22 Ocak 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

22 Ocak 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS nin görüşü izah edildi ve bu anlaş- maların bugüne kadarki uygulan- masında görülen aksaklıkların, hü- kümranlık prensipleriyle bağdaşa- mıyacak bazı hükümlerin yeniden incelenmesi için Hükümetin yaptığı çalışmalar açıklandı Toplantıdan önce o Çağlayangil, Genel Kurmay İkinci Başkanı Or- general Refik Tulga ve Genel Kur may İstihbarat Dairesi Başkanı Tümamiral Sezai Orkunla makam- larında ayrı ayrı görüştü. Görüş- meler uzadığından, Amerikan Bü- yük Elçisiyle General Smart, Baka- --- Özel Kalem odasında bir süre beklemek zorunda kaldılar. Saat 12'de başlayıp üç saatten fazla sü ren toplantıdan sonra Çağlayangil, ve Johnson Demireli telefonla arayarak, görüş- meler hakkında kendisine bilgi ver di. Smart ve beraberindekiler. Çağ layangille (yaptıkları görüşmeden sonra Milli Savunma Bakanı Ahmet Topaloğlunu makamında ziyaret ettiler. Topaloğlu ile NATO'daki A- merikan Kuvvetleri Başkomutan Yardımcısı arasındaki görüşme sa- mimi bir şekilde cereyan etti. Gö- rüşme gene ikili anlaşmalarla ame- rikalılara tanınan imtiyazlar, Türki- yedeki amerikan üslerinin durumu hakkında oldu. Smart, görüşmeler sırasında, NATO'nun meselelerini etraflıca görüşebilmek için, Topal- oğlunu Amerikaya davet etti. Mektubu YURTTA OLUP BİTENLER 27 Mayısın sesi General Smart, Hükümet yetkili- leriyle temaslarda bulunurken, aynı gün, Sosyalist Kültür Deme- ğinde "Askeri stratejimiz ne olmalı- dır?" konulu bir konferans veren MBK üyelerinden CHP İstan- bul milletvekili Orhan Erkanlı ise, NATO içindeki durumumuzun mut- laka gözden geçirilmesi gerektiğini söylüyor, Amerikanın Türkiyeye as- keri yardım adı altında verdiği si- lâh ve techizatın, amerikan ordu- sunda çürüğe çıkarılmış silah ve techizat olduğunu bildiriyordu. Erkanlı, ilgiyle MEP konfe- ransında bir ara şöyle de "— Türkiye, NATO'nun ileri ka- Türk-amerikan ikili ilişkilerinin doğuşunda, ge- lişmesinde, bugünki biçimini almasında ve bildiğimiz çok taraflı güvenlik tertiplerinin meydana gelmesin- de gerek ikili ilişkilerimiz, gerekse Amerikanın ev- rensel dış politika stratejisinde bir dönüm noktası olan Amerikanın durdurma -"containment"- politika- sı, bütün yukarıda işaret edilen soruları açıklayan, dış politika örneği olarak gösterilir. İkinci Dünya Savaşında müttefik durumunda bu- lunan Amerika ile Sovyetler Birliği, savaştan sonra, ortak tehlike ortadan kalkınca, hayati menfaatleri ça- tışan iki hasım haline gelmişlerdir. Ancak Amerika Birleşik Devletleri, milletlerarası durumun yeni şart- larım doğru değerlendirip, o güne kadar yürüttüğü dış politikasını değiştirmesi için pek çok uyarma ve baskıya maruz kalmıştır. Amerikanın, durdurma poli- tikasını plânlayıp, yürürlüğe koymasında İnönünün Churchill kadar etkili olduğu söylenebilir. Amerika Birleşik Devletleri, dünkü müttefiki Rusyaya karşı çıkarak, Türkiyenin Washington Büyük Elçisi mer- hum Münir Ertegünün nâşını Missouri zırhlısıyla İs- tanbula göndermiş, bu "durdurma" politikasını yü rürlüğe koymuştur. Başkan Truman'ın, 4 Mart 1947'de Kongreden Yunanistan ve Türkiye için talep ettiği 4 milyon dolarlık yardım, Truman Deoktrininin doğ- masını sağlamıştır. Truman Doktrini olarak isimlen- dirilen Dört Nokta programı, Atlantik paktı, yani NATO ve diğer paktlar, hep bu durdurma politikası- nın geniş stratejisinin kapsamı içinde girişilmiş ter- tiplerdir. Bu politika, sovyet yayılmasını durdurma sovyet idarecilerini, bu o başarısızlık karşısında, sov yet dış politikasının hedeflerini yeniden gözden geçi- 22 Ocak 1966 Fikret EKİNCİ rip değiştirmeğe zorlama gayesini ogüdüyordu. Sov- yetlerin, değişik rejimlere sahip milletlerin “barış içinde bir arada yaşama" politikasını kabul etmesi sonucudur ki bugün, durdurma politikası başarıya ulaşmıştır. Kısacası Türkiye, sovyet yayılmasına karşı dura- bilmek; Amerika Birleşik Devletleri ise, bu yayılma- dan hayati menfaatlerini korumak için biraraya gel- mişlerdir. NATO tertibi de ayni ihtiyaç ve menfaat birliğinden doğmuştur. Dün bu ikili ve evrensel poli- tikanın doğuşunda mimar rolü oynayan sayın İnönü ne gariptir ki bugün, Amerikanın ittifak anlayışın- daki değişiklik ve Başkan Johnson'un bu ittifakın te- melini tahribi yüzünden, Türkiyeyi ve bütün mütte- fiklerini korumaya çalışmaktadır. Bugün en hayati soru şudur: Acaba, Missouri zırhlısının ziyareti gibi, Başkan Johnson'un mektubu da yeni, evrensel bir amerikan dış politikasının yürürlüğe konulması mı- dır? Bu husus, sayın İnönünün mektubunda işaret ettiği ciddi görüş ayrılıkları konusunda, amerikan görüşünün kesin olarak bilinmesi zaruretini doğur- maktadır. Amerikanın bugün, dünya meselelerini hal- ledebilmek için, kendisine oyun arkadaşı olarak Sov- yetler Birliğini seçtiği söylenmektedir. Acaba Ameri- kanın, ittifak ve müttefik anlayışındaki farklılık, an- laşmalara bağlılık ve bunların yüklediği sorumluluk konusundaki acayip düşünceleri bunun sonucu mu- dur? Bir ittifak İçindeki denge bu tutumla nasıl ko- runabilir? İttifak üyelerinden biri, Amerikanın teş- vik ve koruyuculuğu ile, diğeri aleyhine bir genişle- me politikası yürütürse, ittifaktan veya ittifak tesa nüdünden söz edilebilir mi?

Bu sayıdan diğer sayfalar: