1 Nisan 1987 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 12

1 Nisan 1987 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

veren ve emir alan arasında identifik bir sürecin sözkonusu olabilmesi için, anlaşmayı sağlayan bir olgu olan dil, problemin ortadan kaldırılması gere- kiyordu. İşte bu andan başlayarak DİL CİLER, FELSEFECİLER, TIP MÜHENDİSLE- Rİ ve PSİKOLOGLAR insanın dil ile dü- şüncesi arasındaki fizyolojik, biyolojik, mantıksal yapıyı araştırmaya koyuldu- lar. Böylece ortaya çıkan veriler, biraz önce yukarda sözü edilen çalışmala- ra aktarılmaya başlandı ve günümüz- deki yapay zeka dillerinin temelini oluşturdu. Bu çalışmalar 1960'lı yıllar- da başlamıştı, şimdi bu çalışmaların hangi noktalara varıldığına bakalım. İnsanın kendi kullandığı dili 'kullanı- lan bir olgu' olarak bilmesi gerekmez, biz çocukluğumuzdan başlayarak dil ile empiri-(gündelik yaşam) arasında refleksliv olarak bir bağ kurarız, bu ku- rulan bağlar yavaş yavaş üstüste ko- nur ve bizim bilgi birikimimiz oluşma- ya başlar. Hafızamızda öyle bir düzen- leme vardır ki, biz farkında olmadan beyin çeşitli yöntemlerle bu bilgilere ulaşır ve onları bizim kullanımımıza su- nar, bu en basit anlatımı ile dil/düşün- ce üzerinden bilgiye ulaşımdır. Ancak gerçekten bu işin bu kadar basit ol- madığını biliyoruz. Dil kendi içinde örgütlenmiş bir ya- pıdır; düşünce, 'dil ile söylem' arasın- da ya da 'dil ile yazım' arasında bil- gilerimize geri dönerek bir dizi işlevi yerine getirir, böyle bir işlevi bir bilgi- sayarda yerine getirmek oldukça güç, belki de olanaksız. Ama linguis- tik uzmanları (dil bilimciler) özellikle mantık biliminden yararlanarak bu güçlüğü yendiler ve olanaksızı ola- naklı kıldılar. Çok küçük bir kelime da- ğarcığı (yaklaşık 1000 kelime) içinde İngilizce olarak konuşulanı anlayan ve yanıt veren bir sistem gerçekleştir- diler. Bu da beş-altı yaşlarında bir ço- cuğun sözcük dağarcığı demektir. Bu- nu küçümsememek gerekir, çünkü 1000 kelime içerisinde söylenen her şeyi anlamak ve anlamlı yanıtlar ver- mek sanıldığının aksine oldukça güç bir iştir. Bir çocuk doğduğu andan başlaya- tak bir duyumsama sürecine girer, bu süreçte fiziksel nesneler evreni sürekli algılanır, böylece de duyumlar yavaş yavaş bilgiyi oluştururlar, biz de bur- dan yeni kavramlara geçeriz. Bunla- rın tümü şu anda zihinde (anlıkda) ol- maktadır, tam işlevini kazanabilmesi için dile getirilmesi gerekir. Dile geti- rildiği andan başlayarak hem bilgi kullanılabilir şekle girmiştir. İnsanın bu- na bağlı birkaç bilme biçimi vardır; bunlar tanıma, tasvir etme, algılama, anadaloji yapma, tekrarlama, düşünme, dile getirme şeklindedir. İşte bizim mantık yapımız kısaca ve kabaca bu tür bir işlemler bütünüdür. Bilgisayar- lar da yukardakine benzer işlevleri ye- rine getirecek bir yapıya sahip biçim- de imal edildikleri halde, bizde var- olan duyumlama ve yeni kavrama geçme yeteneğinden yoksundurlar. Bu iki yapı karşılaştırıldığında orta- ya en büyük problem olarak dil çıkar; işte bilgisayar dilleri bu amaçla geliş- tirilir. Yaygın bilgisayar dilleri şunlardır: ADA, ALGAL, BASIC, C, C-BASIC, CO- BOL, COMAL, FORTH, FORTRAN, LISP, LOGO, PASCAL, PİLOT, PL-41, PROLOG, RPG, SMART. Bu diller yüksek düzeyli (HL—High Level Language) ve alçak düzeyli (LLL—Low Leve Language) olarak ikiye ayrılır. Günlük dile yakın oldukları ve yüklemler mantığında ça- lıştıkları ölçüde yüksek düzeyli, sembo- lize edilmeleri ve önermeler mantığı ile ifade edilebildikleri ölçüde alçak düzeyli olurlar. Bu açıdan bakıldığın- da da: LISP LOGO PASCAL PILOT PLA PROLOGS RPG Z » ». *T Bi 6 0 Dod SMART Z ADA ALGOL BASIC C C-BASIC COBOL COMAL FORTH FORTRAN * —HLL'e yatkın ama(L—LL & a7 T” «rm &« & DO0 ND ID ND ND D NDN — H-HL Bu dillerden LISP yapay zeka ve Uz- man sistem yazılımlarında ABD'de da- ha yaygın olarak kullanılan bir dildir. Günlük dile çok yakındırlar ve yüklem- ler mantığındaki her türlü ifadeyi an- layıp yorumlayadbilirler. PROGLOG ise daha çok JAPONYA ve AVRUPA'daki 5. kuşak biyolojik ve optik bilgisayar sistemlerinin geliştirilmesinde kullanı- lan bir dildir. PROLOG adı (PROgra- ming in LOG'ic) ifadesinden türetilmiş olup tamamen mantıksal ve yüklem- ler mantığına dayalı bir dil olup, LİSP'- den en büyük farkı, dil olarak günlük dilin mekanizmasının değil, mantık bi- liminin mekanizmasının işleyişinin Ör- nek olmasıdır. Yüklemler mantığında “Osman İs- kender'in Arkadaşıdır” şeklinde bir ifa- deyle şöyle gösterilir: Arkadaş (Osman, İskender) Proglog dilinde ise; (ARKADAŞ Osman İskender) biçimin- de gösterilir. (Daha-Kısa Ahmet, Mehmet)- Ah- met Mehmet'den daha kısa boyludur. (Hayvan kuş)— Kuş bir hayvandır. (Dört kenar kare)— Kare dört kenar- lıdır. Ayrıca PROLOG dilinde bu basit cümlecikler: M (ve, veya, ise, an cak ve ancak, değil) eklemlerı kullo— nılarak biraraya getirilip daha karma- şık cümlecikler oluşturulabilmektedir ve burdan hareketle 'çıkarımlama' yapılabilmektedir. (Baba Osman İskender) (Baba İskender Turhan) (Dedexy) (Baba--z)'(Baba z y) cümleciklerinden (Dede Osman Tur- han). yani “Osman Turhan'ı dedesidir” ifadesi çıkarılır. Ayrica “kim İskender'in babasıdır?” sorusu şöyle sorulduğun- da ? (Babaxİskender) ....... yanıt “Os- man” şeklinde alınır. LISP ve PROLOG'un ortak yanları da vardır; kavramsal veya işlevsel tanım- lamaları tekrarlı (recursive) bir yapı içinde yapmalarıdır. Örneğin “doğal sayı” kavramı şöyle tanımlanabilir: SAYI (0) SAYI (1) SAYI (n4-1) (-SAYI (n) Uzman yazılım sistemlerinin son İki sene içerisinde hızla yaygınlaşması da bir başka bilim dalının çıkmasına yol açmıştır. Bilgi mühendisliği, bilgi mühendisinin işi, belli bir Uuzmanlık ala- nındaki bilgi ve kuralları bir “uzman sistem kabuğu” (EXPERT SHELL) içerisin- de mantıksal çıkarımların uygulana- bildiği bir düzene göre yerleştirmek- ti; (Uzman Sistem Kabuğu, uzmanlık alanından bağımsız, uygun bir biçim- de yerleştirdiklerinde verilecek bilgi ve kurallar üzerinde otomatik çıkarım- * lar yapmaya elverişli biryazılım siste- mine verilen isimdir). Kısaca betimlemeye çalıştığımız ya- pay zeka dilleri olgusu size tarihsel ar- ka planı ve iç-içe girdiği diğer düşün- ce sistemleriyle ilgisi açısından sunul- du. Bu olgunun en geniş ve en dar sı- nırlarını betimlemek ise size bırakıli- Yör, L) 12 Commodore Z—

Bu sayıdan diğer sayfalar: