28 Ocak 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

28 Ocak 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şişhane faciası muhakemesine dün de devam edildi Mahkeme ehli vukuf tarafından yeniden tedkikat yapılmasına karar verildi İki sene evvel Şişhane Yokuşunda yirmi beş kişinin ve dört kişinin ölümile neticelenen tramvay kazasının muhakemesine dün ağır- ceza mahkemesinde devam edilmiş. tir. Muhakemede suçlu olarak kaza- yapan tramvayın vatmanı PFahred- dinle muayene memuru Lokman Ha- | San, İsmail ve mesulübilmal sifatile nemle şirketi vekilleri bulunuyor- İ DR ve e killeri ehlivukuf raporuna itiraz et- | tikleri için mahkeme, ehlivukuf sıfa- | tile tedkikat yapıp rapor veren bele- ; diye fen memuru Yakub, fen heyc- tinden Nüzhet ve Hulkiyi mahkeme- muş ve o vaziyette tramvay Şişhane yokuşuna kadar gelmiş, orada kopuk cıvatalı frenler tutmadığı için kaza- Şirket veklileri buna gene itiraz et- mişler ve bu cıvataların Altınbakkal- da değil, Şişhanede kaza esnasında koptuğunu ileri sürmüşlerdir. Kazadan evvel tramvayı kullana- rek sonra vatman Fahreddine teslim eden vatman Murad da şahid olarak i dinlenmiş ve şunları söylemiştir: — Ben tramvayı vatman İhsandan teslim aldım. Harbiye ile Fatih ara- sında üç sefer yaptıktan sonra vat- man Fahreddine teslim ettim, Fah- reddin tramvayı benden teslim alır» ken muayene etti ve sağlam olduğu nu görerek aldı, O zaman tramvayda bozukluk yoktu. Şirket vekilleri tramvayın sefere çıkarken bozuk olmadığını ileri süre- rek “verdikleri müdafaâanamede ehil vukuf raporunâ itiraz etmiş ve kab- lo somunlarının Altınbakkalda kop- mayıp Şişbanedeki Kaza Esnâsındi Böptüğuki isbat eçin deliller göster- miş olduklarından mahkeme, müda- faanamede gösterilen noktalar Üze- yeniden bir rapor vermesine ve bu esnada suç eşyaları üzerinde de et- raflı tedkikat yapılmasına, ehlivukuf tedkikatımda hazır bulunmak üzere mahkeme âzasından B. Sağinin naib tayinine karar vererek muhakemeyi başka güne bırakmıştır. Sarnıçtan çıkarılan kemikler (Baş tarafı birinci sahifede) | etmiş, konu Komşuya arzi iftikar et | mek mecburiyetinde kalmıştır. Bu sirada her gün ekmek bırakan | bir ekmekçi de bu tilenin vaziyetine acımış, ileride elleri genişlediği za- man parasını tahsil etmek Üzere muntazaman ekmek bırakmış, hattâ arasıra çocuklara ayakkabı almak vesaire gibi yardımlarda da bulun- muştur. Nihayet madam Horopi en küçük evlâdını Yunanistana giden bir ka- dına evlâdık vermiş, Matild, Varva- Ta ve Panayot adlarındaki diğer üç çocuk ta civar komşular tarafından tahtı himayeye alınmıştır. Aradan bir müddet geçtikten sonra hastala nan madem Horopi Balıklı Rum has- tanesine kaldırılmış ve orada bir müddet sonra vefat etmiştir. Evvelki akşam, Panayotun çocuk- Tarından on yaşındaki Matild, evlâd- hk olarak yanında bulunduğu ayni semtte Kaşkaval sokağında 14 nü- marada oturan Marikaya feci bir hâ- dise anlatmıştır. Çocuğun anlattığına nazaran; ba- bası kendilerini terketmiş olduğu fik sıralarda kendilerine ekmek bırakan Gazetenin muhasebecisi, nihayet | yalvarmalarına dayanamadı, ona her gün karnını doyuracak bir gündelik vermeğe razı oldu. Bu para ile altmış İrangı iade etmesi mümkün değlidi. Clotilde de, gene geceleri Parisin batakhanelerinde dolaşmak sevdasına yeniden kapıldığından, bu seyranlar- dan dönüşte bazan iskârpinin içinde, kasan sent Btm LER Si binde bir sarı lira bulan Duroy artık kızmıyordu. Mademki yerine getire- miyeceği istekleri vardı, bunlardan mahrum etmektense, parasını verme» si elbette hayırlıydı. Hem esasen bu aldığı paraları bir gün geri verecekti, Bir gece Clotilde: — İnanır mısın, ben hiç Folles - Bergöree gitmedim, dedi, beni götürür müsün? Rachele tesadüf etmek korkusile te- reddüd etti, sonra düşündü: «Adam sen de, evli değilim ya."Görecek olur- sa vaziyeti kavrar, beni görmemezli- Ee gelir. Hem locada otururuz.u Razı oluşunun bir sebebi daha var- dı. Clotildes para harcamadan bir 10- ca açtırmak fırsatını kaçırmak iste- medi, Para vermeden bilet aldığını gürme- ve yardımlarda bulunan ekmekcinin bazı geceler eve geldiğini haber almış ve bir gece ansızın eve gelerek kapı arkasına saklanmıştır. Gece saat yirmi dörde doğru ek- mekçi eve gelmiş, kapıdan içeri gi- rer girmez babası üzerine çullanmış ve bir kama ile öldürüp iple de boğ- duktan sonra sırtına yüklenerek evin arkasındaki arsaya götürmüş ve O- *radaki bi: sarıca atmıştır. Panayot bu işi yaptıktan sonra kan lekelerini madam Horopiye sil- dirmiş, kimsenin bu-cinayeli haber vermemesini, verdikleri takdirde on- kutr.uştur. Madam Horopi bu korku ile hastalanmış, hastanede de çok yar şamadan ölmüş bulunduğu için ço- cuklar da kimseye ağız açmamışlar- dır, Küçük Matildin ağzından bunları dinliyen madam Marika derhal za- bıtayı haberdar etmiş, dün de yaz- mış olduğumuz gibi müddelumumi muavini B. Fehminin nezaretile sar- nıçta araştırmalar yapılarak insan kemikleri meydana çıkarılmıştır. Bunun üzerine Panayot, nam di- ğeri Koço zabıtaca yakalanarak sor- Selâmi Sedes sin diye Clotilde'i arabada bekletti, bu işi sağladıktan sonra kadını indir- ayırmıyor, dedi, bir ara gelip konuşa- cak sandım, Farkında mısın? — Değilim, diye cevab verdi. Gel gelelim çoktan farkına varmiş- >Ithalât, ihr ihracat 937 yılına aid iste aid istatistikler tamamlandı Böşvekâlet istatistik umum mü- dürlüğü 1937 yılı harlef ticaret ista tistiklerini Alınan neticelere göre 1936 yılına nı nazaran İt- halâtta 21 milyon 848 bin lira, ihra- catta da 20 milyon 250 bin lira artış olduğu anlaşılmıştır. İthalâta naza- ran ihracat fazlası 23 milyon liradır. İthalât ve ihracat yekünlarının 935, 946 senelerile mukayesesi aşağıda gösterilmiştir. 1085 16 1os? İthali 49.823 92331 114379 İhracat 08801 117733 197983 Başlıca ithalât maddelerinin kıy- metleri şudur: (Rakamlar iç sıfır ilâvesile) 1605 Demir, çelik ve mamulâtı o 14414 1, Harici ticaretin başlıca memleket- ler itibarile inkısamı şu veçhiledir: (Rakamlar üç sıfır ilâvesile) İtüalit İhracat 1446 1997 1036 17 4143 48132 60042 50413 8068 17295 19703 1120 0169 Mlemleketler Almanya 7083 6.005 3.006 2451 2148 2040 2.006 6,508 1208 6.093 1449 1021 1 497 Cihangirde bir çocuk bahçesi yapılacak Şehrin muhtelif semtlerinde çocuk bahçeleri tesis edileceğini yazmıştık. Belediye, bu bahçelerin yerlerini tes- bit etmiş ve bunların tesisini sıraya koymuştur. Bu sene İlk önce açılacak çocuk bahçesi Cihangirdedir. Şehircilik mütehassısı B. Proste Ci- hangirde denize bakan ve henüz bing yapılmıyan bir noktada bir park yar pılmasını muvafık görmüştü. Çocuk bahçesi, ileride yapılacak bu parkın yanında inşa edilecektir. Önümüzdeki yaz mevsimine Cihangir çocuk bahıçe- si yetişecektir. UNUT EE ERA EEE EE ğu altına alınmış, çocuklar Koçonun yüzüne karşı bu kanlı haileyi anlat- malarına rağmen böyle bir vakadan malümatı olmadığını beyan etmek- tedir. Diğer taraftan zabıta; meçhul ekmekçinin hüviyetini aydınlatmak için uğraşmaktadır, Düroy biraz evvel kalabalığı yarar- ken yanından geçmiş, Rachel usulca «anladım» demek istiyen bir göz işa- retile «hoş geldin» demişti. Duroy, metresinin korkusundan bu iyi anlar yışa cevab verememiş, dudak büküp göğüs germiş, aldırış etmeden yürü- müştü, O anda şuursuz bir kıskanç- lıkla pirelenen aşifte peşine düşmüş, gene sokulmuş, daha hızlı: «Hoş gel- din Georges demişti. Duroy gene cevab vermemişti. Bu- nun için Rachel tanıdığını belli etmek, selâmlaşmak isteğine kapılmıştı, sira- anı getirip isteğini yerine getirebil- mek için de boyuna locanın arkasında dolaşıyordu. Bayan Marelle'in kendisine baktığı» s4 görünen, Duroyun omuzuna do- Konsey bugün 28 Kânunusani 1938. “Hatay meselesile meşgul olacak (Baş tarafı birinci saliltede) türlü taarruza mani olmağa çalışma sı icab ederdi. Milletler Cemiyeti için kalkmak ve dünya barışının bekçisi sıfatile otoritesini teyid etmek zama» nı çoktan gelmiştir. Müteakiben söz alan B. Munters memleketinin beynelmilel teşriki me- sal prensiplerine ve Milletler Cemiye- tine sadık olduğunu kaydetmiş, şim- | | diki buhranı Cemiyetin kuvvetlen- | mesile neticeleneceğine kani bulun- duğunu söylemiştir. | | Küçük antant namına beyanat! Küçük Antant adına söz alan B. Micesco Romanya hükümeti paktı imzaya sevkeden prensipleri anlat- mış ve Milletler cemiyeti prensipleri- ne olan bağlılığını ifade etmiştir. Konsey diğer beyanatı ve ezcümle B. Unden «İsveç», B. Bpaak <Belçi- ka, B; Calderon «Perur, B, Jordan «Yeni Zelandı ve B, Gueyedo «Ekua- tor» ün beyanatlarını dinledikten son- ra yarın şaat 15,30 da tekrar toplan- mak üzere dağılmıştır. Yahudi mahafilinde derin hudi mahafilinde derin bir hoşnut” suzluk uyandırmıştır, Diğer taraftan Çek mahafilinde dö Iş bankası Londra- da bir şube açacak (Baş tarafı 1 inci sahifede) Pariste İltihak edecektir. Biz önce Pa- rise gidiyoruz. Orada İş ve Eti Bank- Yarına ald bazı işler hakkında tedkik ve temaslarda bulunacağız. Bundan sonra Londraya müşterek iktisadi, sına? ve mali meseleler Üze- rinde görüşülür. İş Bankasının Londra şubesini aç- yöağ kârar verdik. Londraya gitme. mizden istifade İle açılacak şubenin hazirlıklarile meşgul olacağız. Dönüş- | te belki Hamburg şubemizi de teftiş edeceğiz. Bu takdirde dönüşümüz Berlin yölile olacaktır. Orada da te- maslar yapıp yapmıyacağımız henüz belli değildir. İş Bankasının İstanbul ve Londra şubesi müdürlüğüne he- nüz bir tayin yapılmamıştır. — Hoş geldin. İyi misin? Duroy dönüp bakmadı. Rachel konuştu: — Ne o? Perşembedenberi sağır mi oldun? Böyle bir sürtükle dile gelmeğe san- ki tenezzül etmiyormuş gibi, ağzını bile açmadı. Rachel güldü, öfkeli öfkeli güldü: — Dilsiz oldun ha? Yoksa bayan di- Ani mi yuttutdu?.. — Bisinle knmuşan oldi nın? dedi, haydi arkanızı göreyim, yoksa polise Raehelin gözleri döndü, gırtlağını > imi yumdu, ağını — Demek böyle hal.. Gidi hayvanı #eni!.. İnsan olan koynunda yattığı 'ıktan gelmek olur mu?.. Biraz önce yanında sırıttığım zaman bir işaret geçseydin seni rahat bırakırdım. Sen- #e yüksekten aldın, kafa tuttun; bu- nu sana anlatırım! Vay, demek bana Daha çok söylenecekti, fakat bayan Marelle locayı açtı, dışarı fırladı, ken- dinden geçmiş, kalabalığı ve İmes, kâydedildiğine göre, küçük antantın bozulması Çekoslovakya için ekalli- yetler muahedesinin tatbikinden çok daha mühimdir, Balkan antantı mümessilleri- nin toplantısı Cenevre 21 (A.A.) — Cenevrede bu- lunan Balkan antantı mümessilleri yani Rüşlü Aras, Polihronyadis ve Subotiç, Romanya Hariciye Nazır Mi- cesco'nun yanmda £toplanmışlardır. Micesco, Küçük antant namına kon- seyde beyanatta bulunacağından, Bak kan antantı için ayrıca beyanat ya- pılmaması takarrür etmiş ve bu beya- nafın gelecek ay Ankarada Balkan antantı konseyinin içtima münase- betile Rüştü Aras tarafından yapıla rak bu münasebetle Balkan shtantı- nın Milletler Cemiyeti misakı prensip- lerine karşı olan bağlılığının tekid edilmesi muvafık görülmüştür. v İngiltere ve Fransanın kararı Londra 27 — İyi malümat almakta olan mahafll, İngiliz ve Fransız dev- let adamlarının Paristeki son görüş- meleri emmasında Milletler cemiyeti- nin bu içtima devresinde hayatı hiç bir meseleyi ortaya atmamağa karar verdiklerini söylüyor. Öğrenildiğine göre İngiltere, Oslo mukavelenamesine iştirak etmiş olan devletlerin Romadaki sefirlerinin iti- matnamelerine Habeşistan İmpara- toru ünvanını dercetmelerine muha» lefet etmiyecektir. Sovyet Rusya Japonya ile posta münasebatını kesti Zondra 21 (A.A) — Röylerin Mos» kova muhabirinden: Sovyet sosyatisf cumhuriyetler ittihadı, Japon me- murlarının mühim mikdarda bir Sov- yet postasını uzun müddet gayri ka- nuni surette mevkuf tuttuklarından ve aynı zamanda geçen ilkkânun ayk © nın 19 unda Mançukuoda mecburi surette yere inmiş olan Sovyet posta tayyaresini de henüz bırakmamış ol- duklarından dolayı bu günden itibar ren Japonya İle posta münasebalını kesmiştir. Bu inkıtadan yalnız Sovyet Rusya ile Japonya arasındaki posta müna- kalâtı değil, Japonya yelile transit olarak yapılan posta münakalâtı da müteessir olacaktır. Posta, telgraf müdürleri arasında tayinler Ankâra 27 (Telefonla) — Nafia Vekâleti müfettişlerinden B. Ziya meh kez muamelât müdürlüğünue, mer“ kez muamelât müdürü B. Tevfik İs- tanbul, İzmir posta, tigraf müdürü 'B. Naim de Kayseri posta, telgraf müs dürlüklerine tayin edilmişlerdir. Duroy arkasından fırladı, yetişme- ğe çabalıyordu. Koşarak gittiklerini gören Rarhel Üstün bir sesle gürledi: | — Kaçan kadını yakalayınız, tutus nuz, dostumu çaldı. Kalabalık arasında gülenler oldu. İki bay, şaka olsun diye, kaçanı omuz” larından yakaladı, öpmeğe uğraşarak geri çevirmeğe kalkıştı. Duroy yetişti, bir tutuşta ellerinden aldı, sokağa çir kardı. Hemen orada bekliyen boş bir ara” “ baya atıldı. Arkasından Duroy da at Jadı, Arabacı: «Nereye?» diye sordu Duroy; «İstediğin yere» dedi. Kaldırımlarda çalkanan araba ağıf ağır yola koyuldu. Çlotilde, sanki biç sinir krizi geçiriyormuş gibi, yüzünü avuçlarile kapamış, nefes alamıyor, boğuluyor; Duroy ne yapacağını, ne diyeceğini bilemiyordu. Neden son Ta kadının ağladığını duydu, kekeledi? — Cilo, minimini Cio, sus da dinle, anlatayım! Suçum yok... Bu kadınf çok eskiden tanıdımdı.. Gazeteciliğe başlamak üzere iken... Ciotilde / ellerini yüzünden çekti, sevdiği halde aldatılan bir kadın hır“ sile, dile getiren kudurmuş bir hirs” la, nefes nefese, kesik cümlelerle, hi lı hızlı geveledi: (Arkası var), j ei vii

Bu sayıdan diğer sayfalar: