29 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

29 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA İttihatçılar Devrinde / MUHALEFET Nağıı doğdu, Nasıl yaşadı. Nasıl Son Posta'nin siyasi tefrikam * —68 — Güâvur Mehmedin Yeni Maceraları GİBALİ ZINDANLARI Son Posta'nın zabıta romanı: 84 — Çingene, zaten elimde, aziıim.llır yangın zuhur ettiği esnada nere - Fakat, onu bastırmak zamanı henüz|lerde bulunduklarını isbat ettiler. Biz gelmedi. de bıraktık... Hülâsa; — fail olduğuna Ancak şu var ki; bu geceden itiba-|az çok şüphe veren kimseyi bulama - Ten ciddi tehlikelere girebilirim. Belki|dık. de, bir pusuya düşüp kurban giderim.! — Gâvur Mehmet, hafifçe gülümsedi. Yazal Ziya Şakir Murat Bey, Harbiye Nezaretine gönderilmiş, merkez kumandanlığında küçük bir odaya hapsedilmişti. Ertesi gün de gazeteler, Mizan gazetesinin, muvakkaten intişardan menedildiğini resmi ilânlarla bildirmişlerdi — Aman, Allah esirgesin. —Esirgesin, amma.. Mübareğin ba- zi da esirgemiyeceği tutuverir... Şa - yet böyle bir şey olursa; sişler yarıda kalmasın. Derhal siz ortaya atılın. — Nereye atılalım. İşe nereden baş- hyalım. — Her şeyden evvel, eskici Samue» lin evindeki kadını alırsınız. Avustur- ya sefaretine teslim edersiniz. — Âlı. — Sonra.. Zavallı kadını bu hale > getiren, o alçak herifi yakalarsınız. Bu herifin evi, Calatasarayının yanından aşağı doğru inerken, sağ taraftan ikin- ci sokağın başındaki evdir. — Bu da âlâ. — Bu herif, kadının elinden çekip alkdığı elmasların mühim bir kısmını, Moskoflunun balozundaki Amorfiya- ya kaptırmıştır, — Yok, canım. — Evet... Bu elmaslar; Amorfiya- mun evinde.. Yatak odasında.. Karyo - Janm baş tarafındaki konsolun üstün- — deki aynanın arkasında.. Gizli bir do- labın içindedir. — Allah, Allaaaah.. G Orada! blr gel YDF da salee herat daha var. Kim bilir onlar da, han- gi zavallılarındır. K — Başka?.. y — Sizin yapacağınız işler, bunlar - — dan ibaret... Şayet ben; bir hafta, on — gün meydana çıkmazsam, hemen bu işlere girişirsiniz. — İyi amma Mehmet; bu meselede — başka bir takım adamlar da vardı. Hat. tâ; senin o budala Hırvat, aşağıda ya- tip duruyor. — — O herif, şimdilik güle güle yat- — gin.., Ancak ben ortaya çıkmazsam, o isinirli bir kaç nefes çekerek herifi karşınıza oturtursunuz. İfadesi- ni alırsınız. Bir şey tutturabilirseniz, ne âlâ.. Tutturamazsanız, — defedersiniz, gider. — Bir şey daha soracağım. — Buyurunuz?. l%lı'ndcki sigaradan, uzun bir nefes çek- ti. — Yâğââ.. Bulamadınız öyle mi?.. — Evet, — Hakkınız var, Hüsnü Bey. Bu- lamazdınız?., — Niçin? — Çünkü.. Yangının failleri, benim elimdeydi. — Ne dedin.. Senin elinde mi?.. A. man, ne diyorsun. Ver şu herifleri?. İki gündenberi pösteki sayıp duruyo - ruz. — Maalesef, herifleri derhal teslim edecek vaziyette değilim. Eğer ölmez sağ kalırsam, tabitdir ki bu vazifemi de ifa edeceğim.., Pösteki saymak me- selesine gelince.. Artık nafile yere yo- rTulmayınız. Elinizdeki evrakı, sudan bir derkenarla, başınızdan atınız. — Nasıl olur, Mehmet?.. —E. Ya, ben buraya gelmesey - dim.. Ve yahut, faillerin benim elim- de olduğunu haber vermeseydim.. O zaman ne yapacaktınız?.. Hüsnü Bey, başını önüne eğdi. Mü- tevekkil bir sesle: — O da doğru yağ. dedi Gâvur Mehmet, sigarasından sinirli sözüne h devam etti; — Şimdi, sizden bir ricada buluna- cağım... Size zahmet olacak amma, bana bir mektup yazıverin. Lâkin, ya- zınızı değiştirin. Şöyle kötü bir yazı ile yazıverin. — Ne yazılacak?., — Ben söyleyim, siz yazın, — Hay hay. Hüsnü Bey, yanındaki çekmeceden bir mektup kâğıdı aldı. Gâvur Meh - met, söylemiye başladı. — Loncada.. Meyhaneci.. Kulaksız Fotiye. y —Eyyy... — Aziz dostum!.. Ben.. “Vaktile senden iyilik görmüş bir adamım. O - —O, senin evin yangını.. Sonra 0.. |run için bu mektubu sana yazıyorum.. Hani.. Şey... * Gâvur Mehmet, birdenbire sinirlen. di. Başını önüne eğdi: <irader!.. Lonca yangınınt yapan.. —Eyyy... — Lonca yangınını yapan.. Senin — Evet.. Evet, Hüsnü Bey... O, ay-|eski dostlarından.. Defçi İbodur. rı hesap,.. Eğer ölmez sağ kalırsam, ileride ondan bahsederiz. Yok eğer, — Sahi mi Gâvur Mehmet. — Evet... Sahi... Siz, yazın Hüs - gürler gidersem; o meselenin sırrı be-|NU Dey. nimle beraber gömülecek... Süküt, bir kaç dakika devam etti. Gâvuür Mehmet, bahsi değiştirmek is- tedi. Derin derin içini çekerek tekrar söze girişti: — E.. Söyleyin bakalım, siz ne iş- lerle meşgulsünüz?.. — Efendim, biz.. Daha hâlâ şu Lon- €a yangını meselesinin tahkikatile uğ- raşıyoruz. Hasan Efendi ile Kerim E - fendi şimdi bile oradalar. K — E, pekâlâ.. Yangının nasıl çık - tığını anlıyabildiniz mi?, #4 Vallabi; kazaidiyen de var. Kast, diyen de var... — Sizin kanaatiniz?.. — Her halde, kaza?.. — Yasan.. — Evet. — Kasta dair biç bir delil, biç bir'a mare yok mu?.. — Hayır... — E; kast olduğunu iddia edenler, | bu iddialarını niye istinat ettiriyarlar. — — Güya, sabaha karşiı.: Alaca ka - ranlıkta; biri ufak tefek, diğeri de u- zun boylu ikt adamı kaçarken görmüş- ler... — Pekâlâ..... Bu adamlar hakkın - — da tahkikatta bulunmadınız. mı?.. — — Süphe üzerine bir kaç kişi ya » “kaladık. Fakat, yakaladığımız adam - — Hay, hınzır herif, hay... Evet., Sonra?.. (Arkosı var) on Posta Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi Eski Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin — bütün — hakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FİATLARI 16 |8| Senej Ay | Ay IAy Kr. | &e. | K | K TÜRKİYE 1400/ 750| 400 / 150 YUNANİSTAN 2340 | 1220/ 710 / 270 ECNEBİ 2700 ( 1040ğ| 800 | 300 Abone Bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. Hanlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. T Pösta katuut 74X İstanbul Telgraf : Sonpotta Telefon : 20203 Zaptiye Nezareti Aliyesine Mizan gazetesi sahibi Murad beyin, emsâli misillâ Harbiye Nezaretinde tahtı muhafazaya alınması lâzım gel - mekle, heman muktezasının ifası tav- siye olunur. Sadrâzam Kâmil vam ededursun; bu resmt ilânın inti- şar ettiği gün, Fatih camisinde gene bir hâdise vukua gelmiş; halkı heyeca- na vermişti, O gün cuma idi, İttihadcılar, cuma namazının kalabalığından istifade et- mek istemişler; (Meşrutiyetin meşru- iyeti ve faziletleri) hakkında vaaz et - Murad beyin ayakları, suya ermiş-|mesi için (Ders Vekili Hacı Hâlis E - ti. Vaziyet, gayet sarihti. Murad bey Harbiye Nezaretine gönderilecek, ve orada tevkif edilecekti... Ancak, sad- râzamın bu telgrafı, bir tevkif müzek- | dinleyenler arasında orta yaşlı, esnaf keresi mâhiyetinde addedilemezdi. Ve| kıyafetli bir adam yerinden fırlamış; sonra, (emsali misillâ) kelimeleri de, | &yağa kalkmış: Murad beyi fena halde sinirlendirmiş- fendi) ye rica eylemişlerdi. Hâlis Efendi, namazdan sonra, kür- süye çıkmış, vaaza başlamıştı. Fakat, — Hocafendi.. hocafendit.. Nok « ti. Çünkü bu (emsali misillâ) dan mak-|*an söylüyorsun... O, boş sözleri bı- sad, istibdad devrinin levs ve rezaletle-|rak da; biraz devletten, milletten bah- rini vücude getiren ve Bekir ağa bölü-| Set--. Görmüyor musun, hâli ahval, ne ğünde hapsedilen bir takım hafiyeler, |şekil aldı?.. Din, diyanet; ayaklar ak mürtekibler, milletin hakaret ve husu- | tında kaldı. Padişahı tanıyan kalma - metine hedef olmuş kimselerdi. Demek | dı- ki Murad bey de bu zümreden addedil- mişti. Ve (emsali misillü) kaydile, şimdi Harbiye Nezaretine, Bekir ağa Diye bağırmıştı. Koca camiyi, bir anda derin bir sü- küt kaplamıştı... Kürsünün etrafında bölüğüne ve o adamların içine gönde-| toplanmış olan ittihatçılar derhal mü - rilmişti. mek ümidine kapılmış, polis müdürü- dahale etmişler; bu adamı susturmuş- Murad bey, vaziyeti islâh edebil -| 8» yerine oturtmuşlardı. Ders vekili Hâlis Efendi, tekrar vaa- za başlamıştı. Vaız; (Ebübekir) ve (Ömer) zamanlarında halkın (meşve- ret) le idare edildiğinden bahsettikten sonra, o günün en büyük meselesi o- lan CAvumturyaya karşı - boykot) a ni tevkif etmek ise, her halde müddei- | Mtikal etmiş.. Hâlis Efendi, (Bosna - umumflik makamından verilmiş bir| Hersek) i haksız yere işgal eden A - evrak, bir tevkif müzekkeresi olmak | Y't*turya mallarının alınmamasını tav- ne itiraza başlamıştı. — Efendim!.. Sadrâzam paşanın, hakkımda böyle bir emir verecekleri- ni zannetmek istemiyorum. Her halde bu telgraf sahtedir... Eğer maksad be- Hüzürü ; gölir. siyeye girişmişti. O zaman tekrar ha- Polis müdürü, cevab vermişti: - — Böyle bir şeyden malümatım | | N Ondan bah- yok. Nazır paşa bana yalnız bu telgrafı verdi, raretli bir ses yükselmiş: — Hocal.. Bırak o palavraları... Mil- Sözleri,vcaminin kubbesinde kor * ? Murad bey, itirazda devam etmiş - kunç akisler husule getirmişti. Artık halk, sabredememişti. Bu a- — Ben; bu telgrafı resmi bir emir | damı, oradan defetmek istemişlerdi... telâkki edemem... Ya, sadrâzam pa -| © zaman uzun bir bıçak parlamış; göz- şaya gider; mâruzâtımı arzedersiniz. ||eri dönen o adam: Yahud, kanun dairesinde verilmiş o- — Ben, devlet fedaisiyim. Bugün lan bir tevkif müzekkeresi ibraz ey -| bu uğurda canımı feda etmiye karar lersiniz... Aksi takdirde, beni burada | yerdim. fazla alakoymaya hakkınız yoktur. Şu Diye, Hâlis Efendiyi öldütmek için dakikada, kanunun bahşettiği hukuk kürsüye sakdırmıştı. ve hürriyete mâlik bir adamım, Bina- enaleyh, çıkıp giderim. Polis müdürü, Murad beye hak ver- mişti. Fakat, Nazırdan aldığı emri de ifa etmek mecburiyetinde idi. ö olmakla beraber, Murad bey da müsamaha göstermiş; Dahiliye Na- zırı Hakkı beye, merak ve heyecan i- Cemaatten bir kısmı, kürsünün önü- ne gerilmişti. Tophane ustalarından yüzbaşı Ramiz Efendi isminde bir zat ta bu cür'etkâr adamın üzerine atıla- rak elindeki bıçağı almak istemişti. Fakat orada bulunanlardan bir kaç ki- şi Ramiz Efendinin üstüne hücum et- mişler.. Sille, tokat ve bıçak darbele- çinde bulunan ailesine haber gönder«| Fi altında. bu zavallı adamcağızı yere meye; hattâ ertesi gün çıkacak olan (Mizan) gazetesine bir makale yaz - maya bile müsaade etmişti. Ve.. gece- nin dördüne kadar, Murad beyin şu « raya buraya müracaatları bir fayda te- sermişlerdi. Bereket versin ki derhal zabıta me- murları yetişmiş.. Bıçaklkı adamla o - nun yardımcıları güçlükle ele geçiril- miş.. Zavallı Hâlis Efendi de, yan min etmeyince, Murad bey oradan bir|baygın bir halde kürsüden indirilmiş- arabaya bindirilmiş; Harbiye Nezare- | ei, tine gönderilmiş.. merkez kumandan- lığında küçük bir odaya hapsedilmiş - ti. We.. oradaki nöbetçilere; şu emir ve- rilmişti : — Muzır bir adamdır. Tehlikelidir. Hiç kimse ile görüştürülmiyecektir. Ertesi gün de gazetelerde şu resmi ilân intişar etmişti: Zaptiye Nezaretinden: İlânı Resmi Mizan gazetesi, ezhânı umumiyeyi tahdiş ve tehyic edecek yolda teşriyatı musırraneye devam etmesinden do - layi, icra olunan tahkikat neticesine intizaren, devletce görülen lüzum ü - zerine mezkür gazete, bâ emri sâmi, muvakkaten tâtil olunmuştur. 27 Eylül 334 Murad bey hakkındaki tahkikat de- İşte bu vak'a da; (meşrutiyete kar- şı kuvvetle muhalefet) in üçüncüsü idi. 1 inci muhalefet — (Kör Ali) ve saire. 9 nci muhalefet — (Hoca Hüseyin) 3 -üncü muhalefet — Bunu yapan, we binlerce kişiye biçağile meydan ©- kuyan kabadayı, kimdi?.. Bu da; sü- wari jandarma neferliğinden çıkarıl - miş, (Ahmet Hamdi) isminde bir serseri idi. Bir kaç gün evvel, (Kör Ali) nin arkasına takılarak Yıldız sarayına git- mişti. Ve Kör Alinin muvaffakiyetsizli - ğine pek çok acınarak onun yarıda bı- raktığı işi ikmal etmek istemişti. Va inceden inceye yapılan tahkikattan an- laşılmıştı ki; bu da (Mizan) ve em - sali gazetelerden jlham alan (mahal . le kahvesi diplomatları) ndan biri idi (Arkası var) Bugünkü Program İSTANBUL Öğle neşriyatı: 12,30: Plâkla Türk musikisi; 1250: Ha - vadis; 13,/05: Plükla hafif müzik; 13,25: Muh- telif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 18,30: Çay saati, dans musikisi, 10930: Ço- cuklara masal: Mes'ut Cemil — tarafından, 20: 'Türk musiki saz heyeti, 20,80 Bafiye ve arkadaşları tarafından Türk musikisi — ve halk şarkıları, 21: Plâkla sololar, 21,30: Or- kestra, 1 — Lalon'ın - Le Rol D. Ya Üver - türü, 2 — Richard Strauss'in, Bir vals, $ — Vetzler'in -Page- zi, düctto, 4 — Borodinin * Bir Orta Asya Step tasviri -, S — Dvo - rak'ın - Slây dansı -, 6 — İpolitof İvanof'un - Bulte Caucastenneden parçalar, T — İpoll- tof İvanofun Türk havaları, 22,0:-2330: A« Jans haberleri. BÜKREŞ 21: Müsahabe, 21,10: Şarkılar. 21,20: Mü- sahabe, 21,45: Senfoni orkestra. BUDAPEŞTE 20: Macar musikizi. 21: Çingene orkeslra. Sı. 2230: Balon müsikisi, 28,20: Plâk neşrie yatı, PRAG 21: Salon orkestrası. 22: Haberler, 22,15, Opera müzik. VİYANA 19: Haberler. 20: Varyete, salon orkestrasn 22,10: Örg konseri, 23: Caz, VARŞOVA 21: Salon musikisi. 22: Spor havadisleri 22,16: Dans plâkları. SELÂNİK BANKASI Tesis tarihi 1888 e İdare merkezi istanbul ( Galata) Türkiyedekl şubelerl: İstanbul, ( Galata, Yenicami ); İzmir, Mersin. Adana bürosu Yananistandaki şubelerii Selânik, Alina, Pire. e Her nevi banka muamelâltı Istanbul ve galata şabelerinde kiralık kasalar ORTAKÖY Biçki ve dikiş dershanesi Kadınlara mahsus kayıtlar başladı. Biçki ve dikiş dersleri, tayyör, tuvalet, manto, frenkgömlekleri, pijama, kra- yat, kadın ve erkek iç çamaşır, yaka- lar, organtin, gül ve bir kaç çeşitler, Erkek ceket ve pantalon. Ortaköy: Taşmerdiven Planga cad- desi, No. 22/1 Madamı Yefse Papalâri. Urfa Belediye Reisliğinden : Urfa şehrinin hali hazır haritasının alınması münakasaya konulmuş $ ip zuhur etmediğinden arttırma ve eksiltme kanununun 46“ :Mdel.ıl;::;) fıkrası mucibince 22 Eylül lmuâıınılmıüıılıılırl! müddetle pazarlıkla ihale edileceğinden isteklilerin Urfa Belediye Reisliği. ları ilân olunur. (1681) Na ıNOPıîlNg_ — gi Bf DA TCEYE

Bu sayıdan diğer sayfalar: