22 Ocak 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

22 Ocak 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Hükümet Uçuş hazırlıkları Başbakan Süleyman Demirel son günlerde, Kabineyi kurduğu sı- rada hiç ilgi göstermediği bazı AP'- lilerle gizli (o görüşmeler yapmaya başlamıştır. Pek büyük bir samimi- yet havası içinde yürütülen bu te- maslarda konu, AP yönetiminin na- sıl kuvvetlendirileceği (oOve kusurla- rın nasıl giderileceğidir! KKonuşma- lar neticede, Kabinede yapılacak bir revizyona gelip dayanmakta ve Başbakan, görüştüğü (o milletvekili ve senatörlerden bu konuda fikir sormaktadır. Aslında fikri sorulan- lara telkin edilen şudur: "Bütçe so- nunda Kabinede bir revizyon düşü- nüyorum. Hazırlıklı olunuz!" Başbakanın bu "gizli" temasları, parti ve Parlâmento kulislerinde büyük bir "gizlilik" içinde yayıl- maktadır. "Gizlice" anlatıldığına göre Demirel, daha işin başında yıp- ranmış olmaktan yakınmakta, dev- let idaresinin kolay olmadığını iti- rafetmektedir. Ayrıca, üç günde yıp- ranmış bazı Bakanlarla, bunların yerlerine Oo gelebilecek Oo kimselerin isimleri konuşulmaktadır. Bu mahrem düşünceler ve ko- nuşmalar parti içinde -ve dışında- bir ümit rüzgârı halinde estirilmek- tedir. Demirelin gerçekten böyle bir niyet taşıyıp taşımadığı, bu işlerin mavi boncuk dağıtmaktan daha ciddi bir anlama gelip (gelmediği tartışıladursun, bir başbakanın hü- kümeti kurduktan iki ay sonra re- vizyondan söz etmeğe başlaması bi- raz gariptir.. Revizyon başarısız hü- kümetler içindir. Başarısızlığın bu kadar çabuk itiraf edildiği ise gö- rülmüş, duyulmuş şey değildir. Üs- telik, Demirel bununla kalmamış, geçen haftanın sonunda Meclis kür- süsünde Yüce Divandan bahsetmiş- tir. Hem de kendisinin gitmesi ihti- mali bulunan bir yargı mercii ola- rak! Bu noktalar, Başbakanın ken- dine güveninde ve o iyimserliğinde bazı eksilmeler olduğunun işareti- dir. Bu zaaf, geçen Cuma günü Mec- liste bir ara son haddine varmış ve aşikâr bir şekil almıştır. Başbaka- nın bu halinin esas sebebi, parmağı- nın ucunda çevireceğini (sandığı devlet mekanizması üzerinde bazı oyunlara girişmesi ve böylece başlı- yan bazı gelişmelerin kendi inisya- tifinden çıkarak büyük bir hız ka- 22 Ocak 1966 zanmış olmasıdır: AP İktidarı, gir- diği yolda, başlangıçtaki hataları- nın sonucu olan yeni aksaklık ve yanlışlıkların meydana getirdiği ve gitgide büyüyen bir çığın içinde, bir. istikamete doğru sürüklenmeğe baş lamıştır. Tural Mektubunun açıklan- masından sonra girişilen büyük çap- taki tasfiye hareketi, Johnson Mek- tubunun açıklanma şekli ve nihayet Meclise, 27 Mayısı tasfiye anlamı taşıyan, bir Af Kanunu getirilmesi bu çığı meydana getiren başlıca ha- talardır. Milli Birlik Grupunun bu afla ilgili ve 17.1.1966 tarihli bildi risi, AP iktidarının gittiği yönü tes- bit ve tescil etmesi bakımından, bel- ki de önemli bir belge olarak siya- set tarihimize geçecektir. ( Bildiri şöyledir: Kulağa Küpe Devlet sırrı Johnson'un Mektubunu gaze- tede yayınlamak suç, anla- dık. Peki ama, o mektubu gaze- teye vermek suç değil mi? Turalın Mektubunu gazete- de yayınlamak suç, anladık. Pe- ki ama, o mektubu gazeteye vermek suç değil mi? Hımmm.. Galiba devlet sırrını şuna buna açıklamak suç değil de, bu sırrı şuna buna açıklıyanı açıklamak suç! Kimbilir, asıl devlet ii dedikleri belki de budur "Yassıada mahkümları için şim- diye kadar temel suçluluğa dokun- mayan iki af kanunu çıkarılmıştır. Bu defa Hükümetin getirdiği af la sarısı, seçimlerden sonra gittikçe açığa çıkan, fiili olarak 27 Mayıs öncesini restore etme arzusunu Ve Anayasanın ruhunu teşkil eden di- bacesindeki prensipleri hukuki ola- rak yok etme amacını gütmektedir. Böylece İktidar, seçimle kazan- dığı kaynaktaki meşruiyetini yitir- mekte ve Anayasaya vücut veren te- mel inancla çatışma halinde görül- mektedir." Birleşen muhalefet Geçtiğimiz hafta Cuma günü John- son Mektubunun Demirelin gaze- tecisi tarafından Hürriyet sütunla- rında, tahrif edilerek, yayınlanmasıy- la -ifade Başbakan Demirelindir- ilgili görüşmeler Mecliste devam e- derken, kuliste Turizm ve Tanıtma Bakanı Nihat Kürşat şöyle diyordu: "— Devletin artık ne haysiyeti kaldı, ne itibarı ve ne de şerefi. Ya- rın şifreler de açıklanırsa, buna şaş- mamak lâzım!." Kürşat bunu söylerken, içeride, Meclis salonunda Hükümet ve Baş- bakan çok kötü bir duruma düş- müş bulunuyordu. Hükümetin ge- rekli ciddiyet seviyesinden mahrum bulunduğu noktasında ilk defa ola- rak bütün muhalefet partileri bir- leşmişlerdi. Alican dahi mektupla- rn yayınlanmasını ve Hükümetin bu konudaki tutumunu beklenme- dik, sert bir konuşma ile yerdi ve: "— Turalın ve Johnson'un mek- tuplarının basında o yayınlanmasın- dan sonra devlet yönetimi üzerinde ciddi tereddütler duymamız lazım- dır" dedi. YIP lideri, Tural Mektubu ile ilgili tahkikatın arkasının bırakıldı- ğını ifade etti ve şu cümleyi kullan- dı: — Hükümet, hadiselerin suçlu- larını tesbit konusunda hassasiyet göstermezse, devlet idaresi laçka o- lur ve devlet emrivakilerle laubali bir şekilde idare edilir!" Aynı gün konuşan TİP ve CHP- den sonra MP en sert üslüpla mese- leyi tesbit etti. (Bölükbaşı yaptığı konuşmada, işin skandallar serisi haline döküldüğünü: Milli Savunma Bakanının oTuraldan, fikirlerini mektup halinde vermesini istemek- le onu tuzağa düşürmüş Pedi dair haberin -ki KİS ta- rafından yayınlanmıştır- hala yalan- lanmadığını, bu gibi hafife almala- rın önce rejim, sonra da memleket için felâket yaratacağını söyledi ve MP'nin bu konularda bir Meclis A- raştırması teklifi vereceğini açıkla- dı. Başbakanın bütün bu tenkitlere cevabı, devraldığı devlet mekaniz- masını suçlamak ve kendisiyle ilgili haberlerden şikayet etmek oldu. Demirel şöyle dedi: — Bugünkü Türk Hükümeti a- merikan taraftarı olmakla itham edilmekte ve bu tezvirat bütün yur- da yayılmak istenmektedir. Bu bir is- tismardır. Bunun aksi iddia edili- yorsa, Hükümetimiz Yüce Divana gitmeye hazırdır!" Demirelin kıpkırmızı bir suratla yaptığı konuşma insicamsız ve ha- 7

Bu sayıdan diğer sayfalar: