BPU W Ce / / LHAMIDPIN Abit Efedinin İmtihanı Parlak Bir Surette Geçti “NaKlLI — ZİYA ŞAKİR Her hakkı mahfuzdur — 251 — 4 Eylü; 917 Âbit Efendi, (ilk devre) tahsi- lini ikmal etti. Önümüzdeki per- şembe günü bir (Heyeti mahsusa) huzurunda imtihanları yapılacak. Rasim B. tarafından bu mesele (Mabeyini Hümayun)a arzedildiği gibi Enver Paşaya ve sair ze- vata da davetnameler gönderildi. 6 Eylâl 917 Davetliler için dünden hazır- lıklar yapılmıştı. Öğleye doğru davetliler, birer birer gelmiye başladılar. (Zati hazreti padişahi tarafından) ikinci mabeynci Nüz- het Bey, Enver paşa tarafından da seryaveri erkâmı harp kayma- kamı Kâzım Bey gönderilmişti. Bunlardan maada, mütekaidini askeriyeden kaymakam Emin Bey, Bursa meb'usu sabıkı müverrihi şehir Bursalı Tahir Bey, umum jandarma kumandanlığı birinci şube müdürü erkânıharp miralayı ğevld Bey, (Kuleli mektebi ida- isi ) muallimlerinden süvari yüz- başısı İsmail Hakkı Bey, Abdül- hamidin hususi tabibi kaymakam Atıf Bey, (Bugün Rize meb'usu ve Tayyare Cemiyeti Reisi ) Bin- başı Fuat Bey, Veliaht Vahdettin Efendinin yaveri yüzbaşı Hulüsi | Bey, ( Kuleli idadii askeri ) mual- limlerinden yüzbaşı Halit Efendi eldiler ve imtihan heyetini teş- til ettiler. Âbit Efendı':. muhtelif ders- lerden imtihan edildi. Sorulan suallere pek mükemmel cevap verdi. - İmtihan neticesi, bütün hey'etçe muvafık görüldü, Hatta Harbiye Nezareti Seryaveri Kazım — Henüz on bir yaşındaki İbir çocuktan böyle bir netice alacağımıza zahip olmamıştık. Dedi... Ve Efendinin derslerini dikkatle takip ederek kendisine faydalı bir tahsil — verdiğinden dolayı muallim Mahmut Bey bütün hey'et tarafından tebrik edildi. b g İmtihandan sonra, bu günün hatırası olmak üzere kapının önünde iki defa resim alındı. İmtihanın neticesi gerek Ab- dülhamidi ve gerek Naciye Ka- dımefendiyi pek memnun etmişti. | Abdülhamit: — Allah razı olsun Mahmut | Efendiden.. Evlâdıma çok emeği sepkat —etti. Terfi ettirirlerse, bir mükâfat olmuş—olur. Allah için güzel (usulütedrisi ) var. Diyor, ayni zamanda AÂbit -Efendinin de yüzünü gözünü öpe- -rek izharı memnuniyet ediyordu. Naciye Kadınefendi tarafından Âbit Efendi namına - bu günün bir hatırası olmak üzere - Mah- -mut Beye kıymettar bir çift kol düğmesi hediye edildi. Fakat “gerek Abdülhamitten ve gerek sona mensup olanlardan herne |gekil ve surette olursa olsun bir- şey kabul etmek saray muhafaza -talimatnamesine münafi — olduğu için Mahmut Bey bu hbediyeyi Bu Derece İyi Bir Netice Alınacağı rm YA Ümit Edilmemişti . ş a v> “ vi “ Abit Efendiyi imtihan eden mümeyyiz heyeti reddetti. Muhafız arkadaşları, bu hediyenin hiç bir maksat istih- daf etmediğini, ancak ilim ve fazilet noktainazarından kazanıl- mış ve bu yüzden saklanmıya değeri olan bir hatıra olduğunu ileri sürerek Mahmut Beye ısrar- da bulunduklarından — bilâhara Mahmut Bey hediyeyi güçlükle kabul etli. * Abdülhamit bu imtihan müna- sebetile, yine bazı garip beyanatta bulundu. Söz, eski şehzadelerin ve nihayet kendilerinin tahsilleri- de intikal etmişti: — Bizim de babamızdan kalma, hatta, babamızın da hocası, (Ger- dan kıran Ömer Efendi) derler bir hocamız vardı. Ufacık, tefecik vücudile iki etrafına salına salına yürür, herkesin hürmetini celbe- derdi. Ayni zamanda ( Tersane müftüsü ) idi. Gayet muhterem ve vekarlı bir zattı. Kendisine tesadüf eden ecnebiler bile, bilâ- ihtiyar, selâma dururlardı. Bir gün ( Mabeyin ) de bahçedeki yoldan geliyordu. Tesadüfen © esnada da şapkalı bir ecnebi Yüksek Mektepler Mu- ( Mabeyin ) den çıkıyordu. Ecnebi, Ömer Efendinin o, vekar ile ge- lişini görür görmez hemen durdu. Şapkasını çıkararak iki büklüm oldu. Ömer ederek ve yalnız: — Teşekkür ederim, çelebi.. Diyerek önünden geçti. Bunu biz, gözlerimizle gördük... Bu za- tın da kendine mahsus bir (usulü- tedris )i vardı. Bize, arabi ve farisi dersi verirdi. Ben, ( arapça) mı çok ilerletmiştim. ( İcazetname) almama bir sene kalmıştı. ( Ali Efendi |) den de (farist ) tahsil ettim. Fakat bunu, pek ilerlete- medim. Ancak, ( Gülistan - Pent Attar - Hafız)1ı okuyabildim. Dedi. : ( Arkası var ) Bir Tavzih Abdülhamit için tedarik olunan ikinci papağanın, Abdülhamitçe ar- zu edilmediğinden, bunu satın almış olan mahalır Binci Blyb Sakrar 'i iade edildiğini kaydetmiştik. Hâdisenin naklinde bir hata olmuştur. Papa- ğan Naci Beye değil, bu papağanı Naci Beyden Abdülhamit için alan damat Arif Hikmet paşa vasıtasile Naile Sultana iade edilmiştir. SVEA GAZOCAKLAR FENNİN EN SON İCADI İDARELİ ve DAYANIKLIDIR Bunları Her Yerde İsteyiniz. Umumi Deposu: JAK. Y. LEVİ Çiçekpazar, Altıparmak Han Altında, İstanbul. bayaat Komisyonundan: Orman ve Orman ameliyat mektepleri talebesi için iç çamaşır- ları ve Asma fidanlığı için 2000 kilo kimyevi gübre 10-3-32 perşembe günü saat 14te pazarlıkla mubayaa olunacaktır, talip olanların teminat akçelerile Fındıklıda Komiyona gelmeleri. efendi, — tebessüm Bİ B DAKTİLO Bugünün Romanı DA 37 BN Yazan: Z. Şakir Ümidin ve sevincin arttırdığı | kudretle yola çıktım. Hiçbir yor- gunluk hissetmeden postanenin arkasına geldim. Oradaki dik yokuşa tırmandım. Hanı buldum. İdarehane, üçüncü katta idi. Dik ve karanlık merdivenleri çıkarken yüreğim — çarpıyordu. Koridorlar da o kadar loş idi ki odaların numaraları bile görülmü- yordu. Bereket versin kahveci çırağına.. Elindeki tepsiyi savura savura bir odadan çıkıyordu. — Oğluml.. ( Takibi mesalih idarehanesi ) neresi? Diye sordum. Çıktığı kapıyı göstererek. — Orası. Dedi. Kapının önünde bir iki saniye durdum. Heyecanım biraz hafifledi. Gayet tabil bir tavır alarak kapıdan girdim, Bu girdiğim yer, intizar salo- nu idi. Salonda üç kadın oturu- yordu. Yandaki camlı kapı açıl- d. On üç on dört yaşlarında sarışın bir çocuk çıktı. Bana bakarak : — Kimi aradınız ? Diye sordu. — Zülfü Beyin idarehanesi burası degil mi? — Evet burası. — Kendisile biraz görüşmek istiyordum. , — Buyrunuz, oturunuz. Biraz işi var. Dedi. Köşedeki boş sandal- yeye oturdum. Geniş bir nefes alarak oradakilere seri bir göz gezdirdim. Bunlardan ikisi, şüp- hesiz ana kızdı. Birbirlerine pek benziyorlardı. Öteki kadının da kucağında küçük bir çocuk vardı. Kadın yanındaki cıgara iskemlesinin üstündeki çay bar- dağına elindeki simiti batırıyor, evvelâ kendi ağzına sokup - güya soğuttuktan sonra, çıkariyor. ve — çocuğun ağzına sokuyordu. Şimdi, bu —üç kadınla © sarışın çocuğun bütün nazarları benim üstümde toplan- mıştı. Ben, bunlardan sıkılarak gözlerimi pencereye çevirmiştim. Birkaç dakika. böylece derin bir süküt ile geçti. İçeriki came- kânlı odadan bazı karışık mu- havereler işidiliyor, ve sonra yine sesler kesiliyordu. Yan tarafıma tesadüf eden taze, derin derin bir göğüs gee çirdi. Galiba annesi de imrenmiş olacak ki o da onu taklit etti. Fakat annesininki, istasyonlarda birdenbire — duran lokomotifin islim salıvermesine benziyordu. Bunların böyle mahzunane İç çekmeleri, çocuklu kadına da sirayet elti. Fakat o, sonuna bir de: — ÂAh.. Ah... İlâve etti. — Siz de baoşanacak mısınız hanım?.. Bu suale cevap veren olma- mıştı, Acaba cevapsız kalan bu sual kime soruluyor diye yine onlara göz gezdirirken, o yaşlı hanımın gözlerile — karşılaştım. Büyük bir israr ile gözlerime dikilen bu mütecessis gözler, ben- den cevap bekliyordu. Galiba, işitmediğimi zannederek, hanım suali bir daha tekrar etti: — Boşanma davası mı aça- caksınız? Hiç tanımadığım bir kadının bu sualindeki münasebetsizliğe kızmakla beraber, hoş gördüm. — Hayır efendim. — Öyle ise, nafaka dava edeceksiniz. Yazık, nur gibi de tazesin. Kimbilir hangi elin çap- kınının narına yandın. İşte benim zavallı kızçağızım da böyle, genç yaşında ateşlere yandı. Damadım olacak herif, otomobil sahibiyim, diye bizi kandırdı, — elimizden yavrucağı aldı. Meğer gündelikle çalışan bir şoför değil mi imiş?.. (Arkası var) Sinema Ve Tiyatrolar ALKAZAR — İstanbul sokaklarında ALEMDAR — Kaçakçılar ARTİSTİK — Çiılgın dul ASRİ — Kanlı köprü ELHAMRA — Gizli varife ETUVAL — Göl Cehenneml GLORYA — Zenci Ruhu HİLÂL — Serseri enmbaz KEMAL . — Volga sahillerinda MAJİK — Holivudun İç yüzü MELEK — Kadınlar avukatı MİLLİ — Anny şoför OPERA — Moskova çocukları ŞİK — İstanbul sokaklarında Kadıköy Süreyya — Büyük ihtiras Üsküdar Hale — Grand otel Fotoğraf Tahlil Kuponunu 11 inci Sayfamızda bulacaksınız,. B Belediyeye Mensup Tekaüt, İstanbul Belediyesîllânları Yetim ve Dulların Mart 932 yoklama muamelâtile Mart 932 ilâ Mayıs 932 maaşları 1 — Belediyeye mensup Tekaüt, Yetim ve Dulların Mart 932 yoklama muamelâtına 7 Mart 932 Pazartesi gününden itibaren başlanacaktır. 2 — Maaş eshabının tanzim ettirecekleri fotoğraflı yoklama ilmühaberlerini maaş cüzdanı, senedi resmi ve ayrıca bir fotoğ- raflarile birlikte bizzat Belediye İdari şubelerine götürerek yok- lamalarını yaptırıp maaşlarını alacaklardır. 3 — Bizzat gelemeyenlerin mahalle ihtiyar heyetlerince ilmüha- berlere kimin tarafından yoklağması yapılacağı işaret ve tastik olunacaktır. — Ziraat Vekâletinden: 15 ton göztaşı, 15 ton arsinikiyetii sut ve (300) adet pülve- rizatör şartnamesi mucibince kapalı zarf usulile ve 21 gün müd- detle münakasaya vazedilmiştir. Taliplerin şartnameyi almak üzere şimdiden Ankara'da Ziraat Vekâleti mubayaat komisyonuna ve İstanbul'da Birinci Ziraat Müdürlüğüne müracaat eyleneleri ve münakasaya İiştirak için de yevmi ihale olan 14- 3- 932 pazarlesi gününe kadar teklifmamelerile birlikte muhammen fiatın yüzde 7,5 nisbetinde teminatlarını mezkür komisyona ilân olunur. göndermeleri T ——i»'_———'