8 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

8 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© anlaşmalar teklif etmeyi düşünüyor. ii Gündelik Gazete A TAN" hedefi: Haberde, Meyda temiz. dürüst, samimi kariin © gazetemi olmıya çalışmaktır. —— ABONE BEDELİ Türkiye Enebi * M00 Kr. 1 Sone 2800 Er. 70 » GAy 1500 » 400 » 3 >» 40 » 100» 1) 300 » Milletlerarası posta HHtihadına dahil ot m “ler İçin 30, 16, 9, 3.5 U- ir. Abone bedeli peşindir. Adı - Biri MESELELERİ |, — şema İngiltere Başa Geçiyor Şimdiye kadar, daima muhtelif si- | Yasi cereyanları idare ederek vakit mak siyasetini takip eden İn- Ziltere son günlerde dünya se. tindeki hâkim rolünü oynamıya baş. Jamiştır. Onu bu defa şiddetli ve Yaz daha kati harekete sevkeden se panya ve Çinde müdafaasız #ehirlerdeki sivil halkın — insafsızen 1mana tâbi tutularak öldü i, ikincisi de Akdenizde meç- hul tahtelbahirlerin iki İngiliz e Misini batırmış olmasıdır. -İspanyada âsiler Teruel mağlühi- Yetinin acısını, cephe arkasındaki şe- e bombardıman ederek çıkar- salışıyorlar Her gün Kümetçilerin hirleşi havadan © bombardıman *diyorlar, Masum (kadın — ve| $ocukların öldürülmesi, bütün mede- Bi dünyada acı akisler yapıyor. Keza Japonların masum halkı öl dürmeleri, her tarafta isyanlar ya- Yatıyor, Evvelâ protestolarla bunun önüne geçmek istediler. Fakat tesi- Fi olmadı. Bu defa İngiltere öne ge- Şerek bütün memleketlere tayyare hücumlarının daha insani şekle s0- temin edecek beynelmilel ©), Fakat bu teklif müspet netice ve İçin İngiltere hükümeti tetkikat yas Piyor ve sefirleri “ vasıtasile bütün Meileketlerin fikirlerini toplamıya Şalışıyor, Şimdilik bu teşebbüs he- Müz fili sahaya geçmiş değildir. Fakat ikinci teşebbtis daha ciddi- dir. İngiltere, Fransa ile birlikte Ak- denizde korsanlığın önünü almak i- Sin bu defn kati hareketlere başlar Miştır. Akdenizde dolaşan bütün de- i gemilerinin deniz üstünde ini, aksi takdirde haber Vermeksizin batırılacağını bildirmilş Ve bu kararını icra için de Akdeniz. gemilerini artırmıştır. Bu inzi- Yazifesinde Fransa da İnglilere hareket etmektedir. İtalya, zâhiren Nyon anlaşması yu Şibince İngilterenin bu teşebbüstine İtirak cimiştir. Fakat hakikatte bu denizaltı gemilerinin ve korsan tay. in İtalyanlara ait olduğu edilmektedir. Bu suretle İtal- taraftan sureti haktan görü diğer taraftan maksadını yü- ye çalışmaktadır. hu iki hâdiseden çıkan mâ- ki, İngiltere tedricen seyir- easiyetinden çıkarak kendisini his e Ve dünya siyasetinde hâ- ker tekrar ele almıya başla» 2 lanması ilerledikçe şüp- “yade yükselecek ve | Zün sözünü dinletecek | Da şudur Yalnız İni li w şekilde b, tetenin faal ve miispet U işlere karışmıya baş- i Yayı memnun etmemiştir. m Eee İngiltere ile çarpışnen. ei dikkate alarak Trablus” at ve tahkimatını artır. İğ Trahlusta sekiz fırka seker da iki urduğu ve tayyare miktarım öte Giy çıkardığı bildirilmekte. İYind t Uzak Şarkta, İngiltere i- vakakan ii arasmda bir çarpışma “ölerek UĞU Kün fırsattan istifade sie erhal Mısıra saldırmak, Tu- sn ve Afrika sahillerini zap hü-| elinde, bulunan şe.| m AMEL Arazi Yazımı Durdu Tavanlı, (TAN) — Kış mlinasebe Öyle arazi Yazımı işine fasıla veril! Almanya bir harbe TAN dogru mu gidiyor ? Imanya hâdiseleri gü- nün en canlı meselesi sayılabilir. Fakat bu mesele- içyüzüne akıl erdirmek bi- raz güçtür. Çünkü hâdiseler açık bir şekilde vuku bulmu- yor. Fakat daha şimdiden ak- * la gelen Bir nokta, bu bâdise- lerin bir yürüme, yani gelecek baharda İtalya ile birlikte ya- pılacak bir macera başlangıcı olup olmadığıdır. Fakat böyle bir ihtimalin tahakkuku için muvaffakıyet imkânları şarttır. 1933 te Almanyada iş başına ge- çen Hitler, son hâdiselerle ikinci buhranı karşılamaktadır. Her iki buhran da Alman ordusu ile alâka- dardır, İlk buhrana sebebiyet veren şah- siyet, şişman ve haris Roehm idi. Kahverenkli gömleklilerin şefi o- lan Roehm, kendi teşkilâtını ordu- ya karıştırmak istemiş, fakat Al man generalleri sokak süprüntüşü saydıkları kahverenkli gömlek sa- hiplerinin orduya karışmalarına karşı gelmişlerdi. Bu buhran, Hit lerin generaller tarafını tutmasile halledilmiş ve Roshm Münihte kurşunlar yiyerek ölmüştü. 1934 te vukubulan bu tasfiye, Nazi partisinin içinde, geçen yılın sonuna kadar süküneti tesise yar- dım etti ve daha sonra şimdiki buh- ran başgösterdi, er şeyden evvel kuvvetli ve hfiraslı hir sahslvat lar göze çarpıyordu. Schacht, Al. manyanın maliyesini hariçte de, dahilde de anlaşılamıyacak bir şe kilde idare ediyor ve Hitlerden sonra &n kuvvetli Nazist sayılan. | Göring ile geçinemiyordu. Netice- de Schacht feda edildi. Bu mesele hallolunur olunmaz Yahudi düşmanı Streicher'in çıkar dığı mesele herkesi meşgul etti. Streicher'in dileği Yahudi düş- manlığının bir kat daha şiddetlen- dirilmesi idi. Bu meselenin örtbas edilmesi üzerine Mareşal Blom- berg'in mütevazi bir hükümet me- murunun kızı olan kâtibi ile evlen mesi büyük bir buhran doğurdu. Bütün bu dahili meselelerden, harici bir mesele çıkması ihtimali yani dahili süküneti temin için ha- rici bir harp açmak tehlikesi bu- Tunmasaydı, hiçbir kimse de onlar- la alâkadar olmazdı. akat Almanlar, muvaffakı- yetten emin olmadıkça or. dularım harbe sevketmezler, Ha- kikatte bugün bütün Almanya, har be hazırlık esası üzerinde organize edilmiştir. Almanlar, Iktisadiyata Wehrwir tehaft yani (Müdafas ik- tisadiyatı) adını verdikleri yeni bir hazariye sokmuşlardır. Bundan maksat, sulh zamanında milletin bütün Iktısadi hayatına askeri ha» zırlık istikameti vermektir. Müdafaa iktısadiyatının vazife si, yalnız silâhlı kuvvetleri hârbe hazırlamak değil, belki bütün fab- rikaları, ve tarlaları hasmın fab- rika ve tarlalarına karşı seferber etmektir. Bu sistemin esası, kısa ve kati muharebe yapmak, başkaları gibi harp hazırlığı için haftaları ve ayları israf etmiyerek harp başlar başlamaz harp faaliyetine geçmek- tir. Harp başlayınca, memleket i- çinde yalnız kumaş ve gıda yetiş- tirilecektir. Almanlar bu plânla bütün dün- yaya teşkilâtçılıktaki dehaların bir kere daha göstermek imkânını bulmuşlardır. Plânda endüstrinin askerce seferber edilmesi için, en burda teferrüatına kadar her şey düşünülmüştür. Hükümetin, ordunun ve mahal Wi idarelerin elinde her fabrikanın , Henüz kifayetsiz olduğu söylenen Alma ine CE) (MARUF İNGİLİZ MUHARRİRLERİNDEN) 4 * Yazan: Emrys Jones / , , CAR azami istihsal kabiliyeti hakkında plânlar bulunmaktadır. Her fabri- ka, seferberlik ilânı anında ne ya- pacağımı biliyor. u teşkilâta bağlı olan diğer bir teşekkül dört senelik plândır. Bu plânın hedefi harp za- manında Almanyanın kendi yağile kavrulmasını temin etmektir. Al- man generallerine göre Almanya umumi harbi, harp sahalarında de- gil, cephe gerisinde, petrol, kavu- guk, çelik gibi iptidai maddelerin fıkdanından dolayı kaybetmiştir. Alınanyanın büyük bir donanması bulunmadığı için bu plâh sayesin- de Almanyanın her abititaya mü kavemeti umuluyor, Bu arada Berlinde kulağınıza birtakım nükteler fısıldanır. Mete- lâ bir barda bir Almah size yavaş” ça sorar: — Bir Almanın bir tarla orta- sında çırılçıplak oturup ot yediği- ni görürseniz bundan ne anlarsı- miz? Bu suale cevdp veremiyeceğiniz için cevabı yine kendisi verir: — Bunun mânası dört yıllık plâ nin tamamlanmasıdır. Plân teknik bakımdan az çok mu vaffak olmuştur. Fekat terkibi maddelerin imali son derece pahâlı ya mal olduğundan bu da Alman- yanın dahili güçlüklerini arturı- yor, MUVAFFAK #Xx, | U ütün bu plânlar zirmat üze- rinde temerküz etmektedir. Bu yüzden çiftçi hür bir adam ol- maktan çıkmıştır. Çünkü ber işçi gibi işinin başından ayrılamaz. O- nun her ektiği, ve hor sattığı şey, bir plâna bağlıdır. Fakat plân tek- nik bakımından az çok muvaffak olmakla beraber ameli bakımdan muvaffakıyetsizliğe © uğramıştır. Plân buğday, yulaf e patates mah sulünün yüzde altmış, şeker mah- sulünün yüzde kırk artmasım isti- yordu. Halbuki 1935 senesine ait rakamlar istihsalin 1028 - 1934 s0- nelerinden geri olduğunu göster- mekte idi. Sonra mütehassıslar da- varların ve kümes hayvanlarının gâ 1910 Yü mispvle Guşluzunu. soy «Jemektedirler. Çünkü bu hayvan- lar kâfi derecede yiyecek bulama- maktadırlar. Bu vaziyet generalleri telâşa dü- şürdüğü için bunlar ordularını se- Ti ve kati zafor esası üzerinde kur muşlardır. Halbuki İspanya ve Çin harple ri en modern silâhların kullanıl masına rağmen harplerin uzun sü? mesi mümkündür, v Iman generalleri, Almanya bütün ihiyiaçların doğrı- dan doğruya temin etmediği tab- tirde uzun bir harbe dayanamıya- caklırı ve gıdasızlık yüzünden hrr bi birakmak mecburiyetinde kala- caklerim biliyorlar, Almanların bu dakikada herp YOLMANIN SIRRI TAMAHKÂR Kendi kendimizi tahlil edelim ve kusurlarımızla meziyetlerimi- zi tesbite çalışalım. Bunun için de Size arada sırada bu sütunlarda kü- glik imtihan mahiyetini haiz birta- kım sualler tertip edeceğim. Dün, bizi başkalarının nasıl gördüğünü anlamıya çalıştık. Bugün de ta- mahkâr olup olmadığımızı tesbite çalışalım. Aşağıya on sunl yazıl miştır. Bunları okuyup, yanlarına evet veya hayır şeklinde cevapla” rınızı yazınız. Sonra onuncu says fadaki cevapları okuyumuz ve kar- Şılaştırınız. Cevapları mutabik 0- lan her Sual için birinumara ko yunuz. Aldığınız numaraya “göre kendi kendinizi tanırsınız? 1 — Kalabalık bir ziyafette yük * sek sesle bir otomobil tutmak lâ- zam geldiğini söyleyip te, arkadaş- lardan birinin çıkıp bir otomobil tutmasını bekler misiniz? 2 — Trene giderken arkadaşını. zın elinde gazete varsa, siz de ay- rıca gazete alır mısınız? 3 — Her gün için eski elbisele- MISINIZ? rinizi giyip yeni elbiselerinizi da- ha mühim günler için saklar mısi- mız? i 4 — Eski elbiselerinizi fıkaraya verecek yerde, bir gün olup işe ya- rar diye saklar mısınız? 5 — Garsoha bahşiş vermeyi a- rada sırada unutur musunuz? 6 — Lokantada yemek parasını vermeden evvel garsonun getirdi- ği hesabı tetkik eder misiniz? 7 — Gömleğiniz, çamaşıra atıla- cak kadar kirlendiği halde, daha bugün gider deyip giyet misiniz? 10 — Başkalarının ev veya mağa- zasından telefon eder misiniz? Et- sey Zaman parasını öder misi » Psikoloğ cephelerine 81 fırka, üç motölü fırka ve diğer yardımcı kuvyetler sevkedebilecekleri ve bunların bir milyon üç yüz bin as- ker tutacağı muhakkaktır. Fekat 1914 te Almanyanın telim ve ter- biye görmüş 3,800,000 askeri bu- lunduktan başka Alman generalle- ri eski Avusturya ve Macaristanın 2,500,000 askerine de güvenebile- ceklerine inanıyorlardı. Almanyanın havadaki Satvet hakkında birçok şeyler söyleniyor. Fakat mütehassıslar bu kuvveti bir kaç bakımdan tenkit etmekte. ve bu kuvvetin pek müessir olmıya- cağını anlatmaktadırlar. Bununla beraber Alman generalleri, Avru- pada herhangi bir devlete galip ge- Jebileceklerine emindirler. Fakat birkaç devlet bir araya gelirse va- ziyet değişeceği için generaller dip lomatlara başvuruyor ve Fransuya karşı bir hareket vukuuhda onunla beraber harbe girmeleri muhte - mel olan devletleri bitareflaştır < malarını istiyorlar, aritaya bakarsak Almanya- nın kimlerle çevrildiğini görürüz. Alman diplomatları ise henüz bunların yerini de esaslı bir Surette bitaraflaştırmış değildirler. Almanyanın garbindeki Lehistan, gerçi Almanya fle İyi geçinmiye çalışıyor, fakat Sovyet Birliğinin satvetini de katiyen unutmuyor. Tenuptaki Çekoslovakya Fransanın Sarsılmaz bir dostudur. Daha ce Buptaki Avusturya, istiklâlini ko- rumak için Avrupanın her memle- keti ile iyi münasebetler kur- muya çalışıyor. Daha cenuptaki Yugoslavya, Adiryatiğin ötetarafın daki İtalyadan yana daima şüphe içindedir ve Almanyanın da 'biri- cik sağlam dostu İtalyadır. Alman ların bir kısmı ise bu dostluğun a- leyhlerinde olup olmadığını düşün- mektedirler, Şarka bakarsak, hâlâ Avrupanın en güzel ordusuna sahip gıda mah- Sulleri bol olan, iptidai maddeler gelmesini temin edecek kuyvet- li bir donanmaya melik bulunan Fransayı görürüz. Şimaldeki Bel- çika yarı bitaraflaştırılmış bir hal de olmakla beraber Alman Kudu- dunu tahkim ile meşgul oluyor ve Fransa tarafındaki hududunu tah- kime lüzum görmüyor. Holanda da gelecek defa kendi topraklarının çiğnenmesinden kork tuğu için silâklanmakla meşgul dür. Daire tamdır. Bu daireyi yar- mak mezbuhane bir hareket olur, Fakat büyük Alman ordusu fle ha- va filolarının faydaları da vardır. Çünkü bunlar, hariçte korku uyan dırmaktadır. Yani Alman diple- matlarının müzakere yolu ile ya- pamadığını bazı bu korku temin ediyor. İkinci Bir Elektrik Fabrikası Kurulacak 'Tavganlı, (TAN) — 85 bin lira sar fiyle burada ikinci bir elektrik fabri- kası İnşası için teşebbiislere girişi. miştir, Hır MM Meydan Dayağı 4 nl (Yazan: Aka Gündüz) İlmi pedagoji, gayet fenni bir felse- €e içtimaiyatının Durk Hayim siste- midir. Pestaloca, Dogerli, Kankan, Polkamazurka gibi sistem ve mektep kuran terbiye üleması, metafizik tu- hiyatın endikatif prszanında -Ala Pa- şa Kâzum - şöylece ittifak ederler ki, “Meydan dayağı, terbiye usullerinin en randımanlısıdır. Tatbik olunan sü- Jenin bâzı tozunu uçurur, bazı pesti- lini çıkarır, bası da battaniyesini, pantalonunu filân... Kırk yıl önce pek revaçta olan meydan dayağı medir? Meydan dayağı: o Cihatı (Oerbeanın o (ya- ni dört cihetin) faaliyete geçerek Dö- İudan ve Batıdan çifte otomatla in- san sağrısını sopalamaktır. Şöyle kiz Çocuklar büyük bir halka veya bir dört köşe olurlar. Bir kenarda tram- petler borular alesta durur. Ortaya Beğlik denilen bir battaniye serilir, Bermucibi terbiye duyak yiyecek ço- ” cuk gelir. . Battaniyçnin uzunlamasma aplike olmak üzere yüzükoyun yatar. Şimal, yani baş tarafına dalyan gibi bir ha- deme; cenup yani ayak cihetine İz bandut gibi bir hademe çöker. Simal- deki omuzlarından, cenuptaki topuk- ların biraz üstünden bastırır, Şarkta çı KÖ ve garpte elleri, elâstikiyeti den, miş sopalarla mücehhez birer terbi mütehassısı durur. Kenarda da ihti- yat sopalar vardır. Kumanda verilir, çifte otomat işlemiye başlar. O sırada trampetlerle borular avaz avaz ö- terler, Şayet terbiye edilen avaz avaz haykıracnk olursa, işitilmesin diye. Meydan dayağı niçin atılırdı? Mey dan dayağı: Her nasılsa ağırca bir suç işlemiş çocuğu yüzlerce arkada. şının önlinde kepaze etmek ve âr da- marını patlatmak için. Meydan da- yağının ilki etheşti. İkincisi müthiş- ti. Üçüncüsü şöyle böyle. Fakat dör. düncüsü ve ondan sonrakiler uyu- mak, solumak, yemek içmek gibi tas biileşir giderdi. Meydan dayağının nasıl atıldığım öğrendik, Nasıl yenildiğini de analiz edelim. Meydan dayağı: Hahklama, zeybek işi, mızıklama, natürel, sof. talama olarak beş türlü yenilirdi. Balıklama: Afili ve alışık külhan- beylerin sistemi idi. Battaniyenin a- yak ucuna iki adım kala birdenbire durur, ellerini başının üstünde biri- birine yapıştırır ve plâjda denize da- Iarmışçasına havadan bir kavis çize- rek kapanırdı. Öyle erbapları vardı ki, yattıktan sonra dört tarafından ölçseler bataaniyenin dört tarafı da müsavi boşlukta görülür, tam orta- sına Yatarlardı. Zeybek işi: Battaniyenin tam ayak ucunda sağ dizini yere koyar, sol bacağını bir adım ileriye atarak sol İ dizini yere koyarken sağ dizini so- İlun yanına getirip uzanır. Bunun ws- ta zeybek oyunundan farkı, bir yere kapanıştı. Mızklama: Panfalonun eltına bir, iki, hattâ üç pantalon giyerek sopa- ların acısını azaltırdı. Panlalondan başka kül torbası, iki kat erik pes- tili, tüylü havlu koyanlar da bulu- nurdu, Fakat yüzde doksanı yakala- mırdı. Tozutmak, pestilini çıkarmak tabirlerinin bu yakalanışlardan doğ- duğu rivayet olunur. Natürel: Adı üstünde. Softalama: Rükün eğilir gibi yap- tıktan sonra dizlerini yere koyar ve uzunlamasına secdeye varırdı. Bu bi- çimde yatanlar ekseriyetle uslu o- lup'ta kazaya uğrıyan dayak acemile riydi,. Meydan dayağımı bolea yiyenler, hayatlarında muvaffak olamamışlar. dır. Halbuki bu, ilme müzayirdir, ha iyat mücadeleden ibarettir vecizesi- ne hiç uymaz. Madem ki sopaya id- manlıdır, hayatta muvaffak olması lâzımdır. Feylezof Bergsonla katolik. papazı ve şair Kari Marks bu mesele- Vi tetkik etmişler ve şu neticeye var- mışlardır: Palavradan ülemalığa gö. yumuldukça hakiki hayatta bircok şeyler yüzüstü kalır, meydan dayağı- na serilmiş gibi, Bu neticeye göre İlk vazife bana düşüyor: Artık ilmi makaleler yaz maktan vazgeçmek, Bu vazifeyi kabul ettim. Artık ilim tefeciliği yapmıyacağım. Doğra dü. rüst, adamca şeyler yazmıya uğra. şacağım,

Bu sayıdan diğer sayfalar: