4 Aralık 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

4 Aralık 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS nin kimseye hükmedemiyeceği, si- yasi hürriyetlerin de temelini teş- kil eden iktisadi hürriyetlerini ka- zanmış bir tarımsal toplum kur- mak için de dağılımdaki düzensizli- gin düzenlenmesi, toprak reformu- nun yapılması gerekir. Toprak re- formunun yapılması, bunun mâna- sı Ziraat topraklarının kapitalistik şekilde bir istismar vasıtası olmak- tan çıkarılması, araziye sahip olan- ların buraları şehirden idare etme- sine ve kiracılıkla yarıcılığa imkân verilmemesidir. Bakanın söz zi etmediği bir başka konu'da, tarım gelirlerinden alman vergilerin odurumudur. Bu mesele hakkında Doç. Dr. Ziya Gökalp Mü- layim şu gerçekleri ortaya koymak- tadır: I — Yılda 24 milyar lirayı bulan toplam tarım gelirlerinden alman vergiler 1964 yılı sonunda 35 mil- yondur. Yani, gelirlerin binde biri. 23 milyar 880 milyon liralık tarım gelirleri ise zaten vergiye matrah bile olmamıştır. Az gelişmiş ve büt- çe gelirlerinin yarıya yakını ücretli ve işçilerin onafakalarından alınan bir memlekette kanunun boşlukla- rından faydalanarak, akıl almıya- cak kadar bol para kazanan 25 top- rak ağasının gösterdikleri gelirle- rin toplamı 120 milyon lirayı aşma- maktadır. 2 — Tarımda çalışan 3,55 milyon kişi içinde sayısı 25 bini bulan bu büyük çiftçilerin vergiye matrah gösterdikleri yıllık gelirleri, daire- lerdeki odacıların yıllık ücret top- lamlarından fazla bir miktarı bulma maktadır. Tarımda yer alan bu 25 bin kişilik kaymak tabakanın dev- lete verdiği vergi ortalama olarak, mükellef başına 1500 liradır. Vergi matrahı olarak ni yıllık gelir ise 4800 lir 3 — Tarım gelirlerine uygulanan gelir vergisi, bu sektördeki gelirle- rin ikiyüzde birine tesir edebilmek- tedir. Dereye ekilen balıklar Bütün bu meselelere tek kelime ile olsun dokunmayan AP'li Tarım Bakanının, konuşma metninde bu- lunduğu halde okumadığı bölümde toprak reformunun adı geçiyordu. Bakanın okumaktan kaçındığı bu bölümde anlatılan toprak reformu da aslında, Türkiyenin şartlarını bi- İKTİSADİ VE MALİ SAHADA len bilim adamlarının ve uzmanla- rın istedikleri, gerekli (gördükleri toprak reformu ile bağdaşabilecek bir toprak reformu değildi. Metin- de, toprak reformu hakkında şöyle demliyordu: arımda verimin sağ- lanması lâzımdır. Tarımda beklenen gelişmenin o sağlanabilmesi için bir tarım reformuna ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Bu reformun ana unsu- runu, Anayasanın ışığı altında, mül- kiyet hakkını zedelemeyen, düzenli işletme bütünlüğünü bozmayan, ras- yonel işletmeciliğe imkân veren (...) bu suretle zirai istihsalin art- tırılmasını sağlayan bir toprak re- formu teşkil edecektir." Ziraat Odalarının Tasarı hakkın- daki görüşünü bile "kılıfına uy- durma" ihtiyacı hisseden bir Kapan- lıyı tenkit edenler, AP'li yeni Tarım Bakanı Dağdaşın konuşma metnini ve metin üzerinde kurşun kalemle yapılmış iptalleri görünce, eski gün- leri de arar oldular. Yeni Bakan a- gacılıkta Kapantıdan da hızlıydı! A- "derelere balık ekilmesi"ne bırakı- lıyordu. arkasındaki fikirler rı" ile birleştirilmesini dış güve- nin bir başka unsuru olarak gös- termektedir. Fakat şimdi Türkiye, eğer De- AİD Direktörü Grant Söyleyene değil, söyletene bak! 4 Aralık 1965 mirelin yapacakları o söyledikleri ise, bu en önemli iki hususta bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Demi- rel, millete "fedakârlık yapmadan kalkınma"nın havarisi olarak gö- rünmüştür. Halbuki dış finansman olarak memlekete gelecek her faz- la dolar, bunun iç finansmanı ola- rak milletten aşağı yukarı iki do» larlık bir fazla fedakârlık isteye- cektir. Türkiyede vergilendirebi- lecek tek bakir saha, tarım gelir- leridir. Halbuki Demirel o sahada adaletin tam olduğunu beyan et- miştir. O halde, Türkiye, kendisi- ne karşı, Mr. Grant söylese de, söylemese de, İnönü Hükümetleri- nin davranışları sayesinde kendisi- ne karşı uyanmış güveni nasıl de- vam ettirtecektir? A.I.D. Başkanının itinayla seçil- miş kelimelerinin arkasında bu endişenin izini görmemenin imkâ- nı yoktur. Mr. Grant'ın, Muhteşem Süleyman diye adlandırılan Demi- relin kafasındaki on Ahmedin devr-i daim makinesine fazla bir bel bağladığım sanmak kolay de- ğildir. Diğer taraftan, fiyat istikran muhafaza edilebilecek midir? Zi- ra, pahalılığı sıhhat alâmeti ilan etmek, bu konuda fazla iyimser düşüncelere yer bırakmamaktadır. Kaldı ki fiyatlar şimdiden oyna- mıştır ve yukarıya doğru gitmek- tedir. İşçi dövizleriyle toplu söz- leşmelerin getirdiği satmalına gü- cü artışını, yakında, Personel Ka- nununun uygulanması ve belirli ge- lir dilimlerinden Tasarruf Bonosu kesilmemesi hızlandıracaktır. Bu- na karşı şimdiden tedbir düşün- mek ve bu tedbirleri almak lâzım- dır. Halbuki Muhteşem Süleyman- da bu yönde de bir istidat görün- memektedir. "Amerika verir!", inancı oTür- kiyede bir iktidarı bir defa, ham hayâllerinden fena uyanmaya mec- bur bırakmışta. Amerika gerçek- ten verir. Ama Amerikanın dost, i- yiniyetli, bilgili ve dürüst iktisat mütehassıslarının o memleketten istedikleri, Mr. Grant'ın kelimeleri- nin arkasındaki fikirlerdedir. 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: