28 Şubat 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

28 Şubat 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ç 6 Sayfa Bir Malülün Derdi Muallim iken malüliyetten do- layı muallimlikten ayrıldım. Aile- mi namuskârane — geçindirmek için Adliye mübaşirliği yapıyor- dum. Bir buçuk sene hüsnü hiz- metten sonra her nasılsa açığa çıkarıldım. Ankarada Vekâleti Celileye vaziyeti anlattım. ladem takarrür etti. Fakat hâlâ Adliyede sabık vaziyetime iade edilmedim. He- Büz açıkta ve sefil bir vaziyette- yim. Galata rhumında geyikli kahvede Faik Bey Zade köçük zabit Gal M bazet Sönük — Lâmbalar İç sokaklarda bulunan bazı elektrik lâmbaları pek sönük yandığı için bu karlı ve çamurlu mevsimde geceleri yürümek hu- sunda çok müşkülât çekiliyor. Buralara daha büyük lâm- balar takılması hususunda bele- diyenin bir teşebbüs yapmasını çok rica ederim. Aksaray: ALİ RIZA Cevaplarımız Eyipsultan ve Yağhane cad- desi 8 numarada ressam Sey- Fettin Hüsnü Beye: Bahsettiğiniz mevzu hakkındaki bilgi ve ma- lâmatınızı anlamak üzere bize Bümune olarak bir yazı gönde- riniz. Bu talebimiz, mesleki bir taamül olduğunda hoş görünüz. y “Bir okuyucunuz,, imzaşile mektup gönderen kariimize; Son bir hafta zarfında yap- tığımız neşriyat, Alpullu fabrikası ve şeker ihtikârı işi hakkındaki suallerinize tatmin edici bir ce- vap halindedir. * Konyadan — imzasız gönderen kariimize; Bahsettiğiniz. meselede milli gürurunuzun isyanını tebrik ederiz. Ancak hâdise kendi aranızda bususi mahiyette cereyan etti- ğinden yazmakta mazuruz. *r *“Uşak gençlerinden Öz De- mir , İmzah mektup sahibine: Bize bildirdiğiniz. meselenin mevcüt olduğunu tesbit edecek vaziyette iseniz, bemen kazanın en büyük mülkiye memuru olan kaymakam Beye keyfiyeti habar vermeniz İâzımdır. * Edremitten ( N. C. ) İmzasile mektup gönderen kariimize: mektup 1 — Tahsile husust surette devam etmek sizin için çok mümkündür. Çünki yaşınız daha ekumıya ve öğrenmiye müsaittir. 2 — Bu hususta hakkınız vardır. Ne yapalım ki bu işe te- şebbüs edenler çok olmuş, fakat iki, üç ay kadar dıyınııışlır, sonra zarar ettikleri için vazgeç- mişlerdir. Memlekette okuma he- vesi arttıktan sonra sizin de ar- zunuz yerine gelecektir. 3 — Hakkınızı aramak — için €n emin çare mahkemeye müra- caat etmektir. Hukuk mahkeme- sine bir istida vermeniz kâfidir. SON POSTA Temmee | — Dünya İşleri — Dünya Garibeleri İsmini Almanlar Cinayetleri Takibe Memur Söylemiyen Sivil Polisi Yetiştirmek İçin Hususi Bir Mektep Açtılar Her Gün Bir Vak'a Mevzuu Üzerinde Tetkikat Yapılıyor Sandık içinde bir ceset bulundu Insan kafası üzerinde tetkikat — Polisler sihirbaz değildir- ler. Mutlaka bir “ muhbir ,, e muhtaçtırlar, Aksi takdirde va- zifelerinde muvaffak olamazlar, esrarengiz vak'aları halledemerz- ler, iddiasını sık sık İşitiriz. Bu, doğrudur, filhakika za- bıta memurları sihirbaz değildir- ler. Fakat meslekte ©o derece büyük bir mümarese, © derece büyük bir itiyat sahibidirler ki kendilerinde mevcut “istidlâl,, ve “ keşif , kudreti — başkalarında yoktur. Bir insan yirmi dört saat içinde zabıta memuru olamaz. Uzun ve güç bir öğrenme dev- resine ihtiyaç vardır. Bu devre- den sonra da “ pratik ,, gelir, müşküllerle, —tehlikelerle karşı- laşma — gelir, ancak — bundan sonradır. ki bir insan, eğer kendisinde — istidat ta mevcut ise, Ozabıta memuru olabilir. Halk — romancıilarının — tahayyül ettikleri Şarlok Holmeslerin aya- rına çıkabilir. Bir zabıta memuru her şey- den evyel — mesleğini — sevmeli, kendisini sadece vazifesini yapan bir memur görmekten uzaklaş- malıdır. Bundan sonra — zabıta memurunda mevcut olması lâ- zimgelen meziyetler: Teşebbüste sürat, kararda sürat düşüncede sürat, tetkikte sür'attir. İşte Almanya genç polislerini bu prensiplere göre yetiştirmek maksadile Berlinde bir: — Polizei institü açmış ve bu hususi mektebe şimdiden büyük Mektep polis müfettişlerinden Kleinschmittin idaresi altındadır, içinde her devre için ancak tale- be vardır. Burada hususi bir tedris tarzı tatbik — edilmektedir. — Maksat, kanuna tamamen vakıf idareci şeklinde — polis — yetiştirmekten ziyade, esrarengiz vak'aları halle memur adam yetiştirmek oldu- ğuna göre ders programları daha — ziyade ameli bir şe- kilde — tanzim edilmektedir. i’ auçuk Nereden Çıkar? Kauçuk, yani bizim tabirimlz- le lâstik, ağaçtan akan bir nevi reçinedir. Bilhassa Ayvus- tralya adalarında, Hindi Çini de yetişebilen — ağaçlardan — istihsal edilir, Kauçuk yetiştiren memle- ketlerin ekserisi de İngilterenin elindedir. Bu yüzden Amerika, bütün gayretini sarfederek - sun'i kauçuk yapmıya çalışmakta, bir gün İngiltere kendisine kauçuk vermez veya fiatleri arttırırsa ona muhtaç olmamanın çarelerini aramaktadır. Gördüğünüz resim, Tasman- yalı bir yerlinin kauçuk ağacın- dan lâstik yapmıya mahsus reçi- ne çıkardığını göteriyor. Asıl mesele, bu kauçuğa lâzımgelen dayanıklılığı vermek olduğu ve bu da mühim ameliyeleri icap ettirdiği için kauçuğun kullanıla- bilecek bir hale getirilmesi pok masraflı oluyor. Bahçede katk izler üzerinde tetkikat yapılıyor İzlerin fotoğraflarını almak her şeyden evvel yapılacak bir vazifedir Meselâ — mektepte yali bir cinayet ilân edilmek- te ve bu cinayetin bütün delilleri, bütün tafsilâtı talebenin önüne — konulmakta — ve talebe bu cinayetin faili, sebebini, hissi ve maddi — faillerini — aramıya bülmiya, — tahlil etmiye davet olunmaktadır. Talebeye en son olarak verilen mevzu şudur: — Şimendifer — istasyonunda terkedilmiş bir sandığın içinde bir ceset bulundu. Bu adam kimdir, nasıl, niçin ve nerede öldürüldü, bulunuz,, Sandık — filhakika talebenin önündedir, içinde de hakikaten , balmumundan yapılmış bir ceset vardır. Talebe bu cesedi muayene etmiş, sandiğı gözden geçirmiş, maruz İstasyon memurlarını sor- guya çekmiş, hulâsa hakiki bir vak'a nda imiş gibi çalış- mıştır. Ayni günde talebenin bir kıs- mma da başka bir mevzu veril- hergün ha- , miştir : — Mektebin bahçesinde bir ceset ve kanlı ayak izleri bu- lundu, tetkik ediniz. * Alman Polis mektebinde tale- beye ,bu ameli çalışmadan başka boks, güreş, dersleri verilmekte ve mubtelif silâhların insan vü- cudunda — yapabileceği — tesirler gösterilmektedir. Bir Maznun İspanyada Meb'usan Meclisinin son ictimalarından birinde garip bir hâdise olmuştur. Samiin sıra- larında meb'usan münakaşalarını dinliyen bir adam içtima salonu- na koskoca bir taş fırlatmış ve kaçmmıya başlamıştır. Biraz sonra yakalanan bu adam, bütün ısrar- lara ve tehditlere rağmen ismini ve hüviyetini söylememiştir. Yak nız komünist fırkasına mensup olduğunu itiraf etmiştir. Ayni zamanda bu garip adam deli olduğu zannını vermek - için bazı tuhaf hareketlerde de bur lunmuştur. Fakat Komünisi Fır- kasına mensup olan bu adam zengindir ve müreffeh bir hayal yaşamaktadır. Şimdi meb'usan meclisinin altındaki mahzene hap- sedilmiş bulunmaktadır. Cahiller - Cemiyeti Dünyada en garip şeyler, en tahaf ve akıl ermez hâdiseler Amerikada çıkar. Hergün bir garabet doğuran bu memleket yeni bir tubaflık yumurtlamıştır, Vilyam Meyç isminde bir adam (Okuma ve Yazma Düp manları) isminde bir cemiyet teşkil etmiştir. Cemiyet şimdiki halde kırk elli aza kazanmıştır. Gün geçtikçe taraftarlarının ço- galacağı zannedilmektedir. Fakat meselenin asıl garip ciheti ce- miyeti teşkil eden Mister Vilya- mın bir darüfünun mezunu olmar sıdır. Bu adam iki tane de kitap yazmıştır. Böyle okumuş, yazmış ve hatta kitap neşretmiş bir adamın cabiller cemiyeti teşkil etmesine bir. türlü akıl erdiremiyorlar. Kendisine bu husustaki mi- taleasını soran bir gazeteciye Mister Vilyam şu sözleri söyle- miştir : — Benim babam çok zengim bir adamdı. Ben esasen küçük yaştanberi okumanın düşmanıyım, Beni mektebe zorla gönderir- lerdi.. Günün birinde babam iflâs etti. Ben de o sıralarda Darüb fünundan henüz çıkmıştım. İlk zar manlarda hayatı kazanmak için iki tane kitap neşretmek mecbu- riyetinde kaldım. Okumak tabi- atteki mikropların en müthişidir. Herşey görgü ile olmalı ve tec- rübe ile öğrenilmelidir. Cemiyetin azası çoğalınca kitapsız ve ka- lemsiz bir tecrübe mektebi açar cağım. Orada cemiyet mensup- larına görgü ile herşeyi öğre- , Allah akıllar versin! Sal Meraklısı İngilterede hayatının en mü- him bir kısmını denizlerde geçiren ihtiyar bir adam garip ve tehli- keli bir teşebbüse girişmiye ka- rar vermiştir. Bu adam odunlardaı yapılmış bir sal ile koca İngiltere adasının etrafını devretmek eme- lindedir. İhtiyar sal meraklısı sa- hnı yaptırmıştır. Şimdi havaların müsait gitmesini, fırtınaların dim mesini beklemektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: