4 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

4 Mayıs 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NS ane Ma aa SON POSTA | RESKİ AYAN MECLİSİ e Yazan: Salâhattin Enis İÇ YÜZÜ Âyan Medlisi Reisine kafa tutan kahvecibaşı Emin ağa Ahmet Rıza Beyin yüzüne haykırmıştı: “Ben Senin kahvecin değlim, Meclisi Âyanın kahvecibaşısıyım,, ia an meclisine girişim umumi harbe bra sarayındaki bu binanın, hususiyeti İsi | sükün ve sessizliği idi. Odalar ka- İz örtülü oldukları gibi yol ke- Şeleri de bol tüylü olduğu için bu bine- ğ z ş g g 3 ? 5 Mk geni © SAĞİI sollu, iki taraflı aydın- Ayan, erdivenlerle çıkılırdı. bu Meşhur kahve ocağı işle tam bur kaş venin altında idi. Âyanın meş- Yünun “eyip te geçmeyiniz. Â- “rün kah, a8 Mühim olduğu kadar, Âyan meç; Sİ Meşhur Kmin Ağa da mühim bir şahsiyetti. Ağa 29 Tette Seneyi mütecaviz sada - yaptıktan sonra zan- Sadrâzam Sait Paşa âyan reisi sadaretten âyana al - Ağa, geli hâlis bir Türk olan E - tm #özü tok bir adamdı. Ha - Perran Mldığım adamlar içinde en e birisi idi. Pos kır bı - İeheşiny Ettiği onun ağzı, memleket Sart e SÂlİ muhafaza ediyordu. Sa - MİŞ oldı zamanında pişir - Tikali Sa velerin güzelliği, ecnebi takiye, bile dikkatini ceibetmişti. Bunu Se 1 kahvesini alelâdi bir kahve ad- kite idir: Ondaki hususiyet haki - ç a Kullandığı kahve, bili k kazeviler içinde satılan in kahvesi idi. Cadde ile bina Rün gı, un bir yol olduğu halde o - ” Muttarit tok bir musiki Tip çakarak dövdürdüğü kahvenin ne- Sait ie ira Birisi İN map gy > Bayek az kavrulur, kokusu Rene “der, ve hususi bir çeşni ta- Bİ, çok açık sütlü kahve rengi FATE meşhur ve marifetli onun da bir kurşun kalemi boyunda kücük bir değ- Kahveyi saldıktan sonra cez- rıştırırdı. Belki onun kah- bütün sihir ve keramet bu değ- Emin e üslat denilecek bir adam, hat- Yin Matkârdı. Âyan âzasınn hepsi- “tsiy 4208 bıyıklı, tok sözlü ihtiyara karşı i 1 ji 1 E 7 Mun 4 ,2âfi vardı. Bunlardan bir ço- ini yele efendiliği zamanımı, zabit. be Dİ b Ve öğ, zle görüyor cü ifade ile soru- aş A Sg lürrahman Şeref geldi Mat kahve mi isti haşin Bir arkada YE Ve sümimiyetle bahset İ kısmının tamamen örtülü olması ve yal- W caddeden hissolunurdu. | fat Beyin bıyıkları kahve telvesile bu - Zamanından kalma bir âdele | apmaktan kurtulmuştu. Emin Ağa, böy- Ağa, âyanda iki türlü kahve |Je bir kahve fincanını nereden bulmuş- | ve en meşhuru beyaz |tu, nereden tedarik etmişti? Hepimiz Ağa, nee dürrahman Şeref ve Rifat dediği adam- Jar, Osmanlı imparatorluğunda nazırlık ifa etmiş insanlardı. Yalnız, müşir Fuat Paşa hakkında «Fuat Paşa» tabirini kul- lanırdı. Hele gayri müslim âzalarla Da- mat Ferit Paşa kabinesinin âyana sok - muş olduğu âzaların isimlerini homur - tularla söylerdi. Allah gani gani rahmet eylesin, âyan | reisi merhum Rifat Beyin bıyıkları sert, ve uzunca idi Kahve içerken bi- yıklarına kahve telvesi bulaşırdı. Emin Ağa, ona kahvesini bu şekilde sun- mağı mesleki san'atma uygun bul- mamış olacak ki bir gün âyan kahve ocağındaki fincanlar arasında o güne kadar eşini görmediğimiz bir fin- can mevki almıştı. Bu fincan beyaz ze- min üstüne lğcivert sulu ve yaldızlı bir fincandı; hususiyeti bütün fincanın üst niz dudak temas edecek mahallinin açık bulunması idi, Bu fincan dalayısile Ri - buna hayret etmiştik. Hâlâ böyle bir fin- canın eşine Beyoğlunun en meşhur dük- kânlarında bile rastgelmedim. Ahmet Rıza Beyin âyan reisliği zama- nında hiç unutmam, misafirleri için 1s - marlamış olduğu kahve biraz geç ka - hınca Emin Ağaya çıkışmak istemiş; fa- kat ondan şu pervasız cevabı almıştı? — Ben burada âyanın kahvecibaşısı - Ahmet Rıza Bey merhum çok sert ve titiz bir adam olmasına rağmen kendi - sinden daha pervasız, kendisinden daha tok sesli olan mev'i şansına mahsus bu Erzincanlı ihtiyarm sariettiği bu dik, tok sözler önünde «lâhavl» e çekerek süküt etmişti Emin Ağa haklı idi; filhokika Emin A- ğa Ahmet Rıza Beyin şahsi kahvecisi de- gil, âyan meclisinin kakvecisi idi. Gere hatırladığıma göre bir gün şeh- zadelerden birisi meçlisi ret etm Kendisine bir çay ikram edilmeğe kal : kışılmış; fakat oldukça süslü olmasını bir tarafa bırakalım, alelâde bir çay ta- kımı idare kısmı telâşa düşmüştü. O dakikaya kadar sakit du - ran Emin Ağa, nihayet imdada yetişmiş, bir tramvaya atlayıp evime kadar git - miş, çok süslü bir çay takımı getirmek ve bu takımla şehzadeye çay sunulmak suretile müşkülün içinden a Bir ördek kentisini çalanı Kınalıadada bir ördek hırsızlığı ol- muştur. Nikita isminde biri, çayırda dolaşan bir ördeği yakalamış, beze sar- mış ve koynuna sokup Kaçırırken, ör- dek «vak, vak!» diye haykırmağa baş- lamış. Sokakta Nikitanın. telâşlı tej gittiğini görüp, ördekceğizin de vak. vakladığını işiten bir polis, bezin üs- tünden tüyleri meydana Çiköon ördeği kurtarmıştır! > İşişman Sayin. | FENNİ BAHISLER 7 Vereme, saçsızlığa ve lığa çare bulunmuş Artık saçsız baş görmiyecek, göbekli insanlara rastlamıyacağız. Nevyork belediye hastanesi operatörüne göre de veremli çürük ciğerler yerine sağlamları konulacak Veremlilere müjde: Artık tamamile iyi olabiliyorlar - mış. Esasen iyi oluyorlar. Ciğerlerde açılan Caverne - ler kireçlenip ka- panıyor ve hasta- ların, vaktinde iyi bakılacak olurlar- sa, bir şeyleri kal- mıyordu ama, tıb yeni bir buluşla, ilerlemiş verem hastalıklarını da tamamile tedavi etmeğe muvaffak olmuştur. Nasıl mı diyeceksiniz? Büyük bir ameliyatla. Nevyork be- lediye hastanesi operatörünü dinleyi - niz, O size anlatacaktır: Vücutta hastalanan unsurları değiş tirmek ve yerine yenilerini koymak €s- kidenberi üzerinde ısrarla düşünülen bir mevzu idi. Ölümü önlemek için, kalbi değiştirmek meselesi mevzuu bah soldu ve geçen seneler zarfında Rusya- da ve Amerikadş yapılan tecrübeler, tıb efkârı umumiyesini hayli heyeca- na düşürdü. Bir makinenin yedek aksamı nasıl değiştirilirse vücuttaki uzuvları da ye- nileştirmek çok müfit neticeler vere- cektir. Ben şahsen bu tecrübeyi yap - tım. Ve muvaffak da olduğumu zanne- diyorum. gün hastaneye 24 yaşında genç bir kız getirdiler. Hastalığın ün takip eder etmez, vere- wn sür'atle inkişaf ettiğini ve kızı, is- tirahat, tedavi ve tegaddi usullerile kurtaramıyacağımızı anladım. Uzun zamandanberi üzerinde dü şündüğüm bir tecrübeyi, zaten kaybol- muş bir hayat üzerinde, tatbik etmekte bir mahzur görmedim. O sırada hastanede peritonitten bir genç ölmüştü. Onu defnettirmedim. Kizı derhal ameliyat masasına ya: tırdım. Onun çürük olan tek rini çıkardım ve yerine delikanlının sağlam ciğerini koydum. Ciğer mükemmel iş» ledi. Ameliyat muvaffak olmuştu, Fa- kat kız bünyesi kalbi, böyle yorucu Tecrübelerimi. teksif edeceğim. * Şişmanların zayıflaması; Avrupa gazetelerinin bir çoklarında sişmanları sür'atle zayıfl rın mevcut olduğunu gör yi veket versin bu illet henüz bizim mem- Ördek, sahibine; çalan da İstanbula | Jeketimize girmiş değildir. gönderilerek, meşhut suç müddejumu- miliğine verilmişlerdir. Ördek hırsızlı) den hayatlarından Zi davası, Sultanahmet üçüncü sulh ce- zada 20 gün bapis kararile neticelen- miştir! e Bir kadının idare ettiği otomekil tramvaya çarptı Taksimde Plâtin apartımanında oturan Madam Dellanın idare ettiği 921 numara- h hususi otomobil, Okçumusa caddesin- den geçerken 199 numaralı tramvay ara- bası ile çarpışmıştır. Otomobil de, tram- vay da hasara uğramıştır. Otomobilin içinde bulunan 8 yaşındaki Vitali de yü-! zünden yaralanmış olduğundan hastaha-| reye kaldırılmıştır.” Bir otomobil çocuğa çarptı Dün hususi bir otomobil Ankara cad- desinde on yaşlarında Ahmet isminde bir çocuğa çarpmıştır. Çocuk başından hafif çe yaralanmıştır. Çocuğun söylediğine gö | re arkadaşlarile oynarlarken kendisini| iterek otomobilin önüne düşürmüşlerdir. Bir çocuk pencereden düştü Kumkapıda Bayr vuş de oturan Nişan ismindeki çocuk penceresinden düşmüştür. Çocuğun sağ ayağı kırılmıştır. Bir çok insanlar, Avrupada bu yüz- fedakârlık etmek, — alil olmak gibi tehlikelere maruz kas mışlardır. Fakat bu zayıflama ilâçlarının mah- zurlarım bilen bir ebe bayan Delatre yeni bir ilâç keşfetmiştir. İnsan: altı ay zarfında 18 kilo zayıflattığını söyleyen Delatre ilâcı hakkında şu izahatı ver - mektedir: «Artık tehlikesizce zayıflamak müm | , | gündür. Ben bu ilâcımı bir çok şahıs- lar üzerinde tecrübe ettim. Yakında bü- tün dünyaya salacağım, ve göreceksi- niz ki artık dünyada göbekli, dar ne- fesli, merdivenleri çıkamıyan insanla ra rastlamuyacaksınız! * Saçları dökülenlere müjde: Saçları genç yaşında dökülenler, bu derdin çaresini bulmak için doktor gittikleri zaman, cilt doktoru ekse- riya kendi kabak başını gösterir: ! — Bu derdin de vası olsa, yani ke- lin merhemi olsa, kendi başına sü - rer, der. “ Artık doktor - NM ) ları bile aciz bı - rakan bu derdin önü alınmış, ve bir Alman nese müte- hassısı saçlarm öökülmesini durdura- cak ve dökülen saçların yerine, gür gümrah saçlar çıkartacak bir ilâç keş feimiştir. Bunun hemen ne olduğunu merak etmeyin. Zira profesör de şimdi ifşa etmekten çekiniyor: «Biraz sabrederseniz (kuracağım fabrikanın mamulâtım bizzat sataca - ğım, diyor. Ben şimdiye kadar yapıldı ğı gibi keşfi yapıp servetini eczacılara kazandırmak istemiyorum.» demiştir. Profesör yalnız: — İlâcın sureti kal'iyede yüzde yüz kabak başları süslediğini temin etmiş- tir, Sulh hukuk mahkemeleri taşınıyorlar Adliye sarayı yangınındanberi Sir- kecide Eminönü kaymakamlığının bu- lunduğu Gülbenkyan hanmm bir kıs- mında barınan Sultanahmet sulh hu - kuk mahkemeleri, Divanyolunda eski Türk Kadınları Biçki Yurdu binasına taşınmak üzeredirler. Duruşmaların ak samaması maksadile, taşınma işi, Mayı- sın 8 inci cümartesi ve 9 uncu pazar günleri başarılacaktır. Ayın 10 uncu pazartesi gününden itibaren de, yen' binada faaliyete geçilecektir. Ankarada Sokak isimleri Ankarah okuyucularımızdan biri yan - yor: « Belediyemiz bir müddet önce sokak isimlerini yeniden gözden geçirerek bur ları kati bir şekilde isimlendirmiş ve 6- kak başlarına bu isimleri gösicren zarif levhalar takmıştı. Yalmız. bilkassa Ye - nişehirde, şimdiye kadar gezdiğim Avru- pa şehirlerinden hiç birinde rastlamadı - ite de- Eım bir usul tutarak, ayni İstiza: vam eden uzun bir sokağa, hu Ağzı değiştikçe başka başka miştir. Meselâ Sihhiye Vekâletini nındah doğru İncesuya giden di Ertürk, Yiğitkoşun ve U: rt muhtelif isim almaxtadır BAM Bu T: doğurduğu gibi, Yenişehirde tekmil s5 - kaklar da birbirine benzediği cihetle, ta- rifle dahi bir yeri bulmak güçleşmekle - dir. Acaba ne yüzden, meselâ Tuna cad - desi günl osaslı caddeler dörtyol ağale nerde kesilirse kesilsin, tâ nihayetime ka- dar ayni ismi muhafaza ediyo da, ikin- ci dercetde, fakat gene dümdüz devam 6- den sokaklar hihayetine varıncıya ka - dar bir kaç defa isim ve mumara serisi değiştirmek mecburiyetinde kalıyorlar?. Tekmil Avrupa şehirlerinde olduğu gi- bi ayni İstikameti takip eden bir sokağa bir tek isim verilir ve numaralır sonuna sıra ile temadi ederse arandığı ye- K ismi ve numarasını bilen her » stediğini kolayca bulacağı ta - bildir Sayın vali ve belediye relsimiz Nevzat ıdoğanın bu meseleyi gereği gibi in - rek düzeltilmesini beklemekteyiz. İk İndi iy b, d A AŞ SEN SN Mi Pe AŞ, SA ŞA a Ya Şe AŞ Balsa al ! | belik idim en lal e inik kivi Şak ali, deki di

Bu sayıdan diğer sayfalar: