22 Ocak 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

22 Ocak 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN İnönü- Johnson mektuplaşmasının kendi iç politika çekişmelerimizi de, Kıbrıs sorununu da aşan bir yönü vardır. Johnson'un mektubu, dış politikamızdaki ve ulu sal savunma politikamızdaki bazı önemli zayıflıkları, aşırı bağımlılıkları ortaya koymakta; İnönünün gön- derdiği cevap da, bu zayıflık ve bağımlılıkların Türki- ye ON taşıdığı sakınca ve tehlikelere dikkati çekmek- te ii ika, Başkan Johnson'un 5 Haziran 1964 ta- rihli bu mektubuyla, Türkiyenin Kıbrısa çıkarma yapmasına engel olmuş sayılır mı, sayılmaz mı?", "Mektubun üslübu sert mi, yumuşak mı?", "O z7a- manki Başbakan sayın İnönünün bu mektuba karşı- lık verirken kullandığı üslüp da gereği kadar sert mi, değil mi?" yollu soruların cevaplarını aramakla yeti- nenler, mektupların satırları, kelimeleri arasında kay- bolup, asıl can alıcı yönünü gözden kaçırabilirler. Oysa bu mektuplaşma, tümüyle, bu gibi soru ve cevapların çok üstünde bir önem taşımakta, dış poli- tikamızı ve savunma politikamızı âdeta bir projektör ışığında yeniden değerlendirme, eksiklerini gedikle- rini görme ve bu eksiklere, gediklere çareler arama fırsatını bize vermektedir. Bu fırsat kaçırılmamalıdır. Mektupları, bu açıdan çözümlersek, başlıca şu ger- çekler karşımıza çıkar: 1. Birleşik Amerika, hukuken kendisini ilgilen- dirmeyen dış politika meselelerinde bile, Türkiyenin, bir harekete geçmeden önce, kendisinden müsaade almasını beklemektedir. Johnson, İnönüye mektubun- da, bu İsteği şu çıplak ifadeyle belirtmiştir: "..böyle bir harekete tevessül etmeden önce, Bir leşik Amerika Devletleri ile tam istişarede bulunmak mesuliyetini kabul etmenizi hassaten rica etmek mec- buriyetindeyim." Demek ki Amerika, kendisini, Batı İttifak sistemi içinde, o ittifakla doğrudan doğruya ilgili olsun ol- masın, her önemli karar için düşüncesi sorulacak, fifti. Mektuplar hakkındaki tenkit- lerin haksız olduğunu söylüyor, fa- Grant tasarının 14 Nisanda Meclise sevkedilmesini istedi" MEKTUP her teşebbüs için izni alınacak, otoriter bir önder olarak görmek istemektedir. Müttefikleri tarafından fırsat verilirse, her bü- yük devlet böylesine kudretli ve yetkili bir önder ol- mak ister. Ama o önderlik mevkiini doldurabilmesi için, önderliğin tamamlayıcı unsurları olan sorumlu- luk duygusunun da, kesin, çabuk ve âdil kararlar ve- rebilme yeteneğinin de kendisinde gelişmiş olması gerekir. Amerika ise, bu duygu ve yetenekten yoksun- dur. Ne kadar yoksun olduğu, İnönünün mektubunda açıkça ortaya konulmaktadır. Johnson'a cevap olarak gönderdiği 13 Haziran 964 tarihli mektubun bir yerinde İnönü, şöyle de- mektedir: "25 Aralık 1963de ilk buhran patladığı vakit, Ga rantör Devletlerle temasa geçtiğimizde, derhal Ame- rikayı haberdar ettik ve Amerika bize bu meselede kendisinin taraf teşkil etmediği cevabını verdi." Sorumluluktan ürktüğü vakit, böyle "meselede taraf değilim" gerekçesiyle, meselelerin içinden sıy- rılmağa çalışan Amerika, canı isteyince de, "taraf" olmadığı meselelere, tarafsızlıkla bağdaşmayan bi- çim ve ölçülerle ve bütün ağırlığıyla karışmaktadır. İnönü Amerikayı, müttefikleri olmasına rağmen, Türkiye ile Yunanistan arasındaki durumda, "samimi ve ciddi bir vaziyet" almadığı için de kınamaktadır. Mektupların ortaya çıkardığı bu durum, Ameri kaya, Batı ittifak sistemi içinde fazla yetkiler tanıma- nın da. Amerikanın bu yetkileri iyi kullanabilme ye- teneğine güvenmenin de çok tehlikeli olduğunu gös- termektedir. 2. Birleşik Amerika, Türkiyeye askeri malzeme yardımında bulunmuş olmanın, kendisine, silâhlı kuv- vetlerimizin kullanılışı üzerinde kesin söz hakkı tanı- dığı kanısındadır. Johnson bu kanıyı, mektubunda şöyle dile getirmiştir: "..askeri yardımın, veriliş maksatlarından gayrı gayelerde kullanılması için, Hükümetinizin, Birleşik Devletlerin müsaadesini alması icab etmektedir. (...) Mevcut şartlar altında, Türkiyenin Kıbrısa yapacağı AP içindeki homurtular ve mem- dediği yolun- ( nuniyetsizlik bu olayla iyice (Bak: kat Turala tuzak kurulduğu yolun- daki, Bölükbaşı tarafından da tek- rarlanan haberi yalanlamıyordu. Amerikan taraftarı diye tanıtılmak- tan yakınıyor, fakat kendi Enerji Ba- kanının, bugün görevinden alınmış bulunan milliyetçi bir Genel Müdü- re, bir amerikalının hazırladığı ma- den tasarısı konutunda "Tasarı hak- kında konuşmak için vakit yok. Mr. 8 daki haberi yalanlamıyordu! O gün Demirel ve AP tam bir he- zimete uğradı. AP'liler, Başkan Ve- kili Ahmet Bilgine hücum ederek, onu şaşırtarak ve gürültü çıkararak celseyi tatil ettirmekle kendilerini kurtarabildiler. Fakat kayıpları bü- yüktü. Demirel yenilmiş, Hükümet yıpranmış, Muhalefet ise birleş- mişti. "AP") artmıştır. Demirelin, "Hükü- mette revizyon" formülüne iştiyak- la sarılması, bu çaresizliğinin ve ye- nilgisinin ifadesidir. Dış Politika Dostlar alışverişte Bu yazının yazıldığı sırada Kuvvet Komutanlarıyla birlikte bazı as- keri birlikleri teftiş etmekte olan 22 Ocak 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: