17 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

17 Nisan 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Büyük tarih?f roman 17 -4 . 936 İbrahim Paşa, Kıyınpederıni Tehlikeden Kurtarmak İçin Bir Çare Görüyordu: Harpl.. Ibrahim Paşa: padişah ile san» cağışerifi alıp toplar sağdırarak, alaylar göstererek Üsküdar yaka- sına geçerken başlıca iki şeyin zuhura geleceğini ümit etmişti. | Onun zan ve tahminine göre, Or- manlı ordusunun bu süretle hare- kete gelişi, Iran Şahını Ürkütecek | ve derhal Iİran hududundan gelen şikâyetlere nihayet verecekti. Ay- ni zamanda halkın heyecan ve harp arzuları da birdenbire sükü- net kesbedecekti. Fakat bu zan ve tahminlerin tamamen aksi zuhur etmişti. İran- | hlar, Osmanlı ordusunun Üskü- dara geçmesinden telâş etmek şu tarafa dursun, bilâkis mukabil tekliflerde bulunmak suretile har- bi göze almış bir vaziyet göster- mişlerdi. Iş bu merkeze geldikten sonra artık padişahı ve orduyu geri çevirmek.. veyahut müzake- rata girişerek orduyu — aylarca Üsküdarda bekletmek.. Tbrahim Paşanın en çok korktuğu isyan | ateşini parlatıverecekti. | * Ibrahilm Paşa, saatlerce otur- duğu köşeden kalkmıyor, ak sa- kalını avuçları arasında sıkarak derin derin düşünüyordu. Acaba, ne düşünüyordu?.. Da- İma göğsünün Üstünde, altın ör- me bir kese içinde derin bir hür- metle taşıdığı (Mührühümayun) u götürüp padişahın önüne koyarakı — Buyurun Padişahım, mührü gerifinizi. Bu Aciz kulunuz, gayri ldıulmıılılınlı kadir. - değillim. Osmanlıcadan 1 — Öz türkçe köklerden gelen #özlerin karşısına ('T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bunların her bir hakkında — sirası ile uzmanlarımızın (mütehassıs) yazılarını gazetelere ve- | receğir, | 2 — Yenli konan karşılıkların iyi | ayırt edilme!: n, geregine göre, Fran« | sızcaları yazılmış, ayrıca örnekler de | konulmuştur. 3 — Kökü Türkçe olan kelimelerin bugünkü işlenilmiş ve kullanılan şe- killeri alınmıştır. Aslı ak olan hak, aslı ügecüm olan hüküm, Türkçe “çek, kökünden gelon şekli gibi. Idlâl etmek — Yoldan çıkarmak, azdırmak Örnek: 1 — Henüz bülüğa er- memiş bir genci idlâl etmek, cürümdür — Henüz erginliğe | varmamış bir gencl yoldan çı- | karmak, suçtur. 2 — Bir takım müfsitlerin Idlâl etmesi Üzerine kıyam edenler — Bir takım bozutçuların azdır- ması üzerine ayaklananlar. Idman — Idman (T. Kö.) Idrak — An, anlama (Bak: Derk) ldrak etmek — Anlamak ( Bak: Derketmek, fehmetmek) Wa etmek — yapmak, yerine ge- tirmek Örnek: 1 — Uhdesine terettüp eden vazifeyi ifa etmek — namuslu bir adamın borcudur — Üstüne düşen ödevi yerine getirmek namuslu bir adamın borcudur. 2 — Bana karşı yapmağı de- ruhte ettiğiniz iyiliği ifa etme- diniz — Bana karşı yapmayı Üstünüze aldığınız İyiliği yap- madınız. Wade — Diyem, anlatım Demeyi mi?.. Yoksa, Padişa- hiın arzusuna — tabi olarak va herçebâdâbât Iranlılarla uyuşarak harp sözlerine hitam vermeyi mi? Evvelâ.. Ibrahim paşanın İsti- T fasına imkân ve ihtimal yoktu. Çünkü bu asil kalbli Türk evlâdı, Üçüncü Ahmedi bir Padişah gibi değil; kendisini yoktan var eden bir — velinimet gibi — seviyordu. Devlet ve milletinin hakikl men- faatinl idrak edgmeyen Padişaha karşı kalbinde acı bir iğbirar duyuyordu. Fakat, ondan gördüğü İyiliklere, nezaket ve muhabbete karşı kalbinde derin bir minnet ve şükran besleyen bu Türk evlâdı; kendisini inam ve ihsanlara gark eden.. Bahusus Fatma Sultan ibi fitretin müstesna yarattığı amı vermek suüretile mevki ve şerefini büsbütün yükselten sev- gili kalnpederini, bu — müşkül vaziyette kendi haline terkederek bir kenara çekilmeyi aklından ve hayalinden geçiremiyordu. Sonra.. Büsbütün üÜçüneli Ah- medin arzusuna tabi olarak İran» hların tekliflerini: — Herçebâdübât... Diye kabul etmenin bir Ffelâ- ket doğuracağını tahmin ediyordu. Iranlılarla ne kadar gizli mü- zakerat yapılsa, husule gelecek itilâfın zararları ne derece sak- Tansa ; boşboğaz — erkânıhükümet tarafından bunların çarçabuk hal- ka duyurulacağını. Ve bundan hiddetlenen halkın, silâha sarıla- cağını biliyordu. (Arkası var) Örnek: 1 — Polls üç maznunun ifadesini aldı — Polls üç samıtın diyemini aldı. 2 — Hadenizden anlaşıldığına göre — Anlatımınızdan anla- gıldığına göre. Ifade etmek — Demek, anlatmak Örnek: 1 — Bu, şunu ifade eder — Bu, şu demektir. 2 — 1Ifade etmek istediğiniz hakikati çoktan biliyorum — Anlatmak — istediğiniz gerçeği çoktan biliyorum. Iakat ( Şifa, afiyet ) bulmak — Eyi olmak Örnek: Mübtelâ olduğu da: devanâpeziden Fakatyab ola- madı — Uğradığı onulmaz has- | talıktan iyi olamadı. Iltiyam bulmak — Onulmak Örnek: Harpte aldığı ceriha iltiyam buldu — Savşta aldığı yara onuldu. Fate etmek — Kaçırmak, geçir- mek, kaybetmek Wfet — Temizlik, sililik eki Bir insanın iffeti en kıymetli varlığıdır — Bir insa- nın temizliği (sillliği) en değerli varlığıdır. Ifham etmek — Anlatmak - (Bak; fehm) Örnek: Bana ifham etmek İste- diğiniz — mütaleanın — faldesi nedir? — Bana anlatmak iste- diğiniz oyun faydası nedir? Klah olmak — Kurtulmak, onmak Örnek: 1 — Ebeveyninin lâneti- ne uğrayanlar iflâh olmar — Ana baba ilenci alanlar onmar. 2 — Bu perlşanlıktan bir türlü iflah olmadı — Bu darmada- wi(adın Türkçeye Müna — Hişt, Harold! Haydi biraz flüt çıl dı şu yılanı teshir eti., Türk Musevlleri Türk Kültür ve Yardım Cemiyeti önümüzdeki cuma günü saat 16 da bir toplantı yapacak, Cemiyet axazım. dan Bay Asaf Halet — tarafından ( Türk Musevileri ) başlığı altında bir konferans verilecektir. Turing Kulüp Toplantısı Turing ve otomobil kulübü 31 nİsan pazar günü saat 8 te Perapa« Mketa umum! bir toplantı yapacaktır. Jinokoloji Cemliyetinin Toplantısı Türk Jinoko'oji Kurumu bu ayın toplantısını geçen çargamba Prof. salonlarında yapmış, doktorlarımızdan B. B. Şerif, Ahmet Asım, Hâdi İhsan, Ali Esat tarafından vak'alar gösteri!. miş, General Refik Münir, Ali Esat, Ahmet Asım, Aziz Fikret, Orhan Tahsin, Hâdi İhsan, Şerif münakaşa- lara iştirak etmişlerdir. Çocuk Hekimleri Çocuk hekimleri: encümeni geçen rkezinde bir toplantı ni Bedrettin, Şevket Salih ve Ali Rıfat tarafından muhtelif çocuk hastalıkları üzerinde vak'alar | gösterilmiştir. Z ganlıktan bir türlü kurtulamadı. Iflâs — Batkı Örnek: Wlâs namuslu bir insan için ölümden beterdir. — Batkı namuslu bir adam iİçin ölüm- den daha fenadır. Iflas etmek — Batmak Örneki Borçlarının kesreti kar- şısında iflâs etmekten başka çare bulamadı — Borçlarının çokluğu karşısında batmaktan başka çare bulamadı. Hna etmek — Tüketmek, yok etmek Örnek: 1 — Bütün varını ku- marda ifna etti — Bütün varını kumada tüketti. 2 — Kendi mevcudiyetini bile ifna edercesine çalışlı — Kendi yarlığınm bile yok edercesine çalıştı. Ifrağ etmek — Çevirmek Örnek: Bu evi yenl bir şekle ifrağ etmek için — hazırlanan projeyi beğendim — Bu evi yeni bir şekle çevirmek için ha- zırlanan tasarı beğendim. Hrat — Aşırı (Bak; Fart) IHfraz etmek — Salmak (Terim) Ifraz etmek — Ayırmak, bölmek Örnek; 1 — Bu toprağı dört şerik arasında ifraz ederek her kıumına bir bina yaptıracaklar » Bu toprağı dört ortak ara- sında bölerek her kısmına bir yapı yaptıracaklar. 2 — Bunlar Aarasından - ifraz edeceğiniz bir tanesi - bunlar arasından ayıracağınız bir tanesi Hsad etmek (nifak anlamına) — Ara bozmak (bak: fesad) Ali Esadın reisliğinde Etibba Odası | Karşılıklar Ifsad etmek ( fitne anlamına ) — İ — Siyah Saçı Saçlı Yahudi Dilberi “Hercai Nişanlısını 70 Bin Zilotiye Mahküm Ettirdi y Varşovadan yazılıyor: Varşova hukuk mahhemesi, geçen gün dikkate değer bir karar vermiştir. Cereyan eden mehakeme safaha- tına göre davaya mevzu olan mesele şudur: Bir delikanlı, genç ve çok genç bir musevt kizile sevişmiş ve nışanlanmışlar. Genç kız esmer- dir. Çok gür ve güzel siyah saç- lan vardır. Delikanlı, her nasılsa bir kaprise kapılmıştır. Genç kızın güzel saçlarını kesmesin! İstemek- tedir. Fakat kız buna ran değil- dir. Bu inadının delikanlı ile mü- nasebetini kesmiye kadar daya- nacağını anlayınca çarnaçar bu fedakârlığa rıza göstermiştir. Fa» kat aradan ax bir müddet geç- tikten sonra da nışanlısından şöyle bir mektup almıştır: * Seninle — evlenemiyeceğim. Beni mazur gör. ,, Fakat genç kır, nişanlısının zengin ve dul bir kadınla nikâh-e lanmak üzere olduğunu öğrenmiş ve mahkemeye giderek tazminat Bulgaristanda Siyasi Buhran Sof,ı 16 (A. A.) — Kabine Azası arasındaki anlaşamamazlık, yakında bir buhran çıkmak ihti- malini gösteriyor. Dün akşam, hariciye nazırı B. Batolofun İsti- fa etmiş olduğu şayi idi. Başvekil bu şayiayi tekzip etmişse de, B. Batolof'un filhakika Istifa eylediği ve İstifasını da geri almadığı an- laşılıyor. Bozutmak (bak : fesad) Hşaat — Gizaçı (bakı faş) FHşa etmek — Dile verme ( bak: faşetmek ) Iftihar etmek — Kıvanmak (bak: fahr ) Htira — Karaç (bak: bühtan) Iftirak — Ayrılmak (bak: firak ) iftiras — Yırtıcılık Örnek; Onda bir kaplan iftirası var * onda bir kaplan yırtıcılığı var. Müfteris — Yırtıcı Örnek; Kan kokusu almış müf- teris bir kaplan gibi üzerine atıldı - kan kokusu almış yır- tıcı bir kaplan gibl Üzerine atıldı. Iftitah — Başlame, başlantı Örnek; Büyük Millet Meclisinin bu seneki mesaisinin iftitabında * Kamutayın bu yılki çalışma- larının başlantısında Nutku iftitahi — Açım söylevi Örnek; Türk Dili Kurultayında irad ettiğiniz nutku iftitahi - Türk Dili Kurultayında yap- tığınız açım söylevi. Iğdab etmek (iğzab etmek ) — Kızdırmak Örnek; Kimseyi iğzab etmemek lâzımdır. - Kimseyi kızdırma- malıdır. Iğbirar — Gücen, gücenme Örnek: Bana karşı duyduğunuz iğbirarın sebebi nedir — Bana karşı duyduğunuz gücenin ( gü- cenmenin) sebebi nedir? Muğber — Gücenik Örnek: Yalnız sana değil, bütün intanlara muğberim — Yalnız sana değil, bütün insanlara gü- Yahudi kızı mahkemeden hak isterk » davası açmıştır.. Mahkeme, bu hercal erkegi 70 bin zeloti zarar ve ziyan ödemiye mahküm etmiş- tir. Amma delikanlının meteliği yoktur. Onun yerine genç ve güzel dul parları verirsa kızcağız hakkını alacak, yoksa avucunu yalayacaktır. Suçlusu Meçhul Bir Cinayet! Erğani, (Hususi) — Birkaç gün evvel burada madene yakın 25 inci kısımda feci bir cinayet olmuş, Bayburtlu. Hamza isminde - biri, başı taşla ve kurşunla parçalana- rak öldürülmüştür. Katiller henüz meydana çıkarılamamıştır. Tahkt- kat devam etmektedir. Kılavuzu ceniğim, Muğber olmak — Gücenmek Örneke Muğber — olmanızı hiç istemediğim halde — iğbirarınızı celbettiğime ürülüyorum — Gü- cenmenizi hiç istemediğim halde sizi gücendirdiğime Üzülüyorum, Iğfal etmek — Aldatmak, kan- dırmak, ayartmak. rneki | — Türlü yalanlarla insanları iğfal edenleri affetmek mümkün değildir — Türlü yalan- larla insanları aldatanların suçu- nu bağışlamak olmaz. 2 — Bir genç kızı evleneceğim diyerek iğfal etmek bir cürüm- dür - Bir genç kızı evlenaceğim diyerek kaudırmak bir suçtur. 3 — Bizim bizmetçiyi iğfal ile kaçırdılar — Bizim — hizmetçiyi ayartarak kaçırdılar. Iğlâk etmek — Çapraştırmak Örnek: Mütalaanızı bir çok lü- zumsuz teferruatla Iğlâk etmek muvafık değildir — Oyununuzu birçok gereksiz ayrıntılarla çap- raştırmak uygun değilldir. Muğlâk — Çapraşık Örnek: Bir sürü muğlâk ifadeler arasında ne demek İstediğinizi azlıyamadım — Bir sürü çapra- şık &l mlar arasında ne demek istediğinizi anlıyamadım. Iğmazı ayn — Gözyumu Örnek; Cüri mlerinde sulniyet sahibi clmayanları Iğmazı ayn ile karşılamalıdır - Suçlarında kötücül olmıyanları gözyumu İle karşılamalıdır. Iğmazı aynetmek — Gözyummak Örnek; Eazen bir cürüme karşı iğmazı aynetmek mücriml tek- (Devamı 11 inci yüzde)

Bu sayıdan diğer sayfalar: