11 Şubat 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

11 Şubat 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sandalcılar, cemiyetlerinin - idare heyetini niçin devirmek istiyorlar ? 2558 numaralı sandalcı Ahmed: «— Üç ay hasta yattım. Aç mısın, açık mısın diye bir kere hatırımı sormadılar. Para almağa gelince alıyorlar. Yardıma gelince bir şey yok» demektedir. Sirkeci, Mumhane sandalcıları, mütte- ihtilâf ve geçimsizlik vardır. |fikan Mare heyetini istememektedirler. Deniz küçük nakliye esnafının kısmı aza-| Ticâret Odasınm tayin edeceği günde m: idare heyetini beğenmemekte ve iş| yapılacak ikinci kongrenin çok gürültülü başından çekilmesini istemektedirler, Bu | olacağı anlaşılmaktadır. Yüzden muhtelif gruplar hâsıl olmuş, bu H ı li ergün Erupların başına geçenler kongrede idare (Baştarafı 2 nci savfada) İ Derhal ilâve edeyim ki, Celâl Bayarın (Baştarafı 1 inci sayfada) Bu hâdise haddi zatında basit bir kon- esi gibi gözükürse de, dünkü tah- ız neticesinde anlamış bulunuyo- ruz ki, deniz küçük nakliye esnafı ile Mdnare heyeti arasında uzun zamandanbe- heyetini devirmek kararmı ver Gir. İstarıbulda halen 36 iskele vardır. Bu iskelelerin her birinde birer idare me - muru bulunmaktadır. ddialara göre, idare heyeti bu idare ndan bir çoğunu elımde bu retle esnafi tazyik et- erin kendisine verilmesine galışmaktadır. Bu $ 3 kongreye hazırlıklı ve mub-| şe telif partiler halinde gelen esnaf, riya-- set divanının seçimini müteakib, sıra he- sabların tetkikine gelince, esnaf has « tenesine verilen 800 Urayı telmih ederek: «— 800 lirayı verme, Sizi istemiyo- tuzls diye bağırmağa başlamışlardır. Deniz küçük nakliye esnafı hastaneden şimdiye kadar hi lade edemediklerini eri sürmektedirl Meseleye polis te vaziyed etmiş bul Ruyor, Tahkikat neticesinde dünkü gü- rüküyü çıkaranlar ve maksadları an - laşılacaktır. re beni hayal sukutuna uğratmak » Imadı. Ben o kongreden mem- yol açan çok rada daha ziyade fenteziy» kaçan hafif ördüm ve hattâ yarılarımda bu 300 aktörlü bir orta oyununa veyahud maskeli bir baloya kadar gitmek çok in- safsızlık olur. Meselâ, bir Belçikalı zev - zeğin kısa bir etüdden sonra Boer Bund teşkilâtını bize de biçilmiş bir kaftan bul- ması belki mümklindür; fukat, bunun kongreye getirilmesi ağır bir hata, yahud hafif bir görüştü. Bununla mücadele €- debilirdik Nitekim, ilk hamlede delilie- rimi göstererek fikrimi söyledim, here - ketin seyrini ben, icab ederse gene de söyliyeceğim. Ancak, kongreyi böyle bir maskeli balo haline getiren görüş Bel- çikslı zevzeğin hatasından yüz defa daha ağır bir hata olur. 2 — Diğer bir meslekdasın da İktısad , Bir arkadaşımız dün Eminönü Halkevi ve civarını birbirine katan bu gürültülü kongre hakkında alâkadarlarla görüş » müştür, Kongrede Ticare; Odasını tem - #ilen bulunan, Ticaret Odası esnaf şube- si müdürü Kâzım şunları s,ylemiştir: «— Ben alelüsul kongrede bulunuyor- dum. Sıra hesab tetkiki için encümen se- çilmâsine gelince bir gürültüdür koptu. Bir kısım esnaf idare heyetini istemiyor du. Bir iskemle üzerine çıkarak. kendile. tini teskin etmeğe, usulü dalresinde di- leklerini sürmeğe davete çalıştım. Fakat heyecanı yalıştırmak kabi. alama b. Burnun üzerine kongre dağıtıldı. Ben pi kanastteyim. Madem ki yeni idare Meyet! isteklerin ifafesi olar: reyle te - şekkül edecektir, gürültüye lüzum yok- tı, Eshaf reylerini istediklerine verebilir, dilediklerini iş başına getirebilirdi. Ben ğı bir maaş ve kadro bereketini resimle ve yazı ile bir karikatür mevzuu haline gelirdi. İktısad Vekilimiz çok ciddi, çok samimi, cok münevver, temiz yürekli ve im düsünceli bir vatandaştır. Yaptığı iş değildir. Bilâkis, yılbaşı münasebetle olan yarı resmi bir müessesenin kadro - suna, kanuna gayri muhalif ve teamüle de uygun bir şekilde, yent senenin Ikinci ayı münasebetile bir müdahaleden #barettir. Salâhiyetini millet menfaatine istimalden başta bir şey yapmamış olan bir Vekile, olsa olsa, fazla şiddetle hare- ket etmiş olduğunu « ben bu kanaatte de- ilim - sövlemek ve bunu kendi delille - rimizle isbata çalışmak caizdir; fakat, meseleyi bir hezil mevzuu yapmıya asla tinden sahib! selâhiyet bir zat ta şunları bakkımız yoktur. Şahsı gbi fikirleri de #üyizmektediri muhterem bir vekili samimiyetle ve cid- «— Bu hâdisenin müsebbibleri zabıta | diyetle tenkid başka, mühim bir mev « tahkikatı neticesinde anlaşılacaktır. Böy |7uu bir hezil vasıtası yapmak gene baş - le gürültülere hiç lüzum yoktu. Arka - | kadar. daşlardan Hüseyin, Mehmeâ, Mete oğlu İsmail tetkik encümenine ayrılınca fer- yadlar başladı: — İstemiyoruz! Diyerek teskini kabil olmıyan bir pa - tartı çıktı. İzahat vermek istedik, dinle - mediler. Biz daha hâlâ neyi istemedik - lerini anlamış deği Çünkü he csa3 mevzulara geçmiş değildik. Bir takım kimseler esnafı tahrik etmek suretile bu bâdiseyi meydana getirdiler. Bunlsr şüp- he yok ki, iş başma geçmek istiyenler - dir. Lâkin itidalle bu mücadeleyi yapmak lizım gelirken, şavanı teessüf vak'alara sebeb olmaları hepimizi müteessir etti. Biz vazifemiz ne ise onu yapmakta hiç bir tekâsül göstermiş değiliz.» Diğer taraftan sandalcıiar da şimdiki İdare heyetinden yaka silkmekte, artık davanamıyarak bu vaziyeti ihdas ettik - 'erini söylemektedir'er. Bazı sandalcılar da heyetin katiyyen vaz'fesini yapma - “ğın, azanın, vazifelerini şahsi işlerine Net ettiklerini idâla etmektedirler. Yol Su salomu ve Tophane rıhtımı sand: arından, 3781 numaralı sandal sahibi Ahmed Ali, 2558 numaralı sandal sahibi Ahmed ve 4393 numaralı sandaler Hü - Seyin demektedirler ki: *— İdare heyeti kat'iyyen vazifesini Yapmıyor. ne ölümüze, ne dirimize hayrı Var. Sandalcıları kırk yıllık işlerinden Ayırıp türlü iskelelere dağıttılar, bir Şokları ekmeğinden oldu. Kendi adam - lm İyi işlere getirdiler, Muntazaman je aldıkları halde bizimle hiç meşgul İller. Bunun için çekilmelerini işti » yan bazı grupların farfarası addedi « Yorumu Deniz küçük nakliye esnafı cemiye « * Bizi normal bir cümhuriyet devrine doğru götürmek istediği günden güne daha bariz bir surette örülen muhterem Cümhurreisimizin matbuatımıza vermek istediği vazifeyi, biz bir «hak» şeklinde de amlasak gene hata ederiz. Çünkü bi - zim hezil hakkımız ve dedikoduya ka » nılma hürriyetimiz, nihavet karşımızda « kilerin de ciddiyet ve hakikat isteme hsk- larile mukayyeddir. Ve nihayet, bütün bu islerde gazete veya hezil sevgisinin fay. k'nde başka sevgilerle de mükellefiz: Vatan sevgisi, karsılıklı hürmet sevgisi, hakikat ve samimiyer sevgisi... ve ilh, Yeni bir devrin eşiğinde, daha iyi gün- lere doğru adım adım yürümek imkân - ları karşısındayız. Bu imkânlardan mat. buat kâmilce istifade etmesini bilmeğe mecburdur. Eğer vazifemiz! tam bir dik. kat ve samimiyetle ifa etmiyecek olur « sak hiç bir hüsnü niyet karsısında hiç bir hak iddia edemez bir hale gelir ve yüzü - müz kızara kızara tekrar süsmiya meç - bur ölürüz! Muhittin Birgen Bİr hizmetçi kadın temizlik yaparken pencereden düştü Beyoğlunda, Abanoz caddesinde Dil- bazın 36 numaralı evinde hizmetkâr - Tik eden Fazıla, evin birinci kat pence- relerini temizlerken, birdenbire müva- zenesini kaybetmiş ve sokağa düşerek muhtelif yerlerinden ağırca yaralan - İmaşter. Yarah, Beyoğlu hastahanesine! ret te ettim. Fakat, buradan! Vekili Hüsnü Çakırın Denizbankta yaptı-| şey de hiç bir suretle tehzil edilecek bir; heniz bütcesin! ve kadrosunu vermemiş| SON POSTA Hükümetimizin aldığı tedbirleri yanlış telâkki edenlere cevab (Baştarafı 1 inci sayfada) «Son zamanlardaki tebeddülü ve mey- dana çıkan bazı hâdiseler hakkında hü- kümetin aldığı tedbirleri yanlış telâkki eden ve bunlardan bizim hiç batır ve ha- yalimizden geçmiyen manalar çıkaran kimseler bulunduğunu haber alıyoruz. Her türlü yanlış telâkkilerden ve bunlar dan çıkması melhuz rahatsızlıklardan va tendaşları korumak . ve memurlarımızın | vüzüh içinde tereddüdsüz çalışmalarını temin etmek için aşağıdaki izahatı lü - zumlu gördüm: Daima ileri! Bugün mes'uliyet mevkiinde bulunan | cümhuriyet hükümeti Halk Partisine onun meydana getirdiği inkılâbları ida - me etmek ve daima ileri gidip asla geri lerinde gevşeklik bekliyenler bilmelidir- ler ki biz hiç bir ric'i harekete taraftar ve müstaid değiliz. Daima ileri gitmek emelimizdir, riştirmek için inkılâb prensiblerimizin şahsi arzu ve ihtiraslara âlet ve vasıta Ol- masına asla müsaade etmiyeceğiz. Ahlâk ve fazilet Prensiblerimiz arasında ahlâkın, fazi - letin iltizamı ve korunması en mühim bir mevki tutuyor. Gençlikteki fazilet aşkını ve vazife uğrunda ferağat ve fedakârlık duyguları her vasıta ile teşvik ve takvi- ye etmek ve bunlardaki yüksek zevki ona daha iyi tanıtmak borcumuzdur. Lâiklik Lâyiklik azla ihmal etmiyeceğimiz bir esastır, Memleketin idaresinde ancak hâ- İliyız. Fakat kimsenin vicdanına müdaha- İleyi tasavvur bile etmeyiz. İleri hamlele- İrimizde milletimizin kuvvetlerin dü « İ şüncesiz hareketlerle israf ve hedretme- ğe asla taraflar değiliz. Salâhiyetlerimizi kullanırken milli kuvvetlerimizin en kü- çük bir cüz'ünü sarfederken bunun mu - kabilini tam olarak elde etmek hiçbir İzaman ihmal etmiyeceğimiz bir esastır. Son zamanlarda bazı hâd'selere karşi hükümetin aldığı tedbirler ve yaplığı ta- kibler ancak suçlar karşısında alınan tedbirlerden ve yapılan takiblerden fba- rettir. Bunlara bazı kimselerin izafe et- mek istedikleri hususiyet bizim hatırı - mızdan geçmiyor. Kendilerine tevdi edilmiş olan vazife- leri ifa ederken bütün arkadaşlarımın bu ifadelerimdeki manaları hatırlarından u- zak tutmamalarını ehemmiyetle dilerim.» Şehirde bir et buhranı ihtimali başyösteriyor (Baştarafı 1 inci sayfada) Kurumu, celebler ve kasablar ayrı ayrı Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kırdara baş vurmuşlar, İstanbulda bir et buhranı teh likesi baş göstermekte olduğunu tebarüz ettirmişlerdir. Müstahsilin elinde bol mikdarda kasablık hayvan bulunduğu ve istihsal mintakalarında fiatlar ucuz ol duğu halde, hayvanlar bir türlü İstanbü- İn getirilememektedir, Devlet Ziraat Kurumu İstanbul şubesi müdürü, bu hususta aid olduğu makam- lara at vermek Üzere Ankaraya git- miştir, Alâkadarların söylediğine göre, Devlet Ziraat Kurumu ie kâsab ve ce « leblerin rekabeti devam ettiği müddetçe İstanbulda ucuz et yemek imkânsızdır. Bilâkis fiat gittikçe yükselecek ve se » bebsiz olarak et buhranı başlıyacaktır. Et satışını kâmilen Devlet Ziraat Kuru- mu üzerine aldığı veya kasab ve celeb - lerle müştereken çalıştığı takdirde mev- zuubahs buhran olmıyacak. belki şehir halkı daha ucuza et yiyebilecektir. Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kırdar Ku rumla kasabların müracaatını ebemmi - yetle tetkik etmektedir. Bu hususta be » lediyenin İktısad Vekâleti ile de temasa geçmesi muhtemeldir. Bir müddettenberi et satışlarında nar. ka hiç riayet edilmemekte, ayni et Ak - sarayda başka, Kasımpaşada başka, Bey- oğlumun her hangi bir semtinde başka fiatla satılmaktadır. Elde nark usulü mevcud olduğu halde hiç bir alâkadar makam kasabları sıkı kontrol etmemek- kiki ihtiyaç ve icabların emirlerine bağ-| Bayfa 1 ————ğ— — —— a Türkiye dahili ve harici, görünür hiçbir tehlike ka (Baştarafı 1 inci sayfada) başlı başına bir buhran teşkil eder, ka * bineleri ve gazeteleri birbirine düşürür- dü. En mühimmi gerek totaliter rejim - lerde, gerek demokrasilerde halk yığın » larının harb fikrine alışmış Bir mukadder ve bir tevekkül havası ruhlara hâkimdir. Avrupa, tehlikeli, | kat zaruri bir ameliyat için masa başın- İde son tereddüd anlarını geçiren hastaya benziyor. Beklenmedik bir mucize, bı « çağın kanlı ve korkunç müdahalesini ön- liyecek midir? Bizler daha realist olma- ğı tercih edelim. Milletler Cemiyeti kend: maksadı ve çok güzel bir nutku ile açılan Korgre| yensubdur. Onun programını tatbik ve/diğer milletlerin hürriyeti aleyhine dahi pahalı tâvizlerle zaman kazanmak iste » miştir. Gün geçiştirmeğe muvaffak ol - e uygun yeniliklere dOĞTU | dönmemek niyetile vazifeyi üzerine al « duğu inkâr edilemez. Fakat hâdiseler di kararlar beklerken. 0-| mıştır. Bu sebeble bizden inkılâb hamle-| birbir! doğurmaktan geri kalmamış - tır. Cemiyet usullerinin dışındaki ba - rışçılık tecrübesinin daha iyi muvaffak olduğunu da görmüyoruz. İ Türkiye, barışçılığına ve bugünkü ih- | lığına rağmenğ vak'aların inkişafını ka- yılsızca takib edemez, Hassas, uyanık ve tetik bulunmak mecburiyetindeyiz. Em- İniyetimiz için ilk şart, tam ve kati bir İ vahdet içinde, saflarımızı sıkı tutmaktır. Milli Şefin ilk seçimini, bu vahdetin hiç Madridin Paris 10 (Hususi) — Dün Tuluzda bu- luşmuş olan cümhuriyetçi İspanya baş » vekili Negrin ve hariciye nazırı Delvayo, bugün tayyare ile Alikanteye gilmişler- dir. Alikantede gazetecilere beyanatta bu- lunan Delvayo, Madrid mildafi! General Miyaha ile görüşedeklerini, harbe deva- ma karar vermiş oldukları ve General İkumandanı tayin edildiğini söylemiştir. Başvekil Negrin de, hükümet merke - zinin Madridde kurulacağını ve kendisi- nin de General Miyaha ile bütün cephe « leri teftiş edeceğini bildirmiştir. Franko makamlarile General Miyaha arasında bir mütarekenin akdi için mü » zakereler cereyan etmekte olduğuna dair verilen haberler, kat'iyetle tekzib edil - mektedir. Salamahkadan (bildirildiğine (göre, İikânte limanlarını şiddetle bombardı - man, etmişlerdir. Yalnız Valars üzerine 150 bomba atılmıştır. Limanda bulunan birkaç ecnebi gemisi hafif surette hasara “uğramıştır. Diğer taraftan Katalonya cephesini te- mizlemekte olan Frankist kuvvetleri de, bu sabah Fransız hududunda kâln Port - Bou'yu işgal etmişlerdir. Fransa, Franko hükümetini tanıyor Paris 10 (Hususi) — Başvekil Daladye bugün sosyalist partisi şefi Blumu, sağ cümhuriyetçilerin şefi Flandeni ve cüm- huriyetçi federasyonu şefi Lui Mareni ayrı ayrı kabul edersk, Franko hüküme- fini tanımak hususunda kendilerile isti « şarede bulunmuştur. günü yapılacak olan kabine toplantısın - da kat'i bir karar vermesine intizar edil. mektedir. Paris ile Londra hükümetlerinin, Fran koyu hukükan tanımak için birlikte ka- rar verecekleri anlaşılmaktadır. Paris 10 (Hususi) — Dün Minork ada- sını terkeden 450 siyasi mülteciyi hâmil olan İngiliz «eDevonşayr» kruvazörü, bu- gün Marsilyaya varmıştır. Gemi kumandanı Guld'un beyanatına göre, adanın teslimi için yapılan möza « kereler Salı ve Çarşamba günleri «De - vonşayr» da cereyan etmiştir. Müzakerelerin yapıldığı sırada, Ma - jJork adasmdan gelen Frankist tayyareler Minork'u bombardıman etmişlerdir. A - dndaki hava dafi topları da mukabil steş açmışlardır. Yapılan bu hücumdan dolayı fena hel ————— ——— işle meşgul bulunan toptancı ve pera - kendecilerin tesbit ettiği bir mikdar ü- kaldırılmış, Adliye doktoru Salih HA -| tedir. Belediyenin mürakabesi hemen he-|zerinden satilmağa başlanmış bulunmak- sim tarafından muayene edilmiştir. & İmen tamamen kalkınca, et fiatları da bu)tadır. Miyahanın cümhuriyet orduları umum! Frankist tayyareleri bugün Valans ve A-| Hükümetin, bu mesele hakkında, Sah | ışısında değildir! kimsede hiç bir türlü tereddüde frsa vermiyecek bir iradeler birliği tezahürü | “ ile neticelendirmeliyiz, Beynelmilel ka - rarsızlık ve kargaşalık havası içinde, coğ- © rafyanın bu nazik bölgesinin mukadde- © .İratına nizamcı ve olgun bir milletin sars mekteki müstesna ehen tandaşlar tarafından kavranmak ve an- laşılmak lâzımdır. C. H. P, nin söz ve iş başında bulunan bülün azalam, olanca dikkat ve gayretlerini bu gayeyi elde et- meğe sarfetmeli 7. o Memleketimiz | dahili ve harici görünür hiç bir tehlike karşısında değildir: Fakat bu masu yeti ona şimdiye kadar temin eden, ve İ yarın nasıl cereyan edeceğini bilmedi - ğimiz hâi ler arasında da temin edecek olan âmil, hürriyetini ve davasını müdâ» faa etmek icab ederse, bütün kuvvetle « rini siyasi ve askeri tek bir kumanda ak tında ve tek bir istikamette kullanacağı | keyfiyetinin muhakkak olmasıdır. Başkalarının harb ve sulhuna hâkim o- Milletimizi lâyık olduğu terakkiye e-itilâflar ve cepheler karşısındaki biteref-| lamayız: Fakat bizim sulhumuz; kendi « İlimizdedir. Kahramanlık faziletleri her tecrübede tanınmış olan Türk milleti, fi * kir ve his yekpareliği dikçe, onun emniyeti b deflerinin dışında kalacaktır. P.R.ATAY müdafaa edilmesine karar verildi de kızmış olan kumandan Guld, Palma « daki Frankist hava karargâhına bir tek siz telgrafı çekerek, busiarekeli protes- to etmiştir. Frankist makamları, protestoya ceva$ vermemiş ve ayni günde öğleden sonra ada üzerine altı hava akını daha yap « muşlardır. Adada otuz ev hasara uğra «4 miştar, Frankistler, kumandanın ikinci protese tosu üzerine, yapılan bombardımanın bi yanlışlık eseri olduğunu bildirmişlerdi. Londra 10 — Times diyor ki: Minark adası ihtilâfında İngilterenin diplomatik nfüdahulesi, dün muvaffak! « yetle neticelenmiştir. İngiliz diplomasisi ve İngiliz donanması, yalnız iki genel kurmay arasında teması temin etmekle kalmıştır. Hangi başka bir memleket, böyle bir teşebbüse girişebilirdi? İngiliu İ politikasının İspanyol dahili harbi esna. sında gösterdiği daimi bitaraflık, şimdi semeresini vermiye başlamıştır. Mınork meselesi, muhâsamatın genişlemesi su « İretile değil, fakat diplomatik yollarla halledilmiştir. Times gazetesi, memlekette ezcümle cümhuriyetçilerin idaresinde (bulunan mıntakalarda hüküm süren, karışıklığa İşaret ettikten sonra diyor kı" 5 «Cümhuriyetçiler, şeretleri için lâm geleni yapmışlardır. Şimdi! artık, tasfi yeden baska yapacakları bir şey yoktur.» . . , Garib bir hâdise (Baştarafı 1 inci sayfada) melekelerinde noksan olmadığına da « ir birer rapor ibrazına vilâyetçe mec » bur tutulmuşlardır. Verilen -bir hafta gibi- kısa bir müd. | det içinde böyle bir rapor ibraz etmi « | yen şoförlerin zabıtaca derhal işten me l nedilecekleri kendilerine tefhim olun. mMustur, Muayene geciktiği . takdirde posta münakalâtı da bu yüzden sekteye uğ - rıyacak, postana de rrüşkül vaziyete düşecektir. ag Şimdiye kadar alelâde sıhhi muaye neye tâbi tutulan ve müayeneleri bu. rTaca yapılan, ak? müvazeneleri de ye- rinde olan şoförler, asabi hastalıkları olmadığı için ufak bir hâdiseye bile sebebiyet vermediklerini ileri sürereğf bu mecburiyeti kendilerine hakaret te lâkki etmişler, muayeneye gitmeyi 4s. tememişlerdir İ Bu emir ve mecburiyet karşısında | ne yapacaklarını şaşıran şoförlerin düş a tükleri vaziyet, burada hayli merak w . yandırmıştır. Halk, neticenin ne olaca" ğini sabırsızlıkla bedlemektedin Bu şoförler, yüzden fazladır. i

Bu sayıdan diğer sayfalar: