28 Ekim 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

28 Ekim 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

anlamadım. Nasıl direnecekler aca- ba?" demektedir Ertem'e göre, genel Milli Eğitim politikası içinde düşünüldüğü tak- dirde öğretmen kuruluşlarının is- teklerini anlamaya imkân yoktur. Devlet memuru olan öğretmenlerin hukuk kuralları dışına çıkmaları, "cezayı mültelzim"dir. Öğretmenlerin derslere girmeye- ceklerine dair haberlerle ilgili bir soruya da Bakan, "— Boykot, derse devam etme- mek demektir. Bunun karşılığı ise öğretmeni müstafi addetmeye ka- dar gider. Kanunları aynen uygulı- yacağız" dedi. Fırtınadan önce Gerek TÖS ve gerekse TÖDMF yö- neticileri, istedikleri olmadığı takdirde, herşeye rağmen, dedikleri- ni yapacaklarım bildirmektedirler. Nitekim Bakanlığa verilen mühletin dolduğu 29 Ekim günü toplana (| olan öğretmen temsilcileri, baskıya rağmen, toplantıyı ertelememişler- dir Öğretmen kuruluşları liderleri, toplantıda görüşülecek konular ve direnmenin mahiyeti hakkında hiç- bir açıklama yapmamaktadırlar. TÖS Genel Başkanı Fakir Baykurt, "— Stratejimizi şimdiden deşif- re edemeyiz. Yapıldığı zaman görü- lecektir" dedi. TÖDMF Genel Başkanı Prof. Bahri Savcı ise, yasalara aykırı hiç- bir hareket yapılmıyacağını, nele- rin suç sayılabileceğini Milli Eği- tim Bakanından çok iyi bildiklerini söyledi ve, — Bakanın bilmediği pek çok irene yolu var. Görünce öğrene- cektir" şeklinde konuştu. o BAŞBAKANLIK Ayranı yokken içmeye İnsanla. bazı şeylere alıştıkları aman bunlardan vazgeçemedik- lerinin gözalıcı bir delilini Başba- kan Süleyman Demirci son Irak gezisi sırasında vermiştir. Demirci Doğu Anadolu'ya bir patates fabri- kası, İstanbul'a da bir Boğaz Köp- rüsü vaad ettikten sonra lraklıla- rın, Türkiye'nin Irak'ta petrol ara- ması ve işletmesi teklifini (kabul etmiştir! AKİS İÇ OLAYLAR BAŞBAKAN DEMİREL IRAK DÖNÜŞÜNDE "Peder zurna çalar mıydı?" Bu mesele Bağdat'ta ciddi ciddi görüşülmüştür. Teklif, İsrail konusunda bizi kendi taraflarına biraz daha fazla çekmek isteyen lIraklılardan gel- miştir. Iraklılar yeni ve çok ümitli petrol sahalarında Türkiye'nin ara- ma yapmasından bahsetmişler, De- mirel ile Tabii (Kaynaklar Bakanı Sezgin fikri çok cazip bulmuşlar- dır. Aramayı yapacaktır. Petrol bulunduğu takdirde Türki- ye'nin alacağı hisse görüşülmemiş- tir. Yabancı başka şirketler yüzde 50 almaktadırlar. Demirel, Türkiye'nin henüz ken- di memleketinde petrol konusunda güçlükleri halledemediği hatırlatıl- dığında ve bir yandan 400 milyon dolarlık tabii gaz boru hattı pro- jesinin, bir yandan bu yeni teşeb- büsün ndan kalkılıp kalkılamaz yacağı sorulduğunda "Türkiye bü- yük devlettir" cevabım vermiştir. Gezide dikkati çeken diğer nok- ta, Lenin'in mozolesi önünde "hu- şu" içinde görünen Demirel'in, bu defa Kerbelâ'da, Hüseyin'in meza- rım ayni “huşu” içinde ziyaret etti- ğidir. Dini ziyaretlere ait, Demirel'i dua ederken gösteren resimler, Tür- kiye'de AP'li gazetelere dağıtılmış- tır. Bunun, Rusya gezisinin izlerini silmek için yapıldığı sanılmaktadır. "Çifte tabancalı Hamido" da ge- ziye renk katan bir unsur olmuş- tur. Heyet mensupları Hamido'ya, "— Niye iki tabanca taşıyorsun?" diye sorduklarında, şu cevabı al- mışlardır: "— Ya birisi tutukluk yaparsa?." Kulağa Küpe Üstadlar Jazla yaşlanınca... Türkiye de anlaşılıyor ki, yaş da içki gibidir. Kimi, içki- ye nasıl dayanırsa yaşa öyle dayanıyor. Kimi de, içkiye na- sıldayanamazsa, yaşa öyle da- yanamıyor. Bu ikincilere bir misal, Fa- tih Rıfkı Atay olmalı. Üstadın, bugünlerdeki bir yazısının altına düştüğü not: "Not - Pendik tersanesi için vatandaşlara hisse senedi sü- rülmek o istenmektedir. Vata- nına acıyan on para vermeme- lidir. Zati, zevk ve kültürü ye- rinde ilk kuşak, yapılmış da olsa onu yıkacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: