsa (OMillet Meclisi- nin yeni Başkanının, partisinin Ge- nel Başkanından böyle bir teyit beklemesi, araması sebepsiz değil- dir. Radyoyla da verilen Program Görüşmelerinde o AP'li Meclis Baş- kanı ne kadar müsbet not aldıysa, AP Grupu da o derece menfi bir manzara ve tutum göstermiştir. Bu durumun zaman zaman bir çelişme şeklini aldığı gözlerden kaçmamış- tır. Bozbeyli muhalefet partilerinin sözcülerine ve gürültü çıkaran mil- letvekillerine ihtarda bulunurken âdeta şehvetli bir hazla alkışlayan İktidar Grupu, aynı davranış ken- 10 kimine yelek.." çekicidir: "— Tarafsız görünmek için, se- çilip e partiye vurmak şart değildir kun, Grupuna "ben sizin istedi- ğiniz başkan olabilirim" anlamında bir işmar mı yaptığı, yoksa samimi kanaatini mi dile getirdiği iyice an- laşılamamıştır. Fakat bu sözler, sa- mimi bir kanaatin ifadesi bile olsa, yanlış ve tehlikelidir. Bu anlayışa göre, demek ki bir partiden seçilip başkan olan adam kendi partisine vurmamalıdır... Eğer Başkan kendi partisine vurursa, bu, "tarafsız gö- rünmek" şeklindeki bir art niyetle ilgili, suni ve tutarsız bir davranış- tır... Bu mantık silsilesinin, taraf- sız olması gereken makamları par- AKİS ti militanı zihniyeti ile dolduran Koraltanların, Erozanların ve -1950 den öncesine gidilirse- Cevdet Ke- rim İncedayıların davranışlarına kadar uzanacağı apaçıktır İsmet Sezgin, Turgut Toker gibi mutedil bilinen AP'lilerin dahi pay- laştıkları bu tertip düşünce ve ten- kitler aynı gün Bozbeylinin kulağı- na erişmekte gecikmemiştir. Belki de kaynaşma, Bozbeyliye "ayağını denk al" anlamında bir uyarma o- larak kasten duyurulmuştur. Hazırlık devresi Fakat Bozbeyli, devletin bu 3 nu- maralı makamına -Cumhurbaş- kanlığı ve Senato (Başkanlığından sonra- hiç hazırlıksız ve bilgisiz gel- memiştir. Hattâ Bozbeylinin dağar- cığında hayli tecrübe de vardır. Ye- ni Başkan önce kendi oGrupunun, sonra Millet Meclisinin Başkanı oldu ve oralarda iyi imtihan verdi. Meclis Başkanlığı seçiminde CHP oylarının da daha ikinci turda Boz- beyliye gitmesinin sebebi budur. Ferruh Bozbeyli geçen haftanın içinde bir gün, Meclisteki Başkan- lık odasında şöyle dedi: Ben AP Grup Reis Vekili seçildiğimde, kendi siyasi hizmet yönümü tesbit etmeden evvel oku- malıyım diye düşünmüştüm. Ne o- kuyacağımı, nasıl okuyacağımı da şöyle tespit etmiştim: 1946 senesin- den 1960 senesine kadar Meclis za- bıtlarını ele aldım. Çeşitli partiler- den önem verdiğim 36 kişiyi seçtim ve onların bütün konuşmalarını o- kudum. Aynı hatibin aynı konudaki konuşmalarını bir fihrist halinde tespit ettim. Ortaya enteresan so- nuçlar çıktı. Bu çalışmamı bir etüd haline de getireceğim. Yalnız ben, bu 36 kişiyi incelerken, bazı ilgi çe- kici vakalara rastladıkça, çizdiğim okuma sınırının dışına da çıktını. Bu şekilde rastladığım bir durum ilgi çekicidir: o 1950 öncesinde DP muhalefetteyken, sözlü sorular, bu- gün olduğu gibi, haftanın belirli bir gününde görüşülürmüş. Sözlü soru- ların görüşüleceği gün, İktidar mil- letvekillerinden biri, kanun teklif- lerinin öne alınması için bir önerge vermiş. Tabii bu önerge kabul edi- lirse sözlü sorular görüşülemiyecek ve Muhalefetin tenkit imkânı orta- dan kalkacak. Bir DP milletvekili bu önerge üzerinde söz almış, İkti- dar Grupundan bu önergeyi kabul etmemelerini isteyerek, 'Adil olmak kâfi değildir. Kudretlinin âdil olma- 20 Kasım 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: