Bunda, Japonyanın kalabalı da te sirini söylemek lâzım. Bir çumra gm Tok- . yonun meşhur caddesi Ginzada, kelimenin mecazi © atılsa a yapılmaktan çok baki. darın modelleri ve fiyatları görülüyor. Bunlar- dan bir tanesinin en üstüne, asansörle çıktık. Sonra, her bir e dolaşarak dik. Elektrik 8 şan otomobile, kimonodan fotoğraf e Mei her fi yl ğer katlı ete süyllin içi dal dik. 8 En aylar atları n .1 da dondurma veya serinletici üz içkiler gatı- lıyordu. Oranın yanına ile yaklaşmak kabil değildi, a karalanlıyo aa başka bir kalabalık- şi er karıncalar Sini Mal ardı, Japonyada aylak adama ni ç alammığını söylemek is- inzanın başında bir park, onun yanım- da da bir inşaat vardı. Park, sadece öğle vakti, yani tatilde, inşaat işçileriyle dolüyordu ve İş- çiler sıraların enlerin üzerine yatıp uyu- ponyanın gerçekleştirdiği kalkınma da böyle bir çalışma temposunu mecburi kılıyor. - “ Rusyada, in sokaklarda çok sakat a- damla karşılaşır, Bu, harp görmüş başka meöm- leketlerde de öyle, Japonyada, ebe ça be- nim dikkat nazarımi i. Belki, a “ben rastlamadım, belki de, atom bombası felâ- “ ketine bile mâruz kalmış Japonyada sakatlar öteki milletlerin nisbetinden düşük. Ben Tokyo- da, önce, dilenci de görmediğimi sandım. Hat- tâ bunu, gittikçe artan refahın bir'delili say- o Fakat bir gün, baktım, benim boyacı ka- kimseler aslinda | ip geçenlere, ayakka yim avuç da aeedlc Bir defa. sında da bir caddede yanıma bi? adam yaklaş- “ota, para istedi. Evvelâ, niçin istediğini anlama- dım, Derdini ingilizce ifade edebiliyordu. Sön- ra kavradım ki, adam dilenmektedir. İngilizce bilen yi önünde bir boya sandığı bulunan di- Tenci, her halde, bizdeki eğme, dilenci e rinden daha az insanın içine kasvet Japonyada, li şehirlerin görünüde bu- lunan yerlerinde sefil ve hırpani kılıklı kimse- lere de rastlanmıyor. Kenar çi reg kiz m ralar Japonyada yok. Çok yz servetler DE olmakla birlikte tü d : G Tökyoya yakın bir .kerleme kullanı; bir belirli hayat standardına sahip. Sınıflar a- peer büyük ve en ağağıdaki sımfın ber- t halde an an ziyade en üstteki sınıfın k yüksekte unmasından doğuyor. Zaten ei ama Meli de, MacArthur'un de Ja- ponyanın. kalkınmasını zaibatsular Sranalıyla yaratmaya çalışmalarındaki sebep, bu. Pirami- din zirvesi, ucuna epey ışık veriyor. Japon, gezmesini ve datkğiğamığı çok se- viyör, Memlekötin neresine gittiysek drada, ni bancı turistten fazla yerli turist gördük. T kiyede bir gün, Ayasofyaya gitseniz kâç tane türk ziyaretçi ki? Halbuki Ja- pon; , bütün turistik yerler bilhassa Pazar eri japonlarla dölup yg Japonyanın içinde bu gezileri bazı at şirketleri tertip- liyorlar. mn tur geti Meselâ Nikko di- ehir var. Burada mâ- tler mevcut. Hattâ “Nikkoyu örmeden hiç bir şey için fevkalâdedir deme” diye bir de te- rlar. Şirketler Nikko Turu için çin tabi p Va ötelinizden veya bir bu- alıyor, akşamı getirip aynı yere bırakıyor. Bütün gün, ödediğiniz bir ücre- te karşılık şirket sizi gezdiriyor, yediriyor, İçi- riyor, Gittiğiniz ça bir rehber size izahat ber tag Turları ar ve japonlar için ay- rı ayrı terti lar Yabancılara ingilizce bi- ar hizmet ediyorlar. Nikko ye runda bir yabahcıya mukabil en azından be yerli turist vardı. Bu grupların önüne an .rehber eline bir de bayrak , siz kendi reh- berinizi o bayraktar tanıyor ve "kaybolmuyor- , sunuz. Bayrakla hareket, japonların bir başka â- deti, Büyük caddelerde, karşıdan karşıya ge- çilecek yerlerde, eğer trafik ışığı yoksa bir ku- tu duruyor. Kutunun içinde, ufak sarı bayrak- lar var. Elinize 0 aliyor ve vasıtalara işaret vererek karşıya sağ ve selâmet geçiyor- sunuz, Okul çocukları da, gezilerde bâşlarına sarı şapkalar giyiyorlar. O şapkalar da, bayrak yerini tutuyor. Japon gezmeye okul cağından de inden öd sonra, onu devam ettiriyor. Çok yer- — ani dedeler gördük, Genç turistler gibi erin, kalelerin, kulelerin merdivenlerini de eş bayraklı rehberlerinin ardından koşup duruyorlar, bir şey kaçırmamak için çir- De Japon grup halinde hareket et- menin hem âşinası, hem de, galiba vie daha ra- emin hissediyor hat ediyor, kendisini Gelecek yazı" Demokratik Japonya