22 Ocak 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

22 Ocak 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER rakolu durumundadır. Bilinir ki ileri karakollar kolayca gözden çı karılabilir. Umumi bir nükleer har- bin içinde olup olmama inisyatifi, Türkiyedeki nükleer üsler dolayı- sıyla elimizde değildir. , Birliklerimiz, memleketimizin şartları bakımından, muhtemel lokal ve milli savaşlara göre gerilla ve paraşütçü kuvvetleriyle takviye e dilmelidir. NATO ile anlaşmaları mız, ikili anlaşmalar bu açıdan mut- Ne sihirdir. ne keramet... Son günlerde Türkiyede olup-bitenlerin kronolojik sırası, AP İkti- darının nasıl bir kaygan zeminde bocaladığını apaçık göstere- cek niteliktedir. Johnson Mektubunun Meclis ve Senatoda açıklanmasını önle- yen AP, kamuoyundan, karanlık yorumlara açan, en kötü notu almıştır. AP'nin bu zaferinden sonra konuş lüzumunu duyan Hart ise, bu zaferin tepesine tüy dikmiştir! Hele, Meclis ve Senatoda açıklanması kesinlikle önlenen Johnson Mektubunun -kısmen de- giştirilerek- Hürriyet gazetesinde sansasyon tekniğiyle yayınlanma- sı ise, bu tüylü zaferin değerini kamuoyunun gözünde beş kat daha arttırmıştır! Devlet sırrı niteliğindeki bir belgenin bir gazetede yayınlanması hususu nihayet adli bir meseledir ve bu konu üzerinde yetkili merci- ler elbette ki duracaklardır. Ancak, bu gürültüde dikkatlerden kaçan bir husus vardır ki, asıl önemli olan odur. Bir kere, Johnson Mektubu açıklanmamış, yayınlanmıştır. Ya- yınlamak açıklamak demek değildir. Mektubun Meclis ve Senatoda açıklanması demek, türk dış politikasının yemden gözden geçirilme- si demektir. Yeniden gözden geçirilen dış politikamız ise, Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkilere açıklık getirecektir. İşte AP, bu açık- lıktan- korkmuş ve Johnson Mektubunun Parlâmentoda açıklanmasını bütün gücüyle önlemeğe çalışmıştır. Bu demektir ki AP, her şeye Tağ- men -evet, her şeye rağmen-, Amerika ile ilişkilerimizin yeniden göz- den geçirilmesine taraftar değildir. Sadece bu bile, AP İktidarını bel- ki on aydan da önce hezimete götürecektir. İkincisi, Parlâmentoda- açıklanması önlenen Mektup, al çabuk- luğu marifet kabilinden, Demirelin gazetecisinin gazetesinde, hem de sulandırılarak, yayınlanmıştır. Bunun anlamı açıktır: Çok ciddi bir konu, halkın gözü önüne basit, alelade, hafif bir konuymuş gibi çıka- rılmak istenilmektedir. Mektubun, gazetede yayınlandıktan sonra, Senatoda görüşülmesinin kararlaştırılması da bunun açık delilidir. Üçüncüsü, Johnson Mektubunun gazetelerde yer almasından son- ra AP, hemen, İnönünün cevabının da yayınlanmasını istemiştir ve mektup yayınlanmıştır da... Görülmektedir ki bu, tezgünde açığa çıkan ve e ii kasına da zararı dokunmıyacak olan, basit bir oyundur. Her gürül- tünün ardından bir keyfi tasarrufla gelmek ve bunu halkın Acil a bekleyen binbir derdi karşısında hükümet etmek diye göstermek, herhalde, çıkar yol olmasa gerektir. AP İktidarı, kaygan zeminde bir takım hünerler göstermeğe ça- lışmaktadır ama, bu gayreti onu hergün biraz daha uçuruma yaklaş- tırmaktadır. AKİS Parker Hart Alışverişi seven bir dost laka yeniden Fözlen geçirilmeli ve tadil edilmelidir. DP'nin kayıtsız ve sorumsuz yö- neticilerinin rızasıyla akdolunan iki- li anlaşmalarla Türkiyede bazı- im- tiyazlara sahip obulunan Amerika artık anlamıştır ki, türk kamu oyu, hükümranlık prensiplerine göl- ge düşürecek nitelikteki bazı an- laşmaların değiştirilmesi konusunda büyük titizlik göstermektedir. Yal- nız, Türkiyenin, önümüzdeki gün- lerde Topaloğlunun Amerika gezi- siyle başlayacak olan görüşmeler- deki şanssızlığı, kendini Amerika ile ilişkilerin sarsılmaz teminatı ilân eden AP Hükümetinin iktidarda bu- lunmasıdır. Belki Topaloğlu, ameri- kan hükümet yetkilileri ve amerika- lı komutanlarla yapacağı görüşme- lerde, önemsiz bazı ikili anlaşma- ların yürürlükten kaldırılması ko- nusunda söz alabilir. Önemli anlaş- malarda bir değişiklik yapılması i- çin OÖne sürülecek tekliflerin Amerika tarafından kolaylıkla ka- bul edilebileceğini düşünmek ise safdillikten başka bir şey olmıya- caktır. Üstelik, Amerikada temas- larda bulunacak Milli Savunma Ba- kanı, yabancı dil bilmeyen eski bir polis müdürüdür. Bakanın bu özel- likleri, Amerikada yapacağı görüş- melerin sonucu hakkında bir fikir 22 Ocak 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: