DÜNYADA OLUP BİTENLER Vietnam Bıktıran bekleyiş Aşağı yukarı bir aya yakın bir sü- redir, amerikan bombardıman uçakları Kuzey Vietnam üzerinde uçup, bir sürü anlamsız hedefe bomba atmıyorlar. Güney Vietnam da sürüp gelen gerilla savaşı ise, Saygondan gelen haberlerden anla- şıldığına göre, önümüzdeki günler- de, başlamakta olan yeni Vietnam yılı dolayısiyle, kısa bir süre için de olsa, kesilecektir. Bütün bu yeni. gelişmeler, dünyada, Vietnamda ba- rışın nihayet geri gelmek üzere ol duğu yolundaki ümitleri destekler yöndedir. Fakat, doğrusu istenilir- se, amerikan barış saldırısının baş- ladığı günden buyana devam eden bu ümitli bekleyiş, artık her tarat ta bir bezginlik ve bıkkınlık uyan- dırmak üzeredir. Amerikan barış saldırısıyla bir- likte başlayan çeşitli diplomatik gö rüşmeler, geride bıraktığımız hafta- lar içinde de devam etmiştir. Şe- lepinin Hanoi ve Pekinde yaptığı görüşmelerden sonra, Taşkentte geçirdiği bir kalp krizi sonunda ölen Hint Başbakanı Şastrinin ce- naze töreninde bulunmak üzere Ye- ni Delhiye giden Sovyet Başbakanı Kosigin ile Birleşik Amerika Baş- kan Yardımcısı Humphrey arasın- da oldukça uzun süren bir başbaşa buluşma olmuştur. Bu buluşma sı- rasında, Vietnam sorununun tartı- şıldığı söylenmektedir. Törenden sonra Washington'a dönen Hum- phrey, bu konuda Başkan Johnson'- dan başka biç kimseye bilgi verme- ye yanaşmamış, fakat Sovyetlerin, Birleşik Amerikanın özellikle Asya- daki tutumunu beğenmekten uzak olduğunu söylemekten de kendini alamamıştır. Son üç haftalık (gelişmelerden sonra şimdi, tarafların, her zaman- kinden daha çok görüşme masası başına oturmaya yakın oldukları söylenebilir. Hem Hanoi, hem de Washington, böyle bir oturma için şimdiye kadar ileri sürdükleri pek çok şartı bir tarafa bırakmış görün- mektedirler. Özellikle Birleşik Ame- rika, barış saldırısına başladığı gün- den buyana, görüşmenin her türlü- süne taraftar görünmektedir. Hai- 22 Ocak 1966 Kosigin Konuşulan ne? tâ, bazı söylentilere göre, son hafta içinde Hanoinin bir temsilcisi ile bir Birleşik Amerika yetkilisi ara- sında ilk temaslar da kurulmuştur. Fakat bütün bunlara rağmen, or- talıkta, geleceğe fazla ümitle bak- mamak için çeşitli nedenler var- dır. Aşırı uçlar Öyle görünüyor ki, Vietnam sava- şında aşırı uçların sesleri hâlâ eski kuvvetini kaybetmiş değildir. Gerçi, Sovyet lideri Şelepinin Ha- noi ve Pekin gezisinden sonra Ko- münist Çin basınında çıkan yazıla- rın sertliği, bazı batılı çevrelerde, Moskovalı devlet adamının Hanoi- de başarılı temaslar yaptığına en kuvvetli belirti (olarak yorumlan- maktadır. Fakat, buna rağmen, Ha- noinin Pekinin baskısından hangi ölçüde kurtulabileceği ve Sovyetle- rin isteğine uygun olarak görüşme masasına oturup oturmayacağı, hâ- lâ Vietnam sorununun en büyük bilinmeyenidir. Vietnam sorununun ikinci bilin- meyeni de, Vietkongun durumudur. Birleşik Amerika, şimdiye kadar ile- ri sürdüğü bütün şartları bir tara- fa bırakmış görünmekle beraber, oturulacak görüşme masasına Viet- kong temsilcilerini kabul etmek eği- liminde değildir. Çünkü, Washing- ton'a göre Vietkong, Güney Vietnam halkının içinden çıkmış bir kuruluş değil, Hanoinin yaratıp iplerini çek- tiği bir gölge teşkilâttır. Aynı bi- çimde, Saygon hükümeti de Viet- kongu Güney Vietnam halkının için- den çıkmış kabul etmemekte ve ile- ride kurulacak bir yeni Güney Viet- nam hükümetinin içine Vietkong temsilcilerinin alınmasına şiddetle karşı durmaktadır. Öteyandan, Vietnam savaşının aşırı uçlarından bir başkasının da bugün Saygonda hüküm süren as- keri hükümet olduğundan şüphe edi lemez. Kuvwvetten başka hiçbir şeyi temsil etmeyen bu hükümet, Birle- şik Amerikanın giriştiği barış sal- dırısını aşikâr bir hoşnutsuzlukla izlemektedir. Eğer Vietnam, anlaş- mazlığı görüşme masası başında çö- zülürse iktidarın elinden gideceğini bilen Saygonlu komutanlar, savaş alanlarını yeşil çuhalı masaya ter- cih etmektedirler. Bugün Güney Vi- etnamda her sözleri kanun hükmü- ne geçen bu komutanlar, ileride barışın kurulmasına en büyük güç- lük çıkaracakların başında gelmek- tedirler. Afrika Huzursuz ülkeler Birkaç inatçı sömürge yönetimi dı- şında, Afrika ülkelerinin büyük çoğunluğu artık (o bağımsızlıklarına kavuşmuş bulunuyor. Fakat, bekle- (AKİS — 734) 23