28 Ocak 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

28 Ocak 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F yn alli çok eri- bu ileri *dır. con” yar eyar li pula nsip- ekld ararı dev- örüş- iyeti- a hiç Oslo yolan n it para” cuba südürü raf mü” ör, —— etişme- Rachel z, tutu r oldu. 3 omuz” raşarak e yetişti, kağa çr bir arâ“ ydaat e sordik aba ağı anki big yüzünü lamıyof, acağıni, den son cekeledi? ia dinle, 1 kadıni seteciliğ en çekti, adın hir“ bir hirs” erle, hiz sı var) 23 Kânunusani 1938 AKŞAM Amerikada yeni bir buhran başladı: Gangsterler azalıyor Müthiş haydudlardan bir kısmı landı, bir Lei da Amerikadan e Nevyorkta meşhur boksör Jack Dempseyin lokantasında oturuyor dum. Bir aralık içeriye gayet şik bin irak giymiş.uzun boylu bir adami girdi, Dempsey: — Size, dedi, en meraklı mevzular. dan birini verecek adam geldi... Am& Tikanın gangster denilen azılı hay- dutlarile mücadele işinde çok hiz- metleri dokunan bir polis âmiri... | Dempsey bunu söylerken aklımş Nevyorkta içina - merak için « girdi. ğim bir Amerikan polis karakolu gel- di. Bu karakolun koridorlarında biü «bu adamı tutana 4000 dolar verile cektir» gibi yazılar vardı. Amerikanın Şikago - Nevyork, Sarı Pransisko, Los Ancelos gibi büyüM şehirlerinde gangster çokluğunu Av- Tüp& gazeteleri anlata anlata bitire- mezler. Bunlarla kulaklarım o kadar dolmuştu ki polis karakolunda duvar« da gördüğüm bir kaç resmi Adeta azımsamıştım. Biraz sonra Dempsey bana gıngs- terlerle uğraşan polis âmirini tanış» tırınca hemen bu fikrimi ona açtım, Güldü; — Amerikada hiç kimsenin aklınş gelmiyen bir buhran başladı, dedi, Sonra ilâve etti: — Gangster buhranı,.. Bu hayırlı buhranın başlaması için Amerikanın Tikada gangster denilen büyük hay- dutlar hemen hemen yok denilecek derecede azatmıştır. Gangeterler müs temadiyen Amerikadan kaçıyorlar. ..' Burada olanlar da yakalanıyor. Sağ Yakalanamıyanlar temizleniyor. Meşhur gangsterlerin akıbetleri Size meşhur gangsterlerin Akibet» anlatayım. Bir numaralı bali bir sinemadan Şikarken metresi tarafından ihbakt #dilerek öldürüldüğünü biliyorsunuz, a len sorıra en meşhur hay» Al Capone idi. Al Capone şimdi Yakalanmış ve içinden kuşların bilg Küçarıyacağı Amerikanın meşbus «Alkotrats> hapishanesine tıkılmıştı, Alkotrats bir adadır. Yalnız mahe mahsustur: oHapishanenin “lvarları çeliktendir. e Amerikanın Meşhur «Çelik hapishane» lerinden biri de a budur. Alkotrats adasının ete en vahşi köpek balıkları do» e Mucize kabilinden bu adadan bile köpek balıklarının müt- a dişlerinden kurtulmak imkânsiz- Üçüncü müthiş haydud Luchy Lu- İdi, Bu adam Nevyork civarın- va leri dolaşıyor, saf köylü kızla >> Bizi sinema artisti yapacağım... büyük tiyatrolara dansöz yapa” e diyerek kandırıyor, kendile- Uzak memleketlere götürerek 88- . Luchy Luciano hattâ bazi in Zulüm, eziyet ediyor. Kendi- Adam duranları öldürüyordu. Bu bu asırda beyaz kız ticareti yar Nihayet bu da ele geçti. Ken- ea ina Nevyorkun meşhur Sing- EÇ,İ Hi En âzılı gangsterleri yakalıyan şehrinin hususi detektifi arukat Dewey nutuk söylerken Neryork Şimdi öteki gangsterler mütema- diyen Meksikaya, Kübaya, Havanaya gidiyorlar. Avrupaya da gidenler var, Avrupaya gidenler daha ziyade el- mas hırsızlığı yapanlardır. Çaldıkla- rını Avrupada satmak maksadile ora» ya koşuyorlar, Bir aralık Nevyork- ta gangsterler o kadar çoğalmıştı ki halkın şikâyeti üzerine belediye gan- gsterlerile mücadele için hususi bir polis hafiyesi tutmağa mecbur ol muştur, Gangsterler Amerikadan neden kaçıyorlar? Gangıterler Amerikadan neden ka çıyorlar?.. Bunun sebebi gayet basit tir, Çünkü Amerikanın her şeh- İ rinde gangslerlere karşı şiddetli bir mücadele açılmıştır. Bilhassa garnğe- terlerin pek ziyade faaliyette bulun- dukları Şikago ve Nevyorkta... Nev- yorkta azılı haydutlara karşı müca- dele açan meşhur bir avukat vardır; . Güya ticaretle meşguldüler. yaka- gangster mücadelesine vermiştir. Ken- disini bu işe memur eden Nevyorkun belediye relsi La Guardiadır. Lw Guar- dis da müthiş bir gangster düşmanı- dır. Deweyi Nevyorkun hususi polis hafiyesi tayin etmiştir. Gangsterlerle mücadele çok zor ol- muştur. Çünkü gangsterler pek us- taca çalışıyorlardı. Halk da bunların gerrinden pek yılmıştı. Gangsterlerin bütün faaliyetine rağmen kimse ağ- sını açıp bunları şikâyete cesaret edemiyordu. 'Tbomas Dewey - ve La Guardia ve başlayınca bütün halka lerin tehdid ettiği kim varsa bize gel- sin. derdini anlatsın... Fakat buna rağmen gangsterlerden şikâyetçi olan yoktu. Çünkü gangsterler kendilerini polise haber verenleri öldüreceklerini #öylüyorlardı. Bunları polise şikâyet hakikaten bir cesaretli, Gangsterler de pek ustalıklı çalışıyorlardı. Bun- ların çalışma tarzları şöyle idi. Büyük gangsterler nasıl çalışıyorlardı? Büyük gangsterler, haydutların elebaşları katiyen kimse tarafından | em ise Yalnız herkes biliyor- ki şunlar Alkapone çetesine men- #uptur. Şunlar .Dilinger çetesinden- &ir. Bunlar Diamonddandır. Ve bü- tün bu baydud çeteleri polisten maa- da bazan «av» tabir ettikleri soyacak müesseseler ve insanlar için birbirle- Hile de düvüşüyorlardı. Ve hemen bü- $tin meşhur haydud elebaşılarını ec nebiler teşkil ediyordu. Bunlar şehir- lerde bir takım teşkilât yapmışlardı. Meselâ #çamaşır yıkamak tröstü; diye bir gep. Bu perdenin altından zen- müesseseleri tehdid ediyorlar. Pa- alıyorlardı. Gangsterler meşhur boksör Demp- seye de musallat olmuşlardı... Dempsey bu esnada yanımızdan uzaklaşmıştı. Polis âmiri onun arka- ından bakarak sözüne devam etti. Belediye reisi La Guardia ve avu- kat Dewey Dempseyi çağırdılar: «Bi- gs yardım et... Bu adamların kim ol- Çuğunu anlıyalım... Ve yakalıya- İzm...» dediler. Nevyorkta ilk olarak Jack Demp- sey gangsterleri haber verdi. Bir ge- ce Dempeeyin barına gelecökler ve para alaraklardı. O gün barda zabi- © «da memurları saklandılar, Gangster- ler geldiler, Kendilerine sorulan : — Ne iştiyorsunuz? Sualine karşı: — Dempseyi göreceğiz!.. cevabını verdiler. Dempseyi göremiyecekleri kendile- rine söylenince haydutlar işi azıtma- ğa kalktılar ve derhal yakalandılar, İşte Dempseyden sonra artık her- kes, her paralı âdam kendisini teh- did eden gangsteri haber vermeğe başladı. Ve bu suretle gangsterler birer birer yakalandılar, Bu suretle Dewey yüze yakın azılı gangster yakalamağa muvaffak oldu. Şimdi Amerikada dikiş tutturamı- yacağını anlıyan gangsterler birer birer kaçıyorlar ve bunların içinde bir çok Zenci de var. Teşkilâtlarında epey kadın olduğu da görüldü, İşte Amerikadaki gangster buhra- ni böyle başlamıştır. i 1, Hikmet et Feridun E5 Bursa öğret öğretmenlerinin toplantısı Bursa 26 (Akşam) — Bu ay başın- ds öğretmenler tarafından belediye salonunda danslı bir toplantı için hazırlıklar yapılmaktadır. Öğretmen- ler toplantısının güzel olması için muhtelif komiteler faaliyete başlar mıştır, Bunlara kültür direktörü bay Fakir Erdem nezaret etmektedir. Kurban bayramı için de Acar İd- man yurdu menfaatine bir maskeli balo hazırlanmaktadır. Yazan: Arif O, Denker Güldost dışarıya bakınca gi gördü. Burada daye Memür önden yürüdü, Güldost ta onu takib etti. Arkalarından polis m6- murları geliyordu. Memur onlardan caman bir anahtar tutan bu polis kar- şıki kapıdan koridora girdi ve sol ta- raftaki kapılardan birini açtı. Güldos- tu bu odadan içeriye soktular, Güldost oldukça temiz olan bu oda- ya girince hayret etti. Yerde bir hasır seriliydi, Üzerlerine birer yatak uza» tılmış iki kerevet vardı, küçük bir çay tepsisi de eksik değildi. Andreyin ale- lcele hazırlamış olacağı iki bavul odanın bir köşesinde Bu bavullarda Güldostun bir kaç kek elbisesi, tuvalet takımları ve bir kaç kitabi bulunuyordu. tığı avluya nazır ve bir adam boyu yükseklikte bir duvar deliği görülü- yordu. İhtimal ki bu delik mevkufları daima nezaret altında bulundurmağa yarıyordu. Memur, kapıyı açan polis hademesi- ni Güldösta göstererek dedi ki: — Bu adam, emredeceğiniz her tür- lü yemeği zatı âlilerine tedarik ede- cektir. Her zaman hizmetinize de âma- dedir. Şimdi bir şey arzu buyurulu- yor mu? Odayı tetkik etmekle meşgul olan dedi. Yalnız Taolaya hakkımda gösterdiği ihtimamdan ve düşmanlarıma karşı beni korumak lütfunda bulunduğundan dolayı te- şekkür ettiğimi anlatınız. Fartı meş- guliyetleri müsaade eder etmez min- nettarlığımı bizzat arzetmek istediği- mi de ilâve ediniz. Güldost bunu söylerken dimdik durdü ve âmirane bir tavır takındı. Ondan sonra gidip kerevetlerden biri- nin üzerine oturdu. Memur gitmeğe hazırlanarak: — Emirlerinizi yerine getireceğim! dedi. — Yarın sabah iyi bir kahvaltı ha- zrlanarak getirilmesini isterim. Ye- meklerin parasını uşağımdan istiyebi- lirsiniz. Uşağımı gidip bulunuz ve bu emrimi söyleyiniz. — Sabahleyin erkenden bu arzula- rınısın yerine getirileceğine emin ola- bilirsiniz. Memur bunu söylerken bir kere da- ha iğildi. Soğuk yüzü hiç bir mâna ifa- de etmiyen Çinlinin gözleri, yemek masraflarının Andrey tarafından öde- neceğini işitir işitmez parladı. Çünkü bu işten kendisine de bir hisse çıkaca- ğını düşündü. Güldostun maksadı da bu idi: Çinli zabıta memuru ile An- drey arasında yemek hesabi bahane- sile bir münasebet tesis etmek ve bu suretle uşağile olsun dolayısile irti- batı muhafaza eylemekti. Güldost Çinli memurun gösterilen para mem- bandan mutlaka istifadeye cağını biliyordu. Diğer taraftan da Andreyin bu fırsatı Güldest lehine Mei çalışacağına şüphe yok- Polis memurları kapıyı kilitleyip gittikten sonra Güldost odada yalnız. kalınca her tarafı iyice tetkike karar verdi. Tavanda yanan ve odayı yarı aydınlatan kâğıd fenerin ziyasında çıkardı, bir sigara yakarak içmeğe başladı. Onu bu halde gören, sanki hiç bir endişesi, derdi yokmuş zanne- derdi. Güldost sigarasını içerken odanın dört duvarını gözlerile muayene edi- yordu. Yağlı kâğıdlar yapıştırılmış ESRARENGİZ KERVAN birisini yanına çağırdı. Elinde kosko- | Sahife 7 'Tetrika No, 70 lak bir bahçe en biri vardı Gece bekçisi olan pencerelerin önündeki çıkıntılar, duvarın epeyee kalın olduğunu göste- riyordu. Acaba © duvarların arkasın- da ne vardı? İhtimal ki bir bahçe! Fa- kat bu bahçe nereye nazırdı? Şebrin kısmında bulunuyordu? Gül- dost herhalde evinden uzak bir yerde olmadığını biliyordu. Her ne kadar sediye ile geceleyin hapishaneye ka- dar yaptığı seyahat yarım saat sür- müşse de polislerin, kendisini aldat- mak için mahsus dolambaçlı yollar- dan yürüdüklerini tahmin ediyordu. Böyle olmasaydı bavullarının kendi- sinden evvel odaya getirilip yerleşti- rilmesine imkân mı vardı? Her taraf derin bir ıssızlık içindey- di. Küğnd fenerin içindeki yağ fitili hiç sis çikarmadan yanıyordu. Tavan- da sineklerin yürüdüğü görülüyordu. Bazan bu sineklerden birisi yerinden kalkıyor, vızıldıyarak bir müddet od - nın içinde uçtuktan sonra gene tava- nın bir noktasına konuyordu. Güldest sineklerin bu oyununu bir müddet seyretti. Ondan sonra kalk- ta, yarıya kadar içtiği sigarasını bir köşeye fırlattı ve yandaki küçük oda» ya geçti. Orada yatağı muayene etti, duvara yaklaştırmak için biraz çekti, zorla içine sokulduğu o muhilin ken- disine tam mânasile yabancı olması- na, vaziyetin çok fena, hattâ tehlikeli bulunmasına ve yarının ne gibi hâdi- geler doğuracağı hiç belli olmamasına rağmen yatağa uzanır uzanmaz der- hal uykuya daldı. Çünkü Güldostta bir kanaat vardı: Hacı Mehmed İsa tevkif edildiğimi bi- yor, onun kuvveti Çin memurlarının küvvetine faiktır, diyordu. Bilmiyor. du ki Kendisinin tevkif edilerek hap- se atılmasında Ah-Singden ziyade Jâ- pon casusunun parmağı vardı ve Tao- tay Japon casusunu memnun etmek için bu tedbire müracaale karar ver- mişti, Büyük odadaki kandil sabaha ka- dar yandı. Küçük odadaki delikten arada sırada içeriye bakan Çinli pol!s- ler Güldostun yattığı yeri sabaha ka- dar tarassud altında bulundurdular. Kız sabahleyin uyandığı zaman si Solda kalan duvar ise ya ikinci bir bahçenin duvarıydı ve yahuf sokağa bakıyordu. Çünkü bu duvarın üstü biraz bozuktu. Bir de soldaki du- varın arkasından bir çok kavak ağaç- ları yükseliyordu. Herhalde bu yeşil- likler oraya yakın bir yerden bir kas” nal geçtiğine delâlet ediyordu. Fİ a e ŞE 2

Bu sayıdan diğer sayfalar: