28 Ekim 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

28 Ekim 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BİR BAKANIN PORTRESİ BAKAN ERTEM VE ÖĞRENCİLER Ü! niversite gençliğinin de, haksızlığa uğrayan öğretmenlerin de, "Kur'an kursları gomonizmin tek muhkem kalesidir" diyen kara kuvvetin de şu günlerdeki boy hedefi, Milli Eğitim Bakam İlhamı Ertem'dir. Sanki bütün kötülükler onun başının altından çıkmakta- dır. Onun, yolu - yöntemi belli AP İktidarının bir Bakam olduğu unu- tulmaktı ve "al garibe, vur garibe" örneği, her önüne gelen ona çat- maktadır. Oysa ki Ertem, bütün iyiniyet ve çalışkanlığı ile, bozuk düzenin bir halkasını teşkil eden bir teşkilâtın başında bulunmakta- dır. "Derdi çok, dermanı az" bir Bakanlığın Bakam, b ap sağduyu sahibi oluşu, yurt sorunları karşısında duyarlığıyla çok çe rede sevilen İlhami Ertem, bir halk çocuğudur. 1918 yılında Edime" - de doğmuştur. Babası, banka veznedarıdır. Büyük güçlüklere rağmen okuyabilmiş, Edirne Lisesinden sonra, Siyasal Bilgiler Fakültesinin İdari Bölümünü bitirmiştir. Kaymakam olarak hayata atılan Ertem, Mülkiye müfettişliği yapmış ve sırasıyla Mardin, Gümüşhane, Elâzığ valiliği görevlerinde bulunmuştur. 1961'de Edirne'den AP milletvekili seçilmiş, 1 nisan 1967de de Milli Eğitim Bakanlığına getirilmiştir. Üniversiteyi bitirdiği yıllarda, bir arkadaşının kardeşi olan Se- miha Ertemle evlenmiştir. Biri kız, üç çocukları vardır. Arkadaşları ve Bakanlıktaki; memurlar kadar eşi Semiha Ertem de İlhami Ertem'den memnundur. Kocasını "Munistir; önüne peynir ekmek koysanız itiraz etmez" şeklinde tanımlayan Bayan Ertem, onun. Fakültedeyken futbol da oynadığım belirtmektedir. Sinemayla pek başı hoş olmayan Ertem'in gece hayatı da yoktur. Boş zamanlarım ciddi kitaplar okuyarak değerlendirmektedir. Ertem orta boylu, sportmen yapılı bir kimsedir. Bakan olmasına rağmen, yıllarca süren memurluk hayatının ve tecrübesinin kazandır- dığı aşın ciddi, ölçülü havasım bırakmayan nadir yöneticilerden bi- risidir. Bir halk deyimiyle "ne oldum delisi" olmamış, "peynir - ek- ek" tevazuundan hiçbir şey AKİS kaybetmemiştir. yapılandıran İlhami Ertem, özellik- üniversitelerdeki verim düşük- üğünden şikâyet etti. Ertem'e göre a "Öğrencilerin, kendilerini memleket meselelerine (kaptırıp derslerini ihmal etmeleri, yurt, kre- di, ders araçları ve öğretim üyesi yetersizliği"dir. "Öğrenciler, büyük bir sorumsuzlukla burunlarını her- şeye sokmakta ve derslerini ihmal etmektedirler". — Ben de emperyalizme, sömü- rüye ve memleketin bağımsızlığına gölge düşüren davranışlara karşı- yım ama, gençlerin vardıkları hü- kümlerle beraber değilim" diyen Ertem, gençlerin bu davranışları- nın baskı yoluyla önlenmesine kar- şı olduğunu da belirtti. TMTF Genel Başkanı Sencer Gü- neşsoy ise, bu konuda sadece, "— Lütfu varolsun!" demekle yetindi. Gençlik liderleri, Milli Eğitim Bakanı Ertem'in ne müjdelerine inanmakta, ne de iyimserliğine ka- tılmaktadırlar. Onlara göre, devlet parasıyla özel okullara öğrenci gön- derilmeden ve yeni üniversiteler kurulmadan önce, mevcut üniver- sitelerin ve öğrencilerin yıllardır çare bekleyen dertlerine el uzatıl- malıdır. 200 bin kişiye 1 profesör düşen Türkiye'de çok uzun vadeli tedbirler düşünmek bir "yutturma - ca"dan başka birşey değildir. Hele, Türkiye" de mevcut 100 bin yül öğrenim öğrencisinden ancak 4 bin 375'ine kredi verebilen, yurtlarında ancak 10 bin kişiyi barındıran, yıl- da 40 milyon lira ödenekli Kredi ve Yurtlar Kurumunun, özel okullarda okuyacak öğrencilerin giderlerini ir ama hayal bile değil, masal- dır. Yüzde 29 diye bir gülünç nisbet apılan istatistik çalışmaları ve testler, gençlerin içinde bulun- dukları problemleri gün ışığına çı- karmıştır. Örneğin, yurtlarda kalan öğrencilerin aylık gelirleri 150 ile 400 lira arasında değişmekte ve 100 bin öğrenciden ancak 3 bin 708'i burs alabilmektedir. Bunlara veri- len 250 liralık burs ise, beslenme giderlerini bile okarşılamamakta; öğrenciler, çok zaman birkaç sand- viçle nefislerini körletmek zorunda kalmaktadırlar. Burs olarak verilen 250 lira 1961 yılında tesbit edilmiş, o günden bu yana asgari geçim in- deksleri oyüzde 69 fırlamış, okul harç ve giderleri ise yüzde 100 art- mıştır. Bu imkânsızlıklar, Türkiye'- de, yüksek öğrenim çağında bulu- nan gençlerin ancak yüzde 3'ünün 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: