20 Kasım 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

20 Kasım 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS dikleri filmlerin 1999'danberi yalnız Hindistan, Madagaskar ve Novosi- birskte değil, fakat Şili ve Alaska- da da büyük bir başarı, kazandığını burada belirtmeliyim. İngiltere. Birleşik Amerika, Ja- ponya, Sovyetler Birliği,' Brezilya, Çin ve Hindistanda dört duvarda te- levizyona karşı rağbetin doğurduğu 1 paniği' nin bugün artık sadece kötü bir rüya olarak hatırlanması- nı memnunlukla karşılıyorum. Bu ülkelerden bazılarında, dört duvar- da televizyon (4DTV), dört duvarlı denilen sinema salonlarının yarı- dan çoğunun kapanmasına yol aç- mıştı. 'Dört duvarınızda dünya' pa- rolası altında piyasaya sürülen ye- ni usul, Aydaki Tycho-Brahe şehri- nin yakınma - 1998'de nüfusu 2 mil- yon- yerleşmiş olan teknisyenlerin yeryüzüne (Ooyeniden naklettikleri renkli ve üçboyutlu yayınları saye- a tam olarak gerçekleştirilmiş- Yeryüzü insanları, 'lunovision' aliniz dört kıtadaki istasyon- lardan yayımlanan 100-200 program arasından istediklerini seçebiliyor- lardı. Bu arada sırası gelmişken ha- tırlatalım ki, duvar televizyonunun (DTV) ilk denemeleri 1970 de ya- pıldı, 1976'dan sonra geniş ölçüde yayıldı, yatak odalarında bile ta- vanda televizyon (TIV) usülünü ge- ride bıraktı. '4DTV özellikle çocuk- lar arasında büyük bir rağbet ka- zandı. Aile içinde program seçmek konusunda çekişmelere yol açılınca, kullanılmayan eski otomobiller bi- rer 'ADTV salonu haline getirildi. Kendilerine 'Dubarry'ler' adı ve- rilen gençlerden Oo meydana gelen 1995 nesli, pudralı perukalar, Louis XV stili elbiseler, dantelli gömlek Av. Naim Tezmen — Av, ler kullanarak ailelerini dehşete dü- şüren bu yeni nesil, Charles Chap- lin, Max Linder ve Mack Sennett in siyah-beyaz (o filmlerine büyük bir hayranlık duymaktaydılar. Dubar- ry'lerin etkisi, seyircilerden çoğunun televizyonun ultra-modern şekille- rinden vazgeçip, yemden karanlık salonlara dönmesinde büyük bir rol oynadı. Bunun üzerine televizyon, 4D3BIV (4 duvarda 3 boyutlu tele- vizyon) adıyla yeniden taarruza geç- ti, fakat bu yeni usul öyle bir kar- gaşalık yarattı ki, 1980'de tam bir başarısızlığa uğramış olan kokulu televizyondan fazla seyirci toplaya- madı." Kozmorama'dan sferorama'ya Georges Sadoul daha da ileri git- mekte ve şöyle demektedir: "Dubarry'ler 1950 yıllarının cine- rama veya kinopanorama gibi mo- dası geçmiş usüllerinin yeniden can- lanmasını sağlıyamadılar. Bunların yerine 1972'de oOkozmorama geçti. Kozmorama'ya duyulan rağbet gün geçtikçe artmaktadır, buna rağmen sferorama ile rekabet tehlikesi de taşımaktadır. 2001 yılında piyasaya sürülen sferorama usülünde seyirci- ler 500 metre çapındaki bir kürenin ortasında oturmaktadırlar. Kürenin her yanı renkli, üçboyutlu ve kokulu film görüntüleriyle örtülüdür. Bu- nunla birlikte seyircilerin oturduğu her yüne dönebilir alan onları ağır- lıksızlık durumuna getirdiği, ayrıca sinema idaresinin bedava dağıttığı dondurmalara ilâç konduğu halde, seyirciler salondan ayrılırlarken çe- şitli dengesizlik, baş dönmesi his- Vet kurtulamamaktadırlar. zmorama'nm rağbet rmesiliin sebebiyse, salonlarının Tahsin Atakan İzahlı — İçtihatı İŞ HUKUKU VE SOSYAL SİGORTA KÜLLİYATI Satışa arzedilmiştir. Bu kitap, Sosyal Sigorta Kanunu, İş Kanunu, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu, Sendikalar Kanunu ve bu kanun- larla alâkalı diğer bütün kanun. Nizamname, Talimatname ve ilgili 1000 den fazla Yargıtay, Danıştay içtihatlarını toplamıştır. 1100 Sahife, Lüks ciltli, Fiatı 50— Liradır. YENİ ÜNİVERSİTE KİTAPEVİ Ankara Cad. No: 80 İSTANBUL. 20 Kasım 1965 (AKİS: 634) SİNEMA çok rahat oluşudur. Bu salonlarda seyirciler yarım küre biçimindeki perdenin altında, döner koltuklar- da filmi seyretmektedirler. Başlan- gıçta kozmorama'da tıpkı eski cine- rama'larda olduğu gibi dünya gezi- siyle ilgili filmler gösterilmekteydi. Kozmorama'ların yeryüzünde oOon- binlercesinin yapılışı, uzay pilotla- rı Joe Smith -Birleşik Amerika- ile Ivan Popovun -Sovyetler Birli- gi- aydan getirdikleri filmlerin gös- terilmesiyle başladı. Uzay pilotları bu filmleri yarım küre biçimindeki objektifi bulunan eski basit 8 mm. lik makinelerle çekmişler, stereofo- nik ses alma makineleriyle de ses almışlardı. o Aya balayı seyahatleri- nin, 1900'den önce Venedik yahut Niagaraya yapılan balayı seyahat- lerinin yerini * henüz almadığı bir çağda seyirciler iki yıl boyunca ge- zegenimizin tozlu, sivri tepeler ve yanardağlarla çevrili yüzünde ken- dilerini yürür gibi hissetmekten u- sanmadılar. Kozmorama'nın büyük başarı ka- zanan ilk hikâyeli filmi, fransız yö- netmen Jean-Luc Godard'ın çevirdi- gi 'İhsan insandır' adlı filmiydi. Bi- lindiği gibi Tombuktu'da çevrilen ve Kurosawa'nm ünlü oyuncusu Toshiro Mifune'nin torunu Noh-nu Mifune'nin oynadığı bu film bir A- merikan - Sovyet ortak oyapımıydı. Buna karşılık, kozmorama usulüy- le çevrilen ve bir İsrail - Mısır ortak yapımı olan 'Kleopatra' 900 milyon dolarlık. bütçesine rağmen tam bir başarısızlığa uğradı. Çünkü seyirci sayısı 192 milyonu aşamadı. Bu rak- kam çok düşüktür. Çünkü 2000 yı- lında gezegenimizin nüfusu 10 mil- yara ulaşmıştı ve ortalama olarak yılda 15 kere sinemaya gidiliyordu. Yıllık toplam seyirci sayısı 150 mil- yardı. Teknikte devrim Yazının bundan sonrası daha da ilginçtir: "1970'denberi sinema, teknik yön- den bir devrim geçirdi. Buna sebep, manyetik kuşak üstüne renkli gö- rüntüler ve üçboyutlu sesler alan ses alma makinelerinin boylarının küçülmesi ve çok ucuza satılmasıy- dı. 1970 yıllarına doğru televizyon- culukta ve stüdyolarda kullanılan ağır manyetoskopik kameraları gö- rüp de bunların meselâ Şanghayda ki 'Cathay Optical Co." tarafından 'Cathayscope' boyuna indirilebilece- ğini kim düşünürdü? Bir bezelye ta 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: