1 Mart 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 17

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Sayfa eee — he Son Posta'nın tarihi tefrikası: SON POSTA Z ATLI Kılıçlar — bileniyor.. — mızrakların demirlerinc su veriliyor... Hücum.. bü- yük Han üzerine hücum... Bütün bun- ların başında siz varsınız... Nasıl, doğ- ru mu noyanım?. Hatay Pahadır, oturduğu yerden bir yay gibi fırladı. Bir tekme ile falcı ka- dın: yerze yuvarladı. Dizini onun göğ- süne dayadı. Parmaklarımı gırtlağına doladı: — Şimdi.. sen'cevab ver, bakalım... Sen, falcı değil; Timurun casususun. Doğru değil mi, domuz karı? Diye bağırdı. Kadın, bir çığlık kopardı. Gözlerini kapadı. Dudaklarının arasından duaya benzer, bir şeyler mırıldandı. Hatay Bahadır, hançerini çekti. Ka- dnu'n boğazına dayıyarak isticvaba baş- ladı: — Hiç inkâr etme.. seni, ilk görüşte tanıdım. Semerkandda da bir taraftan falcılık, diğer taraftan da Timura ca- zus'uk ediyordun... Söyle bakalım, be- nim burava geldiğimi Timura haber verdin mi? ladın inler gibi cevab verdi -— Tlayır, — Niçin?.. mek mürnkün değil. Şu odalardan biri- ne girelim. Diye mırıldandı rine girdi. Gittikce artan bir merak ile: mi?.. O halde, çabuk söyleyiniz, noyan:- Dedi. Hatay Bahadır, kapının önünde bek- liyen kölelerin işitmesinden korkarak, meseleyi başından sonuna kadar kısaca nakletti" — Derhal, şehir kapıları kapansın. Esaslı bir tahkikat icra edilinceye ka- dar dısşarı kimse bırakılmasın. Bâhu- sus o küçük köle kaçırılmasın. Lütfen, derhal emir veriniz. Dedi, Hafay Bahadırı nsözlerini büyük bir dikkatle dinliyen Kamer Hanın tüyle- ri ürpermişti: — Vay mel'un karı.. kaç senedir, ser- bostce sarayımıza girip çıkıyordu. De- ,mek ki, böylece her sırrımızı öğrenmiş.. bunları Timura bildirmiş... Nasıl ol- muş da biz bunu hissedememişiz. Bu korkunç yılanı, içimizde beslemişiz... Size, nasıl teşekkür edeyim, bilmem A VE — Şüphe içinde idim. Seni, itiraf et- tirdikten sonra haber gönderecektim.. — Demek ki, saklamadan söylemiye cesaret ediyorsun?. | — Artık saklamıya ne lüzum var?. Nasıl olsa, beni öldüreceğinizi biliyo- rTum. — Kiminle haber gönderecektin? — Bir vasına bulacaktım. — Öldürüleceğini biliyor musun?.. — Hiç, ele geçen casus yaşatılır mı?.| — Eğer; arkadaşlarını söylersen, se-! ni ölümden kurtarırım. — Hiçhif arkadaşım yok. — Mümkün değil.. muhakkak vardır. Söyle. — Bilmiyorum. — BSeni, şimdi öldürürüm Kadın, ac! acı güldü: — Ölümden korksaydım, bu işe Bi- rişraezdim. Hatav Beohadır, kadının gösterdiği bu cür'et ve soğukkanlılıktan dolayı öf- kesinden titriyordu. Ölümü bu derecede istihfaf eden bu kadına, hicbir şey itiraf ettiremiyece- ğini anladı. Kadının üzerinden kalktı. Yakasından tutup sürükliyerek, küçük bir odanın ortasına fırlatıp attı. , Sonra, odasının kapisını açarak, ©o küçük kölevi çağırdı: — Şenkul!... Buü iki defa seslenmiye, küçük köle Şenkul, cevab vermedi- Diğer iki köle koşup geldi. Hatav Bahadır sordu: — Şenkul nerede?.. Köleler, cevab verdiler: — Birkaç dakika evvel, koşa koşa . çıkıp gitti. — Nereye gitti?.. — Bilmiyoruz... Biz, acele olarak sizin bir yere gönderdiğinizi zannettik. — Kosun. Yakalayın. Onu kim geti- rirso, e'li altın mükâfat var. Köleler, bir anda sıçradılar. Sokağa açılan küçük kanpıdan fırladılar. Diye söylenmişti. Ve derhal bütün şehir kapılarının kapanması için emir vermişti Hatay Behadırın elli altın vâdettiği köleler, küçük köleyi yakalayıp getir- mişlerdi- Kamer Han, korkusundan titriyen bu çocuğu bizzat isticvab etti. Bütün teh- didlere, ve mükâfat vâdlerine rağmen, küçük köle: — Bilmiyorum. Sözünder. başka, tek bir söz söyleme- di. Artık hiddetinden çıldırma derecesi- ne gelen Kamer Han: — Çabuk.. o mel'un kadını da, bu i- Kamer Han, dehlizdeki odalardan bi- — Mühim.. çok mühim bir hâdise . Ziya Şakir Hatay Bahadır oturduğu yerden bir yay gibi fırladı. Bir tekmede falcı kadını yere yuvarladı, dizini onun göğsüne cayadı. Parmaklarını gırtlağına dayadı: “ Şimdi, cevab ver, sen falcı değ 1, Timurun casususun, deği! mi domuz karıl,, diye bağırdı Yazan : diniz, O, bunları söyletmesini bilir. Diye, emir verdi. © Gecenin derin sessizliği ve karanlık- ları içinde, sarayın bodrumlarından a- cıklı feryadlar işitiliyordu. Şehirdeki casus şebekesini bir an evvel öğrenmek için Kaymer Han ile Hatay Bahadırın sabırsızlıkları artı- yordu. Her an, cellâdbaşının koşup gelerek bu inadcı casusların itirafta bulunduk- larmı haber vermesini bekliyorlardı. Fakat, saatler geçiyor; bekledikleri ha- ber, bir türlü gelmiyordu. Kamer Han, telâşlı telâşlı odada ge- ziniyor.. işkence yapılan yere sık sık adam göndererek casuslafın, arkadaş- larını söyleyip söylemediklerini soru- yordu. Birdenbire sesler kesilmişti. Kamer Han; kapıyı açarak orada bekliyen kölelerden birine: — Ses kesildi. Koş, bak. Galiba, söy- lüyorlar, Dedi. Köle, kendini parçalarcasına koşarak gitti. Kamer Han, derin bir sabırsızlık ,İçinde gezinerek kölenin avdetini bek- iledi. Bir kaç dakika sonra köle, nefes |ncfese avdet etti: _ — Celâletmeap!.. Casusların ikisi de bayılmış... Cellâd başı, «Yapılacak her şeyi yaptım. Arkadaşlarına dair; müm- kün değil, bir şey söyletemedim- Bana kanaat geldi ki, bu işde bunlardan baş- 'ka kimse yoktur. Eğer olsaydı, yaptı - ğım işkencelere tahammül edemez; söylerlerdi.» diye haber gönderdi... 'Kadın da, çocuk da, kanlar içinde bay- gin yatıyorlar. Derin derin nefes âlı- yorlar... Cellâd başı, başuçlarında du- ruvor, Fermanınızı bekliyor, diye ce- vab getirdi. Herhangi bir hazımsızlık, soğuk algınlığı müuzir ve tesemmümü mucib olan gıdalar meselâ bayat balık, midye, istridye gibi şeyler, sucuk, pastırma ve ağır salçalı yemekler barsaklarımızda iltihab ve tah- riş housüle getirerek ishali mucib olurlar. Böyle vak'alarda kat'iyen ameli kesmek için ilâç kullanmak caiz değildir. Harice çıkması icab eden muzır madde- leri afyonlu iİlâçlarla barsaklarda tevkif etmet büsbütün hastalığı ilerletir. İshal- ler ekseriya karın ağrısı ile refakat eder. Bu gibi vak'alarda en evvel yapılacak şey derhal bir müshil almaktir veyahud hiç değilse çok sıkı pehrizle ishali tevki- fe çalışmaktır. İshallerde süt, yoğurd ishali büsbütün artırır. Alınacak gıdalar çay, pirinç su- yu, nişasta peltesinden ibarettir. Karın üzerine sıcak koömpresler tatbik etmek te çok faydalıdır. (*) BRu notları kesip saklayınız, yahud hir albüme yapıştırın koleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi iİmdadınıza yetişebilir. f Nöbetci Hatay Bahadır, bu kölenin de falcı kadın ile müşterek olduğunu anladı. | Küçük edanım kapısını kilidledikten sonra, büvük saraya geçilen dehliz ka-' pısını açarak, bütün kuvvetile koşmı- ! ya başladı. At O sırada Kamer Han, Buharadan ge-' len birkaç büyük tüccarı huzuruna ka- bul etmiş.. onlarla görüştükten sonra, harem dairesine girmek üzere idi- | Hükümdar, Hatay Bahadırın koşarak geldiğini görünce durdu. Büyük bir me- rak ilc sordu: — Hayrola noyan?.. Hatay Bahadır, Kamer Hana yaklaş- tı. Kulağına eğilerek: — Celâletmeâb!.. Mühim.. çok mü- hirn bir hâdise... Fakat burada söyle- üA AA - « aei ei aa gn a Li * hu e d Eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar- dır: İslanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Sarım), Alemdarda (Sir- rı Asım), Beyazıdda: (Belkıs), Samat- yada: (Erofilos), Eminönünde: ( Beşir Kemalı, Eyübde: (Arif Beşir), Fenerde: (Emilyadi), — Şehremininde: ( Nazım ), Sehzadebaşında: (Asaf), Karagümrükte: (Suadi. Küçükpazarda: (Necati Ahmed), Bakırköyünde: (İstepan). Bevoğldu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Dellasuda), Ga - latada: (Hüseyin Hüsnü), Taksimde (Ll- monciyan), Pangaltıda: (Nargileciyan), Beşiktaşta: (Nail Halid). Boğarziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: ( İmrahör ), Sariyerde: (Osman), Kadıköyünde: (Hüsnü, Rıfat), nadcı çocuğu da cellâdbaşıya teslim e- ü — Arkas var — - Eir Doktorun lFâ A . V © Cünlük S « e A Kotlarından — €) Bugünkü program 7 İSTANBUL shaller 1 Mart 1938 Salı | musikisi ve halk şarkıları. '|2245: Ajans haberleri. 23: Plâkla sololar, o- Öğle neşriyatı: 12.380: Plâkla Türk musikisi. 1250: Hava- dis. 13.05: Plâkla Türk musikisi, 13.30: Muh- telif plâk neşriyatı. Öğle neşriyatı: Ankarada haftanın spor hareketleri 17: İnkılâb dersi: Üniversiteden naklen, Mahmud Esad Bozkurd tarafından. 18.30: Ulusal Ekonomi ve Artırma Kurumu namiı- na koönferans: Ziraat Bankasi müdür müü- vini Reşad. 19: Nebil oğlu İsmall Hakkı: İki arkadaşı refakatile, Türk musikisi ve haik şarkıları. 19.30: Konferans: Beyoğlu Halkevi namına, Mmuharrir Naci Sadullah (Hayvan sevgisi). 19.55: Borsa haberleri, 20: Klâsik Türk musikisi, 20.30: Hava raporu. 20.33: Ö-| mer Riza tarafından arahbca söylev. 20.45: | Vedia Rıza ve arkadaşları tarafından Türk müsikisi ve halk şarkıları, (saat âyarı). 21. İ5: Tahsin ve arkadaşları tarafından Türk 21.50: OÖrkestra, pera ve öperet parçaları. 23.20: Son haberler ve ertesi günün programı. . 1 Mart 1938 Sah ANKARA Öğle neşriyatı: 12.30: Muhtelif plâk neşriyatı. 12.50: Plâk: ıTürk musikisi ve halk şarkıları. 13.15: Dahi- -ıli ve harici haberler. Akşam neşriyatı: 18.30: Muhtelif plâk neşriyatı. 19: Türk musikisi ve halk şarkıları (Leman ve arka- idasları). 19.30: Saat âyarı ve arabeca neşri- yat. 19.45: Türk musikisi ve halk şarkıları ’(Hıkmet Rıza ve arkadaşları). 20.15: Milli 'lktısad ve tasarruf mevzuunda konuşma. 20. (30: Plâkla dans musikisi. 21: Ajans haberle- ri. 21.15: Stüdyo salon örkestrası., 21.55: Ya- rınki program ve İstiklâl marşı. ESKiŞ EHİSDE Ses - Işık Kitap Evi ilk, Orta Lise mektep Kitaplarının Satış Merkezidir. Büyükadada: (Halk), Heybellde: (Halk). Geçen hafta Ankara çok canlı spor tezahüratına sahne olmuştur. Bunla - rim başında Ankarada bir Galatasaray klübünün teessüsü ve Galatasarayın mil KH küme maçları münasebetile Muha - fızgücü ve Harbiye ile karşılaşması vardır. Antrenör Zabo hakemleri çalıştıracak Galatasaray klübü futbol Antrenörü Za- bo İstanbul bölgesi hakemlerini çalıştırmak için baftada iki gün futbol Alanlığı emrine yerilmiştir. Hakemler pazartesi günleri na - zari ders görecekler, cuma günü de Galata- saray klübü salonunda idman yapacaklar - dır. Avrupa güreş şampiyonası hazırlıkları Polonyada yapılacak Avrupa güreş şam - plyonası için Güreş Federasyonu hazırlıkla- ra başlamıştır. Güreş Federasyonu umumi kâtibi Şinasi Özdemir kafileye riyaset ede - cektir. Tür«iye- Romanya atletizm maçı Atletizm Federasyonu tarafından hazır - lanan Türkiye - Romanya atletizm müsaba- kaları tarihl 28 - 29 mayıs olarak tesbit e - dilmiştir. Sıriık atlama, çekiç atma ile 400 metre manlalı yarışlar müsabaka proğra - mından çıkarılmıştır. İstanbul atletizm bayramı Dokuzuncu İstanbul atletizm bayramı 8 Mayısda Kadıköy stadinda yapılacaktır. Bu müsabakalara her mıntakaya mensup atlet- İlet Iştitak edebilecektir. Yukarıdaki resimlerde G“/ i lokelinin açılması merasimin' d'u:v) liye Vekili Şükrü Kayanın h8" Gf terini imzalamasını, aşağıda Hjı den bir intıbarı, daha aşağıda da arada görüvorsunuz. İı tasaray - Harbiye maçile iki Balkan basketbol lurııll"sI iştirak edeceğz — yi Romanya Basketbol Federasyanwd fından tertib edilen «Balkan * gir İnuvaları, önümüzdeki temmuzdâ yapılacaktır. Romanya, Yunanistan, Yugoslavya arasındaki müaıbıll'“’ milli takımı da İştirak edecektir: — ç Basketbol turnuvaları Bükre$ ve yapılacaktır. İngiltere kupa maülîj,p Kral Kupası maçları münasebt fa berabere kaldığı için bir hlf:.n ' üstüste maç yapmağa mecbur nçm,uü Ville ile Charlton takımları açi D karşılaşmışlardır. Beşinci tur m M fl” sahasında 76.031 kişi önünde P€ miş, ikinci berabere maçındâ i 61530 kişi, üçüncü berabere m“'w. ş stadında 64.782 kişi gibi mühim toplamıştır. İkli klübün zaruri olarak maçda 202.343 kişi bulunmuş ortii Son karşılaşmada Aston villa i müddet 1 - 1 devam etmesin? altı dakikada sağ açıkları B üç gol atmış ve Kar dö finale ” | Aston Villa altıncı 'tur için HE 7 e lwmmw '

Bu sayıdan diğer sayfalar: