4 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— y * ea ve* 'SON POSTA <>> LO Sibdld> — | — Radyoda söz söyliyen hatib, çok lüyor. — Herkesin, yersiz söz söyler dediği mL0NIN farkında değil galiba! Bi ateşli sözler söy - — Bari zengin mi imiş? — Bana, seninle evlenirsem, çalışır zengin olurum; dedi.. kadar varmış. Ha- di? — Babanın servetini acaba nereden tahkik edip öğren- 3 — Bu gün ilk defa otomol — kul - lanacağım.. ö — Tedbirli olman lâzım. Cüzda - WMa, saatini evde bırak da git! İrsi Genç kızın, genç nişanlısı bazan sert sert konuşur.. bazan inceleşir âdeta kı- rıtmıya başlardı. Genç kız bir gün sor- du: — Sen niye ara sıra kadın gibi kırıta kıtırat konusşuyorsun? — Bu hal bende irsidir. —???7??) — Babam erkekti, annem de kadın! * Öğrenin " Erkek, kadını dansa kaldırdı... Dans ederlerken kadin, erkeğe sordu: — Siz dansı çok sever misiniz, Bay? — Severim Bayan! — Öyleyse bugünden tezi yok bir dans hocası bulup dansetmeyi öğre - hin! — Haydi benim blüzum için yir - mi lira yazmışsın ses çıkarmıyayım. Hizmetcinin ki için bir lira yazmış - sın bu çok fazla değil mi? Anlatıyor Bir kaç gün evvel: bir ka - e ;:3"5'1 sıfatile muhakeme - kıpkı Birilmıştı. Söz söylerken eledîmm— kesildi, şaşırdı. Ke- kiyük Hâkim kadının bu va- Mi gördü. Ona cesaret Fermek istedi. Dedi ki: - — Canım ne tereddüd edi - SOrsun, evinde nasil kounşur- San öyle konuş. _Kldın evinde konuştuğu gi- ! konuşmıya başladı. Bu yüz- elân muhakemededir. Ve '_li_n anlatıyor. ç b CA « Ti ZN — Kim geldi? — Terziniz geldi Bayan, 1smarladığınız matem elbise- lerinizin provasımı yapacakmış.. Boşuna ümit Şirket müdürü, yeni bir daktilo almıştı. Daktilo üç gündür çalışıyor, her gün tu- valetine biraz daha itina edi- yor, her gün biraz daha mü - düre sokulmak istiyordu. Müdür galiba bunun far- kına” varmamış olacak ki yeni Haktilo üçüncü gün müdüre sordu: p _Şirkete müracaat eden yirmi namzed içinde niçin be- ni intihab ettiniz. — Karımın kıskanmaması olan seni seçtim! Gurur Dile_îıci sadaka istiyordu: — Vç gündür açım! foiî, âğzı rakı kokuyordu. Sadaka is- 181 yüzünü buruşturdu: — AÂma içmişsin.. — Ne yapayım Bayım, içmezsem; gu- Tüum sadaka istememe mani oluyor. * Çalınır mı? n dost bir birahanede aynı masada Uruyorlardı. Birinin gözü bir aralık E&lto]aîm asılı olduğu yere takıldı aldı. Öteki sordu: — Niye hep oraya bakıyorsun? — Paltomu çalmasınlar diye bakıyo- — Oradan palto çalınır mı da? k'—:_ Çalınır ; beş dakika evvel senin- ni çalarlarken gördüm. — Kazlar için yem var mı? — Var Bayım, fakat bir kaç nevis dir., hangisi hoşunuza giderse ondan tereyim. — Ameliyatta ıztırab çektiniz mi? — Ameliyattan sonra çok ıztırab çektim doktor. Tam üç gün konuş - madan durmak mecburiyetinde kal - dım, Kırılacak şey yok Adam trene bindi. Elinde kocaman bir paket vardı. Paketi portbağaja koy- du. Portbağajın altındaki kadın: — Ya düşerse?... Dedi. Erkek güldü: — Merak etmeyin Bayan, paketin içinde kırılacak bir şey yok. (;ııı:ııkl:;:rı doğar Gazeteci bir şehre uğramıştı. Şehrin eşrafından birine sordu: — Sizin bu şehirde hangi büyük a - damlar doğmuştur. — Hiç, bizim şehirde daima çocuk - lar doğar.. Uyuyorum Küçük Necmi mektebe gitmekten hoşlanmıyordu. Bir sabah mektebe git- memek için yatağında uyuma taklidi yaptı; yanına geldiler, " — Uyumuyor. Dediler. Necmi gözünü daha sıkı yumdu: — Yalancılar, yalan söylüyorsunuz.. ben uyuyorum, * Senin gibi İki sevgili Adaya gitmişlerdi. Bir kü- çük sıpa gördüler. Erkek sıpayı işaret etti: . — Bak ne hoş., hem yüzümüze de ba- kacak; insan onun konuşacağını zanne- der. — Sen zannedersin. Çünkü konuşur- sa senin gibi konuşacaktır. Terzi — İşlerin kesad zamanın- da; çıplaklık tarafdarı bir adamla ev- lenirsen seni evlâtlıktan Teddede- rim. lâzımdı. Onun için en çirkini |- Wi Nn Sayfa 11 n - (Baştarafı 1 inci sayfada) W devlet adamı arasında bugün yapılan ve daha birkaç gün devam edecek olan si- ,yasi müzakerelere büyük bir ehemmiyet atfedilmekte ve bu müzakerelerin mahi- yeti hakkında muhtelif tahminler ileri sürülmektedir. Bildirildiğine göre Alman Hariciye Na- Zzırı, görüşmeleri esnasında evvelâ İtalya ile Almanya arasında iktısadi sahada sıkı bir teşriki mesai temini meselesini ve bil- hassa iki memleketin müdafaası için sı- nai bir işbirliği vücude getirmek mese- lesini tetkik edecektir. Nazır, bundan son ra müstemleke işlerinde teşriki mesai temini meselesini görüşecektir. İtalya Ha beşistanda Almanyaya mühim imtiyaz - Jar verecek ve belki de arazi terkedecek- tir. Buna mukabil Almanya İtalyaya ik- tısadi menfaatler temin edecektir. İki memleket arasında Kültür bağlarının da takviye edilmesine çalışılacaktır. Berlin - Roma mihverinin hakiki bir ittifak şeklini alabilmesi için Avrupanın umumi vaziyeti de tetkik edilecektir. Bu meyanda İspanyanın vaziyeti de mev zuu bahsolacaktır. Roma 3 (A.A.) — İtalyan matbuatı Alman dış bakanı B. Von Neurath'ın ziyaretine uzün makaleler tahsis edi- yorlar. Lavoro Fascista diyor ki:” İtalyan milleti, Von Neürath'ın şah- sında yalnız millf sosyalizm hareketi sayesinde kendisine tarihinden ve coğ- rafi vaziyetinden düşen vazifey! teE'.-.f rar ele almış olan bir devletin nazarıs — nı değils, aynı zamanda ve her şeydem; evvel sarsılmaz bir inşa arzu ve irade- sini selâmlamaktadır. Giornale d'İtalia gazetesi yazıyor: 5 Ne milletleri birbirinden ayiran ne — h? ” Romada konuşmalara dün başdandı, bugün de devam edilecek -V f T T” de hakiki bir Avrupa barışma engel olmıyan Berlin - Roma mihveri mem- leketleri arasında bir irtibat vasıtası olmak emelindedir. Realiteye dayanan bu mihver nıit-'." letlerin vaziyet ve münasebetlerini Av rupa menfaatleri lehinde açık bir sü. rette tayine çalışıyor. B. Fon Neurathın — ziyareti General Göring ile B. Musoli- ni arasındaki mülâkattan bir kaç gün — sonra ve Mareşal Fon Blombergin zir yaretinden de bir kaç hafta evvel vu- — ku bulmaktadır. Bazı yabancı gazete- ğ ler tarafından her zaman olduğu gibi — ortaya atılan ve yari resmi gazete ile bütün İtalya matbuatı tarafından pro«s testo edilen yaygaraların tersine olas rak, Almanya ile İtalya arasındaki müs — nasebetleri tekemmül ettirmekte olan — arasında tesbit edilmiş ve uzun zamanı danberi malüm olan menfaat prensip- lert hududunu aşan hiç bir netice doğ- mıyacaktır. 4 — Hudutta ;;_;;'Eşen Muzir şahısları da Uzaklaştıracaklar (Baştarafı 1 inci sayfada) rirlerin düçar oldukları bu âkıbet ve mandater memurların ibraza başladık- ları dürüstlük Suriyede ve hudut bo- yu iki taraf halkında haklı bir sevinç yaratmıştır. Tevkif edilen bu şerirlerin yakında teslim edilecekleri haberi te- yiden ilâve edilmektedir. Son zamanlarda cenup hududumuz boyunda yerleşen bazı muzir şahısların iki devlet arasında düzensizlikler ihda- sına çalıştıkları mandater memurlarca da anlaşılmış *ve bu gibi uygunsuz ların da yerleri değiştirilerek Suriye iç- lerine bilhassa Hassiceye yerleştirile- cekleri mevsuken öğrenilmiştir. Irak Hariciye Nazırının Ankara seyahatinin akisleri Şam, 3 Mayıs (Hususi muhabiri- miz yazıyor) — İrak Hariciye Na- zırının ÂAnkaradaki temasları hak- kında buraya dündenberi haberler gelmeğe başladı. Bu haberler müsa- ittir. Türkiyenin Suriye hakkında gayet hayirhah ve dostane hisler beslemekte olduğuna dair Naci El Asil kanalından haberler burada i- yi tesirler bırakmış ölmakla bera- ber mütaassıp matbuat «Acaba?» diye bu haberlere inanmakta te- reddüt ediyorlar. Suriye Başveki - linin Ankarayı ziyaret etmesi ihti- mallerinden bahsediliyordu. Bu takdirde Doktor Aras da Bağdat seyahatini yapmaya çıktığı zaman Şama uğrayacaktır. Fakat, bugün için bunlar, birer rivayetten ileri gidemiyor. * Suriye meclisi, Suriyenin bir or- du vücuda getirmesi hakkında bir projenin tetkiki ile meşguldür. Bu projeye göre, Suriyede — evvela, mecburi askerlik hizmeti usulü ko- nacaktır. Ondan sonra, Fransız za- bitlerinin idareleri altında ilk se- nede muhtelif askeri sınıflardan mürekkep olmak üzere sekiz bin kişilik bir kuvvet vücuda getirile- cek ve bu kuvvet, müstakbel ordu- nun kadrosu vazifesini görecektir. Kadro, Suriyenin muhtelif nokta - larına dağıtılacaktır. Yalnız İsken- derun, bunlardan hariç tutuluyor, yani orasının gayri askeri bir mın- taka olması şimdiden kabul edilmiş bulunuyor. Yapılan projeye göre, ilk senede sekiz bin kişilik olan bu ordu, se kiz sene sonra 180,000 kişiyi,bütün askeri sıniflarile birlikte seferber edebilecek bir hale gelmiş olacak- tır. ş mandater memurlarca hükümetimize | —e Yüzme meraklısı bu ziyaretler serisi iki memleket teşris — ki mesaisinin tabit bir neticesidir ve Alman dış bakanının ve General Gö- — ring'in ziyaretlerinden Berlin - Roma $ " İ Gençler yazı Pek çabuk getirdiler Daha havalar sıcaklardan şikâyet ede- cek kadar ısınmadı, hattâ birçoklarımız A henüz pardesülerimizi çıkarmadık. Buna — rağmen deniz banyosu almaya başlayan ateşli gençlere rastlıyoruz. * Dedelerimizin «karpuz kabuğu düşme- '_ . den denize girilmez» şeklindeki hüküme — lerini dinleyen yok. Öğle sıcağında solu- — ğu deniz kenarında alanlar var. Buna cex 4 saret edemiyenler de şehir içindeki ha- vuzlara giriyorlar. Gördüğünüz Tresmi dün aldık. Havuz Şehzade camiinin için- deki derin havuzdur. Mektepten çıkan' — talebeleri havuzda yıkanır ve yüzme ya- — rışı yaparlarken görüyorsunuz. Maama- fih biz eskilerin sözüne uyarak değil de — kendi bildiklerimize dayanarak gençlere — bir nasihat verelim. «Henüz banyo mev—'ı' simi gelmedi. Doktorun iznini almadıkça — denize girmeyiniz. Suyu değişmiyen ha-< vuzlarda yıkanmak, hem sıhhat bakımın- — dan, hem de başka bakımlardan tehlike- lidir. Bu suyla değil yıkanmaktan, temas 3 etmekten bile içtinap ediniz!> " Belediyeden ve Evkaftan da istiyelim: — — Şehzade camiinin havuzu banyo ye- ri değildir. Bu havuzun suyu da pistir ve mikrop membaidır. Çocuklarımızın bu — havuzda yıkanmalarına müsaade etmeyi- — niz! Tevkifhane firarileri — Bugün getiriliyorlar (Baştarafı 1 inci sayfada) cak yeni safhayı takiben söylenilebilecer ğinden bahsedilmekte ve «esrarengiz ka- — dın» mevzuu üzerindeki nezariyat ta şim- diki halde - diğer bir kısım neşriyat gibi - — mevsuk olmıyan ve daha ziyade tahmine, dayanan neşriyat sayılmaktadır. Vi Adliyece, bu arada, kaçanların ö gün — Galatasarayda «İstanbul» lokantasında ye | mek yedikleri, muhakkak olduğu, bunun K bir benzetiş mahiyetinde olmadığı kat'i — bulunduğu ifade edilmektedir. Kaçanlar — rın mevkuflardan biri vasıtasile para ve — sonra da bu para ile tahanca tedarik et- 'tikleri de, varit telâkki olunmamakta- dır. Mevkuflar İstanbula getirildikten son- — ,raki yeni tahkikat safhasında, kendileri- le suç teşkil edecek mahiyette temasları — tesbit olunacaklar, - yataklık ve saire gi bi - takibata uğrayacaklardır. Yakalanan firarilerin bu fiarları, Ce kanünunun 298 inci maddesinin 2 fıkrasına uymaktadır. Bu maddede 3 ' dan 18 aya kadar ceza yazılıdır. Bu mad- deye göre burada duruşmaları yapıla « — && ,caktır. B « L

Bu sayıdan diğer sayfalar: