29 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

29 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 - Eylül SON POSTA K Kahramanlıkı aşk, hoyecan ve macera ORSANIN KI Yazan ; Kadircan Kaflı Son Posta'nın tarihi tefrikası Mansur ka tb. O bu t ğıni muhafazay tarafındaki du. kapıdan dışari çik - dinal Merkandoya k k hattâ mih- ; arı—ıvrl< S anlılı » çalışıyol rabın. sol odasına ve oradan da arka mayı tasarladığı belli oluyordu. Mansur bir şey söylemeden ğsünden itti; — Çekil öi Diye bağırdı. Marki dö Gomar hem kuvvetli hem de iri £ Mansu ona hafif gelmişti. Kardinal is, mak için sola dönmüştü. mden! bir adamdı. un yumruğu e kaç -(c BK ki k-|Henüz Türk donanmasınır tarafa yayılmı çin gemiler bura lara gelmiyorlardı. Korsika tarafından görünen bir gemi uzaktan mez gerisin geriye Reis onu kovalamı şünmemişti. i haber İlyas nkü o Don Al- yaya doğru sevindirmiş o gün Vala edeceğine dair verile değişmesi ihtimalinden ko den korkmuyordu. Çü ünkü fırsat binde bir ele geçen fonso'nu Mansur elini beline götürdü. Ora -| fırsatlardan biriydi. dan bi marın göğsüne bo banca çekti ve Marki dö Go- ltarak homurdan - — Sen de bu hesaba gir, alçak... Ortalık bösbütün karıştı. — Bir haydud... Valiye koşun. Vali vuruldu... Sesler ve bağrışlar ortalığı daha çol karıştırmaktan başka bir şeye ya: yordu, Mansur yere yıkılmak üzere salla - nan valiye son bir yumruk attıktan sonra mihraba doğru atıldı Kardinal onun yaptıklarını ve kend üzerine de gekdiğini çok iyi görmüş - tü. O daola ve dua odasına doğru koştu. Mansur tam kapıyı kapıyacağı sıra da yetişti ve omuz vererek arkasından daldı .İçeriden bir inilti, bir küfür... Bir homurdanma du Ağır bir vücudün yere düşmesinden çıkan bir ses işitildi Marki dö Go ken bile mihrab tarafına bakıyordu ve dua odasını göstererek: — Orada... nuz! Diye zabitlere emir veriyordu. Jan Portondo hepsinden önce kılıcı- d ni çekti, valinin gösterdiği tarafa koş- tu. Fakat dua odasında kardinal Mer- kandonun kanlar içinde can çekiştiği- | " ni gördü. Kardinal son nefesini vermek üze- teydi. Oradaki küçük bir kapıyı gös terdi — Oradan... Oradan gitti... Bu kapı daracık bir koridora çıkı « yordu. Bu koridorun ucunda ise kili -İş senin arka kapısı bulunuyordu. —1 DENİZDE YANARDAĞI... Barselonadan bakıldığı zaman görü- len ufuk çizgisi üzerinde küçük ve ka ra bir nokta vardı. Eğer ona yaklaşıla- cak olursa bir sandal ve içinde larına kırmızı çevre bi levend bulunduğu görülecekti. İspanyol gemisi Barselon limanın - dan çıktığı zaman sandaldaki iki Türk levendinden biri diğerinin kolunu tut- bi tu: — Görüyor musun? Bu; sanırım ki beklediğimiz gemidir. Diğer arkadaşı güneşin ışığı göz - lerine vurmasın diye avuçlarını kaş siper ederek gösterilen aktı. Sonra Hem de ağzına ka- rıran üs yere dikkatle — Ta kendisi dar dolu... Diye cevab verdi. — Haydi Reise haber verelim. — Haydi. l küreklere yapıştılar .Biraz yelkeni z Bir mil kadar ötede duran Türk ka- dırgasına doğru hızla gidiyorlardı. İlyas Reis kıç kasara üzerinde ve a- yakta duruyor, ne zamandanberi göz- cülerin dönüşünü bekliyordu. Ayni zamanda dört tarafa bakıyor, bir düş - man gemisi tarafından görülüp de ha- ber verilmesin diye dikkat baş-| amış olan iki| İlyas Reisin bu düşünceleri arasın - da Küçük Alinin garib vaziyeti de baş- ta geliyordu. Bu genç kız kimdi? Sadece harbet mek için mi gemiye girmişti. Nasıl da belli etmemişti? Onunla ilk tanıştığı zamandanberi amir edişini, nı gözünün ö -| Â ona b r defa: urmuş. Kız rlıyordu. Düş Jmiu— çe Küçük Alinin kıymeti artıy Bu kac ar bir kıza hayatında ün Türk kadı mamıştı. Bi (Bışlınh 7 inci sayfada) F ı Genç Osman kurtulan şehzad Bosnalı bir tücsarın oğlu olup n müsahibi olan si - gizlice haber yollı - mediler. düncü ar Mustafaya bir çok yolsuzlı Müura: hizmet etmiş ve daha İntikam fırsatını ferman vere- ,men gönder - hilerini toplıyarak büyük bir alayla la çılctı. O sırada F dan Şaban İ Bir gün an Paşanın uşakların - bulda — bulunuyordu. wesinde tesadülen bunu öğ- emen atına bindi ve yola niyordu. F ile adamları da pe y Bosnaya s0! olan Glasinçe köyünde bir sipahi Sü - leyman Paşa ile eskiden tanışıyordu. Bir gece kalması için zorladı. Şaban da bundan 'ade ederek o akşam gün ttiktan sonra şeh: yoktu, Ramazan olduğu için kılıyordu. aat yeri- camide tera tarafı dol h rmü . Secdi Süleyman Hasan Paşa fetine girerek kurtulmağa muvaffak o]ıhı Orada kendisini emni- yette bulmadığından kadılardan Re zade Ali Elendinin evine sığındı. S n Paşanın adamları şehri altüst uinu:_.ı*_[. Ali Efendinin evine de gel- di. Kadı büyük bir cesaret ve soğuk - kanlılık gösterdi: — Aradığınız adam burada değildir. İsterseniz içeri giriniz. Fakat divanı ediyordu. |hümayunda vezirler ve kazaskerler ö- se Türk kadırgasını | Tarihten ğay r;alar girdi. Hasan Pa- |£ ZI Numara : 1 erkeklerinin harbettiği zam onların yiyecel ni — hazırlam Öğeberi taşımak, yazalarını dx Yağdinı gökyorlerdi Canina, |» KELİRa Blyla saçremi b elbiensi giyerek.bu kar yentlöri ve Belsili ni biç.dü zi Oraianali hçi Büz birködine |kıza ka |dar | datacağını, sa- vaşlara girec ünmemişti. ve ınh duymıyan İlyas Reis nıyordu. Onu n önce düşmandan kurtarmak, ya- kından ve tekrar görmek, kim oldu « ğunü anlamak istiyordu. Bunun için avını kaçırmamaya çok dikkat ediyordu. Leventler güverteye alındı. Sandal e bağlandı. İlyas Reis, grandi di- İreğinin ip merdivenlerine tırmandı. Çanaklığa ve daha sonra direğin e pesine çıktı | İspanyol gemisi görünmüyordu. Uf« kun ardında kalıyordu. — Kürek çek... Kıyıya doğru... cis Korsika akınını n Beyin ona he 1 araştıriyor- (Arkası var| |nünde şikâyet hakkımı mu yorum. O n Sultan Mu NG sırada köylü onu görüp tan le birlikte g farkına v Ok atarak daha sık ğe ba: dı. Bir ke - a dağlarda serseri do- âdeta yabani bir üç ay köylere uğramıyor, kemerinde altınlar de bazan günlerce aç kalı- zda yatıyordu. şına bir dehşet 1 olan bir yolculuk ula geldi ve gene 9 yordu. erine gitmek için şanın kaçırıl man Paşaya gınlığını, mümkün olduğu ka - toplatmak için bahane tuttu ve macera an sonra İs- lendi. Ken - ki Süleyman P: binden eksik adam ile gelirsen başın keserim. On yedi yaşından yukarı Bos na askerlerile “!uu- askerle birlikte n Paşa can kaygu- ahın dilediğinden | — Bir açıkgöz adam imiş. Artıkkı- yamam. Dediği söyl. Turan Can DOYÇE ORİENT BANK Drosdner Bank Şubesi Merkesi: Berlia Türkiyedeki şubelerii Galata - Istanbul - izmir Deposu: İst. Tütün Gümrüğü * Her türlü banka işi * dı. Haber ver " efrek vumı ; |öttü. ahlai du.. Ben girdiğ u merikadan ge lar atlatmış b Çir cı idi.. .ı(llıih;:un'. altı defa » Belki t şimdi ettiğim ada Kaptan bu dimdik & rada dümenin lim Sülci: bü e - fendiler n ibtiyar dümenciyi ya lisanile konuşma-|ra 'de bol/di diyor- | korsan kendisi en itimat başında 'e dön Yarınki nushamızda : eden : Faik Bercimnen Rahat öğrete- ı değil i iki kişi tuttu. O: Bu & gülmüyordu İmak için ellerini v — Yok, diye bağırdı.. medi 1 kalacağım? ef kadının çıplak omuzlarını okşa- n buradayım ya.. dedi. buadan bir şey anlamıyarak Yalnız sayıl- nız. şarak anlamadığım er söyledi. '*ılu.cı. i yaptı. Sötte Kopan bir isyam ollarından kurtu- larak denize ıln* ru koştü. İhamle: Sağlam Ölüler tmağa değmez,, Malezyalı ihtiyar nedense h anlatmadı.. x Yemek ynı be Hime bir kitap alarak güvertedi longlardan birine uzandım. Ansızın İpoh dört beş defa Bu tehlike işa alktım ve denize yolumuzun ü mi vardı.. Bu aralık haykırdı: — Bunlar deli midir, nedir? za bir felâket çıka Çekilmeli tam bu sırada evra ile eki şez-İr acı acı kaptarı Bir ka- - Fakat tehlike- vin n geminin ar- patlamı lak ve tepe: damlar etraf biri: “|tulmağa muvaffak üz kan akmamıştı amma facia da bitm - |et ediyorsun ha. Ve adamla lönerek: van sersemi şu direğe bağla- Ben iyi nişancıyum; o! semi ni bizzat bitirece lar tepinen kasa muhafızını arken kaptan kur- oldu; tabancasını ke çekerek şefe bir k r ve|t anın Üslüne atılı (lı—. ve tal Fakat bu sırada bir sürü kılıcın dığını görürken sol kolumun biri- çekildi düy- si tarafı n |dum... — Filer yukarı!. diye bağırdı. Münakaşanın sırası değildi. mızda silâh olmadığı içi ten başka cak Kaptan belinden tabancasını üzere davranınca bileğini biri bozuk bir İngilizceyle: bir şey Yanı- .|meğin ik çekmek tutarak . |uyandırmak is kadaşım şöyle diyordu: — Ta tatlı uyu ü temiyordgm. Fa nci çanı Çalı: B varinin sofrasına dav inden iki çeşit SEYEE

Bu sayıdan diğer sayfalar: