28 Şubat 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarihi Fıkra « Gel Bakalım Topal Zorba! Osmanlı tarihi factalar kollek- siyonudur. Ö uzun devirde bü- yük, küçük herkes, kendine gö- re bir facianm kanlı kahramanı olmuştur. Her hâdise diğer bir hâdisenin anası olduğuna göre, o kanlı tarihte her facia başka bir faciaya gebe kalmıştır. Hayatı kan dökmekle geçen Dördüncü Murat, Hafız Ahmet Paşa isminde bir yeniçeri gedikli- sini sadrazam yapmıştı.Fakat yine o sıralarda bir ırılık_rıat:reâ kay- makamlığı yapan To ece Paşa ismind!elâ vezir cıI)e ıadareı: makamına göz koymuştu. Fazla haris olan bu adam mut- laka sadrazam olmak istiyordu. Maksadı, idareyi ele alıp istediği gibi at oynatmak ve kesesine altın doldurmaktı. Topal Recep Paşanın hırsından başka şeytani bir zekâsı da vardı. Yeni sadrazam kubbe altın- da Şeyhülislâm Efendi ve Kaptan Paşa ile (Ümuru devlet) hakkın- da çene yarıştırırken topal vezir de sipahilerin| ele başlarile kum- pas kurmıya başladı. “ Topalın ytanı dokuz olurmuş. ,, derler. opal vezirin istediğide çok ça- buk oluverdi. İki gün sonra ortada fol yok, yumurta yokken Sipahiler ve Yeniçeriler kışlalarından dışarı uğradılar ve avaz avaz bağırmıya başladılar : — İstemezük, istemezüüükl, Bu xorbaların istemedikleri | şey, Hafız Ahmet Paşa idi. Bağ- dat seferinden yeni dönen padi- şah, askerin bu yeni isyanına bir türlü akıl erdiremiyordu. Dördün: cü Murat, sarayının — avlusunu dolduran * istemezük , feryatla- rından ürkmiye başladı. Topkapı sarayinin geniş bah- çesine hıncahınç biriken Yeniçe- riler, şimdi başka türlü bağırı- yorlardı : — Hafız Paşanım kellesini isterüz | — İsterüüüz | Dördüncü Murat bütün yezir- lerini topladı ve sordu: : — 'Bu işi nice edelim? Vezirlerden hiçbirisi ses ç- karmamıştı. Yalnız Topal Recep Paşa, padişahı etekliyerek cevap vermişti : — Askerin dediği — olmazsa devletlinin aptes alması ge- rektir. Topal Paşa bu sözü söyle- mekle, padişahın Sadrazam Hafız Ahmet Paşayı askere — teslim etmesini, aksi takdirde kendi hayatının da tehlikeye gireceğini anlatmak — istiyordu. Dördüncü Murat, o dakikada topal vezi- rin — aklından çen — fitneyi derhal anlamıştı. Fakat iş işten işti. Yeniçerilerin — sözünü Saray avlusundaki asker, biraz sonra sadrazamı ( hançer üşüştü- rerek ) parçalamışlardı. Facianın birinci perdesi bu. Fakat Dördüncü Murat, bu kanlı fitnenin elebaşısı olan Topal Recep Paşayı haklamak için ortalığın yatışmasımı — istiyordu. Aradan geçen kısa bir müddet içinde isyan dindi, ortalık dü- - zeldi ve sükünet buldu. Bu sü- kün günlerinin birinde bir saray çavuşu Topal Recep Paşanın ko- nağı Öönünde “atını durdurdu. Padişah Recep Paşayı çağırıyor- du. Recep Paşa sevinç içinde idi. Münhal olan sadaret ma- kamının kendisine tevcih edile- ceğine hiç şüphesi yoktu. Bin bir helecan içinde saraya | koştu ve padişahın tahtı önünde yere kapanarak etek öptü. Dördüncü Murat çok soğuk SON POSTA ştalıı lıyanlr Hemen Erzincana Gitsinler Orada Hayat Veren Bir Su Vardır Erzincan ( Hu- | açıcı hamızlı su mıntakamızın bir köşesinde sakin bir hayat geçiren Erzincan çok es- ki bir tarihe maliktir. Bir Vi- lâyet — merkezi olan kasabamız #F bazı aşiretlerin İ iskâmından sonra (00 daha mamur bir ' vaziyet — iktisap etmiştir. Şehrin takriben iki bu- çuk — kilometre cenubundan ge- çen Fırat nehri bu civara zarif Erzincan manzaralarından : Asleri daire bir manzara ve cömert bir be- | merbuttur. reket hediye etmektedir. Fırat nehrinin bu kısımı da etrafı dümdüz —ovalıktır.. Bu — geniş ovadaki yeşil mer'alar, senenin büyük bir kısmında koyun ve kuzu sürülerile doludur. Şehrin etrafı yüksek dağlarla çevrilmiş, şark tarafından bir şose ile Erzuruma bağlanmışti. Kasabamız diğer bir şose ile Sıvasa, Zigana dağlarının tehli- keli uçurumlarına sürünen başka Yüksek dağların yamaçlarında | sayısız meyva ağaçları vardır. Fakat köylülerin maişetini temin eden bu nefis meyvalar satılmak için pazara — çıkarıldığı zaman müşteri bulamamak betbahtlığile karşılaşır. ve tabii. mühim bir kısmı çürüyüp gider. Zirai —mahsulâttan — buğday, arpa ve çavdar ihtiyaçtan fazla yetişmektedir. Bizim kasabanın bir hususiyeti de bazı hastalık- ların tedavisine yarayan kükürt- — kaynağı bulun- 6 masıdır. Bu gü- H zel su bol bol akmakta ve iş- E tahı olmıyanlara şifa vermektedir. Son seneler zarfında bu ha- W vali halkınımn ru- vegi hu açılmış, bil- - | hassa okumak &. . ve yazmak he- vesi halk arasın- sas da fazlalaşmış- tır. İkindi vakti iş- 'erini bitiren halk parkta ve Serom- hane gibi şeh- rin güzel mevkilerinde gezerler. Kasabamızda büyük bir men fabrikası, birkaç değirmen ve * — bir de rakı fabrikası vardır. Maarif hayatına gelince; bu- rada bir askeri mektep, bir muhtelit orta mektek, beş ilk- mektep ve bir de idman kulübü vardır. Kasabamız iktısadi faaliyet itibarile son zamanlarda inkişafa mazhar olmuştur. Zenginlerden bir kısmı sermayelerini iktısadi işlere tahsis etmişlerdir. Geçenlerde Bartında kar yü- zünden bir facia olmuştur. Niyazi ve Mehmet Efendi isminde iki arkadaş Bartından — Amasraya gitmek üzere beygirlere binmişler ve yola çıkmışlardır. Fakat o sı- ralarda kar çok fazla yağdığı için yollar geçilemez bir hal al- mıştır. Bu iki yolcu karlı yollar- da bin müşkülât ile giderlerken bir aralık yollarını şaşırmışlar ve atlarından inerek yolu bulmak için uğraşmıya başlamışlardır. Fa- kat bir aralık en önde giden Niyazi Efendinin birdenbire aya- gı kaymış ve 350 metrelik bir uçurumdan aşağı yuvarlanmıya başlamıştır. Sahibini takip eden beygir de uçurumdan aşağı uç- muştur. Arkadan geldiği için bu facianın farkında olmıyan diğer yolcu Mehmet Efendi, arkadaşı- nın ortadan kaybolduğunu gö- rünce bağırmıya başlamış, fakat bir cevap alamamıştır. Biraz da- ha ilerliyen bu yolcu da tam uçurum yerine geldiği zaman beygirile birlikte birdenbire yu- varlanmıya başlamıştır. Neticede beygirler ölmüş, fa- kat iki yofcu ağır bir vaziyette yaralanmak suretile kurtulabil- mi; tir. kanlı idi. Sadece dedi ki: — Gel bakalım topal zorba- başı, aptesin var mı? Topal vezir (Mührü hümayun) yerine aldığı bu ölüm haberinden sonra çok yaşıyamadı. Cellâdın kemendi onun da gırtlağına dolan- dı, öbür dünyaya gönderdi. — X4 bir. yol ile de Gümüşhamneye | lü bir kaplıcası ve bir de iştah AHMET CAVİT Z“ğu S Samsunda Kış Ve Kar L ) .0 * ; D Yü si di Fazla Şiddet Gösterdi Samsun, (Huıull)-% Bu sene memleketin her tarafında olduğu gibi, şehrimizde de kış ve kar fazla şiddet gösterdi. Bu yüzden birçok yerlerde zeriyat — gecikti ve bir kısım arazi de sürüle- medi. Grip sal- gını da son hafe | — — talar içinde şid- *" VE - detini — arttırdı B : ve mekteplerin ay başına ka- dar kapanmasına mecburiyet hâsıl oldu. Ayrıca üç kişi lekeli hummaya tutulumuş ve bunlardan birisi ölmüştür. Size Samsunun kar yığınları altında bir manzarasını gönderiyorum. . Ömer Et Ve Ekmek Adanada Fiatler Bir Miktar Ziyadeleşti Adana (Hususi) — Son gün- lerde et ve ekmek fiatleri biraz pahalılanmıştır. Belediye encüme- ni etin okkasına, eski fiatine nis- petle beş kuruş fazlasile (55) ek- meğe de 20 para fazlasile yedi buçuk kuruş üzerinden narh koymuştur. Balıkesirde Üç Ev Yandı Perşembe akşamı Balıkesirde İzmirler mahallesinde bir yangın çıkmış, bütün gayretlere rağmen üç ev yandıktan sonra göndü- rülmüştür. İzmirde Belediye İşleri Hakkında Tahkikat Yapılıyor İzmir ( Hususi ) — Şehir Mec- lisi Azasından Dr. Ali Agâh Bey, Şehir Meclisine bir takrir vererek Belediye Fen Heyeti Müdürü Muammer Necmettin Beyin, itfa- iye santralı, Reşadiye banyosu ve diğer bazı inşaattan mes'ul edilmesini, mumaileyh hakkında tahkikat yapılmasını talep etmiş- tir. Belediye bu hususta tetkikat ve tahkikat yaptırmaktadır. Bele- diye bu inşaatta bir fenni hata mevcut olup olmadığını tahkik için Fransa veya Amerikadan bir mütehassıs getirtmiye karar ver- [ miştir. Söz Aramızda “Ben Hiç Öyle Değilim,, Birkaç hanım şaradan buradan konuşuyorlardı. Muhaverelerinin yalnız birkaç parçasını alıyorum.. — Okumuiya çok meraklı bir hanım.. İmkân bulsa başını ki- taptan kaldırmıyacak.. — Ben de öyleyim.. Okadar severim ki okumayı.. Okurken aklıma ne yemek, ne uyku, ne eylence, hiçbir şey gelmez. LAŞ — .« Hanımefendi de öyledir. Çok titiz. o ev hergün baştan aşağı temizlenir.. halılar dövülür, camlar silinir.. çok meraklı... — Bende öyleyim efendim.. Bir yeri tozlu gördüm mü, bütün cinlerim başıma toplanır. — Çok — merhametsiz, katı yürekli bir hanım.. Erkek gibi.. Acımak nedir bilmiyor.. Hizmet- çilerine, filân öyle fena muamele ediyormuş ki.. — Ben hiç öyle değilim.. Kimseye çatık yüz gösteremem.. Acı lâf söyliyemem.. Dünyady ne biçim insanlar var? — Geçen gün bir mecmua okuyordum.. Makalenin birinde diyor ki. Güya “Kadınlar bahis ne kadar umumi olursa olsun., onu şahsiyetleştirmeyi, lüzumlu lüzumsuz o bahse “ben,, isokar- lar , mış.. Hanımların hepsi birden atıldılar: “A... Ben hiç te öyle değilim, “Allah için okuyanlar söylesin, B. Halim TEMAŞA ÂLEMİNDE | Suzan Gecesi Şair Nedim için bir heykel yapıt ması düşünüldü ve birçok tasaw- vurlar gibi bu da kafada, niha- yet sözde kaldı. Fakat edebi« yatçılarımızın. büyük — cetlerire karşı gösterdikleri bu kayıtsız- lıklara mukabil, tiyatro mün- tesiplerimiz, aralarından ebediyen çekilen bir arkadaşları için güzel bir alâka gösteriyorlar: Geçen- lerde vefat eden oöperet artisti Suzan Lütfullah Hanımın hatırası için, yarın akşam lçadılröy Si- reyya sinemasında bir müsamere verecekler. Darülbedayi, Raşit Rıza tiyatrosu, Muhlis Sabahad- din Bey, Süreyya opereti ve Naşit Bey heyetleri bu müsame- rede güzel birer parli yapa- caklardır. Ayrıca, Kadıköyünde, Sabiha Zekeriya Hanım, Zekeri- ya Bey, Celâl Esat Bey, ve Sup- hi Beyden mürekkep bir heyetin nezareli altında, Suzan Lütfullah Hanımın tunçtan bir heykeli yap- tırılacaktır. Bu hareketin güzel bir örnek ve başlangıç olmasını temenni ederim, u Abdülkadir Kemalinin Arkadaşı Firari Abdülkadir Kemali ile birlikte Adanadan Suriyeye kas çan Hacı Ali Efendinin tekrar memlekete dönmesine hükümet tarafından — müsaade edilmiştir. Hacı Ali Efendi bu — müsaade üzerine Halepten Adanaya gel- Tosyada Bir Mütehassıs İktısat Vekâleti Tosyada bir çeltik ıslah istasyonu tesis etmi- ye karar vermiştir. İstasyon bir mütehassıs tarafından idare edi- lecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: