25 Ağustos 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

25 Ağustos 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

& 25 Ağustos 197 SİYASİ İCMAL: Amerikada dahili bir mesele Amerikan Parlâmentosunun. geçen Kkânunusaninin üçündenberi devam eden birinci içtima devresi evvelki gün nihayet buldu. Gelecek sene tkin- ci devresinden sonra kongrenin Mob- usan meclisi kâmilen » âyan âzaları- nın da üçte biri yeniden seçilecekler- dir. Bu intihapların geçen sene ikinci defa Cumhur reisi intihab edilen Roo- sevelt için iyi olmayacağı tahmin olu nuyor. Çünkü geçen devrede Âli Federal mahkemesinin ıslahı için Cumhur T&- isinin yaptığı teşebbüsler âdetâ S- ya düşmüştür. Cumhur reisi halk ile teşrii kuvvet arasında üçüncü hâkim bir kuvvet olamıyacağı, yani Kanu- nuesasinin yegâne nigehbanı olarak AK Federal mahkemesinin rol oynaya” muayacağı dâvasını ileri sürmüştü. Bu maksadla Âli mahkemenin yaşlı âzü- ları yerine yeni ve genç âzalar intihab Beş gün vasıns kendi partisi olan demokratlar bile müttefikan müdafaa etmemişler- dir. Nelicede bu parti arasında tejri- ka çıkmıştır. Demokratların tefrika ve inhilâlins sebep olan bir dâvanın midafaasına devam edilerek Mebusanın hepsi ve AÂyonın üçte biri için intihab yapılması demokralları büsbütün dağıtması muhtemel bulunuyor. B. Roosevelt ikinci defa intihap edi- Hirken Kanunuesasinin ıslahını ve tü- dilini esas meselâ yapmamış olması ve bilâkis bunun müdafaası etrafın» da muhaliflerinin toplanmasına mü- saade etmiş bulunması ve infihab edir dikten sonra işe Âli Federal mahke- mesinin in yade âzala- rının değiştirilmesi üzerinde durması kendisinin geniş mikyastaki aslâhat hareketini sekteye uğratmıştır. Bu suretle Amerika devleti dahili politikadan. zaafa uğramış ve Avrupa işleri şöyle dursun, yakından, alâka dar bulunduğu Uzak Şark işlerinde bile gerilemek yolunu tutmağa meo- bur olmuştur. Feyzullah Kazan çobanın cesedi bulundu Bir çukura atılan cesedin bacaklarını köpekler yemiştir Çobanın bir kavga neticesinde öldürül- katil yakalandı düğü anlaşıldı, Beş gündenberi kaybolan bir çoban. için yapılan araştırmalar zabıtayı yeni bir cinayetle karşılaştırmıştır. Hadisenin tafsilâtı şudur: Paşaköy civarında çobanlık yapan Şabanın bir kaç gündür kaybolduğu mahalli zabıtasına bildirilmiştir. Za- bıtaca Şabanın gitmesi ihtimali olan yerlerde soruşturma ve araştırmalar | yapılmış, fakat bir netice alınama- mıştır. Dün sabah, Kartal civarında boş araziden gitmekte olan bir yolcu, bü- rada bir çukur içinden fena bir koku geldiğini duymuş . ve çukura yaklaş- tığı zaman tüyler ürperten bir man- zara ile karşılaşmıştır. Sırt üstü yatmış olan ve henüz genç olduğu gözüken bir adam, her hangi bir hayvan ta- rafından dişlenmiş ve etleri koparıl- mış, çiplak bacaklar... Yolcu, bu halı görünce, derhal za- bıtaya koşmuş, haber vermiş, bunun üzerine harekete geçen jandarma kumandanlığı bir taraftan cesedi muhafaza altına almakla beraber, di- liğini de haberdar etmiştir. Müddei- İ rede Uzun Ahmed oğlu Osmanın ya- İ evvelâ inkâr şeklinde cevab vermiş, — 1 ii edince, işi ğer taraftan Üsküdar mülddelumumi | fakat sunller tevali © zem umumi B. Orhan Adliye doktoru ile | birlikte cesedin bulunduğu yere g©- lerek vaziyeti tesbit etmişlerdir. Beş gün evvel öldürüldüğü ve ba- caklarının köpekler tarafından ye nildiği tesbit edilen bu cesedin Paşa- köylü çoban Şaban olduğu da anlaşıl- Baygın adam Ameliyat yerini çiviye çarpmış, buradan kan akmağa başlamış Evvelki akşam Şehzade camisi ci- varından geçenler bir adamın yerde baygın bir halde yattığını görmüş ler ve polise haber vermişlerdir. Gelen zabıta memurları, bu ada- | mın kim olduğunu öğrenmek İste mişlerse de hiç bir cevap alamamış- lardır. Polis memurları; bu hal karşısın da, adamın her hangi bir vakada ya- ralanması ve saire ihtimalleri dü- şünmüşler, bir taraftan can kurta” ran otomobilini çağırmakla beraber, diğer taraftan vücudünü muayene etmişlerdir. Bu muayenede karnının sol tara- fından hafif surette kan akmakta ol- duğu görülmüş, bu esnada da gelen can kurtaran otomobililg kendisi Cer- | rahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. Hastanede yapılan tedkiklerde, bu adamın önce ameliyat olduğu ve bu yerin zorlanmasile, kan aktığı tesbit i mıştır. Bunu mütcakib katilin kim ol duğunu anlamak için çalışılmağa baş- lanmıştır. Bunun için o civarda Şabanın ta- nıdık ve arkadaşlarının malümatına müracaat edilmiştir, İlk zamanlarda, bu kanlı hadisenin mahiyetini aydın- latmağa yarayacak imalümat ele ge çirilememişse de, tahkikat biraz sıkış- tırılınca, maktul Şabanın Samande- nında çoöbanlik eden Çerkeşli Riza ile aralarının açık olduğu ve sık sık mü- nazaa ve döyüşmeler yaptıkları tes- | bit edilmiştir. Bunun üzerine Çerkeşli Riza da derhal araştırılarak buldu rulmuş ve müddelumuminun huzü- orguya çekilmiştir. rile Duha ilk anlarda telâş göstermeğe başlıyan Çerkeşli Riza, kendine soru- lan girdili çıktılı suallere cevab ver- mekte şaşırmış, bu suretle hakkındaki şüpheleri takviye edince, Şabanı ken- disinin öldürüp öldürmediği sualine den çıkamıyarak, onu bir kavga neti- cesinde öldürdüğünü ve cesedini de çukura attığını itiraf etmiştir. Katilin, cinayet yerinde isticvabı dün akşam geç vakte kadar devam r. Bugün, Üsküdar Adliyesine lim edilerik hakında tevkif kararı alınıp Tevkifhaneye sevkolunacaktır. | Dumlupınardaki merasime iştirak edecek heyet fer bağramı münasebetile Dum- etmek e istanbul Parti teşkilâtı ve Halkevleri namına Eminönü Halk- evi başkanı Âgâh Sırrı Levend, Şehir Festivale gelen heyetler Dün cumhuriyet abidesine çelenkler koydular ö Festivale iştirak eden heyetler Cum- buriyet abidesine çelenk korlarken ve Rumen heyeti reisi defteri imza ederken İstanbul festivaline iştirak eden Ödemiş zeybeklerile Balkan festival İ heyetleri dün saat 16 da Taksimde Cumhuriyet âbidesine çelenkler koy- muşlardır. Türk, Bulgar, Yunan, Yugoslav ve Rumenlerden mürekkep heyetler mil- H kıyafetlerile, ikamet ettikleri Bele- diye konservatuar binasından, önle- rinde Şehir bandosu olduğu halde tar bur halinde hareket etmişler, İstiklâl caddesinden geçerek Taksimde Cum- huriyet âbidesine gelmişlerdir. Her he- yetin elinde kendi milli bayrakların- daki renklerle süslenmiş birer çelenk vardı. Çelenkler İstiklâl marşı söylendi- ği halde sıra ile âbideye konmuştur. | Milli heyetler arasındaki Yugoslavya- lı ve Yunanlı bazı genç bayanlar, bar rış remzi Ok k başlarına defne da- ından birer taç giymişlerdi. Heyetler yolda geçerken halk tarafından alkış- Janmışlardır Asfalta çevrilecek caddeler Büyük caddelerden bir kısmının â$- yapılacak merasime iştirak | fajta çevirilmesine karar verilmişti. Belediyenin asfalta çevireceği cadde- 1#rde kullanılacak asfalt cinsi hakkın- da fen heyeti tedkikat yapmıştır. Bu meclisi namına da daimi encümenden | tedkikatın neticesi vali ve Belediye avukat Cemaleddin Fazılın iştirak et- meleri kararlaştırılmıştır. Heyet per- şembe günü şehrimizden hâreket ede- cektir. Bir çocukincir ağacından düşerek yaralandı Üsküdarda oturan Osman adında reisi B. Muhiddin Üstündağa bir ra- porla bildirilmiştir. Vali kararını ver- dikten sonra caddelerin hangi usul asfaltla yapılacağı kararlaştırılacak ve inşaata başlanacktır. Türk Mürettipler Cemiye- önlü desin bir çocuk bahçedeki incir ağacına Türk Mürettipler Cemiyeti tarafın- çıkmış, müvazenesini kaybederek düş-| dan hasılatı tamamen mürettiplerin müş, muhtelif yerlerinden yaralan- dığından tedavi altına almıştır. edilmiş, lâzımgelen tedavi yapılarak hasta kendine getirilmiştir. Yaralı kendine geldikten sonra; Kasrmpaşada oturduğunu, İsminin Ali Şaban olduğunu, o gece görmiye- rek bir çivili tele çarptığını, bu su: İ retle ameliyat yerinin kanadığını söylemiştir. malül, ihtiyar ve hastalarının teda- vilerine medar olmak üzere Boğaziçine ve Adalara bir gezinti tertip edilmiş- tir, Tenezzüh 28/Ağustos/937 cumar- tesi günü saat dörttedir. Şirketi Hay- riyenin 68 numaralı vapuru köprüden muayyen mevkiinde davetlilerini ala- rak Adalara müteveccihen hareket edecek ve oradan Kavakları kadar uza- yacaktır. Gezintinin fevkalâde olma- 81 için her türü tertibat alınmıştır, Akdenizde İngiltere ile Italyanın vaziyetleri Temps gazetesi “ Ingiltere, İtalyanın tehdidine karşı koymak için büyük 'Temps gazetesi «Akdeniz; serlev- 'hasile yazdığı bir makalede Akdenizde İngiltere ile İtalyanın vaziyetlerini tedkik ederek diyor ki: İngiliz Hariciye Nazırınn Akde- nizde İngiliz siyaseti hakkındaki son beyanatı, ve otuz beşer bin tonluk Vittorio - Venetto dritnotu ile eşinin denize indirilmesi, Akdenizdeki bahri vaziyet üzerine umumi dikkat ve alâ” kayı celbediyor. Deniz harp mektebi profesörlerin- den M, A. Reusoner, Revue Militaire Generale mecmuasında, yazdığı bir makaleye göre son zamanlara kadar İngilterenin imparatorluk sevkülceyş ve bahri siyasetinin en belli başlı pren- #ibini Akdenizi, imparatorluğun ve Hindistan, Cebelüttarık, Malta, Aden ve Kıbrıs ile muvaselesinin belkemiği mesabesinde addetmesi teşkil ediyor- du. Bir asırdan fazla bir müddet hiç bir bahri devlet İngilterenin bu te- favvukunu ciddi bir surette tehdid etmemişti. İtalyanın siyasi inkişâfı, müstem- leke ihtirasları, ve bahri kuvvetlerinin süratle artması, şimdiye kadar Cebe- Tüttarık ve Maltaya dayanan İngiliz filosunu ciddi bir surette tehdid ede- bilir mi?, Kara ve deniz kuvvetlerinin iştirakile Sicilya adasında yapılan son manevra- lar, Sicilya ile Tunus arasında mü- him bir tarassud noktası olan Pante- laria adasında yapılması düşünülen ve yapılmasına başlanan tesisat, ve şarki Akdenizde Rodos ile on iki ada- da ve Libyada İtalyan üssülharekele- rinin - Yunanistan, Türkiye, ve Suri- yede sarfedilen siyasi gayretlerden sarfınazar. sistematik bir suretle in- kişaf ettirilmesi, Mussolininin geçen teşrinisanide Milânoda irad ettiği nu- tukta: «Akdeniz başkaları için bir yol ise biz İtalyanlar için hayattır» şeklin- de söylediği sözlere bir mâna izafe ediyor. İtalyanın vaziyeti Sevkülceyş bakımından yeni İtalya, bugün Fransız kuvvetlerine muadil olan ve yeni iki dritnotunun hizmete gismesile, Fransız bahri kuvvetlerini geçecek olan filosu sayesinde bugün pek ciddi tabil avantajlara maliktir. Vakıâ İtalya, sahillerinin uzunluğu ve en mühim zirai merkezleri, sahil- le yakın bulunmak itibarile İngil- tere gibi muhtemel bir düşmana kar- şı saffı harp gemilerinin ve tayyarele- Tin bombardımanına mükemmel bir hedef teşkil ediyorsada, tecemmü bakı- mindan tefevvuku haizdir. Sicilya ile Sardonyanm teşkil ettiği ve Toskan denizinin uzandığı cephe, tedafül bir sevkülceyşe ve Yunan denizlerile Ti- rinyen denizi arasında filoların gizli harekâtına çok mü r Merkezi Akdenizde sve en büyük saffı harp gemilerini istiabe hazırlan- mış olan Taranttan Fagliyari, Trapa- | ni, arp, Tobruk, Leryüze karşı bir üssülhareke ve is- tinad noktası benzin ve mazot de- polarına malik olacak ve Maddalena, Misina, Brindizi gibi tâli derecede üs- sülharekeleri de bulunacaktır. Bu üssülharekelerin ekserisi, çok dar geçidlere hâkim bulunuyorlar, Tayyareciliğin yıldırım süretile te- rakki etmesi de İtalyanın lehinedir. Amiral Castexin tabirini kullanarak buralarda yer, denize hâkimdir diye- biliriz. Buralarda İtalyanlar, İngiliz tayyare gemilerinin zorlukla naklede- cekleri iki yüz tayyareye karşı yüzler- ce ağır bombardıman tayyaresi sevke- debilecekierdir. Maltadan Portsalde hareket edecek bir İngiliz ticaret gemisi kafilesi, Au- gusta, Trablusgarp, ve Brindiziden sevkedilecek tayyarelerin ateşi altın» dn bulunan sahadan çıkmiadan, Tob- ruk ve Leryüz hava üssülharekeleri- nin sahai faaliyeti içine girecektir. Bu- na mukabil, Cebelüttarıkı Maltadan hazırlık yapıyor ,, diyor ve Maltayaı Kıbrıstan ayıran hava cephesi biner kilometre kadar uzun- luğundadır. İtalyan tayyareciliği, mer kezi Akdenizde şimalden ve cenuptan, şarktan ve garpten hâkim bulunuyor» Jar. Buna mukabil, İngilterenin Ak- denizdeki hava üssülharekeleri sahil» lerinin sarplığı ve darlığı büyük hava kuvvetlerini istiabe kâfi değildir. Ümidburnu yolu AAkdenizdeki bu tehlikeler, o kadar korkunç göründü ki, birçok İngiliz sevkülceyşçiler, çok kuvveti delillerle İngiliz imparatorluğu (menafinin pek ağır fedakârlıklarla müdafaaya değip değmediğini sormuşlardır. İm- paratorluğun Asyadaki müstemleke- leri İle münakalâtını temin için Ümid- burnu tarikile ikinci bir yolu yok mu- dur?. Bu ikinci yol vakıi daha uzun ol mak ve İngilterenin müstemlekelerin- den ithalâtını azaltmakla beraber ti- caret gemileri için daha fazla emni- yetli ve İngiliz harp filosuna sevkülk ceyş ve tabiyevi serbestil harekâtını temin etıhek meziyeti yardır. Bu tak- dirde İngiliz amirallığı, Maltada, Kıb- rısta, Hayfada hafif deniz ve hava kuvvetleri bulundurmakla iktifa ede- cek, hattı harb filolarını Cebelüttarıka, ve Aden - Mumyaza mıntakasına çe- kecek, Umidburnu yolunu sevkülceyşi bir surette tanzim edecektir. Ümid- bumu yolunun tercih edilmesini mü» dafaa edenlerin noktai nazarı budur, Akdeniz İngiliz hükümeti, bir aralık bu nok- tal nazara yaklaşır gibi görünmekle beraber, uyanmış ve Sir Samuel Hoar 21 eylülde irad ettiği nutukta: «Akde- nizden feragat etmiyoruz. Malta fi- Tonun en belli başlı üssülharekesi ola» rak kalacaktır.» diye ilân etmiştir. Bu sözler, son günlerde İngiliz Hari- ciye Nazırı tarafından da teyid edik miştir. Uzun zamandanberi ve her zamandan ziyade şimdi İngiliz Bahriye sevkülce- « yişçileri, İtalyan tevessüüne Okar. şı koymağa hazırlanıyorlar. Diplomat- ların da yardımile Orta şarkta ve Arap âleminde kuvvetli bir har zırlamışlardır. Yakın bir zamanda İn- giliz filosu Şarki Akdenizde İtalya için garptekinden daha tehdidkâr bir va- ziyete sahip olacaktır. Bir defa Fama- Eiliz hava kuvvetleri, Kıbrısta hare kât için müsald bir zemin bulacak, muharebe vukuunda Filistin, Mavera» İskenderiyeğ, Helyopolis, Helvan üssül- harekelerinden istifade ederek İtalya- nın Yunanistan, Girid ve Afrika sa- hilleri arasında hututu muvasalelerini kesecektir. İngiltere, şarktâki bahri ve havai kuvvetlerile on iki ada ve şarki Libyadaki İtalyan hava ve deniz kuvvetlerini kolaylıkla tutacak Yuna- nistan ile Türkiyeden yardım görecek, Karadeniz ticaret yoluna hâkim ola cak ve İtalya iki müntehasi abluka altına alınmış bir Akdeniz içinde ka- müzakereler ve eski dostluklarını kuv« vetlendirmesi bunu gösteriyor, Bu hale ler, sarsılmaz bir mukavemet azmini isbat ediyor. İtalya matbuatı: «Akdenizde hâki- miyet zamanları geçmiştir» diye bağı- rıyorlar. Otuz beşer bin tonluk iki İtalyan zırhlısınım denize indirilme

Bu sayıdan diğer sayfalar: