26 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

26 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Her Dilden Evve | Guneş | Dil | Teorisi W 'T.D. K. Genel Sekreterliğinin rapo- , undan: | Dilimizin İndo — Öropeen ve Se- milik denilen dillerle karşılaştırıl - ması yolunda geçen yıla kadar, bir çok değerli bilginlerimizin çalışma- Aarı, hep klâsik komparatistlerin tuttuğu kelime benzerliklerinin a - raştırılması yoliyle Türkçe ile İn - do -Öropeen ve Semitik diller ara- sında bir yakınlık olduğunun ispa - tına doğru yürümeklen — ibaret idi. Türk dili ile İndo - Öropeer ve Ha- mito - Semitik familyaları arasında bir takım benderlikler, yakınlıklar bulabilmek bir büyük mutluluk sa » yılıyordu. Kurumumuza onur veren değerli üyelerimizden Bay Yusuf Ziya Ö- zer'in, Bay Naim Onat'ın, Bay Ah - met Cevat Emre'nin, Bay Doktor Saim Ali Dilemre'nin bu yolda pek çok yorulduklarını burada saygı ile anmak isterim. Ancak, bütün bu araştırmalar, dilcilik dünyasının yeni buluşlarını toplıyarak tam bir sentez halinde Türk dilinin dünya dilleri arasın - daki yüksek ve hâkim yerini gös - termeğe yetmiyordu ve yetemezdi. Mezopotamyada Sümer, Akat, E- dâm, Anadoluda Eti dilleri anıtla - rının bulunması, şimdiye kadar bi- Hnebilenlerin en eskisi olan bu dil- lerin İndo - Öropeen ve Semitik gruplarına yabancı görünmemekle beraber, tamamiyle onlara bağlana- maması, klâsik dilcilik ekolünü za - ten sarsmıştı. Avrupanın tâ garp u- cundaki Bask dilinin İndo - Öro - peen diller çerçevesi içindeki bam- Başka varlığı bu ekolü ötedenberi şaşırtan bir mesele idi. Rama İmpa- ratorluğundan daha önce İtalya Ya- rımadasında yaşıyan Eltrüsklerin dili bir türlü halledilemiyordu. Nice asırlardanberi şifahi kal - dığı için bütün ilkel varlıklarını sak- lıyan Yakut ve Çavuş gibi Türk leh- çelerinin lâgatleri arapca, farsça, yahut grekçe, lâtince sanılan söz - lerin asıl ilk kaynağı hangi dildir diye yeniden kendini gösterdi. Klâsik dilciliğin inançların: altüst eden bu hâdiselerin yanıbaşında, T. D. K. nun öz kardeşi olan ve bu- gün burada pek değerli asbaşkanı ve asbaşkanımız Bayan Âfet'in ağ- zından yüksek ve samimi iltifatla - riyle kurumumuzu sevinçlere garke- den, minnettar bırakan T, T. K. ta- SYTRN Z LA Te AAT F ZN düşünmek — zarureti | “|çan ilkel Türk kültür dili varlığını | | | İ ramı senin büyük bay- 5 biridir. [ ramlarından Bugün Türk Dil Kurumu adını a- lan, Türk Dili Tetkik Cemiyeti Ulu Önderimiz Atatürkün ku racu ve koruyucu elile 12 tem- 1932 de muz kurulmuştu. O andanberi devam eden maların neticesi Türkler çok mutlu oldu için Bugün dünyaya karşı göğsümü zü gere gi dilinin bütün dillerin anası olduğunu söyliye- biliriz. Dil inkılâbimın bayramını sevinç- le kutlularken, bütün inkılâp - larda biz ider olan Yüce A - tatürkü saygıyla selâmlıyalım. sressAsA LA AAA AAA SA sA SA s e AA LA B AAAA GAAAA AAA AAA rafından büyük bir kuvvetle ortaya konulmuş olan Türk Tarih Tezi de, dünya neolitik kültürünün Orta As- yadaki brakiselal Türk uruğunun malı olduğunu, bu kültürün — türlü göç yollariyle oradan Şarki Asya - ya, Amerikaya, Hinde, İran yaylâ- sına, Mezopotamya ovalarına, Ön Asyaya, Fenikeye, Mısıra ve Şima- li Alftikaya, Ural ve Volga kıyıla - rından Tuna, Vistül, Ren boylarına ve Atlas Okyanusu yakalarına ya- yıldığını ispat ediyordu. O halde dil çalışmalarının da bu yeni buluş- lardan hareket ederek dünyaya ilk yayılan ve kültür götüren Türk göç- leriyle birlikte her yere tohum sa * araştırması gerekti. Bu gerekliğin önünde kalan Türk Milletinin yüce dehasından il- ham alan Türk Dil Kurumu, geçen yıl sonlarına doğru, kendisinin ve ve milletinin tarihine onur verecek ye- ni bir buluşla, akademik dil çalış - maları sahasına atıldı. Bu yeni bu-| luşa «Güneş - Dil teorisin diyoruz. Yeni Tıırk dıl tezi, yeryı'ı'ıı'lndr kültür taşıyan bütün dillerde bu kültürü dünyaya yaymış olan, es - ki dedelerimiz Türklerin dilini bul- maktadır. Bunun neticesi olarak, yalnız Urfa-Altay dil Ffamilyasının içindeki diller değil, İndo - Öropeen ve Hamito - Semitik denilen dil grupları dahi ana Türk dilinin birer lehçesi hükmüne geçiyor. I Türkçe Sayfa | İlmi Aydınlatan Güneş — E. Ekrımn - çinde yaşadığımız asrın Talu — tarihi D ı yazılırken, onu yazacak olanlar, Türkiyedeki harikulâde |üzerinde uzun uzun duracaklar ve Jonu tahlile uğraşırken, her safhası- nın önünde hayret ve hayranlık du- yacaklardır. Filhakika, Türkün içinden yetiş- miş yüce bir varlık olan Atatürkün, inkılâbın izmihlâle yüz tutan yurdunu kar - tarmakla başlıyan mucizeler silsile: si yalnız askeri, siyasi, sosyal, eko- nomik ve endüstriyel sahalarda hal- mamış, yirminci asrın bu can veren güneşi, ışığıni ve sıcaklığını ilmin karanlıklarına kadar nüfuz ett're - rek şimdilik tarihte ve dil bilgisin - de de yepyeni ve dipdiri bir nazariye ve bir metod yaratmıştır. Bu nazariye ve bu metod sayesin (|dedir ki, bugüne kadar, derinleştir- |mek istenildikçe çıkmazlara sapan, |karanlıklara dalan ve istifhamlarla |karşılaşan en mühim iki ilim şube- sinin salikleri önüne şimdiden son: ra en geniş bir ufuk açılmaktadır. Bu ufku açan ve Atatürkün irşat İve teşvikile münhasıran Türk bil - ginlerinin çalışmaları eseri olan Gü- İneş - Dil teorisini Türk zekâsının il- mi bir zaferi telâkki etmekie haklı - yız. “Bu teori sayesinde yalnız muh < telif dillerin menşeini değil, kab « lettarih beşeriyetin bu ana kadar meçhul kalan bir takım hususiyet - lerini de meydana çıkarmak imkâ- nt hâsıl olacaktır. bu eser Onun için, Güneş-Dil teor'si Bakımdan da harikulâde bir sayılır. Bugün kutlulamakta olduğumuz dil bayramının izahı budur. Biz şimdi yalnız bir ilmi hamle: bi çığırın açılmasını değil, Türk ilmi: nin bu zaferini, ilmi aydınlatan gü neşi kutlulayoruz! ,, eee ssasaasasA AA AA AAA AAA AA AAA LA AAA SALAAASAAAAA BAAAA AA AAA Atatürk, yabancı milletlerin dil âlimlerile konuşuyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: