4 Aralık 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

4 Aralık 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Memleketin dünya kadar mesele- si olduğu, seçimlerde partilerin ü- zerinde ittifak ettikleri tek nokta ol- muştur. Şimdi, milletvekillerini bi- rer şahane tembel yapacak olan ka- rar da partiler tarafından mütteli- kan kararlaştırılmıştır. Bu, partisi ne olursa olsun, bir "milletvekili milleti" bulunduğunun yeni delili- dir. Şimdi bu "milletvekili milleti" hiç kimse şüphe etmesin, yakında maaşına zam talebiyle gene mütte- fikan ayağa kalkacaktır. Üç gün ça- lış, dört gün serbest ol ve beş bin liraya para deme! Ama memleket düşünmeyecek mi sanılıyor: Yahu, biraz da biz ölsek diye.. Demokrasi Bir bildiri Siyasal Bilgiler Fakültesi Sosyoloji ürsüsü Asistanı Özer Ozanka- ya, haftanın başında Salı günü bir AKİS'çiye şöyle dedi: "— Bildiride yayınlanan fikirler, aslında arkadaşlarımızın günlük ha- yatlarında hemen her zaman konuş- tukları ve aralarında tartıştıkları fi- kirlerdir, Bu bakımdan, konuşulan konular, bildiride açık bir şekilde i- fadesini bulmuştur. Belirtilen fikir- ler, arkadaşlarımızın osamimiyetle savundukları fikirlerdir." Genç Asistan Ozankayanın söyle- dikleri, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakültesi ile Or- ta Doğu Teknik Üniversitesine men- sup 38 profesör, doçent ve asistanın, haftanın başında Pazar günü yayın- ladıkları ortak bildiriyle ilgilidir. Hükümetin dış politikasını şiddetle yeren bildiri, öğretim üyesi bilim adamlarının bir konudaki görüş bir- liğini ifade etmesi bakımından ö- nemlidir. Türk dış politikasının, bağımsız- lıkları için savaşan ülkelerin karşı- sında değil, yanında olması gerekti- gi, Kıbrıs odâvasının da ancak bu yolda izlenecek bir politika sonucu halledilebileceği belirtilen bildirinin hazırlanışı, aslında uzun çalışmala- ra lüzum göstermedi. Fikir, daha zi- yade Siyasal Bilgiler Fakültesi do- çent ve asistanlarının teşebbüsüyle gerçekleşti. Nitekim, bundan on gün kadar önce, Siyasal Bilgiler Fakültesinde asistanlara ait odalardan birinde ge- ne Kıbrıs meselesi ve dolayısıyla 6 Hükümetin dış politikada izlediği yol tartışılıyordu. Sonunda görüşler gene bir noktada aydınlığa kavuşun- ca, ortaya şu soru atıldı: "— Kendi aramızda hemen her gün konuştuğumuz bu konular hak- kındaki görüşlerimizi bir bildiri ile halkoyuna açıklamamız nasıl olur?" İşte bu sorudan sonradır ki, gö- rüşlerin bir bildiride (toplanarak, halkoyuna açıklanması kararlaştırıl- dı, müsvedde metinler üzerinde ça- lışılmağa başlandı. İşin ilginç tarafı şudur ki, hazırlanan birkaç müs- veddeyi, bir metin halinde birleştir- mek hiç de güç olmadı. Zaten bildi- rinin ana hatlarını, her gün konuşu- AKİS safhasına gelmişti. Bildiri, teksir e- dildikten sonra, önceden mutabaka- tı alınan profesör, doçent ve asis- tanlara imzalatıldı, Pazar günü de gazete bürolarına dağıtıldı. .ve dünya dönüyor Bildirinin ertesi gün gazetelerde yayınlanmasından sonra. Pazar- tesi günü Başbakan Demirel, basın mensuplarının bu konudaki sorula- rına, maziyi hatırlatır tarzda şu ce- vabı verdi: — Türkiye demokratik bir ülke- dir, herkesin in söylediğini vize- den mi geçireceği Ancak, kazın “ayağının pek öyle olmadığını bu haftanın başındaki Siyasal Bilgiler Fakültesi "Hayatta en hakiki mürşit lan konular teşkil edecekti. Üstelik, teşebbüs, Hukuk Fakültesi ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğretim üyelerince de olumlu karşı- lanmıştı. Bu bakımdan, çok sayıda öğretim üyesi bildiriye imza koy- maya hazırdı. Kaldı ki, teşebbüsün öncüsü bazı doçent ve asistanlar için, çok sayıda imza toplamak a- maç değildi. Kısa bir süre içinde hazırlanan metin, teksir edilmeden önce dakti- lo ile çoğaltılarak, imza edecekleri tahmin edilen profesörlere sunuldu. Profesörlerin de fikri (o alındıktan sonra iş, bildirinin imza edilmesi ilimdir” o diyorlar bir mahkümiyet kararı gösterdi ve tabii böyle bir mahkümiyete temel teşkil eden kanuni durum geniş tep ki yaptı. Bir sendika gazetesi *Tür- kiye Basın-İş Sendikasının organı Gündem- bundan iki asır önce ya- şamış, hiç meşhur olmayan bir Ba- beuf'ün bir yazısını (o yayınlamıştı. Babeuf'ün yazısı, üstelik, yayınlan- mış bir kitaptan alınmıştı. Savcılık bu yazıyla komünizm propagandası yapıldığı Oo gerekçesiyle (o -Babeuf, Marx'ın doğumunu bile göremeden ölmüştür» dâva açtı. Haftanın ba- şında neticelenen, bu dâvaydı. An- kara Ağır Ceza Mahkemesi, Günde- 4 Aralık 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: